Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1886 E. 2020/1399 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1886
KARAR NO: 2020/1399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/265 Esas
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
DAVA: Şirket Ortaklığından Çıkma
Taraflar arasında görüleŞirket Ortaklığından Çıkma davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karara yönelik davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; TTK 638/2 gereği dava süresince davacının davalı şirket ortaklığından doğan borçlarının tümünün dondurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, kötü niyetli şahıslarca davalı şirket kullanılarak bugüne kadar pek çok hukuka aykırı eylem gerçekleştirdiği eylemler neticesinde davacının ceza mahkemesinde yargılandığı, şahsi mal varlığına haciz konulduğunu, bu durumda dava süresince davacının davalı şirket ortaklığından doğan hak ve borçlarının tümünün dondurulmaması halinde davacı bakımından telafisi imkânsız zararların doğacağının da ortaya konulduğunu, davacının, davalı şirketin hiçbir karar mekanizmasında rol oynamadığını, aksine davalı şirket ile ilgili her türlü işlemi yapan kişinin hisselerini göstermelik olarak davacıya devreden eski ortak … olduğunun da ortaya konduğunu, davalı şirket ile fiilen hiçbir ilgisi bulunmayan davacının daha fazla mağdur olmadığını, şirketin hukuka aykırı eylemleri nedeniyle özgürlüğünün ve mal varlığının tehlikeye girdiğini, ihtiyati tedbir kararı verilmesi halinde davalı şirketin herhangi bir zarara uğramayacağının da açık olduğunu, zarara uğrayan tek kişinin davacı olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle TTK 638/2 gereği dava sürecince davacının davalı şirket ortaklığından doğan borçlarının tümünün dondurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince 17/07/2020 tarihli ara kararla, “…htiyati tedbir kararı geçici hukuki koruma tedbiri mahiyetinde olup, uyuşmazlığın esasını çözer şekilde ve davacının asıl dava ile ulaşmak istediği sonucu elde eder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Eldeki uyuşmazlıkta davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi uyuşmazlığın esasını çözecek nitelikte ve davacının dava sonucu ile ulaşabileceği hukuki durumu sağlayıcı mahiyettedir. Bu durumda davacı vekilinin talebi yerinde görülmeyerek…” tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir kurumu ile huzurdaki davada dayanılan TTK 638/2 gereği talep edilen geçici hukuki önlem kurumunu doğru değerlendiremediğini, Çıkma davasında verilecek bu kararın, hukuki niteliği itibarıyla esasen HMK 389’da düzenlenen ihtiyati tedbir değil, özel kanunda düzenlenmiş bir “geçici koruma önlemi olduğunu, ilk derece mahkemesinin bu hususu değerlendirirken hataya düşerek talebin HMK 389 vd.maddesindeki şartları yerine getirmediği gerekçesi ile talebi reddettiğini, oysa talebin HMK 389’a değil, TTK 638/2’ye açıkça dayandığını, Huzurdaki davada müvekkilinin, zaten davalı şirketin gerçek anlamda ortağı olmadığından, davalı şirketin hiçbir karar ve işlemine müdahale edemediğinden, davalı şirketin hukuka aykırı eylemleri nedeniyle mağduriyet yaşamaması ve telafisi imkansız zararların doğmaması adına dava süresince geçici olarak önlem alınmasını ve ortaklıktan doğan hak ve borçlarının dondurulmasını talep ettiğini, çıkma davası ile ilgili olarak da Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/15047 E., 2015/1168 K. numaralı ve 03/02/2015 tarihli kararında da bu yönde olduğunu belirterek,
Yukarıda belirtilen nedenlerle müvekkilinin dava süresince davalı şirket ortaklığından doğan hak ve borçlarının dondurulması talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 638/2. Maddesi uyarınca, şirket ortaklığından çıkma davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkili davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına ve davacının ortaklıktan kaynaklanan yükümlülüklerinin dondurulmasına karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, davanın açılmasını müteakip dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 638/2. Maddesi uyarınca, “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” Bu maddede, çıkma talep edenin haklarının korunması için gerekli tedbir kararlarının alınacağı belirtilmiş olup, ihtiyati tedbirin koşullarının bulunup bulunmadığının HMK’nın 389 vd. hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Yani, TTK’nın 638/2. maddesindeki tedbirlere hükmedebilmek için, ihtiyati tedbirin koşullarının bulunması gerekir. Bu bağlamda davacı, geçici hukuki koruma kararı verilmezse telafisi güç veya imkansız zararların doğacağını ve davadaki haklılığını yaklaşık olarak ispatlamalıdır. İlk derece mahkemesi gerekçeli ara kararında, karar tarihindeki dosya kapsamına göre davacının iddialarını özetledikten sonra, dosya kapsamında bulunan delillerin HMK 389 vd. maddeleri uyarınca değerlendirilmesi sonucu uyuşmazlığın esasını çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Mahkemece talebin değerlendirildiği tarih itibariyle davacı iddialarının yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlandığından söz edilemez. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında sunulacak deliller ışığında yaklaşık ispatın gerçekleşmesi halinde, yargılamanın her aşamasında yeniden ihtiyati tedbir talep edilmesi ve mahkemece yeniden yapılacak değerlendirme sonucu karar verilebilecek olması karşısında, mahkemenin bu aşamada tedbirin reddine ilişkin ara kararında sonucu itibariyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10/12/2020
KANUN YOLU:HMK’nun 362/1.f ve 391/son maddeleri gereğince kesin karardır.