Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/19 E. 2020/1290 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/19
KARAR NO : 2020/1290
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2018
NUMARASI : 2018/375 E. – 2018/780 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 23.12.2016 tarihli “Tedarikçi Sözleşmesi” başlıklı sözleşme gereğince müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, davalı tedarikçinin ise müvekkili şirket tarafından kendisine bildirilen yerlere, sipariş edilen malları süresinde ve eksiksiz olarak teslim etmediğini, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini, müvekkili şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülükleri nedeniyle davalı lehine çek keşide ettiğini, nakit ödeme yapıldığını, davalı lehine keşide edilen çeklerle büyük miktarda ödeme yapıldığını, çeklerin teminat ve peşinat olarak verildiğini ve halen davalının uhdesinde 46 adet çek bulunduğunu, ancak davalının tedarikçi sözleşmesi çerçevesinde yapmayı ve sevk etmeyi taahhüt ettiği ürünleri müvekkili şirkete teslim edemediğini, çeklerin ibrazı halinde davalının sebepsiz zenginleşmesinin artacağını ileri sürerek, teminatı olarak davalıya teslim edilen …Bankası A.Ş. … seri nolu, 31.03.2018 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen ve davacının dayandığı tedarikçi sözleşmesinin 3.16.maddesinde İstanbul Merkez Adliye Mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiğinden mahkemenin yetkisiz olduğunu savunarak, öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddini, aksi takdirde esasa ilişkin savunmaları doğrultusunda davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davanın dayanağının yetki itirazında gerekçe olarak ileri sürülen sözleşme olmayıp kambiyo senedinin oluşturduğunu, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istenilmesi nedeniyle İİK’nın 72.maddesi gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında verildiği iddia edilen çek nedeniyle menfi tespit talebi olduğu, davacı tarafça çeklerin taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı ve peşinatı olarak verildiği ancak davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden bahisle çek nedeniyle borçlu olmadığına karar verilmesinin talep edildiği, davalı tarafça öncelikle sözleşmede yer alan yetki şartı nedeniyle davanın usulden, mümkün olmadığı takdirde de esastan reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Davalının yetki itirazı bakımından yapılan incelemede; taraflar arasında düzenlenen dava dilekçesine ekli tedarikçi sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 3.16.maddesinde ‘Uyuşmazlıkların çözümü için İstanbul Merkez Adliye Mahkeme ve Dairelerinin yetkisi kabul edilir’ düzenlemesine yer verildiği görülmüştür. Mahkemenin kesin yetkili olmadığı hallerde yetki itirazı ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. HMK’nın 17.maddesinde ‘tacirler veye kamu tüzel kişilikleri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılır.’ hükmüne yer verilmiş ve sözleşme ile belirlenen Mahkeme münhasır yetkili hale getirilmiştir. Eldeki dava bakımından da davalı tarafça cevap süresi içerisinde cevaba cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazının usulüne göre ileri sürüldüğü, taraflar arasındaki sözleşme ile İstanbul Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiği, bu hali ile Mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça davanın konusunun çek nedeniyle menfi tespit olduğu ve davanın yetkili Mahkemede açıldığı ileri sürülmüş ise de, davacı tarafın kendi beyanında da bahsedildiği üzere dava konusu çekin tedarik sözleşmesinin teminatı olarak verildiği ve davalı tarafın sözleşmedeki yükümlülüklerine uymaması nedeniyle bedelsiz kaldığının iddia edildiği dolayısıyla uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözümleneceği dikkate alınarak yetki yönündeki savunmasına itibar edilmeyerek davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul nöbetçi asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 29.09.2017 tarihli dava konusu çeklerle ilgili yapılan “teminat olarak verilen çeklerle ilgili protokol” başlıklı sözleşme ve bu sözleşmenin 7.maddesinde yer alan yetki şartı dikkate alınmadan karar verildiğini, mahkemece 23.12.2016 tarihli tedarikçi sözleşmesinin dikkate alınarak karar verildiğini, dava dilekçesi ekinde verilen protokolün ise 29.09.2017 tarihli olduğunu, anılan protokolde açıkça ve tüm detayları belirtilerek dava konusu çeklerle ilgili ihtilafların çözümünde İstanbul Anadolu mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, bu sözleşmenin dosyada bulunmasına rağmen ve özel olarak dava konusu çeklerle ilgili imzalanan protokol bulunmasına rağmen ilk sözleşmenin dikkate alınarak yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, karar esas alınan sözleşmeden sonra imzalanan ve özel yetki şartı içeren sözleşmeye rağmen eski tarihli sözleşmedeki yetki şartının dikkate alınmasının hatalı olduğunu, 29.09.2017 tarihli yetki sözleşmesinde dava konusu çekin açıkça yazılması nedeniyle uyuşmazlığın belirlendiğini, karar dayanak yapılan sözleşmede ise çekin açıkça yazılmaması nedeniyle yetki sözleşmesinin belirli olmadığını, dava dilekçesine ekli olan sözleşmedeki özel yetki şartının dikkate alınmadan verilen kararın hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen ürün tedarik sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya verilen çekin bedelsiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesinc, yazılı gerekçe ile taraflar arasında düzenlenen 23.12.2016 tarihli tedarikçi sözleşmesindeki yetki şartı nedeniyle yetkisizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Somut olayda taraflar tacir olup, yetkinin kesin olarak belirlenmediği hallere ilişkin olarak yetkili mahkemeyi sözleşme ile belirleyebilirler. Davaya dayanak yapılan 23.12.206 tarihli sözleşmenin 3.16. maddesinde, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklar yönünden İstanbul Merkez Adliyesi mahkeme ve icra daireleri yetkili kılınmıştır. Taraflar arasında bu sözleşmeden başka, dava ve delil listesinde bildirilen bir çok ek sözleşeme ve protokol düzenlenmiştir. UYAP ortamında yapılan incelemede, dava dilekçesinin eki olarak 29.09.2017 tarihli “teminat olarak verilen çeklerle ilgili protokol ” başlıklı protokolün diğer ek sözleşme ve protokollerle birlikte 03.04.2018 günü saat 09:30 da UYAP sistemine dava dilekçesinin eki olarak eklendiği anlaşılmıştır. Belirtilen protokolün, UYAP ta bulunmasına rağmen fiziki olarak dosya içinde bulunmadığı, delil listesinde dayanılan sözleşmeler arasında sayılmadığı görülmüştür. Anılan protokolün incelenmesinde, tedarikçi sözleşmesi kapsamında davalıya verilen çekler arasında dava konusu 3016155 numaralı 50.000,00 TL bedelli çekin bulunduğu, çeklerin siparişin teminatı olarak verildiği ve üçüncü kişilere devir edilemeyeceği düzenlenmiştir. Protokolün 7. maddesinde ise, ihtilaf halinde İstanbul Anadolu mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, tacir olan taraflar arasında, sözleşmeden kaynaklı alacak ilişkisi nedeniyle verilen çeklere yönelik yetki sözleşmesi geçerli olup, davanın münhasıran bu mahkemede açılacağı taraflarca kabul edilmiştir. Tedarikçi sözleşmesinden sonra, özel olarak teminat olarak verilen çekler yönünden taraflarca düzenlenen protokolde ilk sözleşmeden farklı bir mahkemenin yetkili kılınması nedeniyle, özel olarak düzenlenen sonraki protokoldeki yetki şartının dikkate alınması gerekir. Mahkemece, dava dilekçesiyle sunulan ve UYAP’ta bulunan özel sözleşme hükümlerine göre yetkili olduğu dikkate alınmayarak, yetki yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, incelenen yetkisizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’.nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin yetkisizlik kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.