Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1715 E. 2023/1665 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2020/1715
KARAR NO: 2023/1665
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07.11.2019
NUMARASI: 2018/770 E. – 2019/1047 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Yük taşımasından kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, davacıya nakliye ve dağıtım hizmeti verdiğini, davalının sorumluluğunda gerçekleştirilen davacı şirket müşterisi olan dava dışı … ait malların nakliyesinde ortaya çıkan masraf ve teslim edilmeyen ürünler için davacı şirket müşterisi olan dava dışı …, davacı adına … numaralı 06.08.2015 tarihli ve 6.458,10 TL bedelli 1 adet fatura düzenlediğini ve söz konusu fatura bedellerinin davacı tarafından dava dışı firmaya cari hesaba mahsuben ödendiğini, davalının sorumluluğunda gerçekleşen taşıma ile ilgili, davacının müşterisi tarafından davacı yana düzenlenen faturanın davalı yana aynen rücu edildiğini ve yansıtma faturasının düzenlendiğini, davalıya yapılan tüm uyarı ve taleplere rağmen ödeme alınamaması üzerine, alacağın tahsili amacı ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu beyanla, davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın % 20’ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; Davalı ile davacı arasında tek seferlik taşıma sözleşmesinin yapıldığını, davacının müşteri olan dava dışı …’nın mallarını 28.07.2015 tarihinde Kocaeli’ den Antalya’ya sevkini gerçekleştirdiğini, davacı yanın Kocaeli – Gebze … firmasından, malların kamyona yüklendiğini kamyonun arka ve yan kapağının … amblemi taşıyan plastik kelepçe (mühür) ile kapatıldığını, malların teslimi için gidilen yerde mühür açılarak malların teslim alındığını, mührün kırık ya da açılmış olması halinde malların teslim firmaları tarafından alınmayacağını, davalının taşıdığı malları teslim alan kişinin … olduğunu, davalının iddia ettiği eksik olan 37 koli falım 57’li karışık …’ın yüklenişten kaynaklı eksiklik olduğunu, davacının, akabinde malları teslim ettiğine dair evrakları davacıya … kargo ile “…” nolu kargo takip numarasıyla gönderildiğini, taşımaya ilişkin evrakların 03.08.2015 tarihinde davacı çalışanına teslim edildiğini, teslim edilen evraklardan 37 koli malzemenin eksik çıktığının belli olduğunu, sonraki dönemlerde davacı tarafından, davalıya iki taksit halinde nakliye ödemesinin yapıldığını, eksiklik davalı yandan kaynaklansa idi davacı yan tarafından davalı yana nakliye ödemesinin yapılmayacağını, davaya konu 20.11.2015 tarihli faturanın icra takibine kadar davalıya tebliğ edilmediğini beyanla, davanın reddine, davacının; alacağın % 20’ sinden az olmamak üzere tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ıslah edilerek, müvekkilinin eksik sevkiyat yapmadığını, eksik malzeme göndermenin davacının müşterisi olan … tarafından sürekli yapılan bir hata olduğunu, sözde zarar faturasının 06.08.2015 tarihinde kesilmesinden iki ay sonra müvekkiline elden ödeme yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağından davanın reddi ile müvekkiline karşı yapılan icra takibinde davacının basiretli tacir gibi davranmayarak kötü niyetli olduğunu iddia ederek %20 oranında tazminata mahkum edilmesini, nakil aracına ürünlerin palet diye tabir edilen tahtanın üzerine en altından en üstüne doğru ağır malzemeden hafif malzemeye olacak şekilde tüm ürünlerin boydan boya komple ambalajlı olarak konduğunu, amacın alta hafif üste ağır malzeme konması durumunda taşıma esnasında palette bulunan mallardan ezilme olmasının önüne geçmek olduğunu, davacının iddiasının müvekkilinin zimmetindeki sakızlarının hepsinin kaybolması olayının gerçek olsa idi kamyonda yer alan tüm paletlerin açılmış olması gerektiğini, müvekkilinin teslim yerine gittiğinde paletlerden eksik çıkanın