Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1739 E. 2020/1380 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1739
KARAR NO: 2020/1380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:12/12/2019
NUMARASI: 2019/1577 E. – 2019/1595 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına borçlu vekili tarafından yapılan itirazın kabulüne ilişkin verilen ek karara karşı, alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen vekili dilekçesinde özetle; keşidecisi … olan 02.08.2017 düzenleme, 15.09.2019 ödeme tarihli 11.000,00 TL bedelli bononun vadesinde ödenmediğini ileri sürerek, borçlu ve aval verenlerin taşınır, taşınmazları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının ihtiyaten haczini talep etmiştir. Mahkemece, ihtiyati haczin kabulüne karar verilmiştir. İtiraz eden borçlu … itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin yerleşim yerinin Kadıköy olduğunu, ihtiyati haczin yetkisiz mahkemeden alındığını, İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin dava konusu bonoyla birlikte 60 adet bonoyu lehdar … A.Ş’ye taşınmaz satım vaade sözleşmesi nedeniyle verdiğini, ancak satıcının ruhsat alarak inşaata başlamaması nedeniyle müvekkilince İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesinin 2018/75 Esas sayılı dosyasında dava açarak menfi tespit istediğini, mahkemece sıralı olarak düzenlenen 55 adet bononun ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulduğunu, 40 adet bononun lehdar tarafından iade edildiğini, kalan bonolar nedeniyle mahkemece bu kez 08.11.2018 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbir kararı gereğince senetlerin ciro edilemeyeceğini ve ihtiyati hacze konu edilemeyeceğini, tedbire rağmen senedin ciro edilerek ihtiyati haciz istenmesinin kötü niyetli olduğunu, alacaklının bu şekilde lehdardan bir çok senedi ciro yoluyla almasının kötü niyetini gösterdiğini, müvekkilinin alacaklı görünen kişiye borcu bulunmadığını belirtedek, ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 31.01.2020 tarihli, 2019/1577-1595 Değişik iş sayılı kararında; ” Muteriz borçlu vekili yetki itirazında bulunmuş ise de, öncelikli olarak mahkememizce kamu düzeninden sayılan görev hususunun değerlendirilmesi gereklidir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, ihtiyati haciz talebine konu olan 02/08/2017 keşide tarihli, 15/01/2019 vadeli, 11.000,00-TL bedelli, keşidecisi …, avalistleri … ile … olan, lehtarı ise talep dışı … A.Ş. olan bononun keşideci ile lehtar arasındaki gayrimenkul satış vadi sözleşmesi kapsamında ifa amacıyla düzenlenerek lehtar yükleniciye verildiği, sonrasında ciro yoluyla 3. kişi konumundaki ihtiyati haciz talep eden firmaya intikal ettiği, İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesinde açılan menfi tespit davası uyarınca keşidecinin dava konusu bonoyu da kapsar 55 adet bono nedeniyle açmış olduğu menfi tespit davasında 29/01/2018 tarihi itibariyle ihtiyati tedbir kararı (açıkça ihtiyati haczi kapsamaksızın) aldırdığı görülmektedir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4/5. maddesi uyarınca; tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir. Somut olayda, bonunun arka yüzündeki ciro silsilesi uyarınca ihtiyati haciz talep eden … İnş. Firmasının ciro yoluyla bonoyu iktisap eden meşru hamil konumunda ise de, keşideci ile lehtar arasındaki tüketici işlemi niteliğindeki gayrimenkul satış vadi sözleşmesi hükümleri uyarınca bononun düzenlendiği sabit olup kanunen nama yazılı senet niteliğinde olan talebe konu senede ilişkin olarak sözleşmeden doğan defi ve itirazların 3. kişi konumundaki .. İnş. Firmasına da ileri sürülebileceği açıktır. Dolayısıyla, uyuşmazlığın özü itibariyle tüketici işlemi olması ve 6502 sayılı yasa hükümlerine göre çözülmesi gerektiğinden aynı kanunun 73. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinde görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğundan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle itirazın kabulüne, ihtiyati haczin kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati haciz isteyen vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece itiraz tebliğ edilmeksizin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilerek karar verildiğini, müvekkilinin iddia edilen taşınmaz satış sözleşmesi ile davaların tarafı olmadığını, keşideci ile lahdar arasındaki tüketici ilişkisi savunmasının müvekkili yönünden ileri sürülemeyeceğini, esasen satım vaadi sözleşmesinin tarafının da her zaman tüketici olmayabileceğini, müvekkilinin hakkının bonodan anlaşıldığını, alınan hukuki mütalaada da belirtildiği üzere uyuşmazlığın soyut olan kambiyo hukukuna göne değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyada mevcut bononun incelenmesinde, keşidecisi …, … A.Ş. olan 11.000,00 TL bedelli bononun ciro yoluyla ihtiyati haciz talep edene geçtiği, düzenleyen ve aval verenler aleyhine ihtiyati haciz talep edildiği, bonoların yasal unsurlarını taşıdığı anlaşılmıştır. İtiraza ekli belgelerden, itiraz eden tarafından lehdar … AŞ. İle düzenlediği taşınmaz satım vaadi sözleşmesiyle bir adet konut satın aldığı, bir kısım ödemenin peşin yapıldığı, kalan ödemenin 15.09.2017 ödeme tarihinden başlayan bonolarla ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bonoların bilgilerinin sözleşmede yazılı olduğu, uyuşmazlık konusu bononun da sözleşmede yazılı olduğu görülmüştür. İtiraz eden tarafından İstanbul Anadolu 2.Tüketici Mahkemesi’nin 2018/75 Esas sayılı dosyasında, satım vaadi sözleşmesinin tarafı olan adi ortaklar ve senet lehdarı davalı gösterilerek, sözleşme ve bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve tedbir talep edildiği, mahkeme aralarında uyumazlık konusu olan ve 02.08.2017 tarihli sözleşme uyarınca düzenlenen 55 adet bononun takibe konu edilmesinin tedbiren önlenmesine karar verildiği, 40 adet bononun iadesinden sonra davacının talebi üzerine mahkemenin 08.11.2018 tarihli ara kararıyla aralarında uyuşmazlık konusu olan bononun da bulunduğu 12 bono yönünden bonoların tahsil ve takibinin HMK’nın 389 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbir yoluyla durdurulduğu, ihtiyati haciz isteenin davanın tarafı olmadığı anlaşılmıştır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkınıdaki Kanununun 3/1-I-bendinde ise Tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya…. kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık vb sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmış, “Temel İlkeler” başlıklı 4/5 m. ise “Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda dava konusu senedin, tüketici borçlu tarafından … A.Ş konut satışı için verildiği, buna göre senedin nama yazılı düzenlenmesi gerekirken emre yazılı düzenlendiği İstanbul Anadolu 2.Tüketici Mahkemesinun 2018/75 Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği gözetildiğinde, uyuşmazlığın tüketici kanunu ile ilişkili olduğu, mücerret kambiyo ilişkisinden söz edilemeyeceği bu kapsamda dayanak borç senedinin “mücerret borç ikrarı” kapsamında kabul edilemeyeceği, ihtiyati haciz isteyen alacaklı tüketici mahkemesinde açılan davada taraf değil ise de asıl davadan bağımsız olarak tüketicinin senet nedeniyle ilgili defilerini alacaklı cirantaya karşı da ileri sürebileceği gözetildiğinde, ihtiyati hacze itirazın kabulü ile kaldırılmasına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Mahkemece itirazın İİK’nın 265.maddesi gereğince duruşmalı olarak incelendiği, duruşma günün taraflara bildirildiği, taraf vekillerinin katılımıyla yapılan duruşmada itiraz hakkında karar verildiği anlaşılmakla, alacaklı vekilinin dilekçenin tebliğ edilmeden karar verildiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince dosya kapsamında sunulan delillerin takdirinde isabetsizlik olmayıp, ihtiyati hacze itirazın kabulüne ilişkin ek kararına yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde görülmemiş,ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.12.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.