Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1785 E. 2020/1356 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1785
KARAR NO : 2020/1356
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/370 Esas – 2019/342 Karar
TARİHİ: 04/04/2019
DAVA: Alacak
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Marmaris’te ikamet eden restoran işlettiğinden istediği zaman tatile çıkma şansının olmadığını, belli zamanlarda bir hafta kadar tatil yapabildiğini, 2015 yılı Kasım ayında eşi ile tatil planı yaparak aylar önce otel ve uçak rezervasyonu yaptırarak ödemelerini yaptığını, davalı şirketten Kıbrıs Gaziantep gidiş dönüş uçak bileti eşi ve kendi için toplam 302 TL karşılığında … adlı internet tatil sitesinden … için kendi ve eşi için 7 günlük toplam 3.569,4 TL’ye rezervasyon yaptırdığını, önce Kilis’e gidip, bir gece ailesinin yanında kaldıktan sonra Gaziantep hava limanına gelmek içinde 200 TL ücret ödendiğinden toplamda 4.071,00 TL ödeme yapıldığını, Gaziantep Havalimanına gelindiğinde müvekkili ve eşi uçuşları gösteren ekrana önce Kıbrıs Ercan Havalimanına yapılması gereken … sayılı uçuşun iptal edildiğini gördüklerini, bu sebeple davalı firma yetkilileri ile görüştüklerini, yetkililerin önce Kıbrıs Havalimanının uçuşlara kapatıldığını söyleyerek müvekkiline gerçeği söylemediklerini, daha sonra müvekkilinin yaptığı görüşmede … Gaziantep’ten Kıbrıs’a uçacak uçağının pistte yer hizmeti sağlayan araçla çarpıştığını bu sebeple bakıma alındığını ve uçuşun iptal edildiğini öğrendiğini, davalı taraf ile yapılan görüşmede müvekkillerinin en erken 5 gün sonra Kıbrıs’a gönderebileceklerini söylediklerini, Kıbrıs’a gidemeyen müvekkilinin otel rezervasyonu için ödemiş olduğu ücret de boşa gittiğini, tatil yapmayı bekleyen müvekkil ve eşinin hüsrana uğradığı gibi yaptıkları masrafların da boşa gittiğini, bu duruma sebebiyet verenin müvekkili olmadığını, bu nedenle müvekkilinin zararlarını giderilmesi gerektiğinden huzurda açılan davanın kabulü ile 4.071,00 TL’nin 01/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile taraflarına ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış ise de dava konusu ihtilafın taşıma hukukunu ilgilendirdiğinden ticari dava niteliğinde olduğundan Asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davalı şirketin merkezininde İstanbul Anadolu olması nedeni ile yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, dava konusunu oluşturan uçuşun 2 Kasım 2015 tarihinde gerçekleştiği ve huzurdaki davanın 7 Temmuz 2017 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, müvekkilinin uçuşun iptal edilmesinde hiç bir kusuru bulunmaması sebebi ile müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, uçuşun varış meydanı olan Kıbrıs Havalimanının kapalı olması sebebi ile yapılamadığını, uçuşa yetkili otoritelerin izin vermemesinden kaynaklandığını, bu durumda müvekkilinin sorumluluğundan veya kusurundan bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin internet sitesinde yer alan “yolcu hakları” bölümünde olağandışı koşullardan kaynaklanan uçuş aksaklıkları durumunda tazminat ödenmeyeceğine dair ibarenin yolcunun bilgisine sunulduğunu, dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminatın dayanağı ve ispatı vesikası bulunmadığını, hal böyle iken davacı tarafın 4.107,00-TL tutarlı maddi tazminata ilişkin talebi hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu, ilk itirazlar olan görev, zamanaşımı ve yetki itirazları göz önüne alınarak iş bu davanın öncelikle reddine, yasal dayanaktan yoksun davanın esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli, 2018/370 Esas – 2019/342 Karar sayılı kararıyla,”…Somut davada; davacıların tacir olmadığı dava konusu uyuşmazlığın ticari işler ile ilgili olmadığı, biletlerin de tatil amaçlı satın alındığı anlaşılmaktadır.Davacıların tacir olduğu, uçuşun ticari amaçla yapıldığını gösterir hiç bir bilgi yoktur. Dava nisbi ticari