Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1933 E. 2023/1807 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1933
KARAR NO: 2023/1807
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08.07.2020
NUMARASI: 2018/738 Esas – 2020/298 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı borçluların, kredi borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri üzerine müvekkil banka tarafından, GKS ilgili maddeleri uyarınca borçluların kredi hesapları, Gebze … Noterliği’nin 02/05/2018 tarihli … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesi ile, kat edilerek, kredi borcunun müvekkil bakaya ödenmesi hususunun ihtar edildiğini, söz konusu hesap kat ihtarnamesi tüm muhatapların sözleşmede bildirmiş oldukları adreslerine gönderilmesine rağmen ne borçlu şirket ne de borçlu/davalı kefiller tarafından kredi borcu müvekkil bankaya ödenmemiş olduğunu, borçluların borca ve ferilerine yapılan tüm itirazlarının reddini, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına vaki itirazını iptalini, takibin talebindeki şartlarla devamını, davalı borçlunun asgari %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, tüm yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; öncelikle davacının iddialarının tamamına itiraz ettiklerini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarını yenilediklerini, müvekkillerin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından, davacı yanın ileri sürmüş olduğu tüm taleplerin reddini talep ettiklerini, dava dilekçesi ekinde sözleşmenin bir bütün olarak sunulmadığını, dava dilekçesinin tamamlatılarak tebliğ edilmesini talep ettiklerini, alacaklı olduğunu ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, sözleşme gereği taksitlerin ödenmiş olduğunu, davacının iddia ettiği gibi borcun olmadığını, kat ihtarı usulüne uygun tebliğ edilmeden takip başlatıldığını, ayrıca ortada geçerli usulüne uygun bir fesih bulunmadığını, davacının herhangi bir hak talep etmesi ve icra takibine geçmesinin hukuka aykırı olduğunu, itirazlarının kabulünün gerektiğini, temerrüt olmadığından gecikme zammı istenemeyeceğini, faiz işletilemeyeceğini, faiz oranının fahiş olduğunu, kanuni sınırın çok üstünde olduğunu, alacak likit olmadığından, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, tüm borca, işlemiş/işleyecek faiz oranına doğmuş ve doğacak tüm kalemlere itirazlarının kabulüyle davanın reddini, davacı kötü niyetli olarak icra takibi ve davamında işbu davayı açmış olduğundan İİK md. 67/2 gereği takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak taraflarında verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi (GKS) kapsamında davacı taraf kayıt ve defterlerinin münhasır delil vasfının tanındığı, anılı raporla davalıların dayanak genel kredi sözleşmesine istinaden sorumluluğunun bulunduğunun belirlendiği, alacak miktarının yanlar arasındaki sözleşme, kredi ilişkisi ve bankacılık mevzuatına uygun olarak belirlendiği, sözleşme maddeleri tetkik edildiğinde dayanak GKS’de davalıların kefaletinin gayrinakdi kredileri de kapsadığının görüldüğü, yanlar arasındaki sözleşmenin, ”Temerrüt” başlıklı 11/b maddesinde, temerrüt halinde kredilerin cins niteliğine bakılmaksızın kullanmış olduğu tüm kredilere bankanın mevzuat gereğince TCMB’ye bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %30 fazlasıyla bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi ödeneceğinin hüküm altına alındığı, bu durumda birikmiş temerrüt faizi hesabında anılan sözleşme hükmü gereğince, ek raporda belirtilen (Kredi %18 akdi faiziyle kullandırılmış olup bu akdi faiz oranının %30 fazlasıyla %23.40 oranında temerrüt faizi istenebilmesi mümkün olmakla) %23.40 oranında temerrüt faizi istenebilmesinin yerinde görüldüğü, her ne kadar davacı tarafça noterlik makbuzu ibraz edilmiş ise de takip talebindeki alacak kalemleri arasında makbuz masrafına yer verilmediği, itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı dava niteliğinde olmakla anılı masraf kaleminin hükme dahil edilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla bu bağlamlarda mahkememizce denetlenen kök ve ek raporun davacı yanın takipte talep ettiği alacak miktarları HMK 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralı gereğince aşılmamak kaydıyla hükme esas alınabileceği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalılardan 177.056,53-TL asıl alacak, 5.317,91-TL işlemiş faiz, 203,62-TL BSMV olmak