Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2022
KARAR NO: 2023/1795
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2020
NUMARASI: 2019/60 E. – 2020/398 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit
Taraflar arasındaki yönetim kurulu karar defterinin hükümsüzlüğünün tespiti davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait karar defterinin zayi olduğu iddiası ile İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2878/489 Esas sayılı davanın ikame edildiğini, dosyanın derdest olduğunu ve henüz zayi belgesinin alınmadığını, yeni yönetim kurulu karar defteri çıkarılması için ya zayi belgesi alınması ya da bir önceki döneme ait yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayının bulunması gerektiğini, ancak davalı şirketin bunlardan herhangi birini sunmadan diğer davalı Beyoğlu … Noterliği nezdinde bu şartları taşımayan yeni yönetim kurulu karar defterine 18.12.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı açılış onayı yapıldığını, bu işlemin gerek TTK gerekse ticari defterlere ilişkin olan ve 19.12.2012 tarihinde yayınlanan Tebliğe aykırı olduğunu, Tebliğ’in 13/6 maddesinin ”6)Pay defteri ve yönetim kurulu karar defterinin yenilenmesinin gerektiği durumlarda açılış onayı yapılacak yeni defter, kullanımına son verilecek defterle veya zayi edilmişse zayi belgesi ile birlikte notere ibraz edilir. Yeni defterin açılış onayının yapıldığı sırada noter, eski deftere veya zayi belgesine, yeni defterin açılış onayının yapıldığını tarih ve sayıyı belirterek şerh düşer. Eski defterde veya zayi belgesinde söz konusu şerhi gören noter tekrar bir açılış onayı yapamaz.” şeklinde olduğunu, bu şekilde yönetim kurulu karar defteri olmayan ve yönetim kurulu karar defterine ve kapanış onayına ilişkin herhangi bir zayi belgesi alamayan, işbu konuda açtığı zayi davası dahi derdest olan davalı şirketin yönetim kurulu kararı almasının, aldığı bu kararla yönetim kurulu üyesi ataması ve bunu İstanbul Ticaret Sicili’ne tescil ettirmesinin açıkça hukuka aykırılık oluşturduğunu, davalı noter tarafından verilen tasdikin hükümsüzlüğünün tespitinin gerektiğini, bu nedenle hem davalı şirket hem de noter hakkında suç duyurularında bulunulduğunu, ayrıca dava konusu ticari defterin … tarafından çalındığını ileri sürerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, yönetim kurulu karar defteri olmadan yönetim kurulu kararı alınamayacağını, bu hususun davalıya ihtarnameyle ihtar edildiğini ileri sürerek, davalı noterin açılış onayının hukuksuzluğunun tespitini ve yönetim kurulu karar defterinin hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Beyoğlu …Noterliği vekili, savunmasında özetle; noterliğin tüzel kişiliğinin bulunmadığını, bu nedenle Noterliğe karşı dava açılamayacağını, davanın husumet yönünden hatalı olduğunu, bu nedenle reddi gerektiğini, Yargıtay’ın da yerleşik içtihatlarının bu yönde olduğunu, esasa yönelik olarak da Türkiye Noterler Birliğinin … sayılı genel yazısı gereği, davacının iddiasının yıl içerisinde eski defterlerin dolması ya da zayi edilmesi durumları için geçerli olduğunu, Aralık aylarında bir sonraki yıl için yeni defter onaylatılmak istenmesi halinde zayi belgesi sunulması veya eski deftere şerh düşülmesi şartı aranmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … AŞ vekili, savunmasında özetle; davalı şirketin çalınması sebebiyle yönetim kurulu defterinin zayi olduğunun tespiti davası açıldığını, mahkemenin defterin zayi olduğunun tespiti yönünde karar verildiğini ve davanın şirket lehine sonuçlandığını, karar defterinin zayi olması durumunun şirket işleyişini etkilememesi ve yönetim kurulunun aktif ve faal biçimde çalışmalarına devam edebilmesi amacı ile yeni faaliyet yılı olan 2019 yılı için yeni bir yönetim kurulu karar defteri çıkartmasının olağan bir işlem olduğunu ve bu nedenle yeni bir defter çıkarıldığını, davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını ve davacının kötü niyetli olduğunu, davacının sırf şirketin herhangi bir karar alamasın ve faaliyetleri kilitlensin diye defterin hükümsüzlüğünü talep ettiğini, TMK md. 2 uyarınca hukuk düzeninin kötü niyeti korumadığını, TTK’nın yönetim kurulu karar defterinin hükümsüzlüğü talepli bir dava açılmasına cevaz vermediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava: davacı tarafından davalılar aleyhine davalı … A.