dava olmadığı gibi mutlak ticari dava da değildir. Davacılar, hizmet alan tüketici, davalı da hizmet veren konumundadır. Bu bakımdan ticaret ve tüketici mahkemeleri arasında karşılıklı görevsizlik kararı verildiğinde İstanbul BAM, 13. HD.nin 2017/27 E,15 K sayılı ilamı ile tüketici mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.Yine aynı doğrultuda, tüketici mahkemelerinin verdiği kararlara karşı yasa yoluna gidildiğinde istinaf mahkemelerince kararların görev nedeniyle kaldırılmadığı görülmüştür. İstanbul BAM, 13. HD.nin 2017/27 e, 2017/15 K; Samsun BAM, 5. HD, 2017/894 E, 1021 K; Ankara BAM, 20. HD.nin 2017/994 E, 1060 K ve İstanbul BAM 13. HD.nin 2017/648 E, 850 K sayılı ilamlarından da davaya tüketici mahkemesinin bakacağı anlaşılmaktadır.Açıklanan sebeplerle 6502 sayılı yasanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 07.07.2017 tarihinde açıldığı dikkate alınarak mahkememizin HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosanın talep halinde görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine…” dair görevsizlik kararı verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:İlk derece mahkemesinin davacının seyahat amacının tespiti amacıyla gerekli araştırmayı yapmadığını, davacının hangi amaçla seyahat ettiğine dair herhangi bir delil toplanmadan karar verildiğini, Müvekkili şirketin taraf olduğu bir başka dosyada, bu sefer İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ancak sonrasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2017/688 E., 2017/487 K. sayılı 05.10.2017 tarihli kararda davacının avukat olduğu ve mesleki amaçla seyahat etmekte olduğu hükme bağlanarak verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına ve davanın Ticaret Mahkemelerinde görülmesine karar verildiğini,Kendilerine tebliğ olunan yeni gerekçeli kararda hangi deliller kapsamında davacının tüketici olarak seyahat ettiği belirtilmediğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu yönde bir araştırma veya tespit yapılmadığı anlaşılmadığını, müvekkili şirkete yazılan müzekkere ile davacının hangi amaçla seyahat ettiğine dair tespit yapıldığının kabul edilemeyeceğini, Kendilerine göre uyuşmazlığın havayolu taşıma işinden kaynaklanması sebebiyle ticaret mahkemelerinin görev alanına girmekte olup, verilen görevsizlik kararı yerinde olmakla beraber görevli mahkemenin tayini hususunda hatalı olarak karar verildiğini, işbu görevsizlik kararının kaldırılarak huzurdaki davaya bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğuna karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, havayoluyla yolcu taşımacılığı sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davada tüketici mahkemelerinin görevli olması nedeniyle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine kararı verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca, miktar ve değeri 3.000 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi itibariyle 4.400,00 TL’ye baliğ olmuştur.Her ne kadar davalı vekilince, mahkemenin davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair kararı istinaf edilmiş ise de dava değeri dikkate alındığında, miktar itibariyle kararın taraflar yönünden kesin olduğu anlaşılmaktadır.HMK’ nın 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak, aynı Kanun’un 352/1.b maddesi gereğince istinaf mahkemesince karar verilmesi mümkündür. Bu açıklamalar ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle, davalı yönünden istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İlk derece mahkemesinin kararı HMK’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle miktar yönünden kesin olduğundan, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 346. maddesi gereğince REDDİNE,2-Davalı vekilince yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,3-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, başvuran üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.12.2020