Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/182
KARAR NO : 2020/1282
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2019
NUMARASI : 2019/406 E. – 2019/803 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Güneşli Şubesi tarafından … A.Ş.’ne kullandırılan krediye davalıların kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçlu …A.Ş.’nin kredi hesaplarının 29.11.2018 tarihinde kat edilerek alacağın muaccel hale geldiğini, süresinde borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/601 D. İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınmak suretiyle, Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası takip başlatıldığını, davalı borçlular tarafından icra dairesinin yetkisine, takibe, borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğunu, takibin sözleşmenin ifa yeri icra dairesinde başlatılması nedeniyle yetkiye yönelik itirazın haksız olduğunu, likit olan alacağın hesabın katı ile muaccel hale geldiğini, talep edilen faiz oranının sözleşmeye uygun olduğunu, müvekkilinin gayri nakdi kredilerin depo edilmesini talep edebileceğini, bunların ödenmesi tarihinde nakdi alacağa dönüşeceğini ileri sürerek, davalıların itirazının iptali ile takibin devamına alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap delikçesinde özetle; davacı tarafından dayanılan genel kredi sözleşmesinin 13.4.maddesi gereğince ihtilaf halinde İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğundan mahkemenin yetkisiz olduğunu, kat ihtarına itiraz edildiğini, kredi sözleşmesi kapsamında verilen ipoteklerin dikkate alınmaksızın takip yapılmasının yerinde olmadığını, kredi borcunun büyük kısmının ödendiğini, takip konusu alacağın hangi genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığının açık olmadığını, kefillerin gayri nakdi kredinin depo edilmesinden sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “İş bu dava itirazın iptali davası olduğu, davalı tarafın yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.HMK nun 114. maddesi gereğince yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması hususu dava şartlarındandır. HMK nun 115. maddesi gereğince de yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkisizliği halinde davanın usulden reddi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmelidir.6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre ‘Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.’Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu olan genel kredi sözleşmesinin sözleşmesinin 13.4. maddesinde “İşbu sözleşmenin yorum ve uygulanmasından doğabilecek her türlü ihtilaf halinde başvurulabilecek tek merci İstanbul (Merkez) Mahkemeleri ve İcra Daireleridir…” hükmü kararlaştırılmıştır. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğundan HMK 17. Maddesi uyarınca sözleşmedeki bu şart geçerlidir ve uyuşmazlığın İstanbul Mahkemelerince çözümlenmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakma yetkisinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle, dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddine, mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun belirlenmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde kanunen yetkili olan icra dairesi ve mahkemenin yetkisi saklı tutulduğundan, sözleşmeyle yetkili kılınan İstanbul mahkemelerinin kesin yetkili kabul edilemeyeceğini, kanunen yetkili mahkemenin yetkisinin saklı tutulması nedeniyle akdin ifa yeri olan Güneşli Şubesi’nin bulunduğu yer itibariyle Bakırköy mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, yetki sözleşmesinin tacir olmayan kefiller yönünden bağlayıcı olmaması nedeniyle tüm davalılar açısından ortak yetkili olan Bakırköy mahkemesinin yetkili olduğunu, kredi kullandıran şubenin bulunduğu yer itibariyle TBK’nın 89.maddesi uyarınca yetkili yerde takip başlatılarak dava açıldığını belirterek, ilk derece mahkemesinin yetkisizliğe ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın davalı kefillerden tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları dava dışı şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek takip başlatıldığını, davalılarca, takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini istemiş, davalılarca icra dairesi ile mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda yetkisizlik kararı verilmiştir.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Öncelikle dava itirazın iptali davasıdır. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50.maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2.anlamında özel dava koşuludur. Somut olayda mahkemece, icra takibinde yetki itirazın bulunduğu halde, tarafların çağrılmasıyla duruşma açılmadan karar verilmiş, gerekçede icra dairesinin yetkisine yönelik herhangi bir inceleme yapılarak karar verilmemiş, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz ara kararla da değerlendirilmemiştir. Mahkeme kararı, taraflar duruşmaya çağrılmadan dilekçelerin teatisi aşamasından sonra verilmiş, istinaf başvuru dilekçesinde birden çok sözleşme ve yetki hükmü davacı vekilince ileri sürülmüş, kefil olan tüm davalılar yönünden ortak yetkili icra dairesinde takip başlatıldığı belirtilmiştir. O halde, ilk derece mahkemesince, takip dosyasının getirtilerek icra dairesinin yetkisine yönelik süresinde yapılmış geçerli bir itirazın bulunu bulunmadığı belirlenerek, öncelikle icra dairesinin yetkisinin, itirazın iptali davaları için dava şartı olduğundan bu hususta karar verilmesi, icra dairesinin yetkisiz olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi, aksi halde mahkemenin etkisine yönelik ilk itirazın incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının, talep halinde kendisine iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.26.11.2020