Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/257 E. 2020/255 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/257
KARAR NO: 2020/255
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2019/654 D.İş – 2019/654 Karar
KARAR TARİHİ: 06/11/20019 tarihli ek karar
TALEP KONUSU: İhtiyati Hacze İtiraz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin yapılan yargılamasında, ihtiyati hacze itirazın reddine yönelik verilen ek karara karşı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; borçlunun, 24.06.2019 tanzim tarihli, 15.09.2019 vade tarihli 323.335,00 TL bedelli senet bedelini ödemediğini belirterek, vadesinde ödenmeyen senetle ilgili borçlunun mekul, gayrimenkul malları ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haczi değerlendirdiği 23.09.2019 tarihli kararla; “…Dosyanın incelenmesinde, ihtiyati hacze konu bonoda borçlunun … olduğu, senette yer alan diğer imzasının borçlu … A.Ş.’ye atfen atıldığını gösterir hiçbir delilin bulunmadığı görülmekle, borçlu … A.Ş. yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine, diğer borçlu … yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, İİK.’nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince borçlu …’nın 323.335 TL’lik borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, borçlu … A.Ş. aleyhindeki talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, İİK’nın 265.maddesi uyarınca, borçlu … vekili tarafından itiraz edilmiştir. Borçlu … vekili 01.10.2019 tarihli itiraz dilekçesinde; borçlunun adresinin Beykoz olduğu, bu nedenle yetkili mahkemenin de Beykoz mahkemeleri olduğu, bu nedenle yetki itirazında bulunarak yetkisiz mahkemeden ihdas olunmuş ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulü ile yetkisizlik nedeniyle ihtiyati haciz kararının kaldırılması ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince, itirazın değerlendirildiği 06/11/2019 tarihli ek kararla; “… Somut olayda, talebe dayanak bono üzerinde tanzim tarihi 24/06/2019 olup, keşideci …’nın adresi Beykoz olarak gösterilmiştir. Bono da ayrıca ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri yetkili kılınmış olup, düzenleme yeri olarak ayrıca bir yer gösterilmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK’nın 17. maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır. Bu durumda, bonodaki taraflar gerçek kişi olup, her iki tarafın da tacir olduğuna dair bir itiraz olmadığından ve borçlu …’nın adresi olan Beykoz ilçesi İst. Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanında olduğundan ve dolayısıyla Mahkememiz ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili bulunduğu…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati haciz kararının kendileri tarafından 24/09/2019 tarihinde müvekkilline tamamen ilgisiz bir adrese hacize gidilmesi ile öğrenildiğini, İİK’nın 265. maddesindeki, “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki aksi hâlde haciz tutanının kendisine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” hükmü gereğince yasal süresi içinde itirazda bulunduklarını, İİK’nın 258. maddesinde “İhtiyati hacze 50’nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. ” hükmünü havi olduğunu, aynı yasanın 50. maddesiyle “Para veya teminat borcu için takip husus unda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı İcra dairesi de takibe salahiyetlidir.” şeklindeki düzenleme uyarınca ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulduğunu, müvekkilinin senet borçlusu olarak gösterilmiş olup senette belirtilen adresin müvekkilinin Mernis sisteminde kayıtlı ikamet adresi Beykoz-İstanbul olduğunu, buna göre Beykoz Adliyesi yetkili iken İstanbul Anadolu Adliyesinden talepte bulunulduğunu, nitekim takibin de tamamiyle yetkisiz ve ilgisiz İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinde başlatıldığını, yetki yönünden Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu, İlk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, itirazın reddine dair ek kararın kaldırılmasına ve itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, önce ihtiyati hacze karar verilmiş, bu karara itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine dair ek karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, borçlu vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz talebine konu 24.06.2019 düzenleme tarihli, 15.09.2019 vadeli, 325.335,00 TL tutarlı senedin keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı …, lehtar cirosu ile hamil alacaklısı ise … ‘dır. İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nın 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz eden keşideci de ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkemece verildiğini ileri sürmüştür. İtiraz eden vekilinin itiraz gerekçesinde ve Mahkeme gerekçesinde de işaret edildiği üzere, itiraz eden borçlunun adresinin Beykoz/ İSTANBUL olduğu ihtilafsız olup , Beykoz ilçesi ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri bakımından İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresi içinde kalmaktadır. Bu nedenle, kararı veren ilk derece mahkemesi, ihtiyati haciz kararı vermekte yetkili olup, borçlu vekilinin istinaf nedeni yerinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 265/son ve HMK’nın 353/1.b.1 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-İhtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İhtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; İİK’nın 265/son ve HMK’nın 353/1.b.1 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/02/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1-f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, karar kesindir.