Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1728 E. 2020/1367 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1728
KARAR NO: 2020/1367
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/48 Esas – 2020/23 Karar
TARİHİ: 17/01/2020
DAVA: Tazminat
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin satın aldığı radyatörün kullanım süresi dolmadan araç seyir halindeyken patlayarak kullanılmaz hale geldiğini, yerine yeni radyatör alınmak zorunda kaldıklarını, satın alınan radyatörün garanti kapsamında olduğu halde gizli ayıbın sonradan ortaya çıktığını, kusurlu radyatörün yenisi ile değiştirilmesi taleplerinin kabul görmediğini, aracın bir gün süre ile kullanılamaz hale geldiğini belirterek, ayıplı satış nedeniyle uğranılan zarar nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, görev itirazlarının bulunduğunu, tüketici mahkemesinin görevli olması gerektiğini, gizli ayıbın süresi içerisinde bildiriminin yazılı olarak yapılması gerektiğini, davacının yazılı bildirimi olmaksızın telefon ile bildirimde bulunduğunu, günlük kazanç kaybına ilişkin talebe konu bedelin aşırı fahiş olduğunu, araçta çalışan işçilerin günlük ücretinin aşırı fahiş olduğunu, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu 17.01.2020 tarihli, 2020/48 Esas – 2020/23 Karar sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamından; dava arabuluculuğa el verişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, tazminat davasının dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekmiştir. Bu hali ile davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı, dava konusu tazminat talebi bakımından davanın ilk açılış tarihi olan 25.03.2019 tarihi itibarıyle zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu, dava şartının gerçekleşmediği, bu hususun da hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken ve eksikliği giderilemeyecek bir konu olduğu, 6100 sayılı HMK 114/2 maddesi gereğince özel kanunlardaki dava şartlarının da incelenmesi gerekeceğinden HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.(Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19.Hukuk Dairesi 28.06.2019 tarih 2019/1734-1521 E-K sayılı ilamı). 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 138. Maddesi Gereğince: ‘(1) Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. ‘ Ayrıca her ne kadar iş bu dosyaya henüz ön inceleme günü tayin edilmemiş ise de usulen dinlenmesi mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, dava şartlarının hakim tarafından yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerektiğinden…”, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davanın usulden reddedildiğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi gereğince; konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan bir şey olan davanın dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda lehlerine vekalet ücretinin maktu tarife üzerinden hükmedilmesi gerektiğini, İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararda müvekkilinin kendisini vekille temsil ettiği dikkate alınmayarak vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykrı olup, eksik ve hatalı karar verildiğini, bu nedenle, yapılan istinaf incelemesi neticesinde, 2020 yılı AAÜT gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki ayıplı satış iddiasıyla zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davanın, arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden usulden reddine karar verildiği ihtilafsızdır. Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT 7. maddesi hükümleri uyarınca davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yasa ve usule aykırı olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerindedir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1- 6100 sayılı HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri gereğince, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, 2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7 ve 13/2. maddeleri uyarınca dava değeri de gözetilerek, 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Bakiye gider avansların taraflara iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 54,40 TL istinaf peşin harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, b-Davalı tarafından harcanan148,60 TL istinaf başvuru harcı ve 64,15 TL posta masrafı olmak üzere toplam 212,75 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-Artan gider avanslarının iadesine, 8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/12.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.