Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/232 E. 2023/72 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/232
KARAR NO: 2023/72
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2019
NUMARASI: 2016/948 E. – 2019/841 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sahibi olduğu ticari işletmenin faaliyetleri için davalı bankadan 02.12.2015 tarihinde ticari kredi kullanıldığını, 09.06.2016 tarihinde mevcut kredinin müvekkili şirket tarafından erken kapatıldığını, aynı tarihte erken kapama ücreti adı altında 283.224,25 TL ve “erken kapama ücretine ilişkin BSMVE” adı altında 14.161,21 TL olmak üzere toplam 297.385,46 TL’nin müvekkilinden tahsil edildiğini, ticari kredi sözleşmesinin 4.maddesinde müşterinin ödeyeceği masrafa ilişkin hükümler düzenlenmiş ise de rakamsal değerden bahsedilmediğini, banka tarafından müvekkili şirketin erken ödeme yaparak krediyi kapama isteği üzerine talep etmiş olduğu 297.385,46 TL’nin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve TBK’nın 20.maddesinde düzenlenen genel işlem koşullarına da aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirket tarafından davalı bankaya masrafların iade edilmesi için Kartal … Noterliğinin 27.07.2016 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini ancak bankanın herhangi bir bedel iadesi yapmadığı gibi geri dönüş gerçekleştirmediğini, davalı tarafından müvekkilinden komisyon, dosya masrafı, ipotek fek ücreti ve erken kapama ücreti altında tahsilat yapılmasının gerek taraflar arasındaki ticari kredi sözleşmesine ,gerekse de hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile komisyon ve komisyona ilişkin vergi adı altında 07.12.2015 tarihinde tahsil edilmiş olan 34.125,00 TL’nin şimdilik 1.000,00 TL’sinin erken kapama ücreti ve erken kapama ücretine ilişkin BSMV adı altında 09.06.2016 tarihinde müvekkilinden tahsil edilmiş olan 297.385,46 TL’nin şimdilik 3.000,00 TL’sinin ipotek fek ücreti ve ipotek fek ücretine ilişkin BSMV adı altında 09.06.2016 tarihinde müvekkilinden tahsil edilmiş olan 1.680,00 TL’nin şimdilik 1.000,00 TL’si olmak üzere toplam 5.000,00 TL bedelin tahsil edildikleri tarihlerden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında 27.11.2015 tarihinde 9.000.000 TL kredi limiti ile genel kredi sözleşmesi ön bilgi formu ve genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin yazılı kredi kullanım talepleri çerçevesinde davaya konu taksitli ticari kredinin kullandırıldığını, akabinde davacının bankaya olan kredi borçlarını temin etmek üzere 216 parseldeki on altı adet taşınmaz üzerine de müvekkili lehine 20.000.000,00 TL tutarlı birinci derece ipotek tesis edildiğini, davacı şirketten alınan açık talimat ve muvafakat çerçevesinde kullandırılan kredi tutarı üzerinden kredi komisyonu ve komisyona ait verginin tahsil edildiğini, kredi kullanım talimatında yer alan komisyon oranının binde 5 ibaresinin açıkça görüldüğünü, davacı şirket ile müvekkili banka arasında ticari kredi ilişkisi olduğunu, imzalanan kredi sözleşmesi ve ek sözleşmelerin ticari ilişkide esas olduğunu, söz konusu sözleşmedeki hükümlerin taraflar arasında akdi bir iç hukuk oluşturması dikkate alınarak cari ve geçerli olması gerektiğini, davacı şirket tarafından taksitli ticari kredi niteliğindeki belirli bir geri ödeme planına bağlandığını ve ayrıntılarıyla bahsedildiği üzerine kredinin vadesinden önce tamamen kapatılması neticesinde müvekkili banka uhdesinde zarara neden olacak ve ticari olarak mağduriyetine sebep verecek erken ödemeye ilişkin kredi maliyetinin ve faizden mahrum kalınacak payın bertaraf edilmesi maksadı ile müvekkili bankaca yapılan hakkaniyetli hesaplamalar neticesinde belirlenen davacı şirketin de ihtiraz-i kayıt dahi ileri sürmeksizin belirlenen miktarı hesabına transfer ederek tahsilini zaten kabul etmiş olduğu erken ödeme