Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1904 E. 2023/1718 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1904
KARAR NO: 2023/1718
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13.02.2020
NUMARASI: 2018/529 Esas – 2020/167 Karar
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı … … Şirketi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … arasında akdedilen 26/05/2007 ve 15/04/2008 tarihli sözleşmeler gereği davacı müvekkili şirketin, dava dışı kooperatifin, dış cephe mantolama, malzemesi ve işçiliği ile dış cephenin boyanması konusunda anlaştıklarını, binaların yüzeylerinde kullanılacak boyaların davalı firmanın 5 yıllık garantörlüğünde bulunan “… ve …” olması konusunda tarafların anlaştıklarını, dış cephede kullanılan boyalar “… ve …” davalı firmalar tarafından garantili olup, davalı …’in verdiği garantinin işverene sunulacağının, dava dışı şirketle yapılan sözleşmeye de eklendiğini, sözleşmenin diğer tarafı olan dava dışı …, dış cephe boyasının renginde solma olduğu gerekçesiyle Konya … Noterliği’nin 27/06/2011 tarih ve … yevmiye nolu İhtarnamesi ile sözleşmenin 3.maddesi gereğince müvekkili şirketten boyaların yenilenmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin ise, Konya ….Noterilği’nin 18/07/2011 tarih ve … yevmiye nolu cevabi İhtarnamesi ile boyalarda solmanın olup olmadığı hususunda, davalı … firmaları ile görüşülüp, davalı şirketlerce yaptırılacak ekspertiz raporları sonucuna göre, boya yenilenmesi yapılacağının dava dışı kooperatife bildirildiğini, davalı şirketlerin boyalardaki hatalardan dolayı sorumlu olduklarını kabul ettiklerini ancak yaptırdıkları ekspertiz raporlarına rağmen boyalardaki yenilemeyi yapmadıkları, müvekkili şirket aleyhine dava dışı kooperatif tarafından Konya 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1243 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yerel mahkeme kararının 01/06/2016 tarihinde kesinleştiğini, mahkeme kararının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, her ne kadar icra dosya kapak hesabı fazla olmasına rağmen karşı tarafla anlaşarak müvekkili şirket tarafından 145.000,00 TL ödeme yapıldığını, Konya …Noterliği’nin 02/01/2017 tarih ve … yevmiye numaralı İhtarnamesi ile müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığı bedelin taraflarına iadesi için davalı şirketlere başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketinin Beyoğlu …Noterliğinin 17/01/2017 tarih ve … numaralı cevabi İhtarnamesi ile ihtarnamenin içeriğini kabul etmediklerini, kendilerinden bir talepte bulunulmayacağını belirttiklerinden davalı şirketlerin yaptırdığı ekspertiz raporlarında boyalardaki solmanın garanti kapsamında olduğu ve yenilemenin taraflarınca yapılacağını belirtmelerine rağmen boyaları yenilemediği ve müvekkili şirketin haksız bir şekilde davaya konu bedeli ödemek zorunda kaldığından bahisle davalarının kabulü ile müvekkili şirketin haksız bir şekilde ödemek zorunda kaldığı 145.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasındaki Sözleşmenin 26.maddesi uyarınca Mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının dava dilekçesinde taleplerine mesnet yaptığı maddi olayların, bu olaylar için sunmuş olduğu deliller ve sonucundaki taleplerin haksız, hukuka, yasaya ve maddi gerçeklere aykırı olduğunu, kabul edilemeyeceğini, tazminat alacağının zaman aşımına uğradığını, davacının uyguladığı boyanın müvekkili şirketlere ait ve bayilik sözleşmesi kapsamında satın aldığı boyalar olduğunu ispat etmesinin gerektiğini, müvekkili şirketlerin, davacının ödemek zorunda kaldığı zarara neden olan eser sözleşmesinin tarafı olmadığını, davacının müvekkili şirketlerle arasındaki bayilik sözleşmesine uygun olarak bildirimlerini yapmadığını, davacı ile müvekkili şirketler arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin 11. maddesinde ayıp bildirimi için 8 günlük sürenin belirlendiğini, ancak davacı tarafın bu süreye riayet edilmediğini, bildirimlerin sözleşmeye uygun olarak yapılmadığını, Müvekkillerinin dava dışı kooperatif ile davacı arasında yapılan eser sözleşmesine garantörlüğünün söz konusu olmadığını, oluşan zararın müvekkili şirketlere ait boyaların standartlara uygunsuzluğundan kaynaklanmadığını, zararın boyanın uygulanmasında yapılan hatalardan kaynaklanmış olabileceğini, Konya 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1243 Esas sayılı