Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/188 E. 2022/1654 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/188
KARAR NO: 2022/1654
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2019
NUMARASI: 2018/1265 E. 2019/1082 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı sigortalı … Ticaret AŞ arasında düzenlenen nakliyat emtea sigorta poliçesi ile sigortalıya ait kord bezi cinsi emtiaların söz konusu emtiaların Çin’den İstanbul/Ambarlı limanına 16.09.2017 tarihinde geldiğini ve Kumport limanına tahliye edildiğini, emtianın liman işlemlerini, davalı şirketin üstlendiğini, emtialar sigortalıya teslim edildiği sırada emtianın 2 rulosunun bıçakla kesilerek zarar verildiğini, hasarla ilgili ekspertiz raporu düzenlendiğini, davacı şirketin sigortalının uğradığı zarar ve ziyanı tazmin ettiğini ve TTK’nın 1472.maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olduğunu, bu nedenle davalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu, bu nedenle davalı aleyhine Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; sigortalıya ait emtianın 21.09.2017 tarihinde CFS sahasında tam tespit işlemi gördüğünü ve tutanak düzenlendiğini, tam tespit tutanağının gümrük memuru, davalı yetkilisi ve sigortalı yetkilisinin katılımıyla düzenlendiğini, bu tutanak incelendiğinde bu tutanağın düzenlendiği sırada ve sonrasında davalıya herhangi bir zararın olduğuna dair bildirim yapılmadığını, tutanak içeriğinin davanın reddi için yeterli olduğunu, davalının katılımıyla başkaca herhangi bir tutanak düzenlenmediğini, Liman sahasında gerçekleşecek her türlü hasarın resmi gümrük memuru tarafından tutanak altına alınması gerektiğini, Gümrük Yönetmeliğinin 84 ve devamı maddelerinde emtianın hasar görmesi halinde bu durumun liman işletmesine anında ihbar edilmesi gerektiğini, ancak davalıya herhangi bir ihbarda bulunulmadığını, emtianın işlemler tamamlandıktan sonra tam tespit işleminden bir gün sonra sigortalının yetkilisine teslim edildiğini, sigortalının eşyayı tam olarak teslim aldığını kabul veya beyan ettiğini, bu aşamada da eşyada zarar olduğunun beyan ve ihbar edilmediğini, davanın … Sigorta AŞ ve … Hizmetleri Ltd Şti.’ne ihbarı talepleri olduğunu, davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… HMK 190/1 maddesinde “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”, TMK’nun 6. Maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükümlerinin yer aldığı, davacının dava dışı sigortalısına yaptığı tazminat ödemesinin poliçe kapsamındaki bir tazminat ödemesi olduğu (lütuf “ex-gratia” ödemesi olmadığı) anlaşıldığı, ancak ödediği tazminat tutarının rücu muhatabını ispatlayamadığı, her ne kadar davaya konu emtiada hasar oluştuğu sabit ise de, emtiada meydana gelen hasarın davalı tarafından meydana getirildiğine dair dosya kapsamında bir tutanak, belge bulunmadığı, davalının cevap ve beyan dilekçelerinde uyuşmazlık konusu emtianın sigortalıya teslim edildiği anda, emtiaya zarar verildiği görülmemiş olup; bir konteynırın kapağının ve dolayısıyla mührünün açılmasına karar verenin, davalı şirket değil; gümrük idaresi olduğunu, Gümrük idaresinin sorun ile karşılaşmamak adına bu işlemi, liman işletmesi ve yük alıcısı/göndericisi temsilcisi ile birlikte yaptığını ve bu durumun anı anına tutanak altına alındığını belirtmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da hasarın davalıdan kaynaklandığının ispata muhtaç olduğu … ” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hasar nedeninin bağımsız ve tarafsız eksperler tarafından tespit edildiğini, raporda davalının verdiği hizmet sırasında limanda yapılan tam tespit muayenesi esnasında emtiaların falçata ile kesilmesi sebebiyle zararın meydana geldiğini, sunulan Danıştay kararı gereği delil niteliğini haiz, tarafsız ve bağımsız olarak hazırlanan eksper raporu ile zararın tespitine rağmen davanın reddinin hatalı olduğunu, konteyner, gemiden tahliye edildikten sonra Kumport çalışanları tarafından gümrük kontrolleri yapıldığını, ilgili konteynere Kumport mührü vurulduğunu, işbu aşamadan sonra, başka hiçbir işlem yapılmadan ilgili konteynerin direkt olarak alıcı firmaya sevk edilip alıcı firma yetkilileri tarafından Kumport mührünün ilk kez araç başında açıldığını, 2 adet rulo beze bıçakla kesilerek zarar verildiğini tespit edildiğini, dolayısıyla, konteynerdeki mührün şoförle beraber ilk defa alıcı firma yetkilileriyle bozularak açıldığı ve dava konusu hasarın o anda tespit edildiğinin oldukça açık olduğunu, yerel mahkemenin davalı şirkete dava konusu hasardan kaynaklı sorumluluk yüklenemeyeceği şeklindeki görüşünün hukuka aykırı olduğunu, zira davalının dosyaya sunduğu “Kumport Gümrük Müdürlüğü Konteyner Açma Kapama Tutanağı”nda ”… Konteynerlere yüklenerek aşağıda belirtilen mühürlerle mühürlenerek kapatılmıştır.” ifadesi bulunduğunu, bu cümlenin hemen altında takılan mühür numarasının … olduğu, hasar fark edilmeden hemen önce açılan mühre