Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/208 E. 2022/1653 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/208
KARAR NO: 2022/1653
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2019
NUMARASI: 2018/991 E. 2019/407 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahibi ve yetkilisi bulunduğu … ile davalı arasında 17.02.2018 tarihinde ”Ürün Satış ve Sipariş Çeki Teslim Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme çerçevesinde davalı şirkete müvekkili tarafından … Bankası, Rami Şubesine ait 40.000,00 bedelli, 30/11/2018 tarihli, … numaralı, 40.000,00 TL bedelli, 31.12.2018, tarihli, … numaralı, 40.000,00 TL bedelli, 31/01/2019 tarihli, … numaralı, 40.000,00 TL bedelli, 31/03/2019 tarihli, … numaralı, 40.000,00-TL bedelli, 30/04/2019 tarihli, … numaralı, 40.000,00 TL bedelli, 31/05/2019 tarihli, … numaralı, 200.000,00-TL bedelli, 05/11/2018 tarihli, … numaralı, 100.000,00-TL bedelli, 05/12/2018 tarihli, … numaralı, 100.000,00-TL bedelli, 10/12/2018 tarihli ve … numaralı toplam 9 adet çek keşide ederek davalıya teslim ettiğini, ancak davalı tarafın sözleşmede belirtilen emtiaların hiçbirini teslim etmediğini, yapılan görüşmelere rağmen olumlu sonuca ulaşamadıklarını, çeklerin vadesinin yaklaştığını, karşılığında alınması gereken sipariş mallarının alınmadığından çeklerin bedelsiz kaldığını, sözleşmenin 3.4 maddesi gereğince ürünler teslim edilmediğinden bedelsiz kalan çeklerin müvekkiline iade edilmesi gerektiği halde davalı tarafça çeklerin iade edilmediğini, davalı tarafa verilen çeklerin ödenmemesi için tedbir kararı verilmemesi durumunda müvekkilinin ciddi anlamda mağdur olacağını ve telafisi imkansız zararlara maruz kalacağını ileri sürerek, toplam 9 adet çekin ödenmemesi için ödeme yasağı kararı verilmesine, çeklerin bedelsiz kalması nedeniyle iptaline, çeklerden dolayı müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “..Taraflar arasındaki ihtilafın Davalı cevap vermeyip münkır addedildiğinden taraflar arasındaki 17/02/2018 tarihli sözleşme uyarınca alınacak ürünlere karşılık davacı tarafça davalıya teslim edilen çeklerin karşılıksız kalıp kalmadığı, davacının davalıya çeklerden dolayı borçlu olup olmadığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı, noktalarında toplandığı görülmüştür. Mahkememizce açılan davanın erken açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Zira taraflar arasındaki sözleşmenin 3.4 maddesinde açıkça “…çeklerin vadesi gelmeden 15 gün önce ürünleri teslim edeceği taahhüt etmiştir. …her bir çekin vadesi gelmeden 15 gün önce ürün teslim edilmediği takdirde takip eden tüm çekler bedelsiz kalacak olup alıcıya iade edilecektir.” şeklindeki sözleşme maddesi uyarınca açılan davada davacı tarafın dilekçesindeki sıraya göre 30.11.2018, 30.12.2018, 31.01.2019, 31.03.2019, 30.04.2019, 05.11.2018, 05.12.2018, 10.10.2018 tarihli olarak sıralanan 9 adet çekin; ilk 6 çekin ilkin 30.11.2018 tarihli olduğu, sonraki çekin 31.12.2018 ve akabindeki çeklerinde 31.01.2019, 31.03.2019, 30.04.2019 şeklinde devam eder görüntüsü verildiği ve bu sıralama uyarınca da mahkememizce ilk çekin 30.11.2018 olduğu zannına kapılarak sehven davanın en erken çekin süresi olan 30.11.2018 tarihinden 15 gün önce yani en geç 16.11.2018 tarihinde davalı tarafça çek karşılığı ürünün teslim edilmesi gerektiği, aksi takdirde bu çekin ve akabindeki diğer çeklerin karşılıksız kalacağı düşünülerek davanın bu tarihten önce açılamayacağı, oysa davacının davasının 30.10.2018 tarihinde açmış olduğu, bu nedenle de erken dava açmış olduğuna kanaat getirilerek davası reddedilmiş ise de; gerekçeli karar yazılırken 9 adet çekten ilk 6 çekin sıralı gittiği ancak 200.000,00 TL bedelli 05.11.2018 tarihli çekin bu sıralı giden çeklerden sonra yazıldığı, bu çek dikkate alındığında 15 gün geriye gidildiğinde davanın en erken 22.10.2018 