dosyasında görülen davanın kendilerine ihbar edilmediği, söz konusu davanın hatalı takip ve yürütülmesi sebebiyle tazminatla karşı karşıya kalınmış olabileceğini, davacının iş bu davayı açmasında hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığından, usul ve yasaya aykırı haksız davanın ve taleplerin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı ile dava dışı … arasında düzenlenen Sözleşmeler, dosyadaki Bilirkişi Raporları ve davalı firmalarca yaptırıldığı anlaşılan Ekspertiz Raporlarından; davacı tarafından kooperatifin binalarda kullanılan dış cephe mantolama ve boya malzemelerinin davalıların ürünleri olduğu ve zaman içinde dış cephe boyasının renginde solma/azalma meydana geldiği anlaşılmıştır. Dış cephede kullanılan boyadaki renk solması/azalması boyanın kimyasal yapısıyla ilgili olup, dava konusu ayıbın gizli nitelikli bir ayıp olduğu değerlendirilmiştir. Anılan hususlar çerçevesinde gerek dava dışı Kooperatifin davacıya ihbarı, gerek davalıların, olaydan haberdar olarak düzenledikleri ekspertiz raporları ve dava dışı kooperatife hitaben yapmış oldukları yazışmalar ve davacının dava dışı Kooperatife çekmiş olduğu ihtarnameden ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, davalı …’in taraflar arasındaki sözleşme uyarınca oluşan davacı zararından bilirkişi tarafından belirlenen tutar kadar sorumluluğunun bulunduğu sonucuna varılmıştır. Dava konusu dış cephe imalatında tespit edilen çatlaklarla ilgili ayıpların davacının sorumluluğunda olduğu, davacının sadece dış cephe boyasındaki renk solmasıyla ilgili ayıp bedelini davalıdan talep edebileceği, Bilirkişi raporunda dış cephedeki çatlakların giderilmesi ve yeniden boya yapılması işleri ayrı ayrı hesaplanmamış olup, tek bir birim fiyat üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Bilirkişi Raporundan edinilen bilgiler, dış cephede yapılacak tamiratlann boyutları, dış cephe boyası yapılması işindeki malzeme ve işçilik bedelleri ile oranları göz önüne alınarak yapılan değerlendirme sonucunda Bilirkişi Raporunda ayıpların giderilmesi için belirlenen KDV dahil 75.419,50.-TL bedelin; %25’inin tamiratlar, %75’inin boya solmasının giderilmesi için harcanacağı görüşüne varılmıştır.Anılan mahkeme kararı uyarınca dava dışı Kooperatife 75.419,50 TL ve ferileri ile birlikte yapılan ibra anlaşması neticesinde fiilen yapılan toplam 145.000 TL ödemenin davalılardan satın alınmış olan boyaların ayıplı olmasından ve dolayısıyla da boyaların solmasından kaynaklanan kısmının (oranının) bilirkişi teknik raporu 108.750,00 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından belirlenen bu tutar Mahkememizce de uygun bulunarak söz konusu tutarın sözleşmenin tarafı olan davalı … A.Ş.’den ödeme tarihinden avans faiziyle tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Belirtilen sebeplerle diğer davalı … ile davacı arasında sözleşme ve mal alım satımına ilişkin bir delil sunulmadığından bu davalı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … Hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği… ” gerekçesiyle, davalı … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı … hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 108.750,00 TL’nin 01/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … …. Şirketi vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … … Şirketi vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin müvekkili şirketin taraf olmadığı, müvekkili şirkete ihbar edilmeyen ve işbu dava ile konusu farklı bir davadaki hükme dayanarak karar vermesi hatalı olduğunu., … ile dava dışı … arasındaki dava dosyasında; uygulamada ortaya çıkan ayıpların (çatlak ve solma) … tarafından bedelsiz yenilenmesini veya bedelde indirimi talep hakkı bulunup bulunmadığının araştırıldığını ve başka araştırma yapılmaksızın aralarındaki sözleşme işaret edilerek …’in bedelsiz yenileme borcu veya bedelde indirim hakkı olduğu ortaya çıktığını, kaldı ki yukarıda bahsi geçen … ile dava dışı … arasındaki dava, müvekkili şirkete ihbar edilmediğini, yapılan yargılamadan ve alınan bilirkişi raporlarından habersiz olan müvekkili şirketin hukuki dinlenilme, savunma, delil sunma hakkı ihlal edildiğini, davanın, müvekkili şirketin ürettiği boyaların ayıplı olduğu iddiası ile açılmış olmasına rağmen, bu iddianın gerçek olup olmadığı yeteri kadar araştırılmamış olup, davacı davasını ispatlayamadığını, İş bu dava tazminat