Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/241 E. 2022/1527 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/241
KARAR NO: 2022/1527
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2018
NUMARASI: 2015/419E. – 2018/1357 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı…vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı…vekili, dava dilekçesinde özetle; davalılardan … AŞ ile … bank arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine icra takibine başlandığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini, alacağı temlik edenin hukuki durumunun sonradan değişmesinin temlikin varlığını ve hak sahibini değiştirmeyeceğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekili, savunmasında özetle; daha önce TMSF tarafından davalılar hakkında başlatılan takibe itiraz edildiğini, bunun üzerine itirazın iptali davası açılmadığını, daha sonra davaya konu edilen farklı bir icra takibi başlatıldığını, bunun mükerrer olduğunu, davalılardan Apel’in isim ve imzasının bulunmadığını, davacının davayı takip yetkisi bulunmadığını, … bank’a el konulmasına ilişkin kararın Danıştay tarafından iptal edildiğini, zamanaşımının dolduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Raporda açıklandığı üzere, bilirkişi tarafından kendisine verilen yetki çerçevesinde davalının Genel Merkezinde inceleme yapılmış, alacak iddiasına ilişkin dayanak belgeler bilirkişi incelemesine sunulamamıştır. Bilirkişinin düzenlediği raporda davacı…iddialarının değerlendirilmesi için hangi belgelerin ibrazı gerektiği tek tek sayılmış, bunun üzerine davacı…vekilince istenen belgelerin …, … veya Beyoğlu Vergi Dairesi’nde olabileceği bildirilmiş, ilgili yerlere yazılar yazılmış, yazılara olumsuz cevap verilmesi üzerine davacı…vekilinin talebi dikkate alınarak bu kez TMSF’ye yazı yazılmış, ancak bilirkişi raporunda sözü edilen belgeler dosyaya sunulmamıştır. Bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi dava konusu borç, damga vergisinden kaynaklanmaktadır. Ancak davacı…tarafça sözü edilen damga vergisinin dayanakları açıklanmamış, belgeleri sunulmamış, bulunabileceği yerlerden yazılar yazılarak istenmiş, bu yazılara da olumsuz cevap verilmiştir. Açılan davada ispat yükü davacı…tarafta olup, ispat yükünün gereği yerine getirilmediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı…vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı…vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve dava konusu alacağın İİK gereğince borçlulara dönemsel olarak gönderilen ekstrelerin itiraz edilmeden kesinleşmesi ile kanunen kesin alacak haline geldiğini, geçmişi 20 yılı aşan bu alacakların yeniden geriye dönük araştırma ile ispatlanmasının kurumdan istenmesinin kanuna aykırı olduğunu, İİK 68/ b maddesinde, süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan tarafın hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebileceğini, kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri İle ihtarnamelerin ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzların bu Kanunun 68’ci maddesinin birinci fıkrasında sayılan belgelerden sayılacaklarının belirtildiğini, olayda … bank T.A.Ş ‘nin dönemsel ihtarnameleri ile hesap kat ihtarnamelerinin borçluya tebliğ edildiği ve bildirilen borç tutarlarına itiraz edilmediğinin dosyadaki belgelerle kanıtlı olduğunu, bu durumda borcun kesinleştiğini, bu durumda, mahkemece kesinleşmiş bir borcun baştan itibaren tekrar araştırılması cihetine gidilmesinin İİK ‘na açıkça aykırı olduğunu, üzerinden 20 yıldan fazla bir zaman geçen ve İİK 68/ b maddesi gereğince kanunen kesinleşmiş bir alacağın baştan itibaren tekrar ispatlanmasının istenmesinin müvekkili kuruma haksız bir külfet ve sorumluluk yüklediğini, alacağın birkaç el değişikliğine uğradığını, alacaklara ait kayıt ve belgelerin ilk önce … bank T.A.Ş nezdinde iken önce bankaca kuruma temlik edildiğini, kurumca temlik sonrasında yapılan İkinci Varlık İhalesi kapsamında, 2005 yılında … A.Ş ‘ye satıldığını, … Varlık Yönetim A.