Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1769
KARAR NO: 2020/1373
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2020 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2017/652 E.
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Feshi- Aracın İadesi- Tazminat
Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi ve satıma konu aracın iadesi istemiyle açılmış olan esas hakkındaki dava içinde davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen 19.06.2020 tarihli ara karara karşı, davacı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; taraflar arasında mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesi yapıldığını, davalının dava konusu aracı satın ve teslim almış olduğunu, davalının bunun karşılığında muhtelif tarihli beş adet bono verdiğini, ancak bonoların süresinde ödenmediğini belirterek, bahsi geçen sözleşmenin feshine, üzerindeki tüm takyidatların kaldırılarak satıma konu aracın müvekkiline teslimine, dava tarihine kadar ki aylık 1500 TL üzerinden tahsiline, protesto masrafı olan 500 TL’nin tahsiline, şimdilik 1000 TL ve şimdilik 200 TL kullanma bedelinin dava tarihine kadar işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 20.04.2020 tarihli dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde bahsi geçen sebeplerle aracın kendisine veya yediemine teslimi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 19.06.2020 tarihli ara kararında; ” … İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 389/1 maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya geçikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” gerekçesiyle, dava sonunda elde edilebilecek bir sonuç alınmasını gerektirecek biçimde ihtiyati tedbir kararı verilmeyeceğinden talebin reddine karar vermiştir. Bu ek karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarla, davalının bedelini ödemediği halde, halen aracı kullanmaya devam ettiğini ve aracın iade işlemini gerçekleştirmediğini, mahkemenin tedbir talebine konu olan aracı muhafaza altına alması gerektiğini veya bir yediemine tevdiine ya da sakıncıyı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek nitelikte tedbire karar vermesi gerektiğini, ihtiyati tedbirin zaten geçici koruma sağladığını, ilk derece mahkemesinin dava sonucunda elde edilebilecek bir sonuç alınabileceği yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine yönelik karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan araç satım sözleşmesinin, sözleşme kapsamında davalı yanca verilen bonoların vadesinde ödenmemesi nedeniyle feshi, kira bedeli, senet protesto masrafları, kullanma ve yıpranma bedelinin tahsili talebiyle açılan eda davasıdır. Kural olarak; Türk Medeni Kanunu’nun 764. maddesi uyarınca başkasına devredilen bir malın mülkiyetinin saklı tutulması kaydı, ancak resmi şekilde yapılacak sözleşmenin devralanın yerleşim yeri noterliğinde özel siciline kaydedilmesiyle geçerli olacak; satıcının, alıcının sözleşmeye aykırı olarak borcunu yerine getirmemesi durumunda sözleşmeyi mülga Borçlar Kanunu’nun 222. maddesi (Türk Borçlar Kanunun 259.maddesi) uyarınca; sözleşmeyi feshetme hakkı kullanılabilecektir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir “. Davacı, davalının mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış kapsamında edimini gereği gibi yerine getirmediğinden bahisle davalı aleyhine, sözleşmenin feshi, aracın teslimi ve tazminat davası açmıştır. Dosya kapsamındaki belgelerden; aracın davalı üzerine tescilli olduğu, önceki malikin davacı olduğu anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisindeki mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesinde tedbir konusu bonolara ilişkin bilgilerin yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesine konu bonoların süresinde ödenmemesi sebebiyle ödememe protestosu gönderildiğine ilişkin suretler de dosya içerisindedir. Teslimi talep edilen aracın mülkiyeti doğrudan uyuşmazlık konusudur. Aracın halen davalının zilyetliğinde olduğu iddia edilmekle, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişmenin hakkın elde edilmesini zorlaştıracağı yönünde kanaat oluşturmaya yeterli delillerin sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu belgelerin sıhhati yargılama içinde elbet de iddia ve savunma kapsamında değerlendirilecek olup, mevcut aşama itibariyle HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbirin koşulu olan yaklaşık ispatın gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, sözleşme konusu aracın tarafsız bir yediemine teslimine dair ihtiyati tedbir kararının, dava sonunda elde edilecek sonuç olarak kabulü de mümkün olmadığından, ilk derece mahkemesinin ret gerekçeleri isabetsiz bulunmuştur. Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 19.06.2010 tarihli kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davacının ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığı kabulü ile … plaka sayılı aracın davalıdan alınarak Adalet Bakanlığınca belirlenen mevzuat kapsamında lisanslı bir yediemin deposuna yediemin olarak teslimine; yediemin giderlerinin, ileride yargılama giderlerine eklenmek üzere, davacı tarafından karşılanmasına, 2-Araç değeri olan 23.950,00 TL’nın takdiren %15’i oranında belirlenen 3.592,50 TL nakdi teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı halinde, kararın infazı için bir suretinin, ilk derece mahkemesi tarafından, davacı vekiline verilmesine, 3-Tedbir kararının yetkili icra müdürlüğünce infazına, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 54,40 TL istinaf peşin harcının talep halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf kanun yolu için davacı tarafından yapılan giderlerin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 352/1.b.2. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10.12.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 391/son ve 362/1.f maddeleri uyarınca karar kesindir.