Ş ‘nin bir önceki dönemin yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı yada zayi belgesi olmadan açılış onayı aldığı karar defterinin hükümsüzlüğünün tespiti istemi ile dava açılmıştır. Tarafımızca noter hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/23878 sayılı dosyasıyla yapılan suç duyurusu Tarafımızca davalı şirket yetkilisi … hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/23835 sayılı dosyasıyla yapılan suç duyurusu , Müvekkil … tarafından davalı şirkete ve … keşide edilen Beyoğlu …. Noterliği’nin … Yevmiye Numaralı 17.012019 Tarihli ihtarname 04.02.2019 Tarihli Türkiye Sicil Gazetesi ilanı Davalı …’ın 18.01.2019 tarih ve 2019/2 sayılı Yönetim Kurulu kararının Beyoğlu …. Noterliği … yevmiye numarasıyla onaylatılması , İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/489 E. Sayılı zayi davası İTO kayıtları , yönetim kurulu karar defteri, noter tastik kayıtları ve bilirkişi raporu davamızın delillerini oluşturmaktadır.Toplanan delillerden de anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlık yönetim kurulu karar defterinin onaylanmasından kaynaklanmaktadır. Öncelikle yasal mevduatı göz önüne almak gerekmektedir. 6102 sayılı TTK 64/1. Maddesi hükmü gereğince ” her tacir, ticari defterler tutmak ve defterlerinde , ticari işletmeleri ile ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, 3. Kişi uzmanlara, makul bir süre içerisinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durum hakkında fikir verebilecek şekilde tutular. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden gizlenmelidir.” aynı maddenin 4. Fıkrasında ” pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesi ile ilgili olmayan defterler de ticari defterlerdir.” belirtilmek sureti ile yönetim kurulu karar defterinin de ticari defter olarak sayılması gerektiği işaret edilmiştir. Ticari defterlere ilişkin 19/12/2012 tarihli ve … numaralı resmi gazetede yayımlanan tebliğin 5. Maddesine göre “gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına bakılmaksızın her tacir yevmiye defteri, envanter defteri ve defteri kebiri tutmak ile yükümlüdür. ” aynı maddenin 3. Fıkrasında ” 1. Fıkrada sayılan defterlere ilave olarak anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri, limited şirketler ise pay defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri tutmak zorundadır. ” açıklaması göz önüne alındığından yönetim kurulu karar defterinin tutulmasının zorunlu olduğu tebliğ de açıklanmıştır.Yönetim kurulu karar defterinin ne şekilde tutulacağına ilişkin ticari defterlere tebliğine ilişkin tebliğin 10,13 ,14 ve 15. Maddelerinde açıklanmıştır. Yine Türkiye Noterler Birliğinin 08/12/2013 tarihli … numaralı genel yazısı ile 11/11/2015 tarihli ” ticari defterlerin onaylanmaları sırasında yaşanan duraksamalar hakkında ” konulu genelgesinde yönetim kurulu karar defterlerinin hangi aylarda yenileneceğine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.Yukarıda açıklanan yasa tebliğ ve genelgelerden de anlaşılacağı üzere anonim şirket yönetim kurulu karar defterinin herhangi bir sebep ile yenilenmesi gerektiğinde eski defter veya zayi belgesi üzerine şerh düşülmesi ve yeni deftere açılış onayı yapılması gerekmektedir. Mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda da açıklandığı gibi yönetim kurulu karar defterinin sayfalarının bitmiş olması zayi olması veya fiziksel olarak mevcut olmasına rağmen herhangi bir neden ile kullanılmaz hale gelmesi durumunda yenilenmesi halindeki uygulama defterlerin yıl içinde yenilenmesi halinde uygulanması gerekmektedir. Yönetim kurulu karar defterinin 1 yıllık mutat kullanımı sonrasında yenilenmesi halinde eski deftere bir şerh düşülmesi zorunlu bulunmamaktadır. 1 yıllık mutat kullanımı sonrasında yeni defter için eski defterin görülmesi zorunlu değildir. Yoksa eski defter ile ilgili zayi belgesi alana kadar karar defteri olmaksızın şirketin faaliyetine devam etmemesi söz konusu olup bu durum şirketin önemli kayıplara uğramasına sebep olur. Her ne kadar davacı taraf bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, kanun koyucunun noterlere eski defterleri yada zayi belgesini görmeyi zorunlu olduğunu belirtmiş ise de bu itiraz şirketin varlığını sürdürebilmesi için yerinde görülmemiştir. Yine itiraz dilekçesinde mutat kullanım diye mevzuatta bir uygulama olmadığını ileri sürmüş ise de benimsenen bilirkişi raporunda açıklandığı gibi