dair dosyada mübrez olan fotoğrafta da Kumport mührünün … olduğunun açık olduğunu, davalının tam tespit hizmeti için mührü kırdığını, kendisinin hizmet sonrası tekrar mührü taktığını, hasarsız bir şekilde gemiye yüklemesi yapılan ve yine hasarsız bir şekilde gemiden tahliye edilen konteynerin gümrük ve liman işlemlerini yürüten davalı firmanın dava konusu hasardan sorumluluğunun açık olduğunu, konteyner alıcı firmaya sevk edildiğinde ve mühür ilk defa alıcı firma yetkilileri ile şoför tarafından bozulduğunda, dava konusu hasarın tespit edildiğini, hasar tespit edilir edilmez dosyada mübrez olan 22.09.2017 tarihli hasar tespit tutanağı tanzim edildiğini, müvekkili sigortalısı alıcı firma yetkilileri …, … ve konteynerleri alıcı firmaya sevk eden şoför … tarafından düzenlenen hasar tespit tutanağından satıcı firma tarafından hasarsız bir şekilde gemiye yüklemesi yapılan ve tahliye esnasında da herhangi bir hasar görmeyen emtianın/konteynerin, davalı şirket çalışanları tarafından ilgili konteynerlere “Kumport” mührü vurularak alıcı firmaya sevk edildiği ve alıcı firma yetkililerin araç başında, şoförle beraber kumport mührünü bozarak konteyneri açtıklarında hasarı gördüklerinin ortada olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, davacı tarafından dava dışı sigortalısına ödenen tazminatın rücuen davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içeriğinde bulunan Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 15.02.2018 tarihinde 6.264,23 TL asıl alacağın işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili için ilâmsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 02.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 09.03.2018 tarihinde borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.Davacı, sigortalısına ait dava konusu olan ve Çin’den ithal edilerek Ambarlı limanına gelen ”kord bezi” olarak belirtilen emtiaların, davalı tarafından verilen liman hizmeti sırasında hasara uğradığını iddia ederek, hasar nedeniyle ödediği tazminatın davalıdan rücuen tahsili istemiyle başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş, mahkemece, davacının sigorta teminatı kapsamında bir ödeme yaptığı ancak meydana gelen hasarın davalı tarafından verildiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Dosya kapsamın incelenmesinde; dava dışı sigortalıya ait ”kord bezi” olarak belirtilen eşyanın Çin’den ithal edildiği, deniz yoluyla konteyner içinde Ambarlı Limanına ulaştığı, liman hizmetlerinin davalı tarafından verildiği, bu hususlara ilişkin belge ve faturaların dosya kapsamında bulunduğu, 21.09.2018 tarihli Ambarlı Gümrük Müdürlüğü Konteyner Açma-Kapama Tutanağından, davalının dava dışı sigortalıya liman hizmeti verdiği, tutanakta davalı yetkilisi ile dava dışı gümrük müşavirlik şirketi çalışanının imzası bulunduğu, gümrük görevlilerine gösterilen eşyanın eksiksiz olarak konteynere yüklenerek mühürlenerek kapatıldığının belirtildiği, davacı tarafın dayandığı 22.09.2018 tarihli Hasar Tespit Tutanağının ise dava dışı sigortalı şirket çalışanları ile emtiaları limandan alarak sigortalının iş yerine getiren araç şoförü tarafından düzenlendiği ve imzalandığı, bu tutanakta emtiaların iki rulosunun kesilerek zarar uğramış olduğunun belirtildiği görülmektedir. Her ne kadar davacı tarafından, 22.09.2018 tarihli tutanak uyarınca zarardan davalının sorumlu olduğu iddia edilmekte ise de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, eşyanın kırmızı hat kontrolüne tabi olduğu, işlemin ifası gereği ithalatçı firmanın gümrük müşavirlik firmasının liman işletmesine eşyanın muayene edileceğinden CFS (konteyner yük istasyonu) sahasında hazır edilmesi konusunda bir talep açacağı, liman işleticisinin de konteyneri CFS sahasına mührü açmadan getireceği, konteyner üzerindeki güvenlik mührünü açmadan talep eden firma ve gümrük yetkililerini bekleyeceği, bu durumlarda ithalatçının gümrükçüsünün hasarı görmesi ve tutanakla belgelemesi gerektiği, somut olayda bunun yapılmadığı, hasarın sabit olduğu, davacının sigorta kapsamında bir tazminat ödemesi yaptığı, ancak hasarın meydana gelmesine davalının sebep olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Nitekim, davalının verdiği liman hizmetine ilişkin olarak düzenlenen 21.09.2018 tarihli Ambarlı Gümrük Müdürlüğü Konteyner Açma-Kapama Tutanağında emtiaların bu sırada hasarlandığı sonucu çıkmadığı gibi tutanakta gümrük görevlilerine gösterilen eşyanın eksiksiz olarak konteynere yüklenerek mühürlenerek kapatıldığının belirtildiği, 22.09.2018 tarihli tutanağın ise emtiaların bulunduğu konteynerin limandan araçla dava dışı sigortalının iş yerine götürüldükten sonra düzenlendiği, bu aşamada iki rulo eşyada tespit edilen hasarın davalı tarafından verildiği sonucuna ulaşılamayacağı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR; Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.12.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.