Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1746 E. 2020/1397 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1746
KARAR NO: 2020/1397
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/90 Esas
KARAR TARİHİ: 09/09/2020
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir kararının itirazen kaldırılmasına ilişkin ara kararına yönelik süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ Davacı vekili dava ve ihtiyati tedbir talep dilekçesinde özetle; davalının, İnstagram adlı sosyal medya hesabı üzerinden ve https://..com isimli internet sitesi üzerinden müvekkili aleyhine sürekli olarak haksız ve aleyhe yayınlar yapıp tüketicilerin müvekkiline ait ürünlerden uzaklaştırmaya çalıştığını, bu durum haksız rekabet oluşturduğunu beyan ederek tazminat talebinin yanında yapılan paylaşımların yayından kaldırılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 14.02.2020 tarihli ara kararla, -İhtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile, Davacı tarafından davalı aleyhine yayınlanan, “https://www.instagram.com/…” ve “https://…”ile
“https://..com/…/” şeklindeki uzantıların internet ortamından kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, tedbir kararının yerinde olmadığını ve kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 09/09/2020 tarihli, 2020/90 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen ara kararında, “…Somut olayda; davacı tarafça iddiaya yönelik bir takım sosyal medya paylaşımları sunulmuş ise de, davacının tedbir talebinin instagram hesapları üzerinden yapılan paylaşımlara ilişkin olduğu açıktır. Dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların sabit olup olmadığı, bu eylemlerin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı gibi konular ispata muhtaç olup, istinafa konu ara karar tarihi itibariyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği değerlendirilerek yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında ortaya çıkacak durumlar kapsamında mahkemenin değerlendirme yetkisi saklı olmak kaydıyla, ara karar tarihi itibariyle ihtiyati tedbir için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği…” gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tedbirin kaldırılmasına ilişkin ara kararın gerekçeli karar haklarını ihlal ettiğini, tedbir kararı verilebilmesi için aranan HMK md. 389/1 şartları gerçekleştiğini, davalının eğitimi ve uzmanlığı olmaksızın 1.1 milyon takipçisine yaptığı paylaşımların hukuken korunabilir bir yanı bulunmadığını, Tüm bunların dışında davalının gıda maddeleri hakkında herhangi bir fikir ve tavsiye verebilmesini sağlayacak bilgi ve uzmanlığı da bulunmadığını, uzmanlığının olmamasına karşın bunu açıkça ifade etmekten kaçınan davalının instagram , twitter ve internet sayfalarının yanında bir de ” …” adlı kitap çıkarttığını, sponsorluk sözleşmesi adı altındaki talep ve satışa sunulan kitap sonrasında gönüllülükten bahsetmenin ise pek tabii ki olağan bir durum olmayacağını, davalının bu durumu meslek edinerek okullara söyleşiye gitmeye cesaret etmesinin dahi durumun vehametini ortaya koyduğunu, davalının adeta olmadığı birisi gibi meslek hayatını sürdürdüğünü, engellenmesi gereken eylemin davalının yaptığı bu eylem ve davranışalar olduğunu, Mevcut durum ve koşullarda ihtiyati tedbir kararınının kaldırılmasını gerektirir bir değişim mevcut olmayıp verilen tedbir kararının da henüz uygulanamadığını, Davalının fiilleri normal kişi ya da kişilerden farklı olarak tüketici nezdinde etkileme gücü yüksek olup yaptığı saldırıların ve nitelikli paylaşımların ifade özgürlüğü şeklinde değerlendirilmesinin dahi mümkün olmadığını, 1.1 milyon takipçiye karşı uzmanlığı ve bilgisi olmaksızın müvekkilleri aleyhine yapılan tek taraflı ve cevap olanağı olmayan paylaşımların zarar oluşturmasının kaçınılmaz olduğunu, HMK tarafından aranan tehlike şartının gerçekleştiğinin şüphesiz olduğunu belirterek, Yukarıda açıklanan gerekçelerle verilen gerekçesiz kararın kaldırılarak müvekkilinin ticari faaliyetlerinin korunması gerektiğini ve tüketicilerin yanlış yönlendirilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, dava içinde TTK’nın 61 ve HMK 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Mahkemece davacının ihtiyati tedbir istemi kabul edilmiş, sonrasında davalı itirazı üzerine 09.09.2020 tarihli ara karar ile itiraz üzerine tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece istinafa konu 09.09.2020 tarihli ara kararında, ihtiyati tedbire ilişkin yasal düzenlemelere yer verilip özetlendikten sonra ” Dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların sabit olup olmadığı, bu eylemlerin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı gibi konular ispata muhtaç olup, istinafa konu ara karar tarihi itibariyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği değerlendirilerek yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında ortaya çıkacak durumlar kapsamında mahkemenin değerlendirme yetkisi saklı olmak kaydıyla, ara karar tarihi itibariyle ihtiyati tedbir için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, davalının ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebinin kabulü” yönünde karar verildiği, bu haliyle ara kararının gerekçeli olarak yazıldığı anlaşılmakla, davacı vekilinin kararın gerekçesiz olup, gerekçe hakkını ihlal eder şekilde karar verildiği yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Dava, TBK 57-58 , TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabet davasıdır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda talep edilebilecek ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. Maddelerinden yararlanılmalıdır. Haksız rekabetin koşullarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, elbette devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. Dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti, savunmada ileri sürülen konular ispata muhtaç durumdadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Tedbirin kaldırılması ara kararı tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, değişen durumlara göre ilk derece mahkemesinde yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönündeki ilk derece mahkemesi kararı sonucu itibariyle isabetli olup istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi geriğince esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve 394/5. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10/12/2020
KANUN YOLU:HMK’nun 362/1.f ve 394/5. maddeleri gereğince kesin karardır.