Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/222 E. 2020/1460 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/222
KARAR NO: 2020/1460
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:18/09/2019
NUMARASI:2018/375E. – 2019/807 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit-Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen hükme karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki balık ağı satımına ilişkin sözleşme gereğince davalının, müvekkiline balık ağı teslimini, müvekkilinin ise bedelini ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, ancak davalının bir kısım ağları teslim etmesine rağmen bir kısmını ise tüm uyarılara rağmen teslim etmediğini, müvekkilinin sözleşme gereğince davalıya … Bankasına ait 28.01.2018 keşide tarihli, 100.000,00TL bedelli … nolu çeki, 20.02.2018 keşide tarihli 53.000,00 TL bedelli … nolu çeki, 30.02.2018 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli … nolu çeki, 20.11.2018 keşide tarihli 123.500,00 TL bedelli … nolu çeki, 20.12.2018 keşide tarihli 123.500,00 TL bedelli … nolu çeki, 26.01.2018 keşide tarihli 75.000,00 TL bedelli … nolu çeki ile … Bankasına ait 10.11.2017 keşide tarihli 28.000,00 TL bedelli … nolu çekleri ile ödeme yapıldığını, davalının vadesi gelen çekleri tahsil etmesine rağmen taahhüt edilen ürünleri teslim etmemesi üzerine keşide edilen İstanbul …Noterliğinin 06.03.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmede taahhüt edilen ağların teslimi, teslim edilmemesi halinde ise bakiye alacak olan 300.549,33 TL’nin ödenmesinin istenildiğini, ihtarın 08.03.2019 tarihinde tebliğine rağmen cevap verilmediğini, müvekkilinin 603.000,00 TL bedelli çeklerle ödeme yapmasına rağmen davalının müvekkiline teslim ettiği ağların bedelinin düzenlenen faturalardan anlaşılacağı üzere 302.405,67 TL olduğunu, müvekkilinin teslim edilmeyen ürünler karşılığında davalıdan 300.594,33 TL alacaklı olduğunu , davalının edimini yerine getirmemesine rağmen henüz vadesi gelmeyen … Bankasına ait 20.11.2018 keşide tarihli 123.500,00 TL bedelli … nolu çeki ve 20.12.2018 keşide tarihli 123.500,00 TL bedelli … nolu çeklerin de tahsili imkanı bulunduğunu, çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek, iki adet çek yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.11.2018 ve 20.12.2018 tarihli çeklerden dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazladan ödenen 53.594,33 TL ile çeklerin ödenmesi halinde fazladan yapılacak 300.594,33 TL’nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; dava konusu iki çekin davalı şirket ortağı … emrine ikinci el balık ağlarının satışı karşılığı verildiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen 10.08.2017 tarihli sözleşme kapsamında 603.000,00 TL bedelli yedi adet çekin verildiğini, ancak sözleşme konusu malın 300.594,33 TL tutarındaki kısmının teslim edilmediğinin doğru olmadığını, tarafların sözleşmeyle belirlenen ağların teslimi konusunda anlaştıklarını, bu ağların bir kısımının müvekkili şirket tarafından sıfır ağ olarak kalanların ise şirket ortağı tarafından ikinci el olarak teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, eski ağlar için iki adet çekin bu nedenle şirket ortağı emrine düzenlendiğini, sözleşmede belirlenen 9.5 boy 110 kulaç açıklığı olan palamut ve çinekop ağlarının (ikinci el) ve 1.5 boy orkinos ağı (ikinci el) ağların 06.10.2017 tarihinde davacının kaptanı ve temsilcisine teslim edildiğini, kalan 135 paket düğümsüz yeni ağın da çeşitli tarihlerde fatura ile davacıya teslim edildiğini, davacının bu konuda bir itirazının bulunmadığını, maddi sıkıntıya düşen davacının iki adet çekin tarihinde değişiklik istediğini, bu talebin kabul edilmemesi üzerine ihtarı keşide ederek dava açtığını, bu hususa müvekkili şirket yetkilisinin tanık olduğunu savunarak, davanın reddine ve dava konusunun %20’sinen aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; ” …Dava, satımdan kaynaklanan menfi tespit ve alacak davasıdır. Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere; Davacı ile davalı şirket arasında balık ağı satımına ilişkin 10/08/2017 tarihli sözleşme düzenlendiği, davacının 608.000,00 TL satım bedeli karşılığında dava dilekçesinde bildirdiği çekleri verdiği, bilahare davacının sözleşmeye konu ağlardan bir kısmının teslim edilmediği gerekçesiyle menfi tespit ve fazladan ödenen alacağın tahsili için iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış; iddia ve savunmalarının irdelenip değerlendirilmesi bakımından bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle: ‘ Tarafların incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun bulunduğu, davacının 608.000,00 TL satış bedeli karşılığında 500.000,00 TL miktarında 5 adet kendi çeki ile 108.000,00 TL tutarında müşteri çeki verdiği, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı şirketin 53.594,33 TL alacaklı bulunduğu, sözleşmeye konu malaların teslim edildiği’ bildirilmiştir. Davacı, balık ağların bir kısmının teslim edildiğini, bir kısmının ise teslim edilmediğini iddia etmiş ise de davalı tarafından sunulan belgelerden balık ağların bir kısmının irsaliye ile bir kısmının da davacı şirkete ait geminin kaptanına teslim edildiği anlaşıldığından teslime ilişkin davacı iddiası yerinde bulunmamıştır. Bu durumda teslim edilen ağlara karşılık verildiği anlaşılan dava konusu çekler yönünden açılan menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer yandan alınan bilirkişi raporunda davalının kendi defterlerine göre davacıya 53.594,33 TL borcu bulunduğu kayıtlı olduğundan davalı defterlerindeki bu kayıt aleyhine delil olarak kabul edilmek suretiyle bu miktar alacağa hükmedilmesi talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, menfi tespit davasının reddine, alacak davasının kabulü ile 53.594,33 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının tazminat talebinin reddine, 6.245,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının 123.500,00-er TL bedelli 2 adet çek nedeniyle açtığı toplam 247.000,00 TL değerli menfi tespit davası yönünden müvekkili yaranına 20.770,00 TL vekalet ücreti takdiri gerekirken hiç bir gerekçe yazılmadan vekalet ücreti takdir edilmediğini, nisbi tarifeye göre vekalet ücreti takdiri gerektiğini, Reddedilen miktar yönünden davacıdan harç alınması gerekirken yargılama harcı alınmadığı gibi harcın iadesine karar verildiğini, harcın bir kısmının iade edilerek bir kısmının da alacak davasındaki harca mahsup edildiğini, davanın açılması sırasında 53.594,33 TL alacak talebi için 915,26 TL ve 247.000,00 TL değerli menfi tespit davası için ise 4.218,14 TL olmak üzere toplam 5.133,40 TL harç ödendiğini, bu durumda menfi tespit davasının reddi nedeniyle ödenen 4.218,14 TL harcın davacıya iade edilmemesi gerektiğini, yargılama giderlerinin kabul ret oranına göre düzenlenmesi gerektiğini, Menfi tespit davasının reddine rağmen kötü niyet tazminatına karar verilmemesinin yerinde olmadığını, mahkeme gerekçesine göre davacının teslim aldığı ağlar için menfi tespit talep etmesi nedeniyle açıkça kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin lehdarı olmadığı çekler yönünden dava açılmasının kötü niyetli olduğun, Alacağın tahsiline ilişkin hükmün de hatalı olduğunu, davacının 53.594,33 TL alacaklı gözükmesinin, muhasebe işlemlerinden kaynaklanan sorunlardan kaynaklandığını, tanıklarının dinlenmesi halinde, özellikle davacının gemi kaptanı olan …’ın dinlenmesi halinde teslim edilen malın miktar ve kıymeti hakkında bilgi alınabileceğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın tüm talepler yönünden reddine ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili istinaf başvurusuna karşı cevap ve katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde; HMK’nın 111. maddesi gereğince terditli talepler bulunması halinde mahkemenin esas talebi inceleyip reddetmeden feri talebi inceleyemeyeceğini, bu nedenle vekalet ücretine ilişkin mahkeme hükmünün yerinde olduğunu, kötü niyet tazminatı talebinin reddinin yerinde olduğunu, Davalının