Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/295 E. 2023/351 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/295
KARAR NO: 2023/351
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18.06.2019
NUMARASI: 2017/1132 Esas – 2019/514 Karar
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle;, davalılardan … müvekkili … San Tic Ltd Şti lehtar, … Bankası Arnavutköy Şubesinin muhatap olduğu, 15/12/2013 keşide tarihli, 20.000,00-TL bedelli … seri numaralı çeki müvekkil şirketin bilgisi ve rızası dışında alındığını, daha sonra çekin arka yüzüne müvekkil şirketin ünvanını yazarak sahte imza ile ciro edilerek, diğer davalı …’ ne teslim edildiğini, … sahte, usulsüz ve kopuk ciro ile teslim alındığını ve çeki tahsil edildiğini belirterek, davacıdan haksız olarak tahsil edilen 20.000,00 TL’nin 15/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında dilekçesinde özetle; davaya konu çek 15.12.2013 tarihli olduğunu, davacı çekin yazdırılmasıyla birlikte durumdan haberdar olduğundan huzurdaki davayı ikame etmesi için 13.12.2015 tarihi son gün olduğunu, Bu nedenle huzurdaki dava zamanaşımına uğramış olduğunu, davacının davasının salt bu nedenle reddedilmesi gerektiğini, müvekkili yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, müvekkili hakkında ikame edilmiş usul ve yasaya aykırı davanın tümden reddini, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Bankası A.Ş vekili, savunmasında dilekçesinde özetle; müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyecek olup işbu nedenle davanın müvekkil banka yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddi gerektiğini, müvekkili bankaya hiçbir şekilde kusur izafe edilemeyeceğini önemle ifade etmek gerektiğini, zira müvekkil bankanın TBK ve TTK hükümleri uyarınca sorumlu olduğu iddiası hukuki dayanaktan yoksun ve afaki bir iddia olup, işbu iddianın kabulü kati surette mümkün olmadığını, zira müvekkil banka tarafından mahkemeniz müzekkeresine verilen yanıttan da görüleceği üzere, mezkur çek … Bankası Beşyüzevler Şubesinde takasa verildiğini, dolayısıyla mezkur çek ile ilgili müvekkil bankaya herhangi bir kusur izafe edilemeyeceğini, huzurdaki davada davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, her türlü beyanda bulunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilmiş olan davanın müvekkil banka yönünden reddini, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Alınan bilirkişi raporunda özetle; 1-Dava konusu; … Bankası A.Ş. Arnavutköy Şubesi 15/12/2013 keşide tarihli … nolu 20.000,00TL tutarlı çekin keşidecisi … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. Tarafından, davacı … Ltd. Şti. Adına tanzim edilmiş olduğu, 2-Çekin arka yüzündeki ciro silsilesine göre; el yazısı ile … Ltd. Şti. Ünvanının yazılmış ve imzalanmış olduğu, .. San. Tic. Ltd. Şti. Kaşe ve imzası ile … Bankası A.Ş. Beşyüzevler şubesine “Bedeli tahsil içindir.” şerhi ile teslim edlimiş olduğu, 3-… A.Ş. Beşyüzevler Şube müşterilerinden … San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından 19/09/2013 tarihinde bankaya ibraz edilmiş olduğu ve bankanın takas merkezi aracılığıyla 17/12/2013 tarihinde tahsil edilmiş olduğu, 4-Davacı şirket ile dava konusu çekin keşidecisi … İnşaat Ltd. Şti. Arasında ticari münasebet bulunduğu, dava konusu … … nolu 15/12/2013 keşide tarihli 20.000,00TL bedelli çekin davacı şirket ticari defter kayıtlarında bulunmadığı, davacı şirket ile davalı … Petrol Ltd. Şti. Arasında ise herhangi bir ticari münasebetin mevcut olmadığı, 5-… Arnavutköy Şubesi müşterisi olan … Mad. Gıda San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne ait banka hesabından dava konusu … nolu 20.000,00TL bedelli çekin 16/12/2013 tarihinde takas çeki olarak tahsil edilmiş olduğu ve davalı banka ticari defter kayıtlarına işlenmiş olduğu rapor edilmiştir. Ceza mahkemesi tarafından tespit edilen ve kesinleşen maddi olgular uyarınca çekteki ciranta imzasının davacıya ait olmadığı ve fakat tedavüle konulan ve tahsil edilen bu çek nedeniyle davacının zarara uğradığı çekteki gerçek hak sahibinin davacı olduğu fakat çekin son olarak tedavüle koyan ve tahsil eden davalı … LTD. ŞTİ. bu çek nedeniyle sebepsiz zenginleştiği ve fakat gerçek bir alacak ve borç ilişkisi bulunmadan tahsil ettiği bu sebeple davacının davalı … Ltd şti yönünden talebinin yerinde olduğu, öte yandan davalı bankanın muhatab banka sıfatıyla gerekli araştırma yapılarak ödeme yapması gerektiği ancak bu araştırma yükümlülüğüne uygun davranmadığı esasen tahsilci dosya ile çekin devredildiği takas odası yerine geçmek üzere muhabir bankadan yapılan talimat uyarınca bu araştırmayı basiretli bir iş adamı gbii davranma yükümlülüğü bulunan ve hafif ihmalinden sorumlu bulunan bankanın yerine getirmediği…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile 20.000 TL alacağın 15/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Bankası A.Ş.vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlgili çekin … Bankası Beşyüzevler Şubesinde takasa verildiğini, bu nedenle mezkur çek ile ilgili müvekkili bankaya herhangi bir kusur izafe edilemeyeceğini, Davaya konu uyuşmazlıkta bankanın sorumluluğu bulunmadığını, huzurdaki davada davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olmasına rağmen davanın kabulüne yönelik verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, İşbu davada her ne kadar müvekkili banka haksız fiilde bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için söz konusu durumun haksız fiil teşkil ettiği düşünülecek olsa dahi TBK m. 72 çerçevesinde davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığının görüleceğini, zira davacının 15/12/2013 tarihinden itibaren alacağı olduğunu iddia etmekte, bilirkişi de talep edilen bu alacağın anılan tarihten itibaren var olduğu tespitinde bulunmuş olup, davacı huzurdaki davada işbu tarihten itibaren anılan alacağı ve yasal faizi talep ettiğini, bu nedenle huzurdaki davanın zamanaşımı sebebiyle reddi gerekirken aksi şekilde hüküm kurulması hukuka aykırılık teşkil ettiğini, banka ve banka çalışanları yönünden herhangi bir ceza davası bulunmadığından, ceza davasının zamanaşımının uygulanmasının da mümkün olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … NAKL. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu olayın haksız fiilden kaynaklanan hukuki bir uyuşmazlık olup Borçlar Kanunu’nun 72.maddesinde haksız fiillerde zamanaşımı öngörüldüğünü, davaya konu çekin 15.12.2013 tarihli olup, davacı çekin yazdırılmasıyla birlikte durumdan haberdar olduğundan huzurdaki davayı ikame etmesi için 13.12.2015 tarihi son gün olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın zamanaşımına uğramış olup, davacının davasının salt bu nedenle reddedilmesi gerektiğini, Müvekkili yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, davanın davalı sıfatıyla …’e yönlendirilmemesinin sadece ihbar edilmesi, ceza davasında da çekin tedavüle koyulmadığının, zararı olmadığının davacı yetkilisi tarafından beyan edilmesinin kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu, bu durumun davacı ve ihbar edilen …’ün birlikte hareket ettiğini açıkça ortaya koyduğunu, davacının huzurdaki davaya konu olaylara kendi kusuruyla sebebiyet verdiğinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuken düşünülemez olduğunu, Bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu çeke ilişkin olarak ihbar edilen … dinlenmeden verilen karar eksik incelemeye dayalı olduğunu, Somut olayda dava konusu çeke ilişkin olarak davada taraf gösterilmesi gerektiğini beyan ettikleri …’ün dinlenmesi gerektiğini, zira kendisinin birebir olayın odak noktasında olup, kanaatlerince davaya cevap ve diğer beyanlarını da destekler mahiyette beyanlarda bulunacağını, ancak mahkemece dinlenme talebinin dikkate alınmamasının ihtilafın doğru çözülememesine sebebiyet verdiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının lehtar ve yetkili hamili olduğu çekin sahte imza ile tedavüle sokularak tahsil edilmesi nedeniyle, çek tutarının davalılardan müteselsilen tahsili istemine ilişkinidir. İlk derce mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalılar vekillerince, yasal süreler içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Her iki davalı vekillerince süresinde sunduğu anlaşılan cevap dilekçelerinde açıkça zamanaşımı itirazında bulunduğu, mahkemece 25.09.2018 tarihli ön inceleme duruşma ara kararlarından 3 nolu ara kararında ” açılan davada hak düşürücü süre veya zaman aşımı def’i söz konusu olmadığına” şeklinde yazıldığı, buna göre zamanaşımı itirazı hakkında gerek ön inceleme duruşmasında, HMK’nın 142.maddesi uyarınca tahkikata geçmeden önce ve gerekse gerekçeli kararda olumlu veye olumsuz bir karar verilmediği görülmüştür. Bir dava hakkında mahkemece karar verilirken öncelikle usul, daha sonra da esas yönünden incelenir. Zamanaşımı defi, bir hakkın ileri sürülmesine engel olgulardandır. Bu nedenle de öncelikle hadise şeklinde çözümlenmesi gerekir. 11/01/1940 T. 15/70 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında da “Zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez.” denilmiştir. HMK’daki emredici usul kuralı ve İçtihatı Birleştirme Kararı’na göre mahkemenin tahkikattan önce zamanaşımı konusunda olumlu-olumsuz bir karar vermesi zorunlu olup, zaman aşımı definin reddinin de gerekçeli olarak karara bağlanması gerekir. Esasa ilişkin kararın sonucuna göre mahkemenin zamanaşımı defisini “zimnen reddettiğini” kabul etmek de mümkün değildir. Yargıtay’ın değişik daireleri de istikrarlı şekilde zamanaşımı konusunda karar verilmeksizin esasa ilişkin verilen kararların bozulmasına karar vermiştir (Bknz: emsal nitelikte, Yargıtay 19. HD. 20/06/2013 T. 2013/7760 E. 11536 K., Yargıtay 11. HD. 21/01/2014 T. 2012/10582 E. 2014/1283 K., Yargıtay 4. HD. 19/10/2016 T. 2016/8273 E. 2016/10213 K.). Diğer taraftan çekteki ciro silsilesinde görünüşte bir kopuluk olmayıp ilk cironun beyaz ciro olduğu dikkate alındığında kambiyo hukuku bakımından çekin tedavülünde bir sorum olmamakla birlikte, davalı… şirketinin çeki iktisapta kötü niyetli olup olmadığının araştırılması gerekir. Bu davalı savunmasında, dava konusu çeki dava dışı …’ ten alacağına karşılık aldığını savunduğuna göre bu husus üzerinde durulup, davalının varsa ticari defter ve kayıtlarına göre … ile bir ticari ilişkisi bulunup bulunmadığı, gerçekten alacaklı olup olmadığı üzerinde durularak buna göre hüküm kurulması gerekirken, bu konuda inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle de hükmün kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalılarca yatırılan istinaf peşin karar harçlarıın, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İİK’nın 36. maddesi uyarınca yatırılan teminatların yatıran tarafa iadesine, 5-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 02.03.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.