Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1833 E. 2020/1372 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1833
KARAR NO: 2020/1372
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24.09.2020 ara kararı
NUMARASI: 2020/444 Esasa
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen haksız rekabet davasında talep edilen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince reddine dair ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’nın merkezinin yurt dışında kain bir tekstil firmasının Türkiye’deki temsilcisi olduğunu, … A.Ş.’nin davalının talimatıyla tedarikçi olan firmalar üzerinde denetim gerçekleştirdiğini, davalılardan … Şti.’nin ise yine davalı …’nın merkez şubesinde faaliyet gösteren bir giyim firması olduğunu, müvekkili firmanın davalıların bünyesinde bulunan tedarikçilere iplik tedarik ettiğini, müvekkili firmanın 2016 yılında … denetimine girdiğini, denetim sonucunda müvekkilinin kendisine bildirilen eksiklikleri giderdiğini, buna rağmen müşterilerinden aldığı bilgiler doğrultusunda kendisine en düşük puan olarak ”d” sonucunun verildiğini öğrendiğini, müvekkili firmanın 06.10.2019 tarihinde de bir denetim gerçekleştirdiğini, bu denetim neticesi olumsuz bir tespitin bulunmadığını, müvekkilinin müşterisi dava dışı … isimli firmanın 25.02.2020 tarihli maili aldığını, bu mailde …’in …’den ürün satın alınmasının yasaklamış olduğunun belirtildiğini, yine başka bir elektronik postada da müvekkili davacının müşterilerini ”…’in kabul edilemez tutumuna dayalı olarak sistemde bloke edileceğini bildiririz ” şeklinde ibarenin bulunduğunu, müvekkilinin davalı … firmanın talepleri doğrultusunda üç yabancı personelin iş akdine son verdiğini belirterek, haksız rekabetin tespitine ve menine, 5000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline, gideri davalılardan alınmak üzere hükmün kesinleşmesinden sonra en az 50.000 trajli bir gazetede birer ay arayla en az üç kez ilan edilmesine, haksız rekabete konu her türlü yayının internet ortamı dahil olmak üzere kaldırılmasına ve yine kararın davalıların kullanmış olduğu ortak portalda gazete ilamından küçük olmayacak şekilde yayınlanmasına ve dava sonuna kadar müvekkilinin haklarının korunması için ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 24.09.2020 tarihli ara kararında; dosyanın mevcut hali ile davanın esası incelenmeksizin hükmün etkisini, uygulanmasını ortadan kaldıracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından ve HMK’nın 389 vd. maddeleri gereğince ihtiyati tedbir şartları oluşamadığından, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarla, davalıların müvekkili hakkında tutum ve davranışlarının müvekkili firmanın ürün ve mallarını gerçeğe aykırı şekilde kötülenmesine ve ticari itibarının zedelenmesine yol açmış olduğunu, müvekkilinin telafisi zor ve imkansız zararlara uğramasının söz konusu olduğunu belirterek, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesinin 24.09.2020 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, haksız rekabetin tespiti, meni ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde, esasa ilişkin talepleri yanında ihteyati tedbir talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 24.09.2020 tarihli ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabet davasıdır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda talep edilebilecek ihtiyati tedbir TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. Bu yasal düzenlemeye rağmen ilk derece mahkemesi davacının tedbir talebini HMK’nın ihtiyati tedbir başlıklı 389. maddesi kapsamında değerlendirerek uyuşmazlığı tümden çözecek nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Oysa, öncelikle özel hüküm olan TTK’nın 61. maddesinin uygulanması gerekir. İlk derece mahkemesinin bu yasal düzenlemeyi dikkate almaksızın, davanın esasını çözecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin gerekçesi usule aykırı olmuştur. Ancak, haksız rekabetin koşullarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, elbette devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. Dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti, savunmada ileri sürülen konular ispata muhtaç durumdadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ve değişen durumlara göre ilk derece mahkemesinde yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı, sonucu itibariyle isabetli olup istinaf başvurusunun reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.10/12/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.