sadece … olduğunu, müvekkilinin veya seri davalara konu olan davalıların hırsızlık yapacak olmaları halinde paletlerin içerisinde yer alan sakızın on katından fazla fiyatı olan çeşit çeşit çikolatalardan alacaklarını, eksik sakızların gerçekten paletlerde ilk baştan yerleştirilmiş olması durumunda müvekkilinin tüm paletlerin ambalajını yırtması gerekeceğini, sakızlarında üstünde olan çikolataları atıp diğer malzemeleri paletlerden çıkarıp tüm malların dağıtması gerekeceğini, belirterek davanın reddi ile %20’den fazla tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… 12/02/2019 tarihli Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat ile alınan bilirkişi raporu ile 27/05/2019 tarihli mali müşavir bilirkişi raporları dayanak yapılarak davacı tarafın 2015-2016-2017 yılları ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, davacı lehine delil vasfının bulunduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin 28/07/2015 tarihinde başladığı, davalı tarafça davacı tarafa 1 adet toplam 1770 TL tutarında fatura düzenlendiği, davacı tarafça 1.770 TL tutarının ödeme yapılarak hesap bakiyesinin kapatıldığı, davacı tarafça davalı tarafa takibe konu 20/11/2015 tarihinde 6.458,10 TL yansıtma faturası düzenlendiği, davalı tarafça davacı tarafa yansıtma faturası nedeni ile ödeme yapılmadığı, davalı tarafın incelenen ticari defterlerinde davacı tarafça düzenlenen yansıtma faturasının davalı tarafın ticari defterlerinde kaydının bulunmadığı, faturaya dayanak belgelerin incelenmesinde davalı tarafından nakliyesi yapılan toplam 37 koli ürünün eksik teslim alındığının tespit edildiği, dava dışı … A.Ş. tarafından davacı şirkete düzenlenen kayıp ürün tanzim bedeli açıklamalı 6.458,10 TL tutarlı fatura düzenlendiği, davacı tarafından davalı tarafa 20/11/2015 tarihinde (eksik teslimden 3 ay 20 gün sonra) 6.458,10 TL tutarlı eksik teslimata istinaden yansıtma bedeli açıklamalı takibe konu fatura düzenlendiği, fatura muhteviyatında 28/07/2015 – 30/07/2015 tarihli Kocaeli-Antalya arası teslimatta çıkan eksik 37 kolinin nakliyeci davalı tarafında zimmetinde olduğunun ispata muhtaç olduğu, davacı tarafça eksik 37 kolinin davalı tarafa teslim edildiğinin somut belgeler ile ispat edilemediği anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine, davacının yansıtma faturasını davalıya tebliğ etmediği halde aleyhine icra takibinde bulunulduğu, takibin kötü niyetle yapıldığı anlaşılmakla, asıl alacak miktarının %20 si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu ile müvekkilinin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafından nakliyesi yapılan toplam 37 koli ürünün eksik teslim alındığının tespit edildiğini, davacı şirkete düzenlenen kayıp ürün tanzim bedelli 6.458,10 TL tutarlı fatura düzenlendiğini davacı tarafından eksik teslimden dolayı 6.458,10 TL tutarlı eksik teslimata istinaden yansıtma bedeli takibe konu fatura düzenlendiğini, fatura içeriğindeki 28.07.2015 – 30.07.2017 tarihli Kocaeli – Antalya arası teslimatta çıkan eksik 37 kolinin davalı nakliyeci tarafından zimmetinde olduğunun ispata muhtaç olduğu gerekçesiyle davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verildiğini, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, sunulan irsaliye içeriklerininden de anlaşılacağı üzere yükleme yerinde tam ve eksiksiz olarak teslim alınan ürünlerin varış adresinde eksik çıktığını, ürünlerin tam ve eksiksiz olarak araca yüklendiğinin irsaliye içeriklerinden anlaşıldığını, ürünlerin varış adresine eksik teslim edildiğinin davalının kabulünde olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın reddine karar verilmesi halinde kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, yasa hükmüne göre alacaklının tazminata mahkum edilebilmesi için takibin açıkça kötü niyetle yapılmış olması