Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1774 E. 2023/1832 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1774
KARAR NO: 2023/1832
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04.03.2020
NUMARASI: 2018/1167 E. 2020/187
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eşya taşımadan kaynaklı)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin nezdinde … numaralı “Nakliyat Abonman Blok Sigorta Poliçesi” ile sigortalı bulunan dava dışı sigortalısı … A.Ş.’ye ait “fırın+ocak emtianın Türkiye Polonya sevkiyatının davalı taşıyıcı tarafından … (Çekici + Dorse) plakalı araç ile üstlenildiğini, 04- 05.10.2017 tarihleri arasında Polonya sınırları içerisinde 84 adet emtianın çalındığını, hasarın 25.12.2017 tarihinde müvekkili şirkete ihbarı üzerine gerekli tahkikatın başlatıldığını ve Sigortacılık Kanunu 22. Maddesi uyarınca hasar ve kusur durumunun tespiti için bağımsız ve uzman eksper tayin edildiğini, hasar ihbarı üzerine …. Ltd. Şti. tarafından yapılan incelemeler sonrasında hazırlanan 15.02.2018 tarihli ve … numaralı Nakliyat Hasarı Ekspertiz Raporunda emtianın kontrol edilmesi ve akabinde araç içerisinde bulunan 84 adet emtianın çalınmış olduğu, … Tic A.Ş.’nin tam ve sağlam olarak teslim aldığı emtiayı eksik teslim etmesi sebebiyle hasardan sorumlu olduğu, sigortalının emtiadaki toplam hasar bedelinin 8,808.43 EUR olduğu hususlarının tespit ve rapor edildiğini, davaya konu maddi olayın davalı şirket tarafından ayıplı bir şekilde yapılan taşımadan kaynaklı hasar bedelinin davalıya rücusu olgusuna dayandığını, dosya muhteviyatı dikkate alınarak eksper tarafından tespit ve rapor edilen hasar bedeli olan 8.808,43-Euro’nun tamamının 21.02.2018 tarihinde ilgilisine ödendiğini, davacı müvekkili şirketin sigortalısı tarafından davaya konu hasar sebebiyle davalıya 20.12.2017 tarihli ihtarname gönderildiğini, davaya konu sigorta hasarının müvekkili şirketçe ödendiği ve anılan hasardan sorumlu olan davalı hakkında yasal süre içerisinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini ,itirazın haksız olduğunu iddia ederek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; 04.10.2017 tarihinde meydana gelen hırsızlık sonucu taşınan eşyanın bir kısmının çalındığını, taşımanın 2 farklı ülke (Türkiye-Polonya) arasında ve ülkelerin de CMR’ye taraf ülkelerden olması nedeniyle, davanın çözümünde CMR-Karayolu ile Uluslararası Mal Taşımacılığı Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiğini, taşımaya konu eşyada meydana gelen ziyadan ötürü davacı … şirketinin aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, üçüncü kişilerin kasti fiili sonucunda gerçekleşen hırsızlık hadisesinin taşıyıcı tarafından önlenemeyeceğini, araç sürücüsünün aracı karanlık ya da ıssız bir yol kenarına değil de içerisinde benzin istasyonu olan park yerine park ettiğini, söz konusu hırsızlıktan ötürü eşyanın ziyanından taşıyıcı müvekkilinin sorumlu kılınamayacağını, davacı sigortacının sigorta ettirene yaptığı her ödemeyi taşıyıcıya karşı ileri sürülemeyeceğini ve sigortacı sigorta ettirenin gerçek zararını ödemek zorunda olduğunu, taşıyıcının sorumlu olduğu tazminat miktarı 8.082,17 Euro olarak hesaplanmış iken, davacı sigortacı ile dava dışı sigorta ettirenin kendi aralarında akdedilen poliçede kararlaştırdıkları %10 ilavenin eklenmesi suretiyle taşıyıcının sorumlu olduğu tazminatın 8.808,43-Euro olarak belirlenmesi suretiyle müvekkili şirketten talep edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, fiiliyatta ”kar marjı” olarak adlandırılan %10 ilave bedelin” sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ve poliçesinin taraflarını bağlayan bir bedel olduğunu, dava dışı sigorta ettirenin de 14.02.2018 tarihli yazısı ile davacıdan tazminat olarak sadece … talep ettiğini beyanla davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacı … nezdinde “Nakliyat Abonman Blok Sigorta Poliçesi” ile sigortalı bulunan dava dışı sigortalı … A.