şirketin yönetim kurulunun şirketin faaliyetleri hakkında karar vermesi için yönetim kurulu karar defterini noter tarafından tastik edilip işler haline getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacının sabit olmayan davasının reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme dayanak olamayacak nitelikteki bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğunu, raporun son paragrafında bilirkişi tarafından “…anonim şirket yönetim kurulu karar defterinin herhangi bir sebeple yenilenmesi gerektiğinde, eski defter veya zayi belgesi üzerine şerh düşülmesi ve yeni deftere açılış onayı yapılması gerekmektedir. Bu işlem, defterlerin yıl içerisinde yenilenmesi halinde uygulanacaktır. Yönetim kurulu karar defterinin bir yıllık mutat kullanımı sonrasında yenilenmesi halinde, eski deftere şerh düşülmesi zorunluluğu bulunmamaktadır…” şeklinde açıklamada bulunulduğunu, “mutat kullanım sonrası yenileme” tabirinin ilgili mevzuatlarda ve hukuk literatüründe hiçbir surette yer almadığını, davalı şirketin 2018 yılı yönetim kurulu karar defterine ilişkin zayi belgesi davası derdest iken yine 2018 yılı içerisinde 2019 yılı yönetim kurulu karar defteri açılış tasdikinin yaptırılmasının yerel mahkeme tarafından “mutat yenileme” olarak yorumlanmasının hatalı olduğunu, mahkeme tarafından zayi belgesinin 14.03.2019 tarihinde verildiğini, 2019 yılında yönetim kurulu karar defteri açılış tasdiki yaptırıldığını, davalı şirket tarafından o güne kadar eski defterin devamı kullanılmaktayken, bu defa yeni defter kullanma yoluna gidildiğini, . TTK’nın 64/3 maddesinin dördüncü cümlesinde yer verildiği üzere “Yevmiye defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı ise izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar notere yaptırılır.” şeklinde olduğunu, 01.12.2013 tarih ve 28838 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ticari Defterlere İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’de yapılan değişikliğe göre “Pay defteri ve yönetim kurulu karar defterinin yenilenmesinin gerektiği durumlarda açılış onayı yapılacak yeni defter, kullanımına son verilecek defterle veya zayi edilmişse zayi belgesi ile birlikte notere ibraz edilecek, yeni defterin açılış onayının yapıldığı sırada noter, eski deftere veya zayi belgesine, yeni defterin açılış onayının yapıldığını tarih ve sayıyı belirterek şerh düşecek, eski defterde veya zayi belgesinde söz konusu şerhi gören noter ise tekrar bir açılış onayı yapamayacaktır.” denildiğini, görüldüğü üzere kanun koyucunun defterin zayi edilmiş olması durumunu “mutat” bir durum olarak saymadığını ve defter zayi olmuşsa, açılış onayının yapılacağı esnada zayi belgesinin ibrazını zorunlu tuttuğunu, ilgili mevzuatta, mutat açılışa ilişkin zayi belgesi sunulmasının gerekli veya zorunlu olmadığına ilişkin bir düzenleme yok iken, yerel mahkeme tarafından bilirkişi raporu esas alınarak anılan gerekçeyle davanın kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kanunun açık hükmü uyarınca davalının 2018 yılına ait yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayının izleyen faaliyet döneminin yani 2019 yılının Ocak ayı sonuna (31.01.2019) dek noterce yapılmış olması gerekirken işbu onay işleminin davalı yetkilileri tarafından yaptırılmadığını, 2019 yılına ilişkin karar defterinin açılış onayı yapıldığı sırada ise noter tarafından 2018 yılına ait defterin kapanış onayı aranmadığını ve zayi belgesi talep edilmediğini, önceki yıl kullanılan yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, damga vergisi defteri ve yönetim kurulu karar defteri yeterli yaprakları bulunması halinde Ocak ayı sonuna kadar onay (ara tasdik) yenilemek suretiyle kullanılmaya devam edilebileceğini, Ticari Defterlere İlişkin Tebliğin 17’nci maddesinde açıklandığı üzere, kapanış onayına tabi olan yönetim kurulu karar defteri ile yevmiye defterinde son kaydın altına yazılacak “görülmüştür” ibaresi yanında yenileme onay bilgilerinin yazılması suretiyle kapanış ve onay yenileme işleminin bir arada yapılması gerektiğini, kapanış onayına tabi defterlerde onay yenilemenin şekline ilişkin 17.maddenin ” (1) Kapanış onayına tabi olan yevmiye ve yönetim kurulu karar defterlerinde son kaydın altına yazılacak “Görülmüştür” ibaresinin yanında onay yenileme kısmında aşağıdaki bilgilerin yer alması zorunludur:a) Bu Tebliğin 14 üncü maddesinde açılış onayında