maliyetinin geri alınması amacıyla açıldığını, geri istenmesinin TTK 18/2.maddedeki düzenlemeye ters düştüğünü, müvekkili banka tarafından tahsil edilen erken ödeme maliyetine dair ücretin bankanın kar hırsı ile değil tamamen artan kredi maliyetlerinin banka nezdinde doğuracağı zararların önünü almak ve kredinin erken kapatılması neticesi mahrum kalınacak faizin telafisi maksadıyla alındığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Sonuç itibari ile; taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 4. Ve 29.8. Maddelerinde komisyon, masraf ve ücret alınmasına ilişkin düzenlemeler bulunduğu, ancak bunların oranlarının ve de miktarlarının sözleşmede gösterilmediği, sözleşme hükümlerinin haksız şart olarak değerlendirilemeyeceği, genel işlem koşullarına aykırılık bulunmadığı, davacıdan tahsil edilen komisyon ücretinin; bankacılık uygulamalarındaki teamüller ve düzenlemelerle uyumlu olduğu, davacı tarafından da 02/11/2015 tarihli yazı ile komisyon alınmasına onay verildiği, davacıdan tahsil edilen erken kapama ücretinin ve ipotek fek ücretinin; diğer bankalarca tahsil edilen miktarlara göre de davalı bankanın aldığı komisyon oranlarının fahiş olmadığı, yine davalı bankanın davacıya verdiği kredinin teminatı için aldığı ipotekler bulunduğu, davalı bankanın ipotek konulan taşınmazların değer tespitleri ve ipotek konulması için belgeli çeşitli masraflar yaptığı, 6102 sayılı TTK’nın 20. maddesi (eski TTK’nın 22. maddesi)’ ne göre tacir olan davalı bankanın verdiği hizmetler karşılığı ücret isteme hakkının bulunduğu, davalı bankanın yaptığı kesintilerin taraflar arasındaki sözleşme ve bankacılık teamüllerine uygun olduğunun tespit edildiği, açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlayarak genel kredi sözleşmesinin taraflarının kredi veren banka, kredi alan müşteri olduğunu, bankanın genel kredi sözleşmesi bünyesinde genel işlem koşulu niteliğindeki hükümleri barındırdığının mahkeme kararları ile sabit olduğunu, sadece o sözleşme için değil çok sayıdaki benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla hazırlanmış ve karşı tarafın, getirilen bu hükmü müzakere etmesine imkan tanımadan sözleşmenin imzalanmış olmasının gerekmekte olduğunu, somut olayda davalı tarafından hazırlanan genel kredi sözleşmesinin taraflar arası bir müzakere sonucu değil, davalı banka tarafından çok sayıdaki sözleşmelerde kullanılmak için hazırlandığını, müvekkili şirketin tacir olması unsurunun genel işlem koşullarının denetiminin uygulanmayacağı anlamına gelmediğini, emsal Yargıtay 11.HD’nin 2016/10961 Esas, 2018/3744 Karar sayılı kararında bu hususa yer verildiğini, buna rağmen mahkeme tarafından genel işlem koşulu denetiminin yapılmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin tip sözleşme niteliğinde olduğunu, mahkeme kararları gereğince dava konusu masraflara ilişkin düzenlemelerin yazılmamış sayılması gerekirken mahkemenin hatalı değerlendirme yaptığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı bankadan kullanılan kredinin erken kapatılması nedeniyle fazladan kesilen komisyon bedeli ve diğer masrafların tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, davalı bankanın Pendik Şubesi’nde 27.11.2015 tarihinde 9.000.000 TL tutarında genel kredi sözleşmesi imzalandığı konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalı banka tarafından davacının kullanmakta olduğu krediyi erken kapaması neticesinde davalıdan tahsil etmiş olduğu komisyon ve komisyona ilişkin vergi, erken kapama ücreti, söz konusu ücretin vergisi ve ipotek fek ücreti ile vergisinin haksız olup olmadığı miktarlarının sözleşme ve diğer yasal düzenlemelere uygun bulunup bulunmadığı ile imzalanan sözleşme ve eklerinin TBK’nın 20 ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarına aykırı olup olmadığı ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasındaki düzenlenen genel kredi sözleşmesi ve aynı tarihli kredi sözleşmesi ön bilgi formunun davacı şirket tarafından kaşelenerek imzalanmış olduğu, davacı şirket tarafında erken kapama ücreti ve diğer masraflara ilişkin olarak erken kapama ücreti tahsilatı adı altında davacı şirket hesabından 09.06.2016 tarihinde davalı banka şubesine 283.224,25 TL tutarında ödemede bulunduğu, sözleşmenin 4.10 maddesinde faiz komisyon, vergi, fon ve masraflar, 4.16.maddesinde müşterinin sözleşme ve ekleri ile her türlü teminatla ilgili muamelelerin gerektirdiği veya gerektireceği masraflarının ve hesabına borç yazılan faiz, vergiler ve fonların ve her nevi rehinin tesisi ve fekki ücretleri ile ipotek tesisi ve fekki ücreti ve erken ödeme ücreti dahil her çeşit ücreti, komisyon, ekspertiz vb. Bankaya derhal ve nakden ödemekle yükümlü olduğunun düzenlendiği, 7.12.madde de ipotek ve rehin fekki ücretlerine yer verildiği anlaşılmıştır. 06.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda; dosya içerisinde bulunan Genel Kredi Sözleşmesi ve diğer tüm belgeler incelendiğinde, söz konusu edilen davacı … Ticaret Ltd. Şti ile, davalı … banka A.Ş. Pendik Şubesi arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ve ekinde imzalanan Taksitli Ticari Kredi Ödeme Planı “nda kullanılan kredi tutarının tüccarlara ait kredi olduğu, yani tüketici kredisi mahiyetinde olmayıp ticari mahiyette kullanıldığı, davalı bankanın yapılan işlemlerden kâr elde etmek isteğinde olduğu, bunu tüccar müşterinin de bildiği, kredi kullanımında bankaların kazanacağı kâr’ın işleme başlamadan taraflarca tespit edildiği, müşterinin hangi tarihte ne kadar taksit ödeyeceğini bildiği, müşteri için hiçbir belirsizliğin olmadığı, yani müşteri tarafından da elde edilecek kredi ile ticari faaliyetini sürdürerek kâr elde etmek üzere sözleşme yapıldığı, kısaca her iki tarafın da, tacir gibi davrandığı herhangi bir zorlamanın olmadığının görüldüğü, kanun koyucunun Tüketiciyi Koruma Kanunu’nu yasallaştırarak tüketiciyi koruma altına aldığı, fakat kâr amacı güden taciri korumaya tabi tutmadığı, Genel Kredi Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri ve ekinde imzalanan Taksitli Ticari Kredi Ödeme Plânı“na göre hangi tür ücret ve masrafların hangi şartlarda ve oranlarda tahsil edileceği, ticari krediyi erken kapama nedeniyle banka’nın maruz kalacağı kâr mahrumiyetinden dolayı zarar ve maliyetlerini müşteriden talep edebileceği, ayrıca ipotek fek ücretinin nasıl tahsil edilebileceği açıkça belirtilmiş olduğu, erken kapama olayından önce davacı şirketin bu meblağlardan haberdar olduğu, dolayısı ile davacı …Ticaret Ltd. Şti’nin hesabından tahsil edilen ticari kredi komisyonu ve buna ilişkin B.S.M.V. ücretin Kredi Erken Kapama Komisyonu ve buna ilişkin B.S.M.V. ücretinin, İpotek Fek Ücreti ve buna ilişkin B.S.M.V ücretinin sözleşmeye ve yasalara uygun olduğu, kâr amaçlı ticari kredilerde sözleşmeyi imzalayan her iki tarafın da tüccar olması dolayısı ile aralarında eşitsizlik olduğundan söz edilemeyeceği, kullanılan kredinin de ticari mahiyette olması sebebiyle, davalı bankaca tahsilinin gerçekleştirildiği tutarların iadesine gerek olmadığı ve bu nedenle de davalı banka tarafından davacı firmaya bu sebeple bir ödemeyi gerçekleştirilmesine gerek olmadığı belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek, davalı bankanın sunmuş olduğu evraklar değerlendirilerek yapılan hesaplamanın hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, diğer bankalarca uygulanan ortalama oranlar bazında değerlendirilerek hesaplanması amacıyla bilirkişiye dosyanın yeniden sevk edilmesini talep etmiştir. Mahkemece dava dışı bankalara müzekkereler yazılarak bilgi ve belgelerin dosya içerisine ibrazından sonra dosya yeni bir bilirkişiye tevdi edilmiştir. 31.