tarihinde açılmasının mümkün olduğu ve davacının da davasının bu çek dikkate alındığında bu tarihten sonra yani 30.10.2018 tarihinde açtığı bu haliyle aslında davanın süresinde açıldığı ancak bu hususun tümü sıralı çek yanılgısına düşürecek şekilde hızlı okuma ve davacı tarafın dilekçesinde çek diziliş sebebine binaen hata edildiğinin gerekçeli karar yazılırken mahkememizce fark edildiği, ancak karar verilmiş olması nedeniyle karardan geri dönülemediği … ” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın erken açılması sebebiyle reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, nitekim gerekçeli kararın 2. sayfasında da bu durumun ilk derece mahkemesince fark edildiğini, davanın aslında süresinde açıldığının belirtildiğini, ancak mahkemenin kararından dönemediği için mecburi olarak davanın reddine karar verdiğini, taraflar arasında 17.02.2018 tarihli “Ürün Satış ve Sipariş Çeki Teslim Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacı tarafından 9 adet çek keşide edilerek davalıya verildiğini, ancak davalının sözleşmede belirtilen emtiaların hiçbirini teslim etmediğini, sözleşmenin 3.4 maddesi gereğince, ürünler teslim edilmediğinden bedelsiz kalan çeklerin müvekkiline iade edilmesi gerektiği halde, davalı tarafından bu çeklerin iade edilmediğini, davanın da bu çekler nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti için açıldığını, mahkemece, ilk çekin 30.11.2018 tarihli olduğu zannıyla, davanın en erken 16.11.2018’de açılabileceği, oysa davanın 30.10.2018’de açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, ancak ilk çekin 05.11.2018 tarihli olduğunu, davanın 22.10.2018 tarihinden itibaren açılabilmesinin mümkün olduğunu, nitekim işbu davanın da 30.10.2018 tarihinde ve süresinde açıldığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalı ile aralarındaki 17.02.2018 tarihli Ürün Satış ve Sipariş Çeki Teslim Sözleşmesi uyarınca davalıya verilen dava konusu çeklerin, davalının sözleşmede belirtilen emtiaların hiçbirini teslim etmemesi sebebiyle davacıya iade edilmesi gerekirken iade edilmemesi sebebiyle çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, mahkemece, sözleşmenin 3.4 maddesi uyarınca erken açılan davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede davalının satıcı, davacının alıcı olarak belirtildiği, sözleşmeye taraflarca belirlenen ürünün satışının konu edildiği, dava konusu çeklerin vadesi gelmeden önce teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmeye göre çeklerin teslim edildiği görülmektedir. Sözleşmenin 3.4 maddesinde ise ”SATICI yukarıda belirtilen çeklerin vadesi gelmeden 15(Onbeşgün) gün önce ürünleri teslim edeceğini kabul ve taahhüt etmiştir. Söz konusu çekler ürün alınmadan önce sipariş ve bağlantı yapmak için teslim edildiğinden her bir çekin vadesi gelmeden 15 gün önce ürün teslim edilmediği takdirde takip eden tüm çekler bedelsiz olup Alıcıya iade edilecektir. ” hükmü yer almaktadır. Davacı eldeki davada, satın aldığı ürünlerin davalı tarafından teslim edilmediğini iddia ederek sözleşmenin 3.4 maddesi uyarınca çeklerin iadesini, çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dava konusu çeklerin tarihlerine bakıldığında ilk ve en önce tarihli çekin 200.000,00 TL bedelli ve 05.11.2018 tarihli çek olduğu, diğerler çeklerin tarihin bu çekten sonraki tarihler olduğu, bu çek dikkate alınıp sözleşme hükmü uyarınca 15 gün geriye gidildiğinde davanın en erken 22.10.2018 tarihinde açılmasının mümkün olduğu, davacının da davasını bu tarihten sonra, 30.10.2018 tarihinde ve süresinde açtığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davanın süresinde açıldığı nazara alınarak işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının esası incelenmeksizin kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.12.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.