Ş ‘nin bu alacakları 2014 yılına kadar takip ettiğini ancak … ‘nin yaptığı takiplerin hak sahipliğinin mahkemelerce kabul edilmemesi nedeniyle hukuken sonuçsuz kalması üzerine alacağın halen hak sahibi konumunda olan kurumun 2015 yılında yapılan İcra takipleri ile alacakların takip ve tahsili süreçlerinin yaşandığını, dolayısıyla birden fazla kere el değiştiren ve üstelik üzerinden 20 yılı aşan süreler geçen alacaklarla ilgili istenen her belgeye hemen ulaşılmasının mümkün olmadığını, mahkemenin … Bank’a, Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan yazılara cevaplar gelmediğini, çünkü gerek kamu gerekse de özel şirketler yönünden yasal olarak saklama yükümlülüğü ve ihtiyacının 10 yılda ortadan kalktığından 10 yıldan eski kayıtların imha edildiğini, bu nedenle … ve Beyoğlu Vergi Dairesinden olumlu cevap gelmesinin mümkün olmadığını, olayda … bank T.A.Ş Maçka Şubesince Beyoğlu Vergi Dairesine 31.05.1996 tarihinde 4.518,87 TL ve 28.06.1996 tarihinde 10.806,58 TL olmak üzere iki kere Damga Vergisi ödemesi yapıldığını, dava konusu kredinin bu vergilerden doğduğunun bilirkişi raporunda açıklandığını, bir güven müessesi olan bankaların kayıtlarının doğru olmasının esas olduğunu, … bank tarafından … Grubuna toplamda eski TL cinsinden 100.000.000.000.000 TL ‘nin üstünde ( Yeni TL cinsinden 100.000.000 TL’nin üstünde) krediyi veren … bank T.A.Ş ‘nin kullandırdığı bu kredilerle kıyaslandığında çok çok cüz’i bir rakam olan Damga Vergilerini yatırmamış olmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, kredi sözleşmeleri kapsamında damga vergilerinden doğan alacağın tahsili amacıyla, alacağı temlik alan tarafından başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı…vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, dava dışı … bank T.A.Ş ‘nin Maçka Şubesi İle davalılardan … Tic.A.Şye , 14.000.000.000 TL tutarlı, 2.000.000.000 TL tutarlı, 8.700.000.000 TL tutarlı, 6.000.000.000 TL tutarlı, 07.12.1993 tarihli, diğer davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmeleri kapsamında krediler kullandırıldığı, … bank T.A.Ş Maçka Şubesi tarafından, Beşiktaş … Noterliğinin … yevmiye nolu 16 .10.2001 tarihli ihtarnamenin keşide edildiği, ihtarnamede, muhataplardan … Tic A.Ş’nin lehine … A.Ş .Lapis Anadolu …A.Ş, …ve …’in kefaleti ve …’in ipoteği tahtında şube tarafından firmaya kullandırılan kredilerin sözleşme damga vergilerinden doğan 15.325.452,186 TL’lik borç tutarı ödenmediğinden o tarihten bugüne kadar işleyen faizi ile birlikte 15.10.2001 tarihi itibariyle alacaklarının 210.610.522,403 TL’ye baliğ olduğu, söz konusu alacağın sözleşme hükümleri gereğince yirmidört saat içinde ödenmesinin talep edildiği, taraflar arasında,08.04.1994 tarihli borç tasfiye sözleşmesi ve borç tasfiye sözleşmesine ek sözleşme düzenlendiği, sözleşmenin konusunun, bankanın Maçka Şubesi nezdinde borçlular lehine açılmış ve kullandırılmış kredilerden doğan borçlar olduğu, nakit krediler nedeniyle 08.04.1994 tarihi itibariyle 8.775.000 $, gayri nakti krediler nedeniyle 13.779 $ ve 2.393.600.000 TL borçlu olduklarının kesin vd gayrikabili rücu olarak kabul ve ikrar edildiğinin 3. maddede belirtildiği, borç tasfiye şeklinin 4. maddede ayrıntılı şekilde düzenlendiği, 08.04.1994 tarihli borç tasfiye sözleşmesine dair 12.04.1994 tarihli ek sözleşmede, sözleşmede kabul ve ikrar edilen borçlara uygulanacak faiz oranlarının belirtildiği, ayrıca bu faizlere, BSMV+KKDF vs,Vergi, resim ve harçlarla diğer borçların ilave edileceğinin belirtildiği, 25.10.2001 tarihli “ Alacak Temlik Sözleşmesi “ İle alacaklı … bank T.A.Ş tarafından, borçlu … Ticaret A.