Ş tarafından Polonya’da yerleşik dava dışı … isimli firmaya satılan 407 adet muhtelif fırın, ocak emtiasının taşıma işinin davalı şirket tarafından üstlenildiği, 04/10/2017 tarihinde Polonya sınırları içerisinde Mszczonow bölgesinde bekleme halinde olan … plakalı dorsenin içerisinde bulunan 84 adet emtianın çalındığı, çalınma hadisesi neticesinde davacı … tarafından ekspertiz incelemesi yaptırıldığı ve tespit edilen 8.808,43 Euro hasar tazminatını 21/02/2018 tarihinde sigortalısına ödediği anlaşılmakla yapılan ödeme neticesinde davacı … şirketinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesi kapsamında sigortalısının haklarına halef olduğu kabul edilmiştir. Mahkememizce benimsenen ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilen bilirkişi raporunda davalı taşıyıcının dava dışı sigortalıya ait geçici zilyetliğindeki emtia-eşya bulunan aracını, güvenlikli ve korunaklı bir otoparka çekmeyerek, kasta değer pervasızca hareketinden dolayı bir kısmının çalınmasına sebebiyet verdiği, eşyaya karşı özen borcunu yerine getirmeyerek edimini ifa etmediği, bu eyleminden dolayı CMR madde 17/1 ile CMR madde 29/1,2 hükmü uyarınca meydana gelen hasardan dolayı sorumlu ve kusurlu bulunması, ekspertiz raporunda tespit edilen hasar bedelinin eksik olan emtia değerlerine nazaran yerinde görülmesi karşısında davacının davalıdan sigortalısına ödediği 8.808,43 Euro’yu talep etmekte haklı olduğu ve CMR 27. maddesinde hak sahibinin yıllık %5 faiz talep edebileceği belirlenmişse de takip dosyasında talep edilen faiz oranının CMR 27 de yer alan faiz oranından düşük olması nedeni ile taleple bağlı kalınarak davacı … şirketinin yıllık %2,75 faiz oranı üzerinden talepte bulunabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Diğer yandan alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında icra inkar tazminatı istem koşullarının oluştuğu kanaati ile davacı yararına hükmolunan alacağın %20’si nispetinde icra inkar tazminatını da kapsar şekilde aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturularak yargılama sonuçlandırılmıştır…” gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 8.808,43 Euro asıl alacak ve 128,76 Euro işlemiş faiz yönünden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talepnamesindeki gibi 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmesi suretiyle takibin kaldığı yerden devamına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda davalı taşıyıcının dava dışı sigortalıya ait emtia-eşya bulunan aracının güvenlikli ve korunaklı bir otoparka çekmeyerek kasta değer pervasızca hareketinden dolayı bir kısmının çalınmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar veren mahkeme kararında savunmalarına ve itirazlarına ilişkin hiç bir yer verilmediğini, değerlendirilmediğini, savunmalarının yok sayıldığını, HMK 297 maddesi gereğince yasal zorunluluk olduğunu, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, tazminat talebinin hukuki dayanağının TTK’nın 1472 maddesi olduğunu, davacının halefi olduğu dava dışı sigortalı gönderen … AŞ’nin taşıma konusu eşyayı 28.09.2017 tarihli faturadan da görüleceği üzere Slovakya’da mükim … SA şirketine CIP esasına göre satıp gönderdiğini, dolayısıyla taşımaya konu eşyada meydana gelen ziyadan ötürü davacının taraf sıfatının aktif husumet ehliyetinin olmadığını, milletlerarası ticaret odasının dış ticarete ilişkin yeknesak kuralları olan İncoterm 2010 kuralları çerçevesinde CIP, CPT ve CİF esasına dayalı satışlarda satıcının sorumluluğunun malların taşıyıcıya teslim edildiği ana kadar olan süre içerisinde mallara ilişkin her türlü kayıp ve hasar riskini üstlenmek, alıcının sorumluluğunun ise malların taşıyıcıya teslim edildiği andan itibaren mallarla ilgili her türlü kayıp ve hasar riskini üstlenmek şeklinde belirlendiğini, Türkiye’nin 11.03.2010 tarihinde taraf olduğu, uluslararası mal satımına ilişkin özel hukuk kurallarını düzenleyerek yeknesak kurallara bağlayan milletlerarası mal satım sözleşmesinin 67.maddesinde yer alan satım sözleşmesinin malların taşınmasını gerektirmesi ve satıcının malları belirli bir yerde vermeye mecbur değilse