Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1841 E. 2020/1400 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1841
KARAR NO: 2020/1400
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/115 D.İş – 2020/115 Karar
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
TALEP: İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz davasının yapılan yargılaması sonunda verilen ihtiyati haciz kararına itirazın reddine yönelik verilen ek karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden dilekçesinde özetle; talep dayanağı çeke ilişkin olarak 85.000 TL alacağın tahsilini teminen borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 19/06/2020 tarihli kararla, “…Dosya kapsamına ve borçluların durumuna göre şartları oluştuğundan alacaklı vekilinin talebinin kabulü ile İİK.’nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince % 15 teminat karşılığında borçluların 85.000,00-TL’lik borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına… ” karar verilmiştir. Bu karara karşı borçlular vekilince itiraz edilmiş olup, itiraz dilekçesinde; dava konusu takibe dayanak yapılan çekteki imzasının müvekkiline ait olmadığını, çekin bankaya ibrazı ile çek keşidecisinin imzası tutmadığından işlem yapılmadığını, çek keşidecisi BS forklift şirkete ulaştıklarında çek koçanlarının çalındığını öğrendiklerini, keşideci şirketin 1 yıla yakın süredir çalınan çeklerle ilgili icra takipleriyle uğraştıklarını öğrendiklerini açıklanan bu sebeplerle imzanın müvekkiline ait olmadığından itirazlarının ciddiye alınmasını, teminatsız olarak veya uygun görülmez ise münasip bir teminat karşılığı dava sonuna kadar icra takibinin durdurulmasını, müvekkili aleyhine icra dosyasına konan tüm ihtiyati hacizlerin fekkine karar verilmesini, imzaya vaki itirazlarının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasını, ihtiyati haciz isteyenin kötü niyetli olması nedeniyle %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince 03/07/2020 tarihli ara kararla, “…İncelenen tüm dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz kararına itiraz nedenlerinin şekli ve sınırlı olarak İİK.nun 265.maddesinde düzenlenmiş olduğu; ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlunun imzanın müvekkili eli ürünü olmadığına yönelik olduğu ve bu itirazının yargılama konusunu teşkil ettiği ve menfi tespit davası açılmasını gerektirdiği anılan maddede yazılı sebeplerden olmadığı…” gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden … Ltd Şti vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen … Ltd Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle: İhtiyati haciz kararı verilirken gerekli incelemelerin yapılmadığını, ilk derece mahkemesi tarafından sadece ve sadece kanun lafzından hareketle ihtiyati haciz kararı verildiğini, İmzaya itiraz eden müvekkili şirket bünyesinde 400 üzerinde işçi çalıştıran ve halen devam etmekte olan devlet projelerinde istihdam yaratan ve Türkiye’nin farklı illerinde şantiyeleri bulunan köklü bir firma olduğunu, ilk derece mahkemesince de sadece İİK’nın 265.maddesi gereği değerlendirme yapıldığını, imza incelemesi yapılmadığını, İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/233 Esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz edildiğini, imzaya itiraz eden müvekkili şirketin tatbike medar imzalarının bulunduğu belgelerin sunulduğunu ve celbi gerekenlerin celp edildiğini, imza örneklerinin verildiğini, çek keşidecisi BS Forklift şirketi tarafından İstanbul Anadolu Cumhuriyet başsavcılığına 2019/215374 Soruşturma numaralı dosyasıyla çeklerin çalınması nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu öğrendiklerini, İlk derece mahkemesi tarafından çok basit bir inceleme ile ihtiyati haciz alacaklısının alacaklı sıfatı taşımadığı hususu olmadığının görülebileceğini, zira hem ihtiyati hacze konu çekte “çek keşideci imzası tutmadığından işlem yapılamamıştır” ifadesi mevcutken İstanbul Anadolu Tevzi Bürosundan işbu çekle ilgili hakkında ihtiyati haciz kararı verilecek şirketlerce açılmış bir dava veya suç duyurusu olup olmadığının sorulması gerektiğini, bu halde ihtiyati haciz alacaklısının alacaklı sıfatı taşımadığı hususunun sabit olacağını, ancak eksik inceleme ile ihtiyati haciz kararı verilmiş olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu ve istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Talep konusu çekte borçlunun lehtar olup, cirosu bulunduğu, alacaklının ise hamil olduğu görülmektedir. Borçlu vekili, çekteki müvekkili atına atılan imzanın müvekkil şirkete ait olmadığını ileri sürerek ihtiyati hacze itiraz etmiştir. İleri sürülen itirazın İİK’nın 265. maddesindeki sınırlı itiraz sebepleri kapsamında kabul edilmesi mümkün değildir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz kararı talep edebilmek için, İİK’nın 257/1. maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Somut olayda; İtiraz eden vekili ihtiyati haczin dayanağı olan çek üzerinde müvekkili adına atılı ciro imzasının müvekkili şirkete ait olmadığını iddia etmiştir. itiraz eden tarafın ciro imzasının müvekkiline ait olmadığı konusundaki iddiasının açılacak bir menfi tespit davasında ileri sürülebileceği “imza inkarının borcun dayandığı sebebler kapsamına girmediği “göz önüne alındığında, İİK’nun 265. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin hiç birine girmediği anlaşılan itirazın reddine dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, borçlu şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden borçlu tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.12.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.