Ş den olan alacağın temlik eden bankanın kredi sözleşmelerine istinaden Maçka Şubesinden muhataba kullandırılan nakdi ve gayrinakdi kredilerden kaynaklanan yasal takip konusu olmuş veya henüz olmamış tüm alacakları hak ve ferileri İle teminatlarının alacağın bilanço net değeri üzerinden ödenecek bedel mukabilinde veya karşılıksız olarak TMSF ‘na gayri Kabil, rücu olarak devir ve temlik edildiği, davacı…tarafça, davalı…borçlular hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 210.610,52 TL asıl alacak ( 16.10.2001 tarihli ihtarname ile kat edilen kredilerden doğan ) 6.384.131,39 TL geçmiş gün faizi, 152,99 TL masraf ve 70,83 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 6.594.965,73 TL nin tahsili amacı ile 27.01.2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itiraz ettikleri, itirazlarında, alacaklı TMSF’nin daha evvel İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip dosyası dayanağı olan kredi sözleşmelerine dayanarak aynı alacak için 22 Ekim 2002 tarihinde takip yaptığını, takibin mükerrer olduğunu, ayrıca talep edilen alacağın damga vergisi alacağı olduğunu, sözleşmenin son sayfasında damga vergisinin bankaca ödeneceğinin yazılı olduğunu belirterek itiraz ettikleri, borçlular tarafından, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında, davacının alacaklı sıfatı olmadığı iddiası İle takibin iptali talebinde bulundukları, mahkemenin 21.03.2016 tarihli kararı ile TMSF vekilinin … bank ile aralarında alacağın temlikine İlişkin bir sözleşme bulunduğu yönünde savunma yapılmış ise de gerek icra dosyasında gerekse de davalı…yana tanınan yasal sürede böyle bir belgenin ibraz edilmediği, TMSF’nin alacağı takip yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/204 Esas sayılı dosyasında borçlular tarafından, …’in takip dayanağı genel kredi sözleşmelerinde kefil olarak yer almamış olduğu, imzasının bulunmadığı gerekçeleriyle takibin iptalini talep ettiği, mahkemenin 27.03.2015 tarihli kararı İle iddiaların borçtan Sorumluluk ile doğrudan ilintili olduğu, bu olguların İİK 62. maddeleri gereği borca itiraz niteliğinde olduğu İcra müdürlüğüne bildirilmesinin yasal zorunluluk olduğunu, yine mükerrerlik olgusunun borcun evvelce hukuki başvuruya konu edilmiş olması veya farklı yöntemle tahsile girişilmiş olmasını ifade ettiği, bu yöndeki iddianında borca itiraz olarak değerlendirileceği bu hususun ise İcra müdürlüğüne bildirilmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verildiği, davacının İtirazın iptali davasını açtığı, İstanbul …. İcra … Esas sayılı mükerrer olduğu iddia edilen takip dosyasında, icra takibinin 22.10.2002 tarihli olduğu alacak toplamının 726.235.591.773 TL olduğu, tahsilat yapılmadan işlemsizlik nedeniyle İİK 78.maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı, ayrıca davacı…tarafça İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında,18.03.2015 tarihinde davalı…borçlular hakkında, genel kredi sözleşmeleri, 16.10.2001 tarihli hesap kat ihtarnamesine istinaden 1.001.618.00 USD) 2.624.239,16 TL),asıl alacak,2.218.652.47 USD işlemiş faiz olmak üzere ( 5.812.869,47 TL ) olmak üzere toplam 3.220.270,47 USD(8.437.108,63 TL )’ nin tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, 2015/127 Esas sayılı dosyada toplam 5.958.530,33 TL genel kredi sözleşmeleri ve kat ihtarnameleri nedeni ile ilamsız icra takibinin 16.03.2015 tarihinde başlatıldığı, 2015/129 Esas sayılı dosyada toplam 12.507.305,50 USD ( 32.769.140,41 TL ) alacağın tahsili amacı ile 2015/130 Esas sayılı dosyasında 4.185.079,33 TL alacağın tahsili amacı ile İcra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/229 Esas, 2011/237 Karar ve 30.05.2011 tarihli karar ile … bank A.Ş ‘nin davalı…şirketten alacağını ,alacağın temliki Sözleşmesi ile TMSF’nin davacı…şirkete temlik ettiği, davacı (… Yönetim A.Ş ) şirketçe 10.05.2006 tarihinde İtirazın iptali davasını açtığı, temel ilişki geçersiz ise temlik gerçekleşmeyeceği, … ‘nın …bank A.Ş’nin TMSF’ye devrine ilişkin 06.12.2000 tarihli işleminin Danıştay 10. Dairesinin 2004/8038 Esas, 2004/7170 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, dayandığı işlemin iptal sebebiyle geçerliliğini yitiren temlik konusu alacakta TMSF’nin tasarruf yetkisi bulunmadığı bunun sonucu TMSF’den alacağı temlik alan davacının davada aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/4370 Esas, 2012/9936 Karar ve 12.06.2012 tarihli kararı İle onandığı, karar düzeltme talebinin ise 28.11.2012 tarihli ilamla reddedildiği anlaşılmıştır.Dava konusu alacağa dair bilgi ve belgelerle ilgili olarak … A.Ş ye yazılan müzekkereye, 28.02.2018 tarihli cevabı yazıda, şirketle birleşen … A.