ürünleri teslim etmemesine rağmen menfi tespit talebinin reddinin hatalı olduğunu, davalının, dava açıldıktan sonra düzenlediği 06.10.2018 tarihli sahte bir teslim tutanağını ibraz ettiğini, bu teslim tutanağının herhangi bir hukuki mahiyeti bulanmadığını, teslim tutanağına göre teslimin …in nezaretinde yapıldığını, bu durumda teslim yerinde müvekkilin vekili …, … ve davalı şirket yetkilisinin hazır olmasına rağmen teslimin yetkisi olmayan üçüncü kişiye yapılması ve tutanağın bu kişi tarafından imzalanmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, yetkili temsilcinin bulunduğu bir ortamda teslim ve teslime ilişkin tutanağın başkasına yapılmasının adli makamları yanıltmaya yönelik olduğunu, Sultangazi Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğünün 23.05.2019 tarihli cevabi yazısıyla, 2017 yılında …’ın müvekkil şirketin çalışanı olmadığının tespit edildiğini, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalının, sözleşmeden doğan 300.564,33 TL tutarındaki ürünü teslim ettiği iddiasının bir anlığına kabulü halinde dahi, teslimin yetkili olmayan kişiye yapıldığını, … gemisi kaptanı …’ın müvekkili adına işlem yapmaya yetkili olmadığını, gemi kaptanının bağlama limanı sınırları içinde donatan adına hiç bir işlem yapamayacağını, somut olaydaki gibi mal teslim alamayacağını, bu nedenle ağların müvekkilinin yetkilisi … nezaretinde kaptan … tarafından teslim alındığının kabul edilemeyeceğini, zira teslimin yapıldığı İstanbul ilinin … isimli müvekkile ait geminin bağlama limanı olduğunu, gemi bağlama limanı dışında olsa dahi, kaptan ancak geminin seferini tamamlayabilmesi için zorunlu malzemeleri teslim alabileceğinden donatan adına mal teslim almaya yetkili olmadığını, teslime konu ürünlerin geminin sefere devam edebilmesi için zorunlu ürünler olmadığından davalı tarafça dosyaya sunulan ve delil niteliğine haiz olmayan tutanağa dayanılarak karar verilemeyeceğini, İlk derece mahkemesinin davanın kısmen reddine dair kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesi uyarınca davalının teslim borcunu yerine getirmediği iddiasıyla, davacı tarafından davalıya verilen iki adet çek nedeniyle İİK’nın 72. maddesi uyaarınca menfi tespit ve fazla ödenen 53.594,33 TL’nin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, sabit görülmeyen menfi tespit davasının reddine, davalı defterlerine göre davalının borçlu olduğu 53.594,33 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından, yasal süreleri içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen 10.08.2017 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; 9.5 boy 110 kulaçlık palamut ve çinekop ağı, 1.5 boy orkinos ağı ve 135 paket düğümsüz yeni ağın toplam 608.000,00 TL bedelle davacıya satışı konusunda tarafların anlaştığı, satış karşılığı davacının 28.01.2018 keşide tarihli, 100.000,00TL bedelli … nolu çeki, 20.02.2018 keşide tarihli 53.000,00 TL bedelli … nolu çeki, 30.02.2018 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli … nolu çeki, 20.11.2018 keşide tarihli 123.500,00 TL bedelli … nolu çeki, 20.12.2018 keşide tarihli 123.500,00 TL bedelli … nolu çeklerin toplamı 500.000,00 TL bedelli çeklerin yanı sıra 75.000,00 TL bedelli ve 33.000,00 TL bedelli müşteri çeklerinin verilerek ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin davacıyı temsilen … tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından keşide edilen 06.03.2018 tarihli ihtarla, sözleşme kapsamında davalının teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, buna rağmen vadesi gelen çeklerin tahsil edildiğini, ağların 7 gün içinde teslim edilmemesi halinde bakiye 300.594,33 TL’nin 7 gün içinde ödenmesi, edimin yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin davacı tarafından feshedileceği, yapılan ödemelerin tahsili ile ödenmeyen çekler yönünden menfi tespit davası açılacağı bildirilmiştir. Cevap dilekçesine ekli olan 06.10.2012 tarihli teslim tutanağı ile sözleşmede belirtilen 135 paket düğümsüz ağ haricindeki tüm ağların … teknesi kaptanı …’a teslim edildiği, teslimin davalı şirket temsilcisi … tarafından gerçekleştirildiği, teslim sırasında sözleşmeyi imzalayan davacı vekili …’in hazır bulunduğu anlaşılmıştır. Teslim olgusunun cevap dilekçesinde ileri sürülmesinden sonra davacı tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde, teslim tutanağının sonradan kurgusal olarak düzenlendiği, müvekkilinin temsilcisinin hazır bulunduğu yerde teslimin gemi kaptanına yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve tutanağı düzenleyen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulacağı beyan edilmiştir. Menfi tespit talep edilen … Bankası AŞ.’ye ait 20.11.2018 keşide tarihli 123.500,00 TL bedelli … nolu çeki, 20.12.2018 keşide tarihli 123.500,00 TL bedelli … nolu çeklerin keşidecisi davacı olup, çekler … emrine keşide edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede, vade ve miktarı belirlenen iki adet çekin diğer çeklerle birlikte davalıya verileceği kararlaştırılmıştır. Muhatap bankanın 09.04.2018 tarihli cevabi yazısından menfi tespite konu iki adet çekin ibraz edilmediği, ibraz edilen 8.01.2018 keşide tarihli, 100.000,00TL bedelli … nolu, 20.02.2018 keşide tarihli 53.000,00 TL bedelli … nolu ve 30.02.2018 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli … nolu çeklerin ödendiği bildirilmiştir. Belirtilen çeklerin, incelenen suretlerine göre, keşideci olan davacı tarafından davalı emrine keşide edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından teslim edildiği beyan edilen … Bankasına ait … nolu 26.01.2018 keşide tarihli 75.000,00 TL bedelli çekin keşidecesinin … A.Ş. Olduğu, çekin … Maslak şubesine ibraz edildiği anlaşılmıştır. Sözleşmede belirlenen müşteri çeklerinden olduğu anlaşılan … Bankasına ait 10.11.2017 keşide tarihli 28.000,00 TL bedelli … nolu çekin tahsil edildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki tüm belgelerden taraflar arasında sözleşmede belirtilen ağların davacıya 608.000,00 TL bedelle satılması konusunda sözleşme ilişkisi kurulduğu sabit olup, sözleşme ilişkisi kapsamında davacı tarafından davalıya dava konusu iki çekle birlikte tahsil edildiği anlaşılan çekler teslim edilmiştir. Sözleşme ilişkisi tarafların kabulünde olup uyuşmazlık sözleşme konusu emtianın davacıya usulüne uygun şekilde teslim edilip edilmediği noktasındadır. Davalı tarafından sunulan 06.10.2017 tarihli teslim tutanağında 135 paket düğümsüz ağ haricindeki palamut ve orkinos ağlarının davacıya ait geminin kaptanı …’a teslim edildiği kabul edilmiş, geriye kalan yeni ağlarla ilgili olarak davalının kestiği fatura değerleri ve davalının kendi defterindeki borç kaydı esas alınarak, fazla ödeme tutarının tahsiline ilk derece mahkemesince karar verilmiştir. Davacı vekili, kaptanın sigortalı çalışanı olmadığını beyan etmişse de dosyaya celbedilen belgelere göre ağları teslim alan şahsın, davacıya ait geminin kaptanı olduğu belirlenmiştir. Bu şahsın gemi kaptanı olduğu esasen davacının da kabulündedir. Davacı vekili, gemi kaptanının, gemi bağlama limanındayken donatanı temsil yetkisinin sınırlı olduğunu, gemi bağlama limanında bulunduğu sırada kaptanın donatan adına hukuki işlem yapamayacağını, bu nedenle ağları teslim alma yetkisinin bulunmadığını, kaptana yapılan teslimini geçerli bir mal teslimi olmadığını savunmuştur. Somut olayda, gemi kaptanı olduğu tartışmasız olan kişi tarafından davacı adına hukuki işlem yapılmamış, donatan tarafından yapılan satım sözleşmesine konu emtia teslim alınmıştır. Gemi kaptanı olan kişinin, balıkçı teknesinde kullanılması mutat olan ve davacı tarafından bedeli ödenen balık ağı emtiası teslim alınmıştır. Kaptanın, bu tür gemide kullanılması mutat olan emtiayı teslim alma konusunda yetkili olduğu kabul edilmelidir. Her ne kadar davalı taraf 08.11.2018 tarihli dilekçesi ile davalı şirket yetkilisi … ile davacının gemi kaptanı …’ın teslim konusunda dinlenmesini talep etmiş ise de teslim tutanağındaki, teslim alan kaptan imzasına açıkça karşı çıkılmayarak kaptanın teslim alma yetkisinin