malları alıcıya ulaştırılması amacıyla satım sözleşmesine uygun olarak ilk taşıcıya verilmesi ile alıcıya geçeceği hükmü ile 68.maddesinde yer alan taşıma halindeyken satılan mallara ilişkin hasarın satım sözleşmesinin kurulduğu andan itibaren alıcıya geçer hükmü ile satılan emtianın taşıyıcıya teslimi anına kadar ki yarar ve hasarın gönderene satıcıya ait olduğu, satıcının CİP esasına göre yapılan satışta taşıyıcıya teslimine kadar olan kayıp ve hasarı üstlendiğini, taşıma esnasında emtianın ziyaya uğraması nedeniyle halefi olan davacı … şirketinin sorumluluğu ve zararının doğmadığını, tazminat ödemesinin … ödeme olduğunu, emsal yargı kararlarında bu hususun belirtildiğini, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, icra takibinde hasar bedelinin 8.808,43 EURO olarak talep edildiğini, kar marjı olarak adlandırılan %10 ilave bedelin sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ve poliçenin taraflarını bağlayan bir bedel olduğunu, kar marjına dair sözleşme hükmünün sigorta sözleşmesine taraf olmayan davalı tarafa karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, sorumluluğun CMR 23 ve 25 maddelere göre belirlenmesi gerektiğini iddia ederek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını ,ayrıca icra inkar tazminatına dair hükmün ise tazminat alacağına konu edilen zararın yargılama sonucunda belirlenmiş olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliyat abonman blok poliçesi gereğince ödenen hasar bedelinin davalı taşıyandan rücuen tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, sigorta poliçesinin varlığı, davalı şirketin alt taşıyıcı , dava konusu ürünlerin kaybı ,taşımanın uluslararası karayolu ile gerçekleştirilmiş olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir.Uyuşmazlık, iş bu davada davalı savunma ve itirazlarına gerekçede yer verilmeden ve cevaplandırılmadan verilen hükmün usul ve yasaya uygun olup olmadığı ile sigorta şirketinin aktif dava ehliyetinin olup olmadığı, hasara konu emtia satışının hangi tür satış olduğu, hasarın hangi tarafa ait olduğu, uluslararası ticari satım kuralları gereğince dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin … olup olmadığı, hasar bedelinin hesaplama yönteminin uygun bulunup bulunmadığı, kar marjı talebinin yerinde olup olmadığı ile icra inkar tazminatına karar verilmiş olmasının isabetli olup olmadığına ilişkindir. İlk derece mahkemesince 03.01.2020 tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış, davalı vekili tarafından bu bilirkişi raporuna karşı itiraz edilerek, eksik belgelerin dosya içerisine getirtilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, davalı tarafın itiraz ve talebi reddedilerek davanın yukarıda yer verilen gerekçelere istinaden kabulüne karar verilmiştir. Ancak gerekçede, davalı vekilinin savunmasında ileri sürmüş olduğu hususlar değerlendirilmemiş, söz konusu savunma hakkında herhangi bir gerekçeye yer verilmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda da davalı savunmalarında ileri sürülen hususlar ve taşımanın niteliği de dikkate alınarak herhangi bir şekilde tartışma konusu yapılmamıştır. Anayasa’nın 141/3. maddesi ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nun 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Anayasa Mahkemesinin 01/02/2017 tarihli, … başvuru numaralı kararında gerekçesiz karar verilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği Anayasa Mahkemesince ortaya konulmuştur.Somut olayda istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararında, yukarıda açıklandığı üzere davalının savunmasında ileri sürmüş olduğu hiçbir hususun gerekçede değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Yani ilk derece mahkemesi iddia ve savunma doğrultusunda delil değerlendirmesi yapmamıştır. Karar, bu haliyle istinaf incelemesine elverişli değildir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-İİK’nın 36. maddesi uyarınca yatırılan teminatların, yatıran tarafa iadesine,5-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16.11.2023