Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/370 E. 2022/1786 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/370
KARAR NO: 2022/1786
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13.09.2019
NUMARASI: 2015/379 Esas – 2019/734 Karar
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı TMSF tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; asıl alacakları olan 12.165,00 TL’ nin 22/10/1999 tarihinden itibaren, ödeme tarihine % 80 faiz oranı ile değerlendirilerek ödenmesi, Lefkoşe Kaza Mahkemesi’nde yapılan 1.053,00 TL lik masrafın 15.03.2010 tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar % 14 faiz ile % 16 KDV ödenmesi hususlarına ve dava masraf ve vekalet ücreti ile birlikte davaya sebebiyet veren davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili kurumun … Yardımlaşma Kurumunun borçlarını üstlenmediğini, ayrıca huzurdaki dava ile ilgili olarak husumet ve zamanaşımına yönelik itirazları da bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacının bir talimatı olmadan, 12.165.00-TL’lık mevduatının bankanın genel müdürlükteki off shore hesabına aktarılması nedeniyle davalı bankanın, gerek kesinleşen İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2002/205 E. ve 2010/410 K. sayılı karardaki belirlemeler gerekse benzer davalara ilişkin Yargıtay kararları da ışığında, uyuşmazlık konusu olayın havale görünümlü mevduat toplama niteliği arz etmesi nedeniyle dava konusu işlemlerden dolayı, davalının hisseleri …’a devir eder iken hisse devir tarihi olan 09 08.2001 tarihinden önceki BORÇLARI ve bu borçlara ilişkin her türlü MALİ ve HUKUKÎ sorumluluğu, Hisse Devir Sözleşmesinin 6,13 ncü maddesiyle kendi üzerine aldığı görülmekledir. …’ın ve BANKA ‘nın maruz kalabileceği her türlü taleplerden, doğacak tüm yükümlülükten ve bunlara ilişkin olarak mahkemelere intikal etmiş bulunan dava, takip ve benzer işlemlerin sonuçlarından, masraflar da dahil olmak üzere, TMSF sorumlu olduğundan, davalının dava konusu tazminattan haksız fiil tarihi itibariyle sorumlu olduğu kanaati ile dava kabul edilmiş, Lefkoşe Mahkemesinde yapılan masrafların ise, o mahkemede verilen kararın tanıma veya tenfizinin istenmediği dolayısı ile yabancı bir mahkemede yapılan masraf kalemleri için mahkememizden talepte bulunmasında hukuki yarar bulunmadığı…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 12.165,00-TL’nin ilk offshore hesabın açıldığı tarih olan 20/10/1999 tarihinden itibaren (davanın konusu ve taraf sıfatına göre) 01/01/2000 tarihine kadar reeskont 01/01/2000 tarihinden itibarense avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Lefkoşa Mahkemesinde yapıldığı belirtilen masraf talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı TMSF vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı TMSF vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının taraf değişikliği ve müvekkil kurumun sorumlu olduğuna dair beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, taraf değişikliği kararının hatalı olduğunu, kararın bu nedenle bozulması gerektiğini, … A.Ş. ile off shore limited farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, başka bir kuruluş nezdindeki alacak için huzurdaki davalı bankaya husumet yöneltilmesinin, usule aykırı olduğundan, davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, Somut olayda; davacılarnın dava dilekçesindeki beyanlarından, olayı Bankanın Fona devrolduğu tarihte öğrendiği anlaşılmakta olup bu tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı … Ltd. … hesabına aktarılan mevduatın faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı ve feri müdahil TMSF vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararından sonra ve istinaf yargılaması sürecinde, bu tür alacaklar bakımından zamanaşımının hangi tarihten itibaren işleyeceği konusunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 2021/7 E- 2022/2 K sayılı, 22.04.2022 tarihli içtihadı birleştirme kararı (İBK) çıkmıştır. Anılan İBK, Resmî Gazete’nin 08.10.2022 tarihli, 31977 sayılı nüshasında yayınlanmıştır. Anılan İBK uyarınca, mudilerin off shore alacaklarının tahsiline yönelik açtıkları alacak davalarında zamanaşımının başlangıcının tespitinde off shore hesabına aktarma tarihinin esas alınması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay Kanunu’nun 45. maddesinin beşince fıkrası uyarınca, içtihadı birleştirme kararları, benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar. İçtihadı birleştirme kararları, uyuşmazlık hakkında uygulanacak kanun maddelerinin yorumuna ilişkin olduğundan, İBK çıkmadan önce açılmış ve halen derdest olan davalara da uygulanır. Dava istinaf derecesinde derdest iken anılan İBK çıktığından, bu kararın eldeki davaya da uygulanması gerekir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde zamanaşımına yönelik savunmasını tekrarlamıştır. Bu nedenle, dosyadaki delillerin zamanaşımı bakımından İBK çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmenin doğrudan istinaf aşamasında yapılması, iki dereceli yargılama sistemiyle uyuşmayacağı gibi, istinaf kararının kesin olması halinde tarafların kanun yoluna başvuru haklarına da olumsuz etki edebilir. Bu bakımdan, ilk derece yargılamasında zamanaşamı definin, dosyadaki deliller ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı TMSF harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 22.12.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.