üzere toplam 182.578,06-TL nakdi alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile, asıl alacak 177.056,53-TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %23,40 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmak ve 1.600,00-TL çek riskinden kaynaklı gayri nakdi alacağın davacı bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine, davalıların sorumlu olduğu nakdi alacak üzerinden % 20’si oranındaki icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması…” gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalılardan 177.056,53-TL asıl alacak, 5.317,91-TL işlemiş faiz, 203,62-TL BSMV olmak üzere toplam 182.578,06-TL nakdi alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile, asıl alacak 177.056,53-TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %23,40 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmak ve 1.600,00-TL çek riskinden kaynaklı gayri nakdi alacağın davacı bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine, davalıların sorumlu olduğu nakdi alacak üzerinden % 20’si oranındaki icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gebze … Noterliği 02 Mayıs 2018 tarih ve … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesinde de belirtildiği üzere hesaplar 30/04/2018 tarihinde kat edildiğini, hesap kat tarihine kadar işlemiş sözleşmesel-gecikme faizleri ana paraya eklenerek yeni ana para oluşturulduğunu, kat ihtarnamesi ekinde tebliğ edilen hesap ekstresinde belirtilen 1.265,61₺ gecikme faizi asıl alacak olarak kabul edilmediğini, 6102 sayılı TTK.nun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre hesapların kat edildiğini, işlemiş sözleşmesel-gecikme faizleri ana paraya eklenerek yeni ana para oluşturulduğunu, davalı borçlular tarafından hesap kat ihtarnamesi muhtevasına itiraz edilmediğinden mahkeme tarafından nakit kısım yönünden hesap kat ihtarnamesi bakiyesi olan 178.302,14₺’nin anapara olarak kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından akdi faiz oranı olan %18’in %30 artırılması neticesinde bulunan %23,40 temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplama kabul edildiğini, 6102 sayılı TTK.nun 8. maddesinin 1. fıkrası, “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” şeklinde olduğunu, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nin 11. maddesinde, “…Temerrüt faiz oranının tespitinde, TL borç için, BANKA’nın TCMB’ye TL krediler için bildirmiş olduğu, muacceliyet tarihi itibari ile geçerli olan, en yüksek kredi faiz oranının, %30 (yüzde otuz) fazlası … dikkate alınacaktır.” denildiğini, faiz genelgesindeki en yüksek oranın 51 olduğunu, 51’in %30 fazlası 66,30 olduğunu, ancak müvekkili banka tarafından takipte %62,40 oranında temerrüt faizi talep edildiğini, bu oran kanuna ve sözleşmeye uygun olduğunu, mahkeme tarafından kabul edilen %23,40 oranındaki temerrüt faizi oranı, adi işlerde uygulanan BK’nın 120. maddesine göre tespit edilecek oranın bile altında olduğunu, yine bu oran davalıların kabul ettiği oranın altında kaldığını, bu itibarla mahkeme tarafından kabul edilen %23,40 oranındaki temerrüt faiz oranını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, Gayri nakit alacak (depo talebi) talebinin aynen kabul edilmiş olmasına rağmen 1.600-TL (gayri nakdi alacak miktarını geçmemek üzere) maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiğini, gayri nakdi alacak maktu vekalet ücretine tabi olduğunu, AAÜT’ne göre 3.400TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.600TL vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2001/1147 E. 2001/5122 K. sayılı ve 07/02/2001 tarihli ilamının ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2010/6871 E. 2011/2330 K. sayılı ve 23/02/2011 tarihli ilamında da gayri nakdi alacaklarda maktu vekalet ücreti hesaplanacağı görüşünü tekrarladıklarını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın talepleri gibi tam kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekiline, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalılar vekilinin 21.09.2020 tarihli dilekçesi, harç yatırılmadığı ve talep sonucu da dikkate alınarak istinafa cevap dilekçesi olarak kabul edilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamında bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının inclenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 178.302,14-TL asıl alacak, 11.435,11-TL muacceliyetten takip tarihine kadar yıllık %62,40 temerrüt faizi, 571,75-TL BSMV si olmak üzere toplam 190.309,00-TL nakdi ve 1.600,00-TL gayrinakdi(depo talep edilen) toplam alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %62,40 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsili talebinde bulunulduğu görülmüştür. Davacı, genel kredi sözleşmesinden doğan borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve müteselsil kefil olan davalılar aleyhine başlattığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine eldeki davayı açmış olup dosya kapsamına göre, davacı ile davalı şirket arasında 05.04.2017 tarihinde 250.