Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/191 E. 2022/1651 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/191
KARAR NO: 2022/1651
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2018/343 E. – 2019/1204 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile (5600 USD) 21.664,49TL’lik alacağın tahsili için icra takibi başlattığını, takibin halen devam ettiğini, takip konusu senetlerin avans olarak verildiğini, davalı yanın teslim etmesi gereken 119.500 dm2 ve birinci kalite ayakkabılık işlenmiş koyun derisini tarafına teslim etmediğini, bu hususun İstanbul … Noterliğinin 12.03.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kendisine ihtar edildiğini, buna rağmen davalının malları teslim etmediğini, ihtarnamenin üzerine davalının elinde bulunan senetlerin bir kısmı ile icra takibi başlattığını, borcu olmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin, alacaklı olduğu senetlerin her ikisini de, … Bankasının İkitelli Sanayi /İstanbul şubesine tahsil için bıraktığını, gününde ödenmemesi nedeniyle de ilgili banka şubesince davacıya Bakırköy … Noterliğinin 10.01.2018 tarihli ve … yevmiye sayılı, Bakırköy … Noterliğinin 07.02.2018 tarih ve … yevmiye sayılı ödememe protestolarının gönderildiğini, adı geçen ödememe protestolarında senet miktarları ayrı ayrı belirtilmesine rağmen davacının, dava dilekçesinde belirttiği hiç bir itirazı o zaman dile getirmediğini, basiretli bir tacir olması gereken davacının, ödememe protestosundan sonra müvekkiline borcunun olmadığı yönünde itirazda bulunması gerekirken, ödememe protestosu yüzünden banka sicili bozulacak olan davacının böyle bir itirazda bulunmadığını, çünkü borcunun bulunduğunu bildiğini davacı yanın davasını ispat etmek ve takibe konu bonoların iptalini sağlamak için davalı müvekkili ile imzalamış olduğu ve iptalini istediği bonoların da açık açık belirtildiği sözleşmeyi dosyaya sunmak zorunda olduğunu, kendisine gönderilen protestoya itiraz etmediğini savunarak, davanın reddine ve %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davacı taraf haksız yere icra takibine knu edilen senet nedeniyle borçlu bulunmadığını iddia etmiş,senedin avans senedi olduğunu söylemiş,karşılığında mal verilmediğini iddia ettiğinden taraf defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak ticari ilişki ve bononun mücerretliği de gözönüne alındığında yapılan incelemede :tarafların ayakkabılık işlenmiş koyun derisi alımı için davacı tarafın davalıya bono verildiği,davacı tarafın lehine delil hükmündeki defterlerinde cari hesap hareketlerinde 5600 USD (19 749,52 Tl) bedelinde 2 adet bonoyu sipariş avansları hesabında takip ettiği, 2.8.2017 tarihinde 6.1.2017 vade tarihli 2700 USD bedelli ve 2.8.2017 tarihinde 3.2.2018 vade tarihli 2900 USD bedelli 2 adet senedin üzerinde MALEN kaydının yazılı olduğu,senetler için ödememe protestosu çekildiği döviz cinsi senetlerin o günkü kurdan TL cinsine çevrilerek davacı ticari defterlerinde gösterildiği,davalı tarafın bu senetlere karşılık fatura düzenlendiği yönünde herhangi bir kaydın bulunmadığı davalı tarafın iş bu senetlere karşılık olarak teslim ettiği malları sevk irsaliyesi ve düzenlediği faturaları dava dosyasına sunmadığı belirtilmiştir. Davalıya usulünce yapılan ihtara rağmen defter ibraz edilmediği görülmüştür. Tüm deliller ışığında değerlendirme yapılmış olup,davacı tarafın menfi tespit davası ile avans olarak mal kaydı ile verdiği senetlerin karşılığında mal teslim ettiği yönünde defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığı ,defter kayıtlarının sipariş avansları hesabında gösterilerek yapıldığı, karşılığında teslime dair herhangi bir sevk irsaliyesi teslimine rastlanılmadığı bu nedenle davalı tarafın defter ibrazından kaçınmakla aksini kanıtlama hakkını kullanmadığından davacı lehe kayıtlarına katlanmak zorunda kalacağı ve bononun avans bonusu olarak değerlendirileceği … ” gerekçesiyle, davanın kabulü ile Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacının 06.01.2018 vadeli, 2.700USD bedelli ve 03.02.2018 vadeli, 2.900 USD bedelli bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının istinafa konu davada borçlu olmadığının değil, sadece USD borçlusu olmadığının tespitini istemesine rağmen, yerel mahkemece bu husus dikkate alınmayarak tüm alacağın iptal edilmesine karar verildiğini, bono üzerinde yazılı USD yazısının davacının el ürünü olup olmadığının araştırılmamasının, davacının ticari defterinde dahi davalı müvekkiline TL üzerinden borçlu olduğunun tespit edilmiş olmasına rağmen, yerel mahkemenin tüm borcu iptal etmesi mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Menfi tespit talebine konu Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında; alacaklı … (davalı) tarafından borçlu … (davacı) aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, takip dayanağının 02.08.2017 düzenleme tarihli, 06.01.2018 vade tarihli, 2.700,00 USD bedelli ve 03.02.2018 vade tarihli, 2.900,00 USD bedelli bonolar olduğu, bononun düzenleyeninin davacı, lehdarının ise davalı olduğu, bonolarda ”malen” kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, bonoların davalıdan satın aldığı ayakkabılık koyun derisinin karşılığında avans olarak verildiğini, davalının malları teslim etmediğini ileri sürmüş ve borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bonoda şekil şartları TTK m. 688 hükmünde sayılmış olup burada sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında bazı seçimlik şartlar da söz konusudur. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir. Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğundan herhangi bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (6100 sayılı HMK m. 191/1, 4721 sayılı TMK m. 6). Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır. Bu bilgilere göre somut olayda, dava konusu bonoda davacının keşideci, davalının lehtar olduğu, ihdas nedeni olarak “malen” kaydı bulunduğu, senedin talil edilmediği, bu nedenle ispat yükünün davacıda olduğu, davalının senetleri verdiği mal karşılığı davacıya teslime ettiğini senetteki ”malen” kaydı ile ispatladığı, bu nedenle, takibe konu bononun karşılığı malların teslim edilmediğini ileri süren davacının iddiasını ispat külfeti altında olduğu, malen kaydı bulunan bononun verilmesi karşısında, artık bu bononun taraflar arasındaki satım sözleşmesinin avansı olarak verildiği iddiasının kesin delillerle kanıtlanması gerektiği,ancak davacının bu iddialarını ispata yarayacak herhangi bir delil ibraz edemediği, iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeplerle mahkemece, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile davanın reddine dair yeniden hüküm kurulması gerekmiştir. Davalı tarafça davanın reddi ile birlikte %20 oranında tazminata hükmedilmesi talep edilmiştir. Ancak İİK’nın 72/4 maddesindeki tazminat, menfi tespit davasında dava konusu takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve dava sonunda borçlunun haksız çıkması hali için öngörülmüş olup somut olayda, davacının ihtiyati tedbir talebi bulunmadığı, bu yönde bir karar bulunmadığı ve dolayısıyla takibin durdurulması söz konusu olmadığından, davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak Dairemizce davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine ve neticede reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda;1-Davanın reddine, 2-Davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine, 3-Harçlar Kanununca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin yatırılmış olan 369,98 TL’den mahsubu ile artan 289,28 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davalı tarafından yatırılan 1.479,90 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,b-Davalı tarafından harcanan 121,30 TL başvuru harcı gideri ile 42,40 TL posta gideri olmak üzere, toplam 163,70 TL kanun yolu giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,8-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.12.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.