Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1765 E. 2020/1390 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1765
KARAR NO: 2020/1390
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020
NUMARASI: 2020/323 E. – 2020/323 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, karada yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına karşı, borçlu vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili sunduğu 29.06.2020 tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin keşidecisi … ve … olan 30.06.2018 ödeme tarihli 550.000, TL bedelli bono nedeniyle alacaklı olduğunu, alacağı n rehinle teminat altına alınmadığını, bononun vadesinde ödenmediğini ileri sürerek, 100.000,00 TL için borçluların menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 30.06.2020 tarihli kararda; ihtiyati haciz talebinin kabulü ile teminat mukabilinde borçluların, alacağı karşılamaya yeter miktardaki mallarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. Bu karara karşı borçlu … vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtayati haciz kararına yetki yönünden itiraz ettiklerini, ihtiyati hacize konu edilen bonoda, borçluların adreslerinin Bakırköy Adliyesi ile İstanbul Anadolu Adliyesi yetkisi dahilinde olduğunu, ihtiyati haciz talep eden taraf ve borçlulardan …’ün adresini Bakırköy ilçesi sınırları içinde olmasına rağmen, İstanbul merkez adresinin gösterilerek yetkisiz mahkemede ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, bono metninde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığını, borçluların senette yazılı olan ve gerçek adreslerinin ihtiyati haciz istenen mahkemenin yetki sınırları içinde olmadığından ihtiyati haczin yetkisiz mahkemece verildiğinden öncelikle yetki itirazının kabulü gerektiğini, senette alacaklı olarak gösterilen şirket ile müvekkilinin eski eşi ve borçlu … arasında düzenlenen 21.11.2011 tarihinde arazi geliştirme ve değerlendirme danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin eski eşi ile birlikte şahsen borçlu olduğunu, müvekkiline ihtiyati haciz talep eden şirket tarafından hiç bir ödeme yapılmadığını, sözleşmenin 5. maddesi gereğince talep konusu bononun müvekkilince imzalandığını, bononun düzenleme ve ödeme tarihinin boş bırakıldığını, teminat olarak verilen bonodaki düzenleme tarihi ile ödeme tarihinin sonradan ihtiyati haciz isteyen şirket tarafından doldurulduğunu, müvekkilinin boşanmasına dair Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi ilamının 8.maddesinde de bonoya atıf yapılarak bonodan kaynaklanan borcun boşandığı eşi …’ye ait olduğunu beyan ederek, ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir. Alacaklı vekili itiraza karşı sunduğu beyanında özetle; itirazın süresinde yapılmadığını, usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığını, itirazda birden fazla yetkili mahkemenin gösterilmesi nedeniyle yetki itirazının geçersiz olduğunu, talep konusu bononun teminat senedi olmadığını, senet metninde de teminat amacıyla verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığını, sözleşme adı altında sunulan belgede de somut olarak miktar, vade ve benzeri bilgiler açıklanarak senede atıfta bulunulmadığını, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarına göre dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığını, itiraz eden tarafından imzalanan bonodan sorumlu olduğunu, itiraz eden ile borçlu eşinin boşanmalarına ilişkin ilamda senede atıfta bulunulmasının müvekkili yönünden bir bağlayıcılığının bulunmadığını beyanla, itirazın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince itirazı değerlendirdiği ek kararda; ”…Mahkememizce yapılan mürafaa ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat sonucunda; itiraz eden taraf vekilinin yetki hususuna itiraz ettiği görülmüş olup, itirazın süresi içinde seçilen yetkili mahkemenin belirtilmesi gerekirken usulüne uygun yetki itirazında bulunulmadığı ve bu nedenle mahkememizin yetkili hale geldiği görülmekle yetkiye vaki itirazın reddine, sair itirazlar kapsamında ileri sürülen hususların ise İİK ‘nın 265. maddesinde belirtilen itiraz sebeplerinden olmadığı tespit edilmekle anılı itirazların reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İtiraz dilekçesinde İstanbul Adliyesi mahkemelerinin yetkisiz olduğu, yetkinin İstanbul Anadolu Adliyesindeki mahkemelere ait olduğunun belirtilmesine karşın mahkemenin ret gerekçesinin yerinde olmadığını; ihtiyati haciz talep eden şirketin müvekkilinden alacağı bulunmadığını, talep