davası olması sebebiyle, TBK’nın 49. maddesine göre; yargılamada öncelikle müvekkilinin kusuru ve haksız fiili somut olarak ispatlanmış olmalı ve akabinde aralarında illiyet bağı ortaya konulduğunu, ancak bu davada müvekkili açısından ispatlanmış haksız fiil, kusur ve illiyet bağı bulunmadığını, mahkeme gerekçeli kararında hangi argüman ve bilimsel incelemeye dayanarak bu sonuca ulaştığı anlaşılmadığını, öte yandan boyaların kimyasal yapısı ile ilgili olduğunu kabul etmesine rağmen bu konuda herhangi bir inceleme de yaptırmadığını, söz konusu solmaların, boyaların ayıplı olmasından kaynaklandığını söylemek hele hele bunun boyalara çıplak gözle bakılarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı izahtan vareste olmadığını, böyle bir kanaate varılmış olması için boyanın/boyaların laboratuvar ortamında bilimsel metotlarla kimyasal yapısının incelenmiş olması gerektiğini, ancak ne iş bu dava dosyasında ne de müvekkilinin yokluğunda yapılan yargılamalarda ve delil tespitlerinde böyle bir inceleme yapılmadığını, Dava dışı … ile … arasındaki eser sözleşmesi incelendiğinde, Akabenin uygulama işinin yapılmasından başlayarak yaklaşık 5 yıl sonra dış cephelerde bozulmalardan şikayet ettiği anlaşıldığını, bunun da … ile … arasındaki sözleşmede konulan 5 yıllık uygulama garantisi taahhüdünün bitmesine az kala yapıldığı çok net bir şekilde anlaşıldığını, beş yıl boyunca yaz, kış sıcak, soğuk ve yağmurun etkisine maruz kalan dış cephe üzerindeki boyanın zaman içinde bu etkenler nedeniyle uğrayabileceği aşınım tartışılmamış, boyların kimyasal özelliğinin kusurlu olup, olmadığı uzman bir bilirkişi kurumuna inceletilmediğini, Tazminat miktarı hesaplamasının hatalı olduğunu, teknik bilgiye sahip bilirkişinin yapması gereken; ayıplı olan alanın doğru tespit edilmesi; sonrasında bu ayıbın ne kadarında solma ne kadarında sıva çatlağı meydana geldiğini; solmaların görüldüğü anlaşılan bölümlerin ne kadarının uygulama hatasından, ne kadarının mevsimsel koşullar ne kadarının da boyadan kaynaklandığını; en nihayetinde de bu boyaların uygulamadan sonra yaklaşık 5 yıl sonra dahi ayıplı sayılıp, sayılmayacağını tespit etmek olmalıyken, karara esas alınan bilirkişi raporunda bu incelemelerin hiçbiri yapılmadığını, Ayıplı olduğu iddia edilen alanlardaki solmalar astar uygulanmaksızın tek kat boya ile ortadan kaldırılabilecek iken çatlaklarda ve ısı yalıtımlarında yapılacak tadilatlar tek kat boyaya göre daha maliyetli olduğunu, tamiratlar için daha fazla malzeme kullanılmakta, çok fazla işlem yapılmakta ve daha fazla iş gücüne ihtiyaç bulunduğunu, Yapılacak tamiratlar için binaların tamamını kaplayacak şekilde iskele sistemi kurulması, levha yapıştırma, ısı yalıtım sıvası, sıva filesi, dübelleme ve köşe profilleri işleri yapılması ve çok fazla iş gücü gerektiğinden, belli bir alandaki solmanın giderilmesi için yapılacak tek kat boya işleminin bu kadar masrafının olmayacağının aşikar olduğunu, Teknik bilgiye sahip bilirkişinin bu hususu da aydınlatarak yeni bir hesaplama yapması gerekirken hiçbir hukuki veya teknik dayanağı olmaksızın yaptığı hesaplama hatalı olduğunu, davacının uygulama hatasının ve uygulama sırasında kullandığı malzemenin (boya hariç) ayıplı olmasının sonuçlarının müvekkili şirkete yüklenemeyeceğini, Başka bir ifadeyle kabul ettikleri anlamına gelmemek kaydıyla bir an için boyaların ayıplı olduğunu düşündüğümüzde bile duvarlarda yapılacak olan boya tamiratlarının, sıva çatlaklarının doldurulması, sıva filesi uygulamasının yapılması, alçının sürülmesi, dübelleme yapılması, levha yapıştırma vs gibi boya dışındaki tamirat işlemlerinin bedelinin de tamamının müvekkili şirkete yüklenmesinin hatalı olduğunu, karar bu yönüyle de sakat olup bir uzman bilirkişi raporuyla bu ayrımın yapılması ve hatanın giderilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı ile dava dışı … Kooperatifi arasında yapılan sözleşme çerçevesinde işin görülmesinde kullanılan boyaların solması (ayıplı olması) sebebiyle davacıya karşı açılan davada verilen ve kesinleşen hüküm gereği dava dışı kooperatife ödenen 145.000 TL’nin davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın davalı … şirketi yönünden pasif husumetten reddine, davalı … şirketi yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı … şirketi vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen 2014/1243 E sayılı dava dosyasında, davacının