bulunmadığı iddiasına dayanıldığı anlaşıldığından, kaptana teslim edilen bu emtia yönünden teslimin gerçekleştiği kabul edilmelidir. Kaptana teslim edilen satıma konu emtianın, davacının lehine dava konusu iki adet çeki keşide ettiği kişi olup aynı zamanda davalı şirketin yetkilisi olan …’na ait ikinci el ağlar olduğu savunulmaktadır. Gerçekten de sözleşme ilişkisinde, menfi tespite konu iki adet çek davalı şirket lehine değil, şirketin yetkilisi olan şahıs lehine düzenlenmiş olup, davalı yan bu çekler karşılığı teslim edilecek emtianın şirket ortağı tarafından kaptana teslim edildiğini savunmaktadır. Kaptana, 06.10. 2017 tarihli tutanakla düzenlenen balık ağlarının şirket yetkilisinin şahsına ait olması nedeniyle fatura düzenlenmediği, yani bu ikinci el ağların faturasız olarak ve teslim tutanağı karşılığında kaptana teslim edildiği savunulmaktadır. Kaptana teslim edilen bu ağlar için fatura düzenlenmediği her iki tarafın da kabulündedir. Yukarıda açıklandığı üzere, donatanın yaptığı satım sözleşmesine konu ağların kaptan tarafından teslim alınmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, teknenin bağlama limanında olmasının, kaptanın bu ağları teslim almasına engel olmadığı, bu nedenle teslimin geçerli bir mal teslimi olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Diğer yandan, teslim edilen emtianın davacıya ait tekneye kadar olan taşıma işini yapan dava dışı nakliye firması tarafından düzenlenen taşıma faturası davacı adına düzenlenmiş ve davacının bu taşıma faturalarına itirazı bulunmamaktadır. Bu gerekçelerle, davacı vekilinin, kaptana yapılan mal teslimiyle ilgili olarak ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı şirketin yetkilisi olan dava dışı …’na ait olup kaptana teslim edildiği kanıtlanan ikinci el ağların değerinin, bu şahsa verilen ve menfi tespit talebine konu edilen iki adet bedeli kadar, yani 247.000,00 TL olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacının iki adet çeke yönelik menfi tespit talebinin reddinde isabetsizlik görülmemiştir. Davalı şirket, davacı adına düzenlediği 7 adet fatura ve sevk irsaliyesi ile toplam 302.405,67 TL bedelinde emtiayı davacıya teslim etmiştir. Bu faturalara konu ağların davacıya teslim edildiği hususu ihtilafsızdır. Bu faturalar karşılığında davalı tarafından tahsil edilen çeklerin bedeli 356.000,00 TL olup, davalının kendi defterlerine göre, davacıya 53.594,33 TL borçlu görünmektedir. Satım sözleşmesinde tahsil edilen bedel karşılığı malın alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü satıcı davalıya aittir. Davalı teslim ettiği yeni ağlar için kendisi fatura ve irsaliye düzenlemiş ve bu faturalara konu emtiaları alıcı davacıya teslim etmiştir. Davalı, teslim ettiği yeni ağların bedellerini faturada kendisi göstermiş, şirket yetkilise ait ikinci el ağlar dışında başkaca yeni ağ teslim ettiğine dair fatura ve irsaliye sunmamıştır. Bu durumda davalının, sözleşme uyarınca teslim etmesi gereken 53.594,33 TL tutarlı yeni ağ teslim borcunu yerine getirmediği sonucuna varılmakta olup ilk derece mahkemesinin, alacak talebinin kabulüne dair kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının istinaf başvurusunun incelenmesinde; mahkemece 12.04.2018 tarihli ara kararla İİK’nın 72/2. maddesi gereğince dava konusu edilen iki adet çekin takibe konu edilmesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiği, yasal süresi içerisinde tedbirin uygulamasının talep edilmediği, ancak davacı tarafından 19.10.2018 tarihinde yeniden tedbir talep edildiği, mahkemece iki adet çek yönünden taraflarla sınırlı olmak üzere %15 teminatla tedbir kararı verildiği, davacının 19.10.2018 tarihinde 37.050,00 TL teminatı yatırarak tedbirin uygulanmasını sağladığı, ancak çeklerin davalının cirosuyla üçüncü kişi olan dava dışı … Ltd. Şti.’ne ciro edilmesi nedeniyle tedbirin uygulanamadığı, iki adet çekin anılan kişi tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edildiği, tedbir nedeniyle davalının alacağına geç kavuşmadığı, böylece İİK’nın 