bulunması gerektiği hüküm altına alınan hususlarda bir değişiklik olmuşsa bu değişiklikler,b) Defterin kalan sayfa adedi,c) Kullanılmaya devam edileceği hesap dönemi,ç) Onay tarihi,d) Onay makamının resmi mühür ve imzası.” şeklinde olduğunu, Tebliğ hükmüne göre görülmektedir ki 2018 yılına ait yönetim kurulu defterinin ara tasdik ile yenilenmesinin de söz konusu olmadığını, kaldı ki davalının 2019 yılı yönetim kurulu karar defteri tasdik ettirildiği esnada 2018 yılına ait deftere ilişkin zayi belgesi davası derdest ve karara bağlanmamış durumda olduğunu, Beyoğlu … Noterliğinin Noterlik Kanunu uyarınca öngörülen ve kamu hizmeti yerine getirmekten ötürü gelen noterlik mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne açıkça aykırı hareket ederek hukuka aykırı bir işlem tesis ettiğini, yine TTK’nın 562/1-c bendinde belirtildiği üzere TTK’nun 64/3 maddesi uyarınca gerekli onayları yaptırmayanların idari para cezasıyla cezalandırılacağına hükmedildiğini, anonim şirketin yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayının yapılmaması hali kanunda açıkça yaptırıma tabi tutulmuşken iken yerel mahkemenin işbu eksikliği kanuna aykırı görmemesi ve davayı reddetmesi sonucunda hukuka ve hakkaniyete aykırı bir hüküm kurulduğunu, mahkeme tarafından şirket faaliyetlerinin sekteye uğrama ihtimalinin red kararına gerekçe gösterilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, sadece şirketin ticari faaliyetlerinin sekteye uğrayabileceğinin gerekçe olarak gösterilmesi, usulsüz tescil işlemini usulüne uygun hale getirmeyeceğini, kaldı ki şirketin faaliyetlerinin sekteye uğramaması hususu, davalı şirketin zayi belgesi talep ettiği davada gözetilmesi gerekli bir husus olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı şirket yönetim kurulu karar defterinin yok hükmünde olduğunun ve noter onay işleminin hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacının kararı istinaf etmesinin ardından 10.04.2021 ardından vefat ettiği, yasal mirasçısı … vekilince davaya katılma ve davayı takip talebinde bulunulduğu görülmüş olup bu talebe binaen … karar başlığında davacı olarak yer verilmiştir. HMK’nın 114/1-d maddesi uyarınca tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartlarından olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı hükmü nazara alındığında istinaf aşamasında da dava şartlarının bulunup bulunmadığının re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı, dava dilekçesinde tüzel kişiliği olmayan Beyoğlu …Noterliğini davalı olarak göstermiş ise de; davacıvekilinin, cevaba cevap dilekçesinde notere bizzat tebligat çıkartılmasını talep ettiği, mahkemece de bizzat Beyoğlu … Noteri … dava dilekçesinin tebliğ edildiği, adı geçen noter tarafından da kendi adına davaya cevap dilekçesi sunulduğu dikkate alındığında, bu durumda artık taraf ehliyetine ilişkin olarak eksikliğin giderilmiş olduğu kabul edilerek incelemeye devam edilmiştir. Davacı taraf, davalı şirketin 2018 yılı yönetim kurulu karar defterinin çalınarak kaybolması sebebiyle zayi belgesi verilmesi talepli dava devam ederken ve dolayısı ile henüz zayi belgesi alınmadan ve bir önceki döneme ait yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı yapılmadan, davalı şirketçe 2019 yılı karar defteri çıkartılmasının ve bu defterin Beyoğlu … Noterliğinin 18.12.2018 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanmasının usulsüz olduğunu, bu nedenle, davalı şirket yönetim kurulu karar defterinin ve davalı Noterlik onay işleminin yok hükmünde olduğunu iddia ederek, yönetim kurulu karar defterinin ve onay işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, anonim şirket yönetim kurul karar defterinin herhangi bir sebeple yenilenmesi gerektiğinde eski defter veya zayi belgesi üzerine şerh düşülmesi gerekmediği belirtilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamının incelenmesinden; davalı Beyoğlu …Noterliğinin 18.12.2018 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile davalı şirketin 2019 yılı hesap dönemi için 192 sayfalık yönetim kurulu karar defterinin onaylandığı, davacının bu onay işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğü, davalı şirketin 01.06.2018 tarihinde, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2018/489 Esas sayılı dava dosyası ile 2017 yılı yönetim kurulu karar defterinin çalınması sebebiyle zayi belgesi verilmesi talebinde