dava dışı kooperatifle imzaladığı sözleşmeler kapsamında davalının ürettiği boyalar ile yaptığı imalat nedeniyle ayıplı imalatın giderilme bedeli olan 75.419,50 TL tazminat ödemeye karar verildiği, davacının iş bu karar kapsamında icra takibi sonucu ödediği tutar nedeniyle ve davalıdan temin ettiği boyaların ayıplı olması nedeniyle davalıya rucu ettiği anlaşılmakla, davalı vekilinin müvekkilinin taraf dahi olmadığı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen 2014/1243 E sayılı dava dosyasının ve delillerin dikkate alınmasının yasa ve usule aykırı olduğu yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir.Davalı vekilince, davacı … dava dışı kooperatif arasında Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1243 Esasında görülen davanın, davacı yanca kendilerine ihbar edilmediğini, bu nedenle hukuki dinlenme hakkının ihlal edildiği ileri sürülmüştür. HMK 61 maddesi emredici bir düzenleme içermediği gibi, davacı … dava dışı 3. Kişi arasındaki davanın davalıya ihbar edilmemesi davalı sorumluluğunu kaldıran bir hukuki sebep olmadığı gibi, ihbar edilmediği ileri sürelen yargılamada iş bu davanın davacısı tarafından savunmalar yapılmış, iç hukuk yolları tüketilerek verilen karar kesinleşmiştir. Kaldı ki eldeki davada davalı savunma hakkını kullanmıştır. Buna göre davalı vekilinin davacının davalı olarak yer aldığı yargılamanın kendilerine ihbar edilmemesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davanın bu nedenle reddi gerektiği yönündeki istinafı da yerinde görülmemiştir.Dosya kapsamında sunulu delillerle, davacı … davalı arasında bayilik ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Davacının 3. Kişi kooperatifle yaptığı sözleşmeler uyarınca davalı yanca üretilen boyalarla binaların boyandığı, kooperatif tarafından davacıya yapılan bildirim üzerine davalı eksperlerinin yerinde yaptığı inceleme sonucu dava dışı kooperatife 10.11.2014-14.11.2014 tarihli raporlar ile davalının ürettiği boyalarda solma olduğu ve boyaların yenileneceğinin bildirildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin dava konusu uygulanan boyaların kendilerinin ürettiği boyalar olduğunun kanıtlanmadığı yönündeki istinafı yerinde değildir.Gerek 3. Kişi kooperatifin iş bu davanın davacısı aleyhine açtığı ve Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1243 Esasında görülen davada verilen kesin hüküm ve gerekçesi, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/947 D. İş dosyasına sunulan tespit bilirkişi rapor içeriği, davalı eksperlerince düzenlenmiş olan 10.11.2014-14.11.2014 tarihli rapor içerikleri ile, yargılama sürecinde alanında uzman İnşaat Yüksek Mühendisi bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi kurulu rapor içeriğindeki tespitlere göre davalının ürettiği ve dış cephede kullanılan boyalardaki renk solması/ azalmasının boyanın kimyasal yapısı ile olduğu ve dava konusu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin müvekkilince üretilen boyaların ayıplı olduğunun ve davacı zararı ile illiyet bağının bulunmadığı yönündeki istinaf nedenleri de yerinde değildir.İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunun teknik inceleme ve değerlendirme bölümü içeriğinden, dış cephe imalatında tespit edilen çatlaklarla ilgili ayıplardan davalının sorumlu görülemeyeceği, davalının sadece dış cephe boyasındaki renk solmasıyla ilgili ayıp nedeniyle sorumlu olacağı, buna göre dış cephede yapılacak tamiratların boyutları dış cephe boyası yapılması işindeki malzeme ve işçilik bedelleri ile oranları gözetildiğinde, davacının 3. Kişiye ödediği tazminat tutarının %75 inin boya solmasının giderilmesine karşılık olacağı, buna göre davalının 3. Kişiye icra takibi ve ibra kapsamında ödediği ihtilafsız olan 145.000,00 TL nin %75 i olan 108.750,00 TL zarar tazmin sorumluluğu bulunacağının belirlendiği, ilk derece mahkemesince de bu tutarın kadri maruf olduğu kabulü ile sonuca gidildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin davalının ürettiği boyalar nedeniyle tazminat miktarının hatalı şekilde belirlendiği yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı … … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 5.625,43 TL istinaf karar harcının davalı … tahsiline,3-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353.1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.10.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.