Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/2031 E. 2020/1474 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2031
KARAR NO: 2020/1474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/421D.iş – 2020/424 Karar
KARAR TARİHİ: 14/08/2020
DAVA: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ihtiyati hacce itirazın reddine yönelik verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili dilekçesinde özetle; 31/07/2020 tarih, … çek numaralı, … Bankası A.Ş Kırşehir Şubesinin 60.000 TL tutarlı çeki yönünden müvekkili banka alacağının tahsilini teminen teminatsız olarak borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 14.08.2020 tarihli kararla, “…Talebin kabulü ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz talep edenin ileride ihtiyati haciz de haksız çıkması halinde borçlu/borçlular ile üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olması kaydı ile ihtiyati haciz isteyen alacaklının şimdilik talebe konu alacağın %15 (yüzde onbeş) oranınına isabet eden (9.000) TL miktarındaki nakdi teminat tutarını veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu (şayet alacaklı bir banka ise kendisi dışındaki bir başka bankaya ait teminat mektubu olmak kaydı ile ) mahkememize yatırdığında veya ibraz ettiğinde borçlunun/borçluların gerek elindeki gerekse üçüncü şahıslardaki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının yukarıda miktarı yazılı alacağa yetecek kadar kısımlarının ihtiyaten haczine…” karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararına ilişkin esas takibe konu çekin, kambiyo vasfını yitirdiği gibi alacağın muaccel olmadığını, olsa dahi ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için yasa da öngörülen şartların müvekkili aleyhine doğmadığını, müvekkilinin dava ve takip dışı çek lehdarı … Ltd.Şti.ile yaptığı ticari alışverişten dolayı çek lehtarı bu firmaya olan ödemelerinin bir kısmını … Bankası Kırşehir Şubesi’nde …’a ait … numaralı banka hesabına bağlı olan takibe konu çekle yaptığını, dava dışı takip dışı … Ltd.Şti.müvekkilinden aldığı çeki alacaklısı olan … A.Ş.’den çektiği kredileri teminatı olarak bankaya verdiğini, alacaklı banka çeki takas/teminat sebeplerle lehdar firmaya kullandırdığı kredilerin karşılığı olarak teslim aldığını ve elinde bulundurduğunu, çek lehtarının kullandığı kredilerin teminatı olarak bankaya verdiğini ve kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, çekin yasal ibraz süresinde ibraz edilmediğini, lehtarının alacaklıdan aldığı kredilerin teminatı olarak alındığını çek/kambiyo vasfını yitirdiğinden ihtiyati haciz kararının hukuki olmadığını, ihtiyati haciz kararının %15 teminat yatırılması karşılığında kabulünün de hukuki olmadığını, ihtiyati haciz yargılama giderleri ve borçlunun zararının oluşacağından alınan teminat miktarının düşük olduğununu, müvekkilinin Kırşehir merkezde faaliyet gösterdiğini ve mal kaçırma hazırlığında olduğu iddiasının tutarsızlığının açıkça görüleceğinden verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesi 15/10/2020 tarihli ek kararla, “…İİK 257 maddesinde “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yerinde veya 3.şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” hükmü yer almaktadır. İİK 265 maddesinde “borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” hükmü yer almakta olup, ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmıştır. Somut olayda süresinde borca itiraz vardır. İtiraz edenin borca ilişkin itiraz sebepleri yargılamayı gerektirmektedir. Kanunda sayılan ihtiyati hacze itiraz sebepleri arasında değildir. Tüm bu sebeplerden dolayı ihtiyati hacze itirazın…” reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinfa dilekçesinde özetle: İtiraz dilekçesindeki taleplerini aynen tekrarla; taraf teşkili sağlanmaksızın yokluklarında yapılan duruşma ile hüküm verildiğini, duruşma gününün kendilerine tebliğ edilmediğini, mahkemece alacaklı vekili yararına hem 14.08.2020 tarihli D.iş kararı ile hem de 14.10.2020 tarihli itirazın reddi kararı ile birlikte olmak üzere aynı dosyadan 2 kez ve mükerrer olarak vekalet ücretine hükmedilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını, istinaf talebinin kabulü ile hukuka, dosya içeriğine, usul ve yasaya aykırı olan İstanbul 3. Asliye Tİcaret Mahkemesinin 2020/421 D.İş. ve 14.10.2020 tarihinde aynı mahkemenin 14.08.2020 tarihli ve 2020-424-K. D. iş sayılı ihtiyati haciz kararına yaptıkları itirazın reddine dair kararın ortadan kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararına itirazların kabulüne, İstanbul 3. Asliye Tİcaret Mahkemesinin 14.08.2020 tarihli ve 2020/421-D.İŞ ve 2020/424-K. sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Uyuşmazlık İİK 265/son maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile borçlu itirazının reddine karar verildiği, karara karşı borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK 265/4 maddesinde “… Mahkemece itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki iki tarafta gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karara verilir” şeklinde düzenlenmiş olup, itiraz üzerine itirazın ne şekilde inceleneceği ve mahkemece yapılacak iş açıklanmıştır. Dosyanın incelenmesinde alacaklı vekilinini talebi doğrultusunda mahkemece borçlu aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlu vekilince 27.08.2020 tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz kararına itiraz edildiği, mahkemece borçlu vekili itirazı üzerine 14.09.2020 tarihli murafaa tensip kararı ile itirazın duruşmalı incelemesine karar verilerek murafaa gününün 14.10.2020 günü saat 16.25 de yapılmasına karar verildiği, gider avansı olmadığından tebligat yapılamadığının tensip zaptı altına şerh verildiği, 26.09.2020 tarihinde itiraz eden vekilince 50,00 TL gider avansı yatırıldığı, ancak murafaa gün ve saatinin itiraz eden borçlu vekiline tebliğ edilmeksizin murafaanın icra edilip istinafa konu 14.10.2020 tarihli ek kararın verildiği anlaşılmaktadır. Gerekçeli kararda da taraf vekillerine tebligat yapıldığı, itiraz eden vekilinin murafaaya katıldığının alacaklı vekilinin katılmadığının yazıldığı, ancak hüküm bölümünde ise itiraz eden vekilinin yokluğunda, alacaklı vekilinin yüzüne karşı karar verildiğinin yazıldığı anlaşılmıştır. HMK’nın 27. maddesi uyarınca “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” hükmünü amirdir. Öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddesi gereğince vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı emredici şekilde hükme bağlanmıştır. Buna göre somut olayda yukarıda yapılan tespitler ışığında emderici kanuni düzenlemelere aykırı bir şekilde, 26.09.2020 tarihinde gider avansı yatırılmış olduğu da dikkate alındığında, borçlu vekiline murafaa günü tebliğ edilmeksizin yargılamanın sürdürülerek sonuçlandırılması temel yargısal hak niteliğindeki hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder niteliktedir. Bu nedenle istinafa konu kararın HMK’nın 355 ve HMK’nın 353/1a.4. maddeleri uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’nın353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu 15.10.2020 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA, 2-İtirazın yeniden ve murafaa açılarak değerlendirilmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İtiraz eden tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf kanun yolu harcının talep halinde iadesine, 4-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesi tarafından itirazı hakkında verilecek kararla birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/12/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.