bulunduğu, mahkemenin 14.03.2019 tarih ve 2019/385 Karar sayılı kararı ile davalı şirketin Beyoğlu ….Noterliğinin 20.09.2017 tarih ve … yevmiye sayılı açılış tasdiki ile yürürlükte bulunan bir adet yönetim kurulu karar defterinin zayi olduğunun tespiti ile kararın zayi belgesi olarak talep edene verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. TTK’nın 64/4 maddesi uyarınca, yönetim kurulu karar defterinin de ticari defterlerden olduğu belirtilmiş, 64/3 maddesinde, bu defterlerin ve bu defterler arasında sayılan yönetim kurulu karar defterlerinin açılış onaylarının kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılacağı, bu defterlerin izleyen faaliyet dönemindeki açılış onaylarının defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Yasa maddesinde söz konusu defterlerin nasıl tutulacağı, defterlerin kayıt zamanı, onay, yenileme ile açılış kapanış onaylarının şeklinin çıkarılacak Tebliğ ile düzenleneceği belirtilmiştir. 19.12.2012 tarihli ve 25802 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren söz konusu Tebliğ’in 10.maddesinde yönetim kurulu karar defterinin nasıl tutulacağı belirtilmiş, 13/1.maddesinde tacirler tarafından fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterinin açılış onayları kuruluş sırasında ve kullanmaya başlamadan önce, izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları ise defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar noter tarafından yapılacağı, anılan hükmün 4.fıkrasında ise yönetim kurulu karar defterinin açılış onaylarının her hesap dönemi için yapılmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Tebliğ’in ”Açılış onayı yapılacak defterler ve onay zamanı” başlıklı 13.maddesinin 6.bendi ”Pay defteri ve yönetim kurulu karar defterinin yenilenmesinin gerektiği durumlarda açılış onayı yapılacak yeni defter, kullanımına son verilecek defterle veya zayi edilmişse zayi belgesi ile birlikte notere ibraz edilir. Yeni defterin açılış onayının yapıldığı sırada noter, eski deftere veya zayi belgesine, yeni defterin açılış onayının yapıldığını tarih ve sayıyı belirterek şerh düşer. Eski defterde veya zayi belgesinde söz konusu şerhi gören noter tekrar bir açılış onayı yapamaz.” hükmünü, ”Kapanış onayı yapılacak defterler ile onay zamanı ve şekli” başlıklı 15/1 maddesinin b) bendi ise ”Yönetim kurulu karar defterinin, izleyen hesap döneminin birinci ayının sonuna kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce “Görülmüştür” ibaresi yazılarak mühür ve imza ile onaylanması zorunludur.” hükmünü içermektedir. Yine Türkiye Noterler Birliğinin 18.12.2013 tarih ve … sayılı genel yazısında; Tebliğ’in 13/6 maddesine ilişkin olarak yönetim kurulu karar defterlerinin yenilenmesi gereken durumlarda (defterin sayfalarının bitmiş olması, zayi olması veya fiziki olarak mevcut olmasına rağmen kullanılamaması halleri) halinde, noterin eski deftere veya zayi belgesine yeni defterin açılış onayının yapıldığı tarih ve sayı belirtilmek suretiyle şerh düşülmesinin gerektiği belirtilmiştir. Bu bilgiler ışığında somut olayın değerlendirilmesinde;Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkeme gerekçesinde yukarıda yer alan hükümler uyarınca davalı şirketin, Beyoğlu …Noterliğinin 18.12.2018 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile 2019 yılı hesap dönemi için 192 sayfalık yönetim kurulu karar defterini onaylatması işleminin yönetim kurulu karar defterinin yenilemesi talebi olarak değil yeni dönem yönetim kurulu karar defterinin onaylatılması işlemi olarak kabul edilmiş ve 13/6 madde kapsamı dışında değerlendirilmiş ise de; somut olayda, davalı şirketin 2017 yılı yönetim kurulu karar defterinin kaybolduğu belirtilerek İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2018/489 Esas sayılı davanın açılmış olduğu ve yeni defterin tasdik edilmesi tarihinde henüz mahkemece zayi belgesi verilmediği dikkate alındığında, dava konusu Beyoğlu ….Noterliğinin 18.12.2018 tarih ve … yevmiye numaralı 2019 yılı hesap dönemi için 192 sayfalık yönetim kurulu karar defterini onaylatılması işlemi, gerek Tebliğin 13/6 hükmü, gerekse de Noterler Birliğinin yazısı uyarınca ”yönetim kurulu karar defterinin yenilenmesi gereken” durumlardandır. Bir diğer deyişle mutat kullanım sonrası yenileme değil mutat olmayan, zayi olmuş olan defterin yerine yeni bir yönetim kurulu karar defteri alınması ve onaylanmasıdır. Bu