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin faiz, komisyon, vergi, fon ve masraflar başlıklı 4. Maddesinin 10. Fıkrasında; Taksitli Ticari Kredi başlıklı 29. Maddesinin 8. Fıkrasında; “Müşteri, bu kredinin vadesi gelmeden toplam bakiye borcunu veya vadesi gelmemiş bir veya birden çok taksitini ödemek istemesi halinde, bu hususta hankanın erken ifayı kabul etmesi halinde, herhangi (faiz vs.) indirim yapıp yapmamakta serbest olduğunu ve bankanın belirleyeceği erken kapama ücretinin ödenmesinin kendisinden talep edildiği takdirde, bu ücreti nakden ve defaten itirazsız bir şekilde ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder,” Hükümlerini içerdiği, 27.11.2015 tarihli sözleşme imzalanmadan önce davacıya verilen aynı tarihli Genel Kredi Sözleşmesi Ön Bilgi Formunda; “Ekte bir örneği yer alan Genel Kredi Sözleşmesinin alâyhinize olabilecek hükümler içermekte olup Türk Borçlar Kanununun Genel İşlem Şartlarına ilişkin hükümleri dikkate alınmak suretiyle, sözleşme hakkında bilgi sahibi olmanız, aleyhinize nitelendirilebilekek hükümleri öğrenmeniz ve anlamanız gerekmektedir.” davalı banka ile davacı şirket arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak, davalı banka Pendik Şubesi tarafından davacı firmaya, 59 ay vadeli yıllık (15,50 faiz oranıyla, 20.01.2016-29.11.2020 tarihleri arasındaki taksitlerle ödenmek üzere 02.12.2015 tarihinde 6.500.000,00 TL tutarlı taksitli bir ticari kredi açıldığının anlaşıldığı, davacı şirketin imzasını içeren geri ödeme planına göre kredinin ilk taksitinin 143.988,58 TL olmak üzere ilk 8 ay sadece faiz ödemeli, sonraki aylar ise 178.243,20 TL tutarlı eşit taksitler halinde itfa edilmesinin ön görüldüğünün tespit edildiği, söz konusu kredinin teminatını oluşturmak üzere mülkiyeti davacı şirkete ait olan İstanbul Maltepe ‘de bulunan 16 parça taşınmaz üzerine, davalı banka lehine 04.12.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile 1. Dereceden 20.000.000,00 TL tutarında ipotek tesis edildiği, söz konusu kredinin ilk vadesinin 20.01.2016-20.05.2016 arasındaki ilk 5 taksit ödemesinin gerçekleştirilmesinden sonra kredinin 09.06.2016 tarihinde erken ödeme yapılmak suretiyle tamamen tahsil ve tasfiye edilerek kapatıldığının anlaşıldığı, dava dosyasına ibraz edilen ekstrelerden tespit edilebildiği kadarıyla, davalı banka tarafından davacı firmaya 02.12.2015 tarihinde kullandırılan 6.500.000,40 TL tutarlı taksitli kredi nedeniyle; 07.12.2015 tarihinde 32.500,00 TL Kredi K isyonu ve 1.625,00 TL BSMV, 09.06.2015 tarihinde 283.224,25 TL Erken Kapama Ücreti ve 14.161,21’TL BSMV, « 09.06.2015 tarihinde 1.600,00 TL İpotek Fek Ücreti ve 80,00 TL BSMV, olmak üzere 317.324,25 TL ücret ve komisyon, 45.866,21 TL BSMV tahsil edildiği, ücret ve komisyon ile BSMV toplamının 333.190,46 TL olduğunun tespit edildiği, konunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin yorumu, delillerin değerlendirilmesi ve nihai karar mahkemeye ait olmak üzere; Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Bankacılık Kanunu ve bu Kanunlar kapsamında yayımlanan Yönetmelikler ile konuya ilişkin Yarpıtay içtihatları doğrultusunda raporun önceki bölümlerinde yapılan değerlendirmeler sonucunda; davalı … banka A.Ş. Pendik Şubesi tarafından dayacı … Araştırma, … Ltd. Şti. ile arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin 4, 7 ve 29. maddeleri kapsamında, kullandırılan krediler nedeniyle ücret, masraf ve komisyon tahsil edebileceği, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 144. Maddesi düzenlemeleri ile kredilerden tahsil edilecek faiz ve ücretlerin bankalarca serbest olarak belirlenebileceği ve T.C. Merkez Bankasına bildirilmesi esası getirildiği, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezi’nin 07 Ocak 2011 b.02.2.tcm.0.007.00.05 sayılı 2006/1 ve 2007/1 sayılı Tebliğ Uygulaması Hakkında konu başlıklı talimatında da bankaların reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredi işlemlerinde faiz ve kar payı dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları ile bankacılık komisyonlarının bildirilmesine devam olunacağının belirtildiği, davalı banka tarafından davacı şirkete 02.12.2015 tarihinde kullandırılan kredi nedeniyle tahsil olunan masraflar bazında yapılan incelemede; alınan ücret, masraf ve komisyonların söz konusu TCMB Tebliği doğrultusunda yayımlanan ücret, masraf ve komisyonlara ilişkin tabloya uygunluk içerdiği, davacının 27.11.