koşuluna bağlandığını, somut olayda müvekkilimin ticari kayıtlarında mevcut fatura edilmiş alacağının söz konusu olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, eksik teslimata istinaden düzenlenen fatura alacağının davalı taşıyandan tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nı 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında taşıma ilişkisinin olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, davacı taşıtan şirketin takibe konu etmiş olduğu fatura içeriği malların davalı taşıyan tarafından kaybedilip kaybedilmediği, davacının iddiasını ispatlayıp ispatlayamadığı ile kötü niyet tazminatına karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına dairdir. Dosya kapsamından, davacı şirket ile davalı taşıyıcı arasında tek seferlik taşıma sözleşmesi kurulduğu, taşıma sözleşmesine istinaden davacı şirket tarafından taşıma irsaliyeleri düzenlendiği, sürücünün davalı olduğu, sözleşmeye istinaden davalının 28.07.2015 tarihinde aracıyla Mondelez unvanlı … teslim edilen malları Kocaeli’den Antalya’daki … Gıda’ya taşıdığı,30.07.2015 tarihli sevk irsaliyesinde ,falım 5li meyve 37 koli eksik notunun el ile yazıldığı,davalı imzasının not üzerinde yer aldığı, daha sonradan taşınan ürünlerin eksik olduğu iddiası ile davacı şirketin müşterisi dava dışı … 06.08.2015 tarihli ve 6.458,10 TL bedelli bir adet fatura düzenlediği, faturanın davacı şirket tarafından dava dışı şirkete cari hesaba mahsuben ödendiği ve davalıya rücu edilmek üzere yansıtma faturası düzenlendiği ve işbu faturanın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından takibe karşı itiraz dilekçesinde, alacaklı ile aralarında tek seferlik taşıma sözleşmesine istinaden malların Kocaeli’den Antalya’ya taşındığını, malları aldıktan sonra kamyonun arka kapağı ve yan kapağının TLS’nin isim amblemini taşıyan plastik kelepçe “mühür” ile kapatıldığı, malların teslimi bittiğinde mührün açılarak malların teslim alındığını, mührün kırık veya açılmış olması durumunda malların teslim alınmayacağını böyle bir itirazın teslim günü yapılmadığını, bu durumun ise teslim edilen ve taşıdığı malların kendisine teslim edildiği şekilde ve eksiksiz olarak taşıyıp teslim ettiğini gösterdiğini ifade ederek borca ve ferilere itiraz ettiği, davacının ise İİK 67.maddesi gereğince işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. 12.02.2019 tarihli talimat bilirkişi raporunda; dava dosyası ile davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, dava konusu alacağın dayanağı olan davacı şirketin davalı adına düzenlediği 20.11.2015 tarihli, … sıra nolu 6.456,10.-TL. bedelli yansıtma faturasının davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu nedenle de davalının ticari defterlerine göre dava konusu alacağın dayanağı olan faturaya istinaden davalının davacı tarafa bir borcunun olmadığı, davalının ticari defterlerinde, davacı adına kayıtlı iade fiyat farkı ve indirim faturası kaydının olmadığı belirtilmiştir. 27.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı yan tarafından incelemeye sunulan 2015-2016-2017 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, incelenen davacı yanın 2015-2016-2017 yılı – ticari defterlerinde takip tarihi olan 25.05.2017 tarihi itibarıyla davacı yanın davalı yandan takibe konu fatura için 6.458,10 TL alacaklı olduğu, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen 20.11.2015 tarihli eksik teslimden 3 ay 20 gün sonra, dava dışı … eksik teslime ilişkin düzenlediği yansıtma faturasından 3 ay 14 gün sonra) … Nolu 6.458,10 TL tutarlı “Eksik Teslimata İstinaden Yansıtma Bedeli” açıklamalı takibe konu faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, fatura muhteviyatında ki 28.07.2015-30.07.2015 tarihli Kocaeli-Antalya arası teslimatta çıkan eksik 37 kolinin, nakliyeci davalı yanın