Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/368 E. 2022/1667 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/368
KARAR NO: 2022/1667
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10.10.2019
NUMARASI: 2018/992 Esas – 2019/918 Karar
DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davacının eldeki davada aktif husumet yokluğundan reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın, … Tic AŞ ‘nin ortağı olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu … Tic AŞ’nin davalı … AŞ nezdinde kredi kullanan … Tic Ltd Şti. ‘nin kredi borcuna müteselsil kefil olduğunu, kredi borçlarının ödememesi nedeniyle davalı … AŞ’ nin hesabı kat ederek 06/07/2018 tarih ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesini müvekkilinin ortağı olduğu şirkete gönderdiğini, davalı … … Tic Ltd. Şirketi’nin diğer davalı … AŞ ‘ye olan borcuna kefil olması nedeniyle … Tic AŞ’nin mal varlığının önemli derecede azalacağını, bu müteselsil kefaletin geçerli olmadığını, şirket genel kurulunca bu konuda yönetim kuruluna verilmiş veya devredilmiş bir yetki bulunmadığını, yönetim kurulunun bu işleminin butlanla malül olup yok hükmünde bulunduğunu, kefaletten dolayı davalı … Tic AŞ’ nin zararından İstanbul 10 ATM nin 2017/552 esas sayılı dosyasında ortaklıktan çıkma davası açan müvekilinin haklarının zarar göreceğini belirterek, imzalanan genel kredi sözleşmelerinin yok hükmünde olduğunun tespitine, yok hükmündeki işlem sebebiyle …e Tic AŞ’ nin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya eksik nispi harcı tamamlaması konusunda verilen süreye rağmen harç tamamlanmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacı …’ın kredi borçlusu olmadığını, bu nedenle taraf sıfatı olmadığını, davanın sıfat yokluğundan davanın reddi gerektiğini, … Tic AŞ’ nin kefaletinin geçerli olduğunu, davacının iddialarının hukuka uygun olmadğını belirterek, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar …, … Tic AŞ vekili, cevap dilekçesinde ve özetle; davacının, butlanla sakat olduğunu iddia ettiği yönetim kurulu kararı hakkında yasal yola başvurulmadığını, yönetim kurulu kararının iptalini dava edilmediğini, davacının talebinin netleştirilmesi gerektiğini, davanın haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce davalı … Aş’nin taraf sıfatı itirazının değerlendirilmesi, davacının zarar gören üçüncü kişi olup olmadığının tespiti bakımından; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirtilip incelenmiştir. İncelenen takip dosyası nedeniyle İstanbul 19 ATM ‘nin 2018/951 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı … Ltd Şti ve dava dışı … Tic Aş hakkında yine davalı … Aş tarafından ilamsız icra takibi yapıldığı itiraz üzerine takibin durduğu, icra takip dosyasında dava dışı … Tic Aş tarafından yapılmış bir ödeme olmadığı anlaşılmıştır. Davacı … üçüncü kişi olarak davayı açmış ise de menfi tespit istenen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu borç ve takibin dayanağı genel kredi sözleşmesi nedeniyle … Tic Aş nin yaptığı bir ödeme olmadığı, şirket ortağı olan … ‘ın da dava tarihi itibariyle gerçekleşen bir zararının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı …’ın İİK 72 gereğince zarar gören üçüncü kişi olarak menfi tespit davası açabilmesi koşulu dava tarihi itibariyle gerçekleşen zararının bulunmasıdır. Erken açılan davada davacı …’ın zarar gören üçüncü kişi taraf sıfatı gerçekleşmemiştir. Bu nedenle davalı … Aş’nin husumet itirazı kabul edilmiş , davanın HMK 114/1-d ve 115 maddesi gereğince dava şartı yokluğu…” gerekçesiyle, davalının husumet-taraf itirazının kabulü ile davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın HMK’nın 114/1-d ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulen reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, kredi sözleşmesinin kefili olan … AŞ’nin ortaklarından olup diğer davalı yönetim kurulu üyelerinin herhangi bir genel kurul kararı almaksızın kefalet sözlemesi imzaladıklarını, buna göre müvekkilinin hukuki yararı dolayısıyla taraf sıfatı bulunduğunun kabulü gerektiğini, Kefalet işleminin gerçekleşmesi için genel kurul toplantısının %75’ini oluşturan pay sahiplerinin olumlu oyunun aranması gerektiğini, bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunun kabulü gerektiğini, Müvekkilinin şirket ortaklığından çıkma davasının derdest olduğunu, diğer yönetici ortakların müvekkilinin çıkma payı alacağını azaltmak için ve bu amaçla hareket edildiğini, bu nedenle de taraf sıfatının bulunduğunu, İİK’nın 72. maddesi uyarınca dava açılabilmesi için, dava tarihi itibariyle gerçekleşen bir zararın oluşmasının da şart olmadığını,Genel kurulda karar alınmadığı gibi genel kurul tarafından yönetim kuruluna kefil olma konusunda yetki verilmediği de gözetildiğinde, kefalet sözleşmesinin müvekkilinin ortağı olduğu … AŞ yönünden geçersiz olduğunu, TTK’nın 408. maddesi