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalılar …Ltd Şti de bu krediye ayrı ayrı müteselsil kefil olduğu, davalı müteselsil kefillerin 250.000,00 TL limitle sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözleşmenin el yazısıyla, miktar belirtilerek imzalandığı, genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı şirketin kullandığı nakdi kredi taksitlerinin geri ödeme süresi içinde ödenmemesi üzerine davacı tarafından 30.04.2018 tarihi itibariyle kredi hesabı kat edilerek 178.302,14-TL nakdi alacak ve 1.600,00 TL gayri nakdi alacak için Gebze …Noterliğinin 02.05.2018 tarihli ve … yevmiyeli ihtarnamesinin davalı borçlulara gönderildiği, 04.05.2018 tarihinde ihtarnamenin tebliğ edildiği ve tatil süreleri de dikkate alındığında 07.05.2018 tarihinde davalılar temerrütünün gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın nakdi kredilere ilişkin alacak talebi yönünden kısmen kabulü ile gayri nakdi alacak yönünden de kabulü ile karar verilmiş, karar, davacı vekilince, gecikme faizinin ana paraya eklenmesiyle takipte istenen ana para alacağının belirlendiğini, buna göre kabul edilen asıl alacağın takipte istenen tutar kadar olması gerektiğini temerrüt faiz oranının kanun ve sözleşmeye uygun olarak %62,40 olması gerektiği ileri sürülerek, istinaf edilmiştir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, davacının asıl alacak tutarını kat tarihi itibariyle yaptığı, kök raporda kredi kat tutarının 179.487,84 TL hesaplandığı, talep gereğince 178.302,14 TL olarak esas alındığı, ancak kat ihtarı içinde 1.245,61 TL gecikme faizi mevcut olmakla ve gecikme faizine tekrar faiz yürütülmemesi için faiz matrahının bu tutar mahsubu ile 177.056,53 TL olarak belirlendiği, kök raporda kat tarihinde kredinin ana para borcunun 147.370,25 TL olduğu tespiti ile kredi ana para borcuna temerrüt tarihinden önce temerrüt faizi uygulanamayacağından bu tutara temerrüt tarihine kadar %18 akdi faiz uygulanarak hesaplama yapıldığının belirtildiği, ilk derce mahkemesince de raporlardaki bu tespit ve hesaplama ile bulunan tutar yönünden hüküm kurulduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu konuda aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı vekilince kanun ve sözleşme uyarınca temerrüt faizi oranının%62.40 olarak uygulanması gerektiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Yargıtay uygulamalarında (Bknz.Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 07.02.2023 tarih ve 2021/9135 Esas, 2023/655 Karar, 08.12.2022 tarih ve 2020/4966 Esas, 2022/8843 Karar, 26.11.2020 tarih ve 2020/2889 Esas, 2020/5460 Karar sayılı kararı) bankaların TCMB ye bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizi tespitinde esas alınamayacağı kabul edilmektedir. Davacı banka tarafından kat ihtarında uyguladığı akdi faiz oranının belirtilmediği, ancak dava konusu kredinin %18 akdi faiz oranıyla kullandırıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 11.b maddesi uyarına kredi faiz oranının %30 fazlası kadar temerrüt faizi talep edilebilecektir. Buna göre davacı bankanın temerrüt faizi olarak talep edebileceği tutarın %23,40 oranıyla hesaplanacak temerrüt faizi olabileceği kabulü ile kurulan hüküm isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekili istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Davacı vekilince gayrı nakit alacağın deposu yönünden belirlenen vekalet ücreti yönünden de istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Takipte istenen gayrı nakit alacak depo tutarı 1.600,00 TL olup, karar tarihindeki AAÜT esaslar uyarınca kabul edilen tutarı geçmeyecek surette 1.600,00 TL davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli görülmüştür.Bu açıklamalar ışığında, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK353/1.b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.11.2023