Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/325 E. 2023/153 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/325
KARAR NO: 2023/153
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28.11.2019
NUMARASI: 2018/1264 Esas – 2019/1137 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında akdedilen Trafik Sigorta poliçelerine ilişkin olarak toplam 455.877,09 TL prim borcu olduğunu, davalıdan müteaddit olarak sözlü ve yazılı talepte bulunulmasına rağmen prim borçlarını ödemediğini, bu nedenle Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını ancak davalının işbu takibe itiraz ettiğini, başta ticari araçlar olmak üzere riskli sürücüler için sigorta havuzu kurulduğunu, trafik sigortası satan tüm sigorta şirketleri bu havuza zorunlu olarak katıldıklarını, sigorta primleri de hazine’nin 12/04/2017 de uygulamaya soktuğu tavan fiyatlar üzerinden belirlendiğini, primlerde oluşan artışların yasal uygulama gereği olduğunu, bu yeni tarifeli sigorta poliçelerinin davalı tarafından kullanıldığını, hasar tazminat ödemelerinin alındığını, davalıya yapılan ihtarlardan sonra davalının 28 Mayıs 2018 tarihli yazısı ile sözlü olarak tarafların aralarında anlaştığını ve mutabık kaldıklarını belirterek borcu kısmen kabul ettiğine ilişkin beyanda bulunduğunu, müvekkili tarafından davalıya şirketin gerek kurumsal kimliği gerekse uygulamaları bakımından süresiz ve şifaen anlaşma yapmasının söz konusu olmadığını, mevcut prim borçlarının ödenmemesi halinde yasal işlem yapılacağının belirtildiğini, ancak davalının buna rağmen ödeme yapmadığını ve icra takibine itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında 2016/Ekim ayında sözlü olarak araç sekmentinde geçerli olmak şartı ile araç başı 773 net prim ödemesi yapılmasında mutabık kalındığını, net prim ödemesi ile ilgili ilk başta belli araç adedinde daha sonra da araç limiti olmaksızın süresiz olarak anlaştıklarını, bu anlaşma 2017 yılının ilk ve ikinci yarısında davacı şirket çalışanlarının müvekkili şirkete yaptığı ziyaretti sistemsel sıkıntılardan dolayı poliçelerin 773 TL denk getirmek için kesilmediğini ve bu poliçelerin normal tutarlarından kesildiğini, yıl sonunda 773 TL’ye denk getirmek için davacıya fark fatura kesilmesi noktasında mutabık kalındığını, 2017/Aralık ayının son haftasında yapılan ziyarette davacı çalışanın daha önce mutabık kalınan tutarın geçersiz olduğunu, yeni çıkan kanun doğrultusunda tavan/taban fiyat uygulaması yüzünden nisan ayından itibaren herrhangi bir indirimin müvekkili şirkete yansıtılamayacağını belirttiğini, davacı şirket yetkilisinin 2017/Nisan ayında müvekkilini yazılı veya şifahi olarak yeni çıkan kanun hakkında bilgilendirmediğini, anlaşma sağlanan fiyat avantajından müvekkilinin yararlanma olanağının kaldırılması yaklaşık sekiz ay gibi uzun bir sürre sonra belirtildiğinden müvekkilinin anlaşma dışında zorla yeni fiyatları uygulamaya çalıştığını ve tercih hakkının elinden alındığını, müvekkili şirketin, davacıdan 2018 yılı ocak ayında iade alması gereken 1.242.209,96 TL’lik Stop-Loss kasko iadesi ve 103.221,32 TL’lik servis anlaşması nedeniyle hakkediş alacaklarının bulunduğunu, davacının söz konusu bedelleri müvekkiline ödemediğini ve cari hesaptan mahsup etmediğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İddia, beyan, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının sigortacılık faaliyetlerine ilişkin olarak Ekim/2016-Haziran/2018 dönemleri arasında gerçekleştirdiği toplam prim üretiminin 1.375.345.46 TL olduğu, bu üretim tutarından davacının kullandığı/tahsil ettiği prim tutarının ise 919.468.37 TL olduğu, bu durumda davacı şirketin bakiye 455.877,09 TL davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla davacı tarafın davasının kabulü ile takibin aynen devamına ve İİK nun 67/2 maddesi gereğince alacağın likit olması itirazın haksız olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi…” gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıdan 2018 yılı ocak ayında iade alması gereken 1.242.208,96 TL’lik Stop-Loss kasko iadesi ve 103.221,32 TL’lik servis anlaşması nedeniyle kesilen hakediş alacakları bulunduğunu, davacının söz konusu bedellerinin müvekkili şirkete ödemediğini, aynı zamanda cari hesaptan da mahsup etmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususlar değerlendirilmeden hesaplama yapıldığını, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava dışı … San.ve Tic. A.