Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/397 E. 2020/1427 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/397
KARAR NO : 2020/1427
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI : 2016/1003 E. – 2019/997 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında düzenlenen bir yıl süreli 01.01.2014 tarihli personel taşımacılığı sözleşmesi ve ek şartnameye göre müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, müvekkilinin sözleşme ve ayrılmaz parçası olan şartnamede belirlenen güzergâhlar üzerindeki davalı çalışanlarının taşındığını, taraflarca aksine ihtar bulunmadıkça sözleşmenin aynı şartlarda bir yıl uzayacağını, sözleşme ücretinin ücretin KDV dahil aylık 18.818,64 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin 01.01.2014-01.01.2015 tarihleri arasında edimini eksiksiz ifa ettiğini, tarafların aksine bir yazılı irade beyanında bulunmaması üzerine şartnamenin 2/1 maddesi gereği sözleşmenin aynı şartlarda bir yıl daha uzadığını, 2015 yılı Haziran ayına kadar davalı … yönetiminin de kendi edimini ifa ederek taşıma ücretini ödediğini, Temmuz ayından itibaren hiçbir gerekçe gösterilmeden hak edişlerin ödenmediğini, taşımaya ilişkin faturaların düzenlenerek davalıya gönderildiğini, 8 aylık hizmet bedelinin davalının temerrüdü sebebiyle alınamadığını, alacağın tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, sözleşmede belirlenen vade de borcun ödenmemesi nedeniyle takip öncesi temerrüdün oluştuğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı anlaşma ile sonlandırıldığını, müvekkilinin 2015 yılı Haziran sonuna kadar sözleşme gereği taşıma ücretini ödediğini, 2015 Temmuz ayının başlangıcından itibaren de davacının minibüse binen her kat maliki ve personelden taşıma ücretini almaya başladığını, davacının bu sebeple uzun süre müvekkili şirkete fatura keserek göndermediğini, sonraki tarihlerle site yönetimine gönderdiği faturaların kabul edilmeyerek iade edildiğini, sözleşmenin karşılıklı mutabakatla sona erdirilmesinden sonra davacının ücretini bizzat aracına binen site sakinlerinden toplayarak bir müddet daha bu hizmeti devam ettirdiğini, sözleşmenin devam etmesi halinde, davacının doğrudan doğruya site sakinlerinden yol ücreti tahsil etmek gibi bir uygulamaya gitmeyeceğini, site yönetiminin site çalışanlarına değil de site sakinlerinin ulaşımlarını sağlamaya dönük olarak böyle bir sözleşme yapmasının hukuken doğru olmadığı yönündeki tespitlerden sonra, durumun davacı ile müzakere edilerek sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Taraflar arasında mevcut 01.01.2014 tarihli Personel Taşımacılığı Sözleşmesinin eki mahiyetindeki Personel Taşımacılığı Şartnamesi ne göre, Sözleşme, 01.01.2014-01.01.2015 tarihleri arasındaki 1 yıllık süreyi kapsamakta olup, Şartnamenin 2.1 maddesi, “Sözleşme bitim tarihinden önce taraflar aksine bir yazışma olmadığı takdirde, hizmet süreci bir yıl daha uzayacaktır.” Şeklinde olduğu, Şartnameye göre; toplam 912 tek çalışan ay boyunca toplam KDV dâhil 18.818,64 TL’dir. 6.2. maddesine göre, toplam taşıma bedeli, yapıldığı ayın son gününe kesilecek olan fatura karşılığında, takip eden ayın beş (5)’ne kadar nakit/havale olarak ödenecektir. Şartını içerdiği Sözleşmenin 01.01.2015 bitim tarihinden önce davalı tarafça aksine bir bildirimde bulunulmadığından sözleşmenin 1 yıllık süre daha uzadığı kanaatine varılmıştır.Davalı kayıtları uyarınca 2015 yılının ilk 6 aylık dönemine ait davacı faturaları davalı kayıtlarına alınarak ve ödendiği anlaşılmıştır. Takip ve Dava Konusu Faturaların ; … barkod numarası ile … aracılığıyla, … Kargo takip numarası ile … kargo aracılığıyla gönderildiğini iddia edilmiş ise de davalı tarafça kabul edilmemesi nedeni ile elde kalan gönderi vasfında kaldığı, Davacı şirketçe keşide edilen Beyoğlu …. Noterliği’nin 27.01.2016 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinde; ‘Tarafımıza kesmiş bulunduğunuz C seri … sıra no.lu 18.818,00 TL bedelli faturayı, C seri … sıra no.tu 6.272,66 TL bedelli 2 adet faturayı kabul etmediğimizi, yasal süre dâhilinde itiraz ederek işbu ihtarname ekinde iade ettiğimizi..’ denilmekte olup ihtarnamede bahsi geçen faturaların davalı tarafça düzenlenmiş faturalar olmayıp, takip ve dava konusu davacı faturaları olduğu, ihtarnamenin 17.02.2016 tarihinde mahalle muhtarına teslim edildiği , ibraz edilen bilirkişi raporu ile taraf ticari defterlerinin incelenmesi ile davacı kayıtlarına göre davalı … yönetiminin takip tarihi itibariyle 119.180,68 TL borçlu olduğu, anılan bakiyenin 31.12.2016 tarih, 97 sayılı yevmiye kapanış maddesinde ve envanter defterinin 1 sayfasında davalı cari hesabı karşısında aynen yer aldığı ve takibin de aynı oran üzerinden başlatıldığı, davalı kayıtlarına göre ise 2015 yılının ilk 6 aylık dönemine ait davacı faturalarının kayıtlara alındığı, davacı şirketin 30.06.2015 tarihi itibariyle 24.136,- TL alacaklı olduğu, muhtelif tarihlerde yapılan ödemeler nedeniyle 07.08.2015 tarihinde davacı bakiyesinin kapatıldığı bildirilmiş olup, anılan durum karşısında taraflar arasındaki Sözleşmenin 01.01.2015 bitim tarihinden önce davalı tarafça aksine bir bildirimde bulunulmadığından sözleşmenin 1 yıllık süre daha uzadığı , davalı tarafça hizmetin verilmeye devam ettiği bu durum karşısında davacının davalıdan hizmet karşılığı düzenlenene fatura bedellerini talep hakkı olduğu, taraflar arasındaki Şartnamenin 6.1. maddesine göre; toplam taşıma bedeli, yapıldığı ayın son gününe kesilecek olan fatura karşılığında, takip eden ayın beş (5)’ine kadar ödenecektir hükmü gereği bilirkişi tarafından temerrüt tarihlerine göre davacı işlemiş faiz alacağı 4.673,14 TL olarak hesap edildiği , takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının 119.180,66 TL asıl alacak ve 4.673,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 123.853,80 TL üzerinden iptaline, 24.770,76 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Takip talebinde … Evleri Yönetimi Muhasebe Bölümü’nün borçlu gösterilmesine karşın davanın site yönetimine yöneltilmesi nedeniyle davanın husumetten reddi gerektiğini, şartnamenin 7.6. maddesinin işverene tek taraflı fesih hakkı tanıdığını, site yönetim kurulunca sözleşmenin feshine ilişkin kararın davacıya bildirildiğini, tarafların karşılıklı mutabakatla sözleşmeyi feshettiğini, buna rağmen müvekkilinden fesih yazısı istenilmesinin yerinde olmadığını, fesih sonrası verilmeyen hizmete ilişkin faturalarından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, hizmet verilen aylarda her ay fatutra düzenlenerek müvekkiline tebliğ edildiğini, oysa karşılıklı fesih sonrası fatura düzenlenmediğini, bu sırada müvekkiline aktif olarak da hizmet verilmediğini, alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilemeyeceğini, davacı defterlerinin usulüne uygun düzenlenmediğinin raporla belirlenmesine rağmen hükme esas salınmasının yerinde olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşıma alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin feshedilmemesi nedeniyle yenilendiği, davalı tarafından verilen hizmete ilişkin 6 aylık taşıma fatura bedelinin ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kaulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında düzenlenen 01.01.2014 başlangıç tarihli bir yıl süreli personel taşımacılığı sözleşmesi ile davacı taşıma hizmeti vermeyi, davalı da aylık 18.818,64 TL ücret ödemeyi yüklenmiştir. Sözleşme ile davacı, davalı çalışanlarını, belirlenen güzergahlardan alarak sitenin bulunduğu Alibeyköy’e getirmeyi üstenmiştir. Bir yıllık sözleşmenin, tarafların aksi iradesinin bulunmaması halinde kendiliğinden uzayacağı açıktır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 14.11.2018 tarih ve 2018/4360 Esas ve 2018/7036 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.” Tanım başlıklı 3. maddesinin “(1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir.Açıklanan hususlar gözetildiğinde somut olayda, davacı taşıyıcı (sağlayıcı) ile davalı iş sahibi (tüketici) arasında taşıma sözleşmesi niteliğinde tüketici işlemi bulunmaktadır. Bu kapsamda taşıma sözleşmesi ilişkisinin de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakla, 6502 sayılı Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. İşbu dava bakımından tüketici mahkemesinin görevli olması nedeniyle, mahkemece davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddi ile talep halinde tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri incelenmeksizin, istinafa konu kararın HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca, kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine fiziken ve UYAP üzerinden derhal gönderilmek üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, görevli ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın, görevli İlk Derece Mahkemesince taraflara çıkarılacak duruşma davetiyesiyle birlikte tebliğine,6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.12.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.