sebeple, açılış onayı yapılacak yeni defterin, kullanımına son verilecek defterle veya zayi edilmişse zayi belgesi ile birlikte notere ibraz edilerek yeni defterin açılış onayının yapıldığı sırada noter tarafından, eski deftere veya zayi belgesine, yeni defterin açılış onayının yapıldığını tarih ve sayıyı belirtilerek şerh düşülmesi gerekirken somut olayda olduğu gibi henüz zayi belgesinin alınmadığı 18.12.2018 tarihinde, yeni yönetim kurulu defteri verilmesi için talepte bulunulması ve bu deftere onay yapılması Tebliğ hükümlerine aykırı olmuştur. Ancak her ne kadar Tebliğ’in 13/6 maddesine aykırı olarak zayi belgesi alınmadan ve bu sunulmadan yeni yönetim kurulu karar defteri alınarak onay yapılmış ise de, bu eksiklik yeni defterin ve onay işleminin geçersiz olmasına sebep olmayıp zayi belgesine şerh düşülmesi, zayi belgesi alındıktan sonra (somut olayda 14.03.2019 tarihinde alındığı görülmektedir.) ilgililerin talebi üzerine her zaman noterce tamamlanabilecek bir kayıt olduğundan davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmamakla birlikte ilk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Öte yandan, sıfat deyimi dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişki olarak adlandırılır. Taraf sıfatı, Yargıtay içtihatlarında aktif ya da pasif dava ehliyeti olarak da adlandırılmaktadır. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle (usul hukuku sorunu) ilgili olduğu halde; taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hakka (maddi hukuk sorunu) ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (davacı sıfatı-dava hakkı) o hakkın sahibine ait olup (aktif husumet); hakkını o hakka uymakla yükümlü kişiden (davalı sıfatı-pasif husumet) isteyebilecektir. Sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu daha açık bir ifadeyle bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu hususu dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin olması nedeniyle maddi hukuk sorunudur. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usuli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Dava ehliyeti ise aynı Kanun’un 51. maddesindeki medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. Fiil ehiyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usul işlemlerini yapabilir. Reşit olan ve temyiz kudretine sahip olan kişiler fiil ehliyetine sahiptir. Taraf sıfatı (aktif veya pasif dava ehliyeti) ise dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Eldeki davada, davacının talebi, davalı Beyoğlu …. Noterliğinin davalı şirketin 2019 yılı yönetim kurulu karar defterinin, 18.12.2018 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanması işleminin hukuka aykırılığının tespiti olup davalı gerçek kişi noter, bu işlemin tarafı değil, bu işlemi yasalar gereği düzenlemekle yükümlü kılınmış resmi makamın temsilcisidir. Buna göre husumetin, dava konusu resmi işlemin içeriğindeki hakka ilişkin herhangi bir yararı bulunmayan davalı notere yöneltilmesi doğru değildir. Davalı noter … pasif husumet ehliyeti bulunmadığından, mahkemece davanın davalı noter yönünden pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerekirken yazılı şekilde reddi de doğru olmamış, hükmün bu yönden de düzeltilmesi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemekle birlikte, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, davanın, davalı şirket yönünden yazılı gerekçeyle esastan reddine, davalı noter … yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına bu doğrultuda; 1-Davanın, davalı noter … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-Davanın, davalı şirket yönünden reddine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 225,45 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-Davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihindeki AAÜT uyarınca takdir olunan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihindeki AAÜT uyarınca takdir olunan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine,7-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8-Davalılarca yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 9-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,b-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 10-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,11-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09.11.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.