Ş. ile müvekkili şirketin carileri karıştırılmak suretiyle inceleme yapıldığını, 26/11/2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bu husus belirtildiğini ve davacının … San.ve Tic.A.Ş.’ye karşı Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1229 E. sayılı dosyasıyla ikame etmiş olduğunun dava sonucu iş bu davayı etkileyeceğinden ilgili dosyanın beklenilmesi yada talep edildiğini, ancak mahkemece talep reddedilerek davanın kabulüne karar verildiğini, şu durumda, cariler karıştırılarak hesaplama yapılmış olmasının mükerrer ödemelere neden olabilecek ve müvekkili şirketin telafisi imkansız zararlara uğrayacağını, bu nedenle diğer mahkemece verilen kararın kaldırılması gerektiğini, Davacı ile anlaşma yapılmasının nedeninin, diğer sigorta şirketlerine göre fiyat avantajı sağlamasından kaynaklandığını, ancak bahsi geçen fiyat avantajından müvekkili şirketin yararlanma olanağının kaldırıldığının belirtilmesi yaklaşık sekiz ay gibi uzun bir süre sonra olduğundan müvekkili şirkete anlaşma dışında zorla yeni fiyatlar uygulanmaya çalışıldığını ve müvekkili şirketin tercih hakkının elinden alındığını, Müvekkili şirketin kötüniyetli olarak icra takibine itiraz etmesi söz konusu olmadığını, mahkemece bu hususların hiçbiri değerlendirilme yapılmadan, müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin izahtan vareste olduğunu, yargılamaya tabi olan ve likit olmayan alacak nedeniyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin bozmayı gerektirdiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sigorta pirim alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın İİK 67 maddesi uyarınca iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derce mahkemesince yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu kapsamında davalı araçlarına yapılan trafik sigortaları kapsamında, primlerinin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının 11.07.2017 tarih ve 30121 sayılı yazısı ile motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortalarında tarife uygulaması esasları hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yayınlanan yönetmelikte, aynı yönetmeliğe geçici 12. madde eklenerek başta hasar frekansı yüksek basamak ve/veya araç grupları için 12.04.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ” Risk Sigortaları Havuzu kurulmuş, bu kapsamda Trafik Sigorta poliçelerine ilişkin pirim ve hasarlar Türkiye Motorlu Araçlar bürosunca Ek-4 teki esaslar çerçevesinde paylaştırılmış olup, pirim farklarının/artışların buna göre belirlendiği anlaşılmaktadır. Davalı vekilince taraflar arasındaki ilişkide sözlü olarak araç segmentlerinde geçerli olacak surette araç başı 773 TL tutar üzerinden net pirim ödemesi kararlaştırıldığı iddia edilerek karar istinaf edilmiştir. Ancak davacı tarafından bu yöndeki iddianın kanıtlanmadığı gözetildiğinde, bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekilince Stop- Loss kasko iadesi ve servis anlaşması nedeniyle davacıdan hakediş alacaklarının bulunduğu, bu alacakların cari hesaptan mahsup edilmesi gerekitiği ileri sürülmüştür. Alınan bilirkişi rapor içeriğinden stop-Loss hesabında kasko ürününde davalı şirket açısından hasar oluşmadığı, oluşan 67.567,07 TL lik hasarın dava dışı ayrı tüzel kişiliği bulunan grup şirketi … Tic. AŞ için söz konusu olduğu, yine 39.393,86 TL tutarındaki iptaller acentelik partajından üretilmiş olan dava dışı … Tic. A.Ş’ye ait olup, pirim tutarın 39.393,86 TL olan 63 adet poliçenin sigorta ettireninin de … Tic. A.Ş’e olduğu, kaldı ki bu tutarın 25.06.2018 tarihli olarak cari hesaba yansıtıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu konuda aksi yöndeki istinaf nedeni de yerinde değildir. Davalı vekilince Davacının davalı ile grup şirketi olan dava dışı Aydoğanlar… Tic. A.Ş ye karşı açtığı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1229 E sayısında görülen dava dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiş ise de, … Tic. AŞ nin ayrı tüzel kişiliğe sahip şirket olduğu da gözetildiğinde, davalı vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde görülmemiştir. Takip ve dava konusu alacağın likit alacak olup, haksız itiraz ile duran takibin devamına karar verildiği anlaşılmakla, davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesi de isabetlidir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında ilk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’NIN 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 23.355,72 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 03.02.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.