Ş kayıtlarında yapılan incelemede ,şirketlerle ilgili arşivin TMSF’ye iade edildiği belirtilmiştir.Kıymetli belge teslim tutanak örnekleri eklenmiştir.Teslim tutanaklarında, genel kredi sözleşmeleri, döviz kredi taahhütnamesi, hesap kat ihtarnamesi, alacak temlik Sözleşmesi, meblağ bilgileri vb bilgileri mevcuttur. Gelir idaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün borçlu … Tic.A.Ş ye hitaben vermiş olduğu 09.03.2018 tarihli cevabı yazıda, 1993 yılında kullanılan krediler ile ilgili olarak tahakkuk ve tahsil edilen damga vergilerine İlişkin evrakların damga vergisini ödemekle yükümlü olan banka kayıtlarında olması gerektiği belirtilmiştir.15.03.2018 tarihli mahkemeye hitaben yazılan cevabı yazıda mükellefe verilen 09.03.2018 tarihli cevabı yazı sunulmuştur. … Bank A.Ş Genel Müdürlüğü tarafından 27.09.2018 tarihli cevabı yazıda, 1996-2001 yıllarına ait talep edilenler hakkında banka ve sistemlerinde ulaşılabilen kayıt ve belgeler üzerinde yapılan araştırmada, ilgili damga vergisinin, defteri kebir ve yevmiye defterlerine ait 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan karşılayamadığı belirtilmiştir. 21.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı…kurumun, sözleşmelerin damga vergisinden kaynaklanan 15.188,01 TL/YTL’den doğan alacağı talep ettiği, sözleşme tarihi: itibarı ile Sözleşme miktarı: 405 Damga vergisinin; 07.12.1993 14.000,00 70,0007.12.1993 2.000,00 10,00Bila tarihli 6.000,00 30,0015.01.1993 8.700,00 43,50Toplam Damga Vergisi.. 153,50 TL’olduğu. Normal kaşullarda sözleşmelerin akdedildiği dönemde geçerli olan 405 damga vergisine göre toplam 153,50 TL verginin tahakkuk edip bağlı bulunulan vergi dairesine yatırılması gerektiği, oysaki talep edilen salt damga vergisi tutarının 15.188,01TL/YTL olduğu, öncelikle davacı…kurumun dava konusu damga vergisinin dayanaklarını açıkça delilleriyle birlikte ortaya koyması gerektiği, şöyle ki; davalı…kredi lehtarı şirkete kullandırılan kredinin Teşvik Uygulama Belgesine dayandığına ilişkin belgenin sunulması, bunun dışında hangi sözleşmelere ait damga vergisi olduğunun tek tek açıklığa kavuşturulması, kambiyo mercilerince müeyyide uygulanmış ise bunun belgesini ve anılan damga vergisi ve cezasının ilgili vergi dairesine ödendiğine ilişkin belgenin/makbuzunun sunulması halinde sıhhatli bir değerlendirme yapılabileceği kanı ve görüşüne varıldığı, belirtilen belgelerin davacı…kurumda inceleme sırasında not ettirilip dosyaya sunulması istenilmiş ise de, bugüne kadar anılan belgelerin ibraz edilmemiş oldukları göz önüne alındığında, bu hususların değerlendirmesinin mahkemenin takdirleri dahilinde kaldığı, sonuç olarak yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, tüm delillerin takdiri tamamen mahkemeye ait olmak üzere, davacı…temlik alacaklısı ( … bank A.Ş.) ile davalı…kredi lehtarı … arasında Genel Kredi Sözleşmesi/leri akdedildiği, işbu sözleşmeyi diğer davalı…kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşmelerin tahakkuk eden damga vergisi ve cezalarından dolayı salt 15.188,01 TL/YTL’den doğan alacağın faiz ve fer’leri talep edildiği, davalı…kredi lehtarı şirkete kullandırılan kredinin Teşvik Uygulama Belgesine dayandığına ilişkin belgenin sunulması, bunun dışında hangi sözleşmelere ait damga vergisi olduğunun tek tek açıklığa kavuşturulması, kambiyo mercilerince müeyyide uygulanmış ise bunun belgesini, anılan damga vergisi ve cezasının ilgili vergi dairesine ödendiğine ilişkin belgenin makbuzun sunulması halinde sıhhatli bir değerlendirme yapılabileceği, aksi halde alacağın ispatlanamamış sayılabileceği belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir. Dava icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali İİK 67.madde de düzenlenmiştir. Davacı…vekilinin istinaf dilekçesinde dile getirmiş olduğu ve işbu uyuşmazlıkta uygulanmasının gerektiğini iddia ettiği İİK’nın 68/b maddesinde ise borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde itirazın kesin olarak kaldırılması başlığı ile, “Madde 68/b – (Ek: 9/11/1988-3494/4 md.)Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. (Değişik son cümle: 17/7/2003-4949/18 md.) Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır. Süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.(1) Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Krediyi kullanan taraf, itiraz etmediği hesap özetinin dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılır. Bu hüküm bu Kanunun 150/a maddesinin söz konusu olduğu hallerde de aynen uygulanır. (2 (Ek fıkra: 17/7/2003-4949/18 md.) Krediyi kullanan tarafın kredi hesabının kesilmesine veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarname içeriğine itiraz etmiş olması, kredi hesabının kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarnameden önce tebliğ edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşmiş bulunan faiz tahakkuk dönemlerine ilişkin hesap özetlerinin muhtevasına itiraz edilmemiş olmasının sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu durumda, önceki dönemlere ilişkin kesinleşmiş hesap özetleri hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.” fıkraları düzenlenmiştir. Maddede belirtilen borçlunun hesap özetine bir ay içinde itiraz etmemesi halinde hesap özetinin içeriği takip Hukuku yönünden kesinleşecektir. Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar İİK’nın 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden sayılırlar. Borçlu, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcu ödedikten sonra genel mahkemede açacağı bir dava ile ileri sürülebilecektir. Kredi kullandıran alacaklı hesap özetinin borçluya tebliğ edilmesinden sonra bir aylık süre geçmeden icra takibini başlatamaz. Zira bir aylık süre içinde ihtara itiraz edilmemesi halinde alacaklıya takip hakkı tanıyan ve dayanak belgenin 68/1. madde de sayılanlardan olabilmesi için gerekli koşul henüz oluşmamıştır. Alacaklının takip şartının varlığı takip tarihine göre belirleneceği için sürenin sonradan dolması sonuca etkili olmaz. Borçlunun hesap özetine itiraz etmiş olması halinde alacağın tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirir. Somut olayda ise davacı…vekili tarafından takip hukukuna ilişkin olarak icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açılmamıştır. İİK’nın 67. maddesi gereğince itirazın iptali davası açılmıştır. Yukarıda belirtildiği üzere, davacı…vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği borçlunun hesap özetine itiraz etmemesi halinde ancak hesap özetinin içeriği takip hukuku yönünden kesinleşir. İtirazın iptali davasında ise taraflar iddia ve savunmaları bir takım vakıalara dayandırırlar. İspat yükü ile ilgili genel kural TMK’nın 6. maddesinde yer almaktadır. Hükme göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkının dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bir vakıada kendi lehine haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği vakıaların ispat yükü olduğuna ilişkin bu kuralın da istisnaları mevcuttur. İtirazın iptali davasında davacı…alacaklı takip konusu alacağın varlığını ispat etmelidir. Somut olayda ilgili kurum kuruluş ve bankalara yazılan müzekkerelere verilen yanıtlarda davacı…tarafın takibe konu etmiş olduğu Damga Vergisi alacağına dair aradan geçen süre nedeniyle herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığı belirtilmiştir. Diğer yandan bilirkişi raporunda gerekçeli ve ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, alacağın varlığının kabulünde dahi kullandırılan kredilerle talep edilen damga vergisi alacağı arasında ciddi bir fark olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının iddiasını ispatlamış olduğundan söz etmek mümkün olmayacaktır. Davacı…vekili tarafından istinaf dilekçesinde yer verilen İİK’nın 68. maddesinin ilgili hükümleri icra hukuk mahkemesinde açılacak itirazın kaldırılması davasında uygulama yeri bulunan takip hukukuna ilişkin olduğundan işbu davada değerlendirilmesi uygun görülmemiş, bu nedenlerle davacı…vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı…vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı…harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı…vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.11.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.