Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/385 E. 2020/420 K. 15.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/385
KARAR NO : 2020/420
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2019 tarihli ara kararı.
NUMARASI : 2019/1125 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz talebinin reddine karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin taşımacılık alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkil şirket tarafından vermiş olduğu hizmet kapsamında davalı şirkete adına muhtelif faturaların keşide edilmiş olduğunu, davalı şirketin defaten ödemelerde bulunduğunu kalan bakiye borç tutarının ise 349.632,27 TL olduğunu, tarafımızca İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası aracılığıyla ilamsız icra takibi başlatılmış olup, davalı şirketin takibe hiç bir gerekçe göstermeksizin itiraz etmiş olduğunu, davalı şirket hakkında gerçekleştirilen piyasa araştırmasında, davalı şirketin malvarlığını eritme gayesi içinde bulunduğunun tespit edildiğini,dosyaya ibraz edilen belgelerin delil başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinden tanık deliline dayanmış olduklarını belirterek, borçlunun ödeme emrine ve borca itirazlarının iptaline ve icra takibinin devamına, davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının İİK’nun 257. maddesi uyarınca ihtiyaten haczine, borçlu aleyhine %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, kararı verilmesini talep ve dava istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK’nın 200. maddesinde yer alan düzenleme gereği somut uyuşmazlıkta tanık deliline dayanılamayacağını, davacı tarafın delil olarak sunduğu faturaların ispat için yeterli olmadığını, müvekkili şirketin ticari defterlerinin davacının iddialarını doğrulamadığını belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar vrilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 27/12/2019 tarihli kararında; “…İİK 257 ve devamı maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati hacze karar verilmelidir. Bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden, istemde İİK 257 ve devamı madde hükümlerinde öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz isteminin bu aşamada reddine… ” karar vermiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen personel taşıma sözleşmesi uyarınca, muaccel bir alacağın söz konusu olduğunu, davalı şirketin müvekkil şirketten hizmet alarak borcunu ticari deftere kaydetmiş olduğunu, ilgili faturaların çoğunda onay mailinin bulunduğunu, tedarikçi faturalarının, personel taşıma sözleşmesinin ve taraflar arası sözkonusu mail çıktılarının dosyaya ibraz edildiğini, ihtiyati haczin koşullarının mevcut olduğunu, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin reddine dair kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, esas dava içerisinde İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin talebin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi (yaklaşık ispat) yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşul da kanunda öngörülmemiştir. Aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nın 264. maddesi kapsamında itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptali davasına ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davasına konu olması kanunda öngörülen bir olasılıktır. Somut olayda, ihtiyati haciz talep edilirken fatura ve sözleşme sureti ibraz edilmiştir. İleri sürülen iddia, savunma, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında dosyanın geldiği aşama itibariyle alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından, ilk derece mahkemesinin kararı bu açıdan yerinde olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, esas hükümle birlikte, ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/04/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.