Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/340 E. 2020/1230 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/340
KARAR NO: 2020/1230
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2018/986 E. – 2019/1070 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Nedeniyle Bono İptali
Hasımsız açılan bononun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; keşidecisinin … TC kimlik numaralı … olan ve müvekkili … Ltd. Şti. lehine keşide edilen 100.000,00 TL bedelli bononun müvekkili şirketin elindeyken iradesi dışında elinden çıkarak kaybolduğunu, lehdarı müvekkili olan bononun kötü niyetli kişilerin eline geçmesi halinde haksız olarak bedelinin tahsil edilmesi ihtimalinin bulunduğunu, bononun araç kiralama sözleşmesi kapsamında alındığını ileri sürerek, davaya konu bononun iptaline ve ödemeden men yasağı kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı vekilince iptali talep edilen bono vasfını haiz olduğu iddia edilen senedin tatbiki neticesinde; keymetli evrakların nitelik itibariyle illetten mücerret nitelikte olması sebebiyle bağlı bulunduğu araç kiralama sözleşmesinden ari düşünmek gerekmiş ve senedin bağımsız şekilde irdelenmesi gerekmiştir. Bu doğrultuda bono olduğu iddia olunan evrakın TTK 776/1-f maddesinde belirtilen düzenleme tarihi şekil şartını içermediği, işbu şartın TTK 777. Maddesinde sayılan şartlardan olmadığı ve kıymetli evrak iptali müessesesine tabi tutulamayacağı ve yalnız adi senet vasfında olduğu görülmekle davanın reddine karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Kıymetli evrak niteliğinde olan bononun şekil şartlarının TTK’nın 776/1. maddesinde düzenlendiğini, aynı Kanunun 778/2-f maddesinin atfıyla 680. maddesine göre bir bononun tamamen doldurulmamış olarak tedavüle çıkarılma olanağı mevcut olduğu gibi bu eksiklik herzaman tamamlanabileceğini, müvekkilinin elinden rızası dışında çıkan bononun iptali için davacının yetkili hamil olduğu ve bono elinde iken zayi olduğu konusunda mahkemeye olumlu kanaat verecek kadar delil sunmasının yeterli olduğunu, aksi durumun zayi nedeniyle kıymetli evrak iptalinin imkânsız hale getireceğini, bononun, düzenleme tarihi şekil şartını içermediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararı usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09.04.2014 gün ve 2013/18310 Esas, 2014/6984 Karar sayılı ilamında da bu hususun belirlendiğini, aynı dairenin 28.04/2014 gün ve 2014/1148 Karar sayılı ilamında da senedin eksik kalan kısımlarının tedavülden önce tamamlanabileceğinin belirlendiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 778/1-ı maddesi yollamasıyla TTK’nın 759/2 dayalı, bononun zayi nedenine dayalı iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 759/2. maddesinde iptal isteminde bulunan kişinin, bono elinde iken ziyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sunmak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde bonoyu eklemiştir. İncelenen bonoda, keşideci imzası ve borç miktarı bulunmakta olup diğer unsurları yazılmamıştır. TTK’nın 776/1-f maddesinde, düzenlenme tarihi, bonoda bulunması gereken zorunlu unsurlar arasında sayılmış olmakla birlikte, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2010/4563–2011/15716, 2014/1148 -2014/7886 ve 2016/1016- 2017/3929 esas karar numaralı emsal nitelikteki ilamlarında da vurgulandığı üzere, aynı Kanun’un 778/2-f maddesi atfıyla bonolara da uygulanan TTK’nın 680. madde hükmü uyarınca bononun kısmen doldurulmuş ya da sadece imzalanmış olarak tedavüle çıkarılması mümkün olup, bu eksiklik senedin ibrazına kadar tamamlanabilir. Vade ise bononun zorunlu unsuru olmayıp TTK’nın 777/2. maddesi uyarınca, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır. Bu nedenle düzenlenme tarihi ve lehdarı yazılı olmayan bononun sonradan doldurularak, zorunlu unsurları tamamlanmak suretiyle kambiyo senedi vasfıyla işlem yapılması her zaman mümkün olduğundan, mahkemenin yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Dairemizce yapılan incelemede, dava konusu bononun keşidecisinin … olduğu, keşideci imzasının bulunduğu, bononun miktarının 100.000,00 TL olduğu, diğer unsurlarının ise yazılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, iptali talep edilen bono ile ilgili ilanların yapıldığı, ilk ilanın 27.02.1019 tarihinde yapıldığı, bu tarihten itibaren altı ayı aşkın süre geçmesine rağmen bono ile ilgili mahkemeye başvuru yapılmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, yasal ilanları tamamlanıp yasal sürede bononun mahkemeye ibraz edilmemiş olması ve dosyada tahkikat eksikliği bulunmayıp yeniden yargılama yapılmasının gerekmediği anlaşıldığından, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında dairemizce yeniden karar verilmesine ve davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-TTK’nın 778/1-ı maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 757 vd. maddeleri uyarınca davanın kabulü ile keşidecisi … olan 100.000,00 TL bedelli, diğer unsurları boş olan bononun zayi nedeniyle İPTALİNE, 2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf harcının talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yatırılan 54,40 TL başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, 8-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19.11.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca karar kesindir.