uyarınca şirket mal varlığını önemli derecede azaltacak işlemlerde genel kurul kararı alınmasının zorunlu olduğunu, Ayrıca TTK’nın 371. maddesine de aykırılık söz konusu olduğunu, şirket kaşesi üzerine atılan iki imza ile kefalet işleminin geçerli olamadığını, yöntim kurulu üyesi olan müvekkilinin kefalet sözleşmesine muvafakatı bulunmadığını, Bu nedenlerle dava dışı … AŞ’nin geçersiz kefalet sözleşmesi uyarınca borç tehdit ve riski altına girdiğini, bu durumun da müvekkilinin … AŞ’deki ortaklık haklarını azalttığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin davayı kabul etmesi gerektiğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının ortak ve yönetim kurulu üyesi olduğu dava dışı … AŞ’nin, davalı şirketin davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle kefaletinin geçersiz olduğunun ve kredi sözleşmesi nedeniyle anılan şirketin davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti talebiyle, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasıdır.İlk derce mahkemesince dava dışı …aş AŞ’ nin davalı banka tarafından başlatılan icra takibi kapsamında ödemesi bulunmadığı, davacının da dava tarihinde meydana gelen zararı bulunmadığı, İİK’nın 72. maddesi uyarınca zarar gören üçüncü kişi olarak davacının dava açabilmesi için zarar koşulu oluşmadığı, davanın erken açıldığı gerekçesiyle, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesince davacının üçüncü kişi olup, dava dışı ortağı olduğu icra takip borçlusu şirketçe dava tarihinde herhangi bir ödemesi bulunmadığından, davacının da zarar koşulu gerçekleşmiş sayılmayacağı gerekçesiyle davacının aktif husumeti yokluğu nedeneniyle davanın reddi kararı, gerekçesi itibariyle isabetsiz olup; davacının ortağı ve yöneticisi olduğu anlaşılan dava dışı şirketin davalı şirketin davalı bankadan kullandığı krediye müteselsil kefil olduğu, banka tarafından kredinin kat edilerek davalı kredi borçlusu şirket ile kredi asıl borçlusu davalı şirket aleyhine başlattığı icra takip dosyasında davacının taraf olarak yer almadığı da gözetildiğinde, davanın dava dışı … AŞ tarafından açılması gerekir. Davacının davacı sıfatı ve bunun sonucu olarak aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı, dava dışı müteselsil kefil dava dışı … AŞ’ nin ortak ve yönetim kurulu üyesi ise de ilk derce mahkemesi gerekçesinde işaret edildiği üzere, yargılama sürecinde davacı eldeki davayı üçüncü kişi olarak ve kendi adına açtığını ileri sürmüştür. Dava dışı … AŞ’nin davalı banka tarafından başlatılan icra takip dosyası kapsamında, kredi borcuna kefaletinin geçersizliği ya da davalı bankaya karşı kredi borcundan sorumlu olmayacağına dair menfi tespit davasında davacının aktif dava ehliyeti yoktur. Buna göre mahkemenin davanın reddi gerekçesi yerinde görülmemekle birlikte, farklı bu gerekçe ile davanın davacının aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğinden, kararın ve gerekçesinin resen düzeltilmesi gerekmiştir.Diğer taraftan, dava şartları HMK’nın 114. maddesinde düzenlenmiştir. Davacı … davalı sıfatları ve buna bağlı olarak belirlenen aktif ve pasif dava ehliyetleri, dava şartlarından olmayıp, taraf sıfatıyla, yani davacı … davalı sıfatlarıyla ve dolayısıyla husumetle ilgilidir. Husumetin bulunup bulunmadığı ise uyuşmazlık konusu temel ilişkiye göre belirlenir. Aktif ve pasif taraf ehliyetlerinin, HMK’nın 114/1.d maddesinde düzenlenen taraf ve dava ehliyetiyle ilgisi yoktur. Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin husumet ehliyeti ile dava şartlarının karıştırılması da isabetli olmamış, gerekçenin bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, ilk derece mahkemesinin gerekçesinin düzeltilmesi gerektiğinden, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak dairemizce, yukarıdaki gerekçeyle davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, Dairemizce yapılan inceleme doğrultusunda karar gerekçesinin resen düzeltilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında yukarıdaki gerekçeyle Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davacının aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine, 2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına 3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı … Sanayi Tic. LTD ŞTİ tarafından yapılan 14,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,6-Taraflarca yatırılan gider avans bakiyelerinin, karar kesinleştiğinde, yatıran taraflara iadesine,7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı vekilince yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf peşin karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, b-Davacı vekilince sarf edilen kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına dair; 8-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,9-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.12.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.