Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2036
KARAR NO: 2020/1475
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/225 Esas
KARAR TARİHİ: 14/08/2020
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı borçlu vekili 23/03/2020 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; takip alacaklısının müvekkilleri için başlatmış olduğu icra takibinin yasal dayanağının … Ltd. Şti.tarafmdan çekilen krediye kefil oldukları genel kredi sözleşmesi olduğunu, ihtiyati haciz talep edenin, … Ltd. Şti.’ne vermiş olduğu kredi için 4.500.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, bu surette alacağın rehinle temin edilmiş olduğunu, dolayısıyla bu hususun kefiller yönünde de geçerli olduğunu, ihtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından asıl borçlu şirket aleyhine kredinin tahsilatı için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi için icra takibine geçildiğini ve borçlu şirkete icra emri gönderildiğini, İİK.nun 257 maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından ihtiyati haciz talep edilebileceğini belirterek yasal koşullara uymayan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davcı alacaklı vekilinin 17/07/2020 tarihli ihtiyati hacze itiraza karşı verdiği cevap dilekçesi özetle; davalının itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının incelenmesinin gerektiğini, İİK.’da itiraz sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığını, bunların dışındaki sebeplere dayanılarak ihtiyati haciz kararına itiraz edilemeyeceğini, TBK 586 maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz edenlerin müteselsil kefil oldukları için haklarında haciz yolu ile takip yapılabilmesinin mümkün olduğunu, İİK.45 ‘nci maddesinin sadece asıl borçlu hakkında rehne müracaat sorumluluğu getirdiğini, genel haciz yoluyla yapılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı borçluların itirazı nedeniyle İstanbul Anadolu 10. ATM’nin 2020/225 Esas sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını belirterek itirazların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesi 16/09/2020 tarihli ara kararla, “…Söz konusu ipotek sözleşme şartları incelenmiş …’a ait Kocaeli İli, Gebze İlçesi … Köyünde kain … ada … parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 4.500.000,00 TL Bedelle … Ltd. Şti’nin alacaklı bankaya olan borçlarının teminatı olarak verildiği, kefillerin kefalet borçlarınının teminatı olarak verilmediği anlaşılmıştır. İstanbul BAM 14. HD. 2020/810 E, 2020/442 K. Sayılı ilamında “…Asıl kredi borçlusu hakkında konkordato talebinde bulunulmuş ve mahkemece geçici mühlet kararı verilmiş olması, ihtiyati haciz kararı verilmesine engel oluşturmamaktadır. Geçici veya kesin konkordato mühleti verilmesinin sonuçları İİK’nın 294. maddesinde düzenlenmiş olup ilgili borçlu o düzenlemeden yararlanarak, ihtiyati haczin uygulanmasına karşı koyabilir. Yasal düzenleme, ihtiyati haciz kararının verilmesini değil uygulanmasını durdurmaktadır. Kefiller için ise böyle bir imkan da tanınmamıştır. Yani mühletin etkileri sadece konkordato talep eden hakkında sonuç doğurmakla onun lehine kefalet, aval ve rehin vereni etkilemez.” demek sureti ile talep dışı şirketler hakkında konkardato kararı verilmiş olmasının kefiller hakkında ihtiyati haciz istemeye engel bir durum olmadığını belirtmiştir. İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nun 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. Tüm bu anlatılan hususlardan ötürü alacağın vadesinin gelmiş olması ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmiş olması nazara alınarak…” ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: ihtiyati haciz kararının takip alacaklısı ile … Ltd.Şti arasında imzalanan ve müvekkillerinin de kefil bulundukları genel kredi sözleşmesine dayandığını, İhtiyati haciz talep eden davacı lehine …Ltd.Şti nin kredi borçları için 3. Şahıs … tarafından 4.500.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ipoteğin 3. şahıs ipoteği olması nedeni ile konkordato sürecinin devam ediyor olmasının, davacının ipoteği paraya çevirmesine engel olmadığını, kaldı ki davacı takip alacaklısının da … Ltd.Şti adına verdiği kredinin tahsilatı için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi için icra takibine başladığını, iş bu dosyadan usul hatası bulunması nedeni ile İstanbul Anadolu 16 İcra Hukuk Mahkemesi 2020/172 Esas ve 2020/309 Karar sayılı kararı ile takibin iptal edildiğini, … Ltd.Şti adına yürütülen konkordato sürecinden kefillerin de istifade etmesi gerektiği yönünde bir iddia ve savunmaları olmadığını, … Ltd.Şti lehine ihtiyati haciz kararı verilmeyeceği yönünde bir savunmaları da olmadığını, ara kararın gerekçesinde İstanbul BAM 14 HD 2020/810 Esas 2020/442 Karar sayılı ilamından neden bahsedildiği ve karar kapsamında bir talep olduğu yönünde gerekçe yazılması ve yazı metninin koyulaştırılmasının taraflarınca anlaşılamadığını, gerekçeye emsal teşkil eden kararın ne taleple ne de dava ile ilgisi olmadığını, Davacıya, … Ltd.Şti ve şirkete kefil olan müvekkillerinin tek bir borcu olduğunu ve bu borca karşı 4.500.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, iş bu ipoteğin kefiller adına verilmemiş olduğu savının hukuki olanaktan yoksun olduğunu, davacının alacağını ipotekle güvenceye alınmış olması nedeni ile İİK 257 maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz talep eden alacaklının alacağının ipotek ile güvenceye alınmış olması nedeniyle İİK’nın 257 maddesindeki yasal hükümlere aykırı olması nedeni ile itirazın reddine dair ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak, itirazın kabulü ile haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265/son maddesi uyarınca, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine ilişkin ara kararın istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İtiraz ve istinaf eden borçlu vekilleri, alacağın üçüncü kişi tarafından verilen taşınmaz ipoteği ile güvenceye alındığını, bu nedenle müteselsil kefiller aleyhine de ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür. İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Kanun’un 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesi uyarınca da kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz (Yargıtay 11. HD 2016/13086 E 2016/9051 K 22.11.2016 T. Yine Yargıtay 19 HD 2012/4803 E 2012/10127 K 14.06.2012 T. Ve 2010/6302 E 2010/10114 K 22.09.2010 tarihli emsal kararı). Somut olayda; alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri gereğince kredi kullandırıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenen …, … ve …’un müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeleri imzaladığı tarafların kabulündedir. TBK’nın 586. maddesine göre asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehni paraya çevrilmeden kefil aleyhine takip yapılması mümkün değilse de borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması halinde kefil aleyhine de takip yapılabilir. Somut olayda TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca, müteselsil kefil olan borçluya alacaklının müracaat edebilmesi için gerekli olan “ihtarın sonuçsuz kalması” koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hesabın kat edilmesiyle birlikte banka alacağı muaccel hale gelmiş, ihtarın hükümsüz kalmasıyla da müteselsil kefille müracaat koşulu da gerçekleşmiştir. İstinafa gelen müteselsil kefiller borçlu …, … ve …’un dava konusu kredi sözleşmeleri kapsamında kendi kefalet sorumluluklarını temin eder şekilde verilmiş herhangi bir ipoteğin bulunmadığı ve bu yönde bir kanıt sunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle borçlular vekilinin aksi yöndeki istinafı yerinde görülmediğinden itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden davalı borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden davalı borçlular tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden davalı borçlular tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24/12/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.