Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/2101 E. 2023/1569 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2101
KARAR NO: 2023/1569
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2018/893 E. – 2019/1042 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete 29/09/2014 tarihli ve … no’lu 22.939,98 TL(7.965,26 EURO) tutarlı satış faturasındaki malların satışını yaptığını ve mallar için sevk irsaliyesinin düzenlendiğini, malların 25/09/2014 tarihinde teslim edildiğini, davalı firmanın takip konusu faturadaki bedelin bir kısmını ödediğini ancak geriye 1.819,45 Euro borç kaldığını, davalı firmanın satıma konu malları aldıktan sonra fatura içeriğine herhangi bir itirazda bulunmadığını, kalan borç tutarının davalı firmadan defalarca istenmesine rağmen ödenmediğini bunun üzerine kalan borç tutarı ile ilgili olarak Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline %20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirkletin alacağının karşılanmış olduğunu, bakiye bulunmadığını, ticari defterlerin incelenmesi halinde haksız ve fahiş bir miktar talep ettiği ve hak edilmiş alacağın davalı firma tarafından zamanında anlaşılan miktar üzerinden ödendiğinin ortaya çıkacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava, fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 1.819,45 EURO asıl alacak, 183,70 EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.003,15 EURO alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi 02/08/2019 havale tarihli raporunda; davacı firma defter ve belgelerindeki kayıtlara göre davalı firmadan en son ticari işlem tarihi olan 27/05/2015 tarihi itibariyle Türk parası cinsinden 5.234,48 TL, döviz cinsinden ise 1.817,22 EURO alacaklı göründüğünü, dava konusu alacağın doğmasına neden olan satış faturasının teslim eden ve teslim alan kısmında herhangi bir ibare bulunmadığını, bu faturaya ilişkin düzenlenen 25/09/2014 tarih, Seri … Sıra no’lu sevk irsaliyesinin teslim eden kısmında imza bulunduğu, isim soyadı bulunmadığı, teslim alan kısmında ise imza ve … isminin yazılı olduğunu, davacının asıl alacağa işlemiş faiz talebinde bulunduğu alacağının kabul edilmesi halinde, bu alacağa faiz istenebilmesi için ya sözleşmede hüküm bulunması yada bir bildirimle borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiğini, bu defa Borçlar Kanunu’nun 117/2 maddesinde yer alan borcun ifa edileceği gün ile ilgili taraflar arasında akit edilmiş bir sözleşmeye ve herhangi bir ihtarnameye dosyada rastlanılmadığını, dava konusu alacağın doğmasına neden olan 29/09/2014 tarih ve seri … Sıra no … no’lu, mal bedeli 19.440,67 TL olan faturanın KDV hariç 19.440,00 TL olarak davacı firma … A.Ş.’nin BS formunda ve davalı … Ltd. Şti.’nin BA formunda yer aldığı bildirimlerinin yapıldığını bildirmiştir. İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında mal alım satım ilişkisi bulunduğu ve dava konusu alacağın doğmasına neden olan 29/09/2019 tarihli faturaya konu malların davalı tarafa teslim edildiği, sevk irsaliyesinde teslim alan kısmında isim ve imzanın bulunduğu, bu nedenle davalı şirket yetkilisine çıkartılan ihtaratlı isticvab davetiyesine itibar edilmeyerek mal tesliminin kabul edilmiş sayıldığı, ayrıca BA – BS formları ile davaya konu fatura alacağının bildirimlerinin yapıldığı, davacı ve davalı tarafça verilen BA – BS bildirimlerinin birbiriyle uyumlu olduğu, takibe konu faturadan dolayı davacının davalıdan yapılan ödemeler mahsup edildiğinde taraf ticari defterlerinde yapılan inceleme ile tespit edildiği üzere 1.817,22 EURO davacının alacaklı olduğu, davacı tarafça davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü hususu ispatlanamadığından işlemiş faize ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davalının itirazının 1.817,22 EURO yönünden iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 1.817,22 Euro asıl alacak yönünden davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca en yüksek temerrüd faizi uygulanmasına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 1.250,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçerli olmayan sevk irsaliyesine rağmen davacının davasının kabulüne karar verildiğini, alacak miktarının taraflar arasında tartışmalı olmasına rağmen müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedildiğini, taraflar arasında faize ve temerrüde ilişkin bir sözleşme bulunmadığından alacağın likit olduğunun söylenemeyeceğini, 30.07.2019 tarihli bilirkişi raporunun 8.sayfasının d) bölümünde davaya konu olan satış faturasının teslim eden ve teslim alan kısmında herhangi bir ibare bulunmadığını, bu faturaya ilişkin düzenlenen 25.9.2014 tarihli, … sıra no’lu sevk irsaliyesinin teslim eden kısmında imza bulunduğunu, isim soyadı bulunmadığı, teslim alan kısmında ise imza ve … isminin yazılı olduğunu, davacının satış faturasına ilişkin teslimatı yaptığını ispatlayamadığını, mahkemece bilirkişinin sevk irsaliyesi hakkındaki tespitine rağmen, davacı lehine hüküm kurulduğunu, faizin en yüksek temerrüt faizi olarak uygulanmasına karar verilmesinin de hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamında bulunan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; il olarak İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 1.819,45 Euro tutarlı fatura ve 187,70 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.003,15 Euro alacak yönünden yetkisiz icra müdürlüğünde 17.09.2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ancak davalı borçlunun yetki itirazı üzerine dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderildiği, 13.10.2017 tarihinde yeniden ödeme emri gönderildiği, ödeme emrinin 18.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 19.10.2017 tarihinde süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın bir yıllık yasal hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır. HMK’nın 190. maddesinde ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında mal satışına ilişkin ticari ilişki bulunmakta olup davacı, davalı tarafa sattığı mallara ilişkin olarak 29.09.2014 tarihli fatura düzenlemiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde söz konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerini yerinde inceleme yetkisi verilmesine rağmen sunmadığı, bu nedenle davalı defterlerinin incelenmediği görülmektedir. Davacı ve davalının bağlı olduğu vergi dairesinden getirtilen BA/BS formlarına göre davacının fatura konusuna ilişkin mal satışı formu düzenlediği, davalının da söz konusu fatura ile uyumlu olarak BA bildiriminde bulunduğu, davacının ayrıca sevk irsaliyesi sunduğu anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporunda davacının fatura nedeniyle bakiye 1.817,22 Euro alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde her ne kadar malların teslim edildiğinin ispatlanamadığını ileri sürmüş ise de cevap dilekçesinde bu yönde bir savunma ileri sürmemiştir. HMK’nın 357. maddesi uyarınca, istinaf aşamasında, ilk derce mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenmez, yeni delillere dayanılamaz. Bu nedenle davalının malların teslim edilmediğine ve sevk irsaliyesine yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Kaldı ki vergi dairesine dava konusu fatura ile uyumlu BA formu sunan davalının malları teslim aldığı kabul edilmelidir. Davalı vekilince icra inkar tazminatının yersiz olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; takip konusu alacak faturadan kaynaklanan bir alacak olup likit nitelikte olduğundan mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerinde olmuştur. Öte yandan, taraflar tacir olduğundan, ilk derece mahkemesince 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca ticari işler için öngörülen temerrüt faizinin uygulanması isabetli olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, fatura konusu malların teslim edildiği, davalının ödemeye ilişkin herhangi bir belge sunamadığı anlaşıldığından, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 320,32 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.10.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.