Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1887 E. 2021/779 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1887
KARAR NO: 2021/779
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2018/93 E. – 2018/524 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Limited Şirketi’nin çalışanı …’ün geçirdiği iş kazası nedeniyle oluşan kurum zararının tahsili için terkin edilen şirket hakkında İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2016/562 Esas sayılı dosyasında açılan davanın derdest olduğunu, dava dışı şirketin terkin edilmesi nedeniyle mahkemenin kendilerine ihya davası açılması için süre verildiğini belirterek, Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müdürlüğün TTK’nın 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi davalı Tasfiye Memuru …’ye usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile İstanbul Anadolu 18. İş mahkemesinin 2016/562 esas sayılı dosyasında davanın görülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, şirketi temsil etmek üzere son tasfiye memurunun görevlendirilmesine karar vermek gerekmiş, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması davacının İş Mahkemesinde açtığı davanın şirketin terkin edilmesinden sonraki tarihe ait olması karşısında davalıların dava açılmasına sebebiyet vermedikleri gözönünde tutularak davalılar yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamışlardır. Kısa kararda 1 ve 3 no’lu maddelerdeki hükmün davayla ve taraflarla ilgili bulunmamasına rağmen hükümde maddi hata sonucu yer aldığı duruşmadan sonra fark edilmiş, davanın kabulüne ve şirketin ihyasına ve ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere önceki tasfiye memurlarının görevlendirilmesine karar verilip ihyasına karar verilen şirketin adı ile tasfiye memurlarının maddi hata sonucu bir başka dosyada hüküm verilen şirket ve tasfiye memurlarının adının yazılarak hükmün oluşturulduğu, verilen kısa karar hükmüne uygun olarak yalnız dava ile ilgili şirket ve tasfiye memurlarının unvan ve adlarının düzeltilmesi suretiyle hükmün dosya kapsamına uygun olarak düzeltilmesinin mümkün bulunduğu, hatanın maddi hata niteliğinde olduğu açık bir biçimde belirgin olmakla HMK’nun 304 (1) maddesi uyarınca hatanın resen düzeltilmesi yoluna gidilmiş, gerekçeli kararda hükmün birinci ve üçüncü maddeleri taraflara, dosya kapsamına ve davadaki isteme uygun şekilde düzeltilmiştir.” gerekçesiyle, davanın kabulü ile Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin, İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2016/562 Esas sayılı dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla ihyasına, tasfiye memuru olarak davalı …nin ek tasfiye işlemleri için görevlendirilmesine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İş kazası nedeniyle davacının uğradığı zararın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2016/562 Esas sayılı dosyasında açılan rücu davasında davalı şirketin 31.12.2013 tarihinde tasfiye edildiğinin anlaşıldığını, mahkemece verilen süre üzerine eldeki davanın açıldığını, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesine rağmen vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalılara yükletilmemesinin hatalı olduğunu, tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işleminin aynı zamanda hukuki bir işlem olması nedeniyle bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz edilemeyeceğini bu nedenle müvekkilinin zarar gören sıfatıyla ek tasfiye isteme hakkı bulunduğunu, bu davalarda husumetin yasal hasım olan ticaret sicil memurluğuna ve tasfiye memuruna yöneltileceğini, davanın kabulü halinde yargılama giderleri ile vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri için şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhyası istenen şirketin, tasfiyenin sona erdiği hususu 06.02.2015 tarihinde tescil edildiğinden terkin edildiğine ilişkin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısı mevcuttur. Ticaret sicili müdürlükleri, ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Yargıtayın emsal kararları bu yöndedir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/13309 E.2007/837 K. Sayılı kararı; Yargıtay11.Hukuk Dairesinin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı). Ancak davalı tasfiye memuru yasal hasım olmamakla yargılama giderlerinden kural olarak sorumlu tutulmalıdır. İlk derece mahkemesince, şirketin terkin işlemlerinin 06.02.2015 tarihinde tamamlanmasına rağmen, iş mahkemesindeki rücu davasının terkinden sonra açılması nedeniyle tasfiye memurunun bu hususu öngörerek tasfiyeyi bekletmesinin mümkün olmaması nedeniyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafından 2018 yılında İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2016/562 Esas sayılı dosyasında, iş kazası nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsilinin talep edildiği, yargılama sırasında şirketin terkin edildiğinin anlaşılması nedeniyle ihya davasının açıldığı anlaşılmıştır. Tasfiyenin tamamlanarak şirketin terkin edildiği tarihte rücu davasının henüz açılmadığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 326. maddesi uyarınca, kanunda yazılı istisnalar dışında, yargılama giderlerinden, aleyhine hüküm verilen taraf sorumludur. Bu istisnalardan biri HMK’nın 312. maddesinde düzenlenmiştir. HMK’nın 312.maddesinin 2. fıkrasında; ”Davalı davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmez. ” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Somut olaya bakıldığında, iş kazasından haberdar olan tasfiye memurunun buna ilişkin ödemeyi ayırarak TTK’nın 541. maddesi kapsamında tevdi etmemesi nedeniyle kusurlu olduğu gibi, davayı kabul etiğine dair bir beyanda da bulunmamıştır. Davacının iş mahkemesindeki davasına devam edilebilmesi için ihya kararının verilmesi zorunludur. Davalı tasfiye memuru bu durumda, davayı ilk duruşmada kabul ederek HMK’nın 312/2. maddesindeki imkandan yararlanabilecekken, belirtilen gerekliliğe uyulmamıştır. Bu durumda, HMK’nın 326. maddesindeki genel kural uyarınca, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken aksine yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak, davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu sicil kaydı kapatılan Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin, İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2016/562 esas sayılı dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla, Ticaret Siciline yeniden tescili ile ihyasına, 2-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına, 3-İhya kararı doğrultusunda ek tasfiye işlemleri için son tasfiye memuru …’nin görevlendirilmesine, 4-Davacının harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına, Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına, 5-Karar tarihi itibariyle AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı Tasfiye Memurundan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafça yapılan 197,50 TL yargılama giderinin davalı Tasfiye Memurundan alınarak davacıya verilmesine, 7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 8-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, b- Davacı tarafından harcanan 86,50 TL posta giderinin, davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine, 9-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 10-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.06.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinaf konusu yargılama giderlerinin değerine göre karar kesindir.