konusu bononun müvekkili, müvekkilin eski eşi ve dosya alacaklısı arasında imzalanan 21.11.2011 tarihli sözleşmenin 5.maddesi uyarınca verilen teminat senedi olduğunu, bononun müvekkili ile … tarafından imzalanarak teminat amaçlı düzenlenmesi nedeniyle düzenleme ve ödeme tarihlerinin boş bırakıldığını, müvekkilinin borçlu olmamasına rağmen şirketçe unsurları tamamlanarak bononun işleme alındığını, taraflar arasında 21.11.2011 tarihli sözleşme dışında herhangi bir alacak borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin talep edenden para almadığını, sözleşme dışında da ilişkilerinin bulunmadığı halde mahkemece itirazın haksız şekilde reddedildiğini, talep eden şirketin müvekkilden para alacağı bulunmadığına dair itirazın İİK’nın 265.maddesi kapsamında olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına karşı İİK’nın 265.maddesi uyarınca itiraza ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı borçlular vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 265.maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre, “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itirazda bulunabilir”. Somut olayda, alacaklı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, keşidecisi … ve … olan 20.10.2011 düzenleme tarihli 550.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak lehdar tarafından ihtiyati haciz istenilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. İhtiyati hacizde hangi mahkemenin yetkili olduğunun 2004 Sayılı İİK’nın 258. maddesinin göndermesiyle aynı Kanun’un 50. maddesi gereğince belirlenmesi gerekir. İİK’nın 50. maddesi uyarınca, yetkili mahkeme, HMK’da mahkemelerin yetkisini düzenleyen kurallara göre belirlenir. İhtiyati haczin yetkisiz mahkemede verilmesi itiraz nedeni olarak düzenlenmiştir. Ancak, itiraz eden vekilinin itiraz dilekçesinde, borçluların adresleri itibariyle Bakırköy ve İstanbul Anadolu Adliyesi mahkemelerinin yetkili olduğu, karar veren mahkemenin yetkisiz olduğu belirtilmesine rağmen, usulüne uygun şekilde hangi mahkemenin yetkili olduğunun usulüne uygun şekilde gösterilmemesi nedeniyle HMK’nın 19/2.maddesine uygun bir yetki itirazının bulunduğu kabul edilemez bu nedenle mahkemece, yetkiye yönelik itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yargıtay HGK’nun 14.03.2001 tarih ve 12-233/257 sayılı ve yine 20.06.2001 tarih ve 12-496/534 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere; dayanak belgenin teminat senedi olduğu iddiası, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Yazılı belge sunulduğu takdirde, İİK’nun 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur. Bono metninde yapılan incelemede, senet metninde senedin teminat senedi olduğuna ilişkin hiç bir açıklama bulunmamaktadır. Diğer yandan, itiraz eden tarafından ibraz edilen arazi geliştirme ve değerlendirme danışmanlık sözleşmesi sunmuştur.Sözleşmede, ihtiyati hacze itiraz edenle birlikte senet borçlusu … ve … hizmet edimi yüklenmişlerdir. Sözleşmenin 5.maddesinde, taahhüt edenlerin süresinde sözleşmeyi ifa etmemesi halinde alınan %20 oranındaki avansı iade edecekleri, avans iadesinin teminatı olarak teminat senedi verecekleri düzenlenmiştir. Taraflar arasında hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, anılan maddede teminat senedi verileceğinden söz edilmiş ise de talep konusu senede ilişkin bir açıklama bulunmadığı, maddede dava konusu senede ilişkin bilgilerin bulunmadığı anlaşılmakla takip konusu senedin teminat senedi olduğu kabul edilemez. Başka bir anlatımla, takip konusu senedin teminat senedi olduğu, kayıtsız şartsız bir borç ikrarını içermediği iddiası ancak senet metninden veya açıkça talep konusu senede atıf yapan bir sözleşmeyle ispat edilebilir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 01.11.2016 tarih ve 2016/2300 Esas, 2016/14142 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2016/26873 Esas ve 2017/3409Karar sayılı ilamı benzer şekildedir. ) Sözleşme ve senet borçlusu olan itiraz edenin, sözleşme borçlusu … ile boşanmasına ilişkin ilamda senet borçlarından, kocanın sorumlu olacağına ilişkin düzenlemenin somut olaya etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece itirazın reddine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından itirazın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup itirazın HMK’nın353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, itiraz edenin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.12.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.