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi öncesinde düzenlenen Ön Bilgi Formu ile sözleşmede aleyhinde olabilecek hükümlerin varlığı konusunda bilgilendirildiği gibi bilgi formu ve genel kredi sözleşmesinin bir kopyasının davacı şirkete teslim edildiği, sonuç olarak davalı banka tarafından davacıdan 07.12.2015 tarihinde tahsil edilen 32.500,00 09.06.2015 tarihinde tahsil edilen 283.224,2 BSMV, 09.06.2015 tarihinde tahsil edilen 1.600,00 TL Kredi Komisyonu ve 1.625,00 TL BSMV, TL Erken Kapama Ücreti ve 14.161,21TL İpotek Fek Ücreti ve 80,00 TL BSMV, Olmak üzere 317.324,25 TL ücret ve komisyon 333.190,46 TL Ücret ve Komisyonun Sözleşme, yasal düzenlemeler Yargıtay karalarına ve bankacılık teamüllerine aykırılık içermemesi nedeniyle davacının iade talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda davacının her bir talebi ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu tür uyuşmazlıklarda, sözleşmede oran veya miktar belirlenmemiş ise davalı banka ile diğer bankaların uygulaması araştırılarak bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan komisyon, masraf, erken kapama ücreti vb. ad altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup karşılaştırılarak, davacıdan talep edilebilecek ortalama miktar konusunda bilirkişi heyetinden rapor alınarak, alınan masraflar konusunda 5411 Bankacılık Kanunu 144. maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulunun 16.10.2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararına istinaden Merkez Bankasının çıkarmış olduğu ilgili tebliğ hükümleri de dikkate alınmak suretiyle davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekmektedir (Yargıtay 11.HD’nin 26/06/2018 tarih, 2016/11653 E. 2018/4811 K. ve 2017/276 E. 2018/5662 K. sayılı ilamları). Bilirkişi raporunda ve emsal Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere; mevcut genel kredi sözleşmesinde erken ödeme komisyonu için belirlenmiş bir oran olmadığı, ancak böyle bir oranın belirlenmemiş olmasının TMK’nın 2. maddesi gereğince hakkın kötü niyetle kullanılmasına sebep olabileceği, bankalar arası genel teamüllere göre bir komisyonun erken ödeme komisyonu olarak alınmasının hakkaniyete uygun olacağı, davalı tarafça alınan erken kapama komisyon ücretinin emsal banka uygulamalarına göre normal oranda olduğu, diğer alacak kalemlerinin de aynı nitelikte bulunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen hüküm hukuka uygun olup aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Her iki taraf tacirdir. Davalı bankanın erken kapama komisyonu ve diğer giderleri talep etmesi mümkündür. Kredi sözleşmesindeki hükümlerin genel işlem koşulu niteliğinde olması tek başına bu hükümleri geçersiz hale getirmez. Bu hükümlerin ayrıca dürüstlük kuralına aykırı haksız şart niteliğinde de olması gerekir. Her iki taraf tacir olup özenli ve tedbirli davranmakla yükümlüdür. Kredi sözleşmesinde, kredinin erken kapatılması halinde erken kapama komisyonu alınacağına diğer işlemler için ücretlendirme yapılacağına dair sözleşme hükümlerinin dürüstlük kuralına aykırı haksız işlem şartı olduğundan söz edilemez. Bu nedenle davacı vekilinin, genel işlem koşullarına ilişkin istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26.01.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.