72/4. Maddesindeki yasal koşulların gerçekleşmediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilememesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin bu konuda istinaf nedeni yerinde değildir. Davanın, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye ilişkin olması, sözleşmenin her iki tarafça imzalanıp kabul edilmesi, şirket ortağına verildiği belirtilen iki adet çekin sözleşmenin ifası kapsamında verilmiş olması karşısında, davalının husumet itirazı yerinde değildir. Ancak, mahkemece menfi tespit isteminin reddine karar verilmesine rağmen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin kabul edilen alacak talebi ile reddedilen menfi tespit talebinin oranlarına göre dikkate alınmadan karar verilmesi doğru değildir. HMK’nın 326. maddesinde kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine karar verilen tarafa yükleneceği, davada iki taraftan her birinin kısmen haklı çıkması halinde ise yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı düzenlenmiştir. Davacı tarafından 300.594,33 TL üzerinden harca esas değer yazılarak alacak ve menfi tespit talep edilmiş olup bu miktarın 247.000,00 TL’ si iki adet çek yönünden menfi tespit, bakiye kısmı ise fazladan ödenen miktarın tahsili istemine ilişkin olduğundan ve mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğine göre, yargılama giderlerinin haklılık oranlarına göre paylaştırılması, reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda hüküm kurulmaması usule aykırı olduğundan, bu yöne ilişkin davalı istinafının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak, davanın esası hakkında dairemizce kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, B)Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, yargılama giderleri yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-a) Davacının alacak talebinin kabulüyle, 53.594,33 TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre belirlenecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; b) Davacının menfi tespit davasının reddine, 2-Kabulüne karar verilen alacak tutarı üzerinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince hesap edilen 6.245,38 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Reddedilen menfi tespit talebi yönünden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince hesap edilen 20.770,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Davacıdan alınan teminatın, tedbir konusu çeklerin üçüncü kişi tarafından takip konusu yapılması nedeniyle, talebi halinde davacıya iadesine, 5-Yasal koşulları bulunmadığından, davalının İİK ‘nın 72/4. maddesine dayalı kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 6-Alınması gereken 3.661,02 TL karar harcının, peşin alınmış olan 5.133,40 TL harçtan mahsubu ile artan 1.472,38 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 7-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 3.661,02 TL karar harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davacı tarafından yapılan 754,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul red oranına göre belirlenen 133,00 TL ‘lik bölümünün davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 9-Kullanılmayan yargılama gider avansı bakiyelerinin, karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 10-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden: a-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına; 915,26 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, b-Davalı tarafından harcanan 121,30 TL başvuru harcı gideri ile 43,50 TL posta giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından, istinaf yargılaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 11-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 12-dava dosyasının, karar kesinleştiğinde, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1-2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve davacı yönünden temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 24.12.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.