zimmetinde olduğunun ispata muhtaç olduğu, mahkeme tarafından dava konusu faturanın davacı yan tarafından davalı yana haklı yere düzenlendiği kanaatine varilır ise; davacı yanın 6.458,10 TL alacağı için davalı yandan, 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip tarihi olan; 25.05.2017 tarihinden 28.06.2018 tarihine kadar 9,75, 29.06.2018 tarihinden itibaren ise 419,50 oranında avans faiz talep edebileceği belirtilmiştir.Davalı vekilinin tanık dinletme talebi davacı tarafça kabul edilmemiştir. Mahkeme buna istinaden davalının tanık dinletme talebini HMK’nın 200 ve devamı maddeleri gereğince reddetmiştir. Mahkemece, yukarıda yer verilen gerekçelere istinaden davanın reddine karar verilmiştir. TTK’nın 875. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında veya kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır düzenlemesi bulunmaktadır. Aynı Kanun’un 876. maddesi gereğince ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.Aynı Kanun’un 879. maddesi uyarınca, taşıyıcı, adamlarının görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden de kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Somut olayda, kargonun alacısına teslim edildiği davalı yanca kanıtlanmıştır. Gönderilen emtianın gönderildiği şekilde teslim edildiği, teslim sırasında bir kısım emtianın eksik olduğu tespit edilmiştir. 30.07.2015 tarihli tutanakta davalı tarafça nakliyesi yapılan toplam 37 koli Falım 5’li karışık meyve ifadesi ile eksik olduğuna dair not düşüldüğü anlaşılmaktadır. Ancak gönderilen ürünlerin mührünün bozulduğu veya paketlerin açıldığına dair herhangi bir bilgi veya belge dosya içerisinde mevcut olmadığı gibi davacı tarafça da aksini iddia eden herhangi bir bilgi veya belge dosyaya ibraz edilmemiştir. Davacı yan tarafından davalı tarafa üç ay yirmi gün sonra yansıtma faturası düzenlenmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı fiili taşıyıcının sorumluluğunu gerektirir davacı iddiası ispat edilemediğinden mahkemece verilen ret kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. İİK’nın 67. maddesi gereğince mahkeme davanın reddi ile birlikte davacının yansıtma faturasını davalıya tebliğ etmediği hâlde aleyhine icra takibinde bulunduğu, takibin kötü niyetle yapıldığı gerekçesiyle davalı lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir. Zira İİK’nın 67/2. fıkrasında öngörülen borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının uygun bir tazminata mahkum edilir kuralı gereğince, davalı borçlu lehine tazminata hükmedebilmek için takibin kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda ise olayların seyri ve özellikle mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere davacının faturayı tebliğ etmeden icra takibinde bulunması, davacı alacaklının kötü niyetli olduğunun kabulü için gerekçe kabul edilemeyeceğinden davacı vekilinin buna ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kötü niyet tazminatı yönünden düzeltilmek üzere ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair ayağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin, yasal şartları oluşmadığından reddine, 3-Başlangıçta peşin olarak alınan 78,00 TL harcın ıslah harcı 44,40 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 269,85 TL harçtan mahsubu bakiye 144,75 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan avansların, yatıran taraflara iadesine,7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 22,05 TL istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,b-Davacı tarafından harcanan 148,60 TL istinaf başvuru harcı gideri, 34,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 183,10 TL kanun yolu giderinin, takdiren yarısı olan 91,55 TL’lik kısmının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19.10.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.