Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1713 E. 2020/1371 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1713
KARAR NO: 2020/1371
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28.04.2020 tarihli ara karar
NUMARASI: 2020/238 E.2020/560K.
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması
Taraflar arasında görülen uyarlama davası içinde talep edilen ihtiyat tedbirin ilk derece mahkemesince reddine ilişkin verilen ara karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili davasında özetle; davalıların, … A.Ş. nezdinde sahip bulunduğu payların müvekkili tarafından satın alınmak suretiyle taraflar arasındaki arasında zuhur etmiş ihtilafların ortadan kaldırılması amacı ile müvekkilleri ile davalılar arasında 27.03.2019 tarihli “Sulh Sözleşmesi” başlıklı bir sözleşme imzalandığını, küresel pandemi olarak ilan edilen Covid-19 salgını ve bu salgın çerçevesinde alınan önlemler nedeniyle faaliyetleri geçici bir süre için duran iştiraki nedeniyle müvekkil … A.Ş.’nin pay devirlerinden doğan borcunun ifasının aşırı derecede güçleştiğini, bu ekonomik ortamda kısa sürede gelir getirici bir yatırım yapması da imkan dahilinde olmadığını, üretim faaliyetlerinin yeniden eskisi gibi gerçekleşeceği süre ile sınırlı olarak TBK.m.138 uyarınca sözleşmenin uyarlanması, henüz ifa edilmemiş 01.05.2020 keşide tarihli çekten başlamak üzere ödemelerin vadelerinin müvekkili şirket ve dava dışı iştirakinin yeniden usulünce işlemeye başlayacağı hesap edilen en az 4 ay süreyle sıralı olarak kaydırılmasını talep ettiklerini belirterek eldeki dava ile sulh sözleşmesine konu 01.05.2020 keşide tarihli çekten başlamak üzere vadelerinin ertelenmesi talep olunduğundan, bu davada talep edilmekte olan sonuçların baştan etkisiz hale gelmesinin önüne geçilebilmesi adına sözleşmeye konu henüz ifa edilmemiş çeklerin tahsilinin önlenmesi için gıyapta teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, sulh sözleşmesinin 6 maddesinde düzenlenen cezai şartın TBK.m.182 uyarınca kaldırılmasını, kabul buyurulmadığı takdirde indirilmesine, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının pandeminin dünyaya ekonomik etkisine dayandırarak açmış olduğu davanın tacir sıfatı da dikkate alındığında samimi olmayıp mevcut durumun kötüye kullanılması olduğundan, taraflar arasındaki sulh sözleşmesine göre davalıların tüm edim borçlarını derhal ifa ettiğini ve sözleşmeye konu payların devrini sağlamış bulunduğunu, dava açıldıktan sonra dahi ödemeler yapıldığını ve ödeme yapılırken dava hakkının saklı tutulduğunun da beyan edilmediğini, öncelikle davaya konu çek miktarları üzerinden harcın tamamlattırılmasına, yapılacak yargılama sonucunda haksız açılan yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 28.04.2020 tarihli ara kararında; ”… Davacı taraf özetle; Covid-19 olarak tanınan küresel pandemi nedeni ile pay devir sözleşmelerine konu vadesi gelmemiş ödemelerin vadelerinin TBK.m.138 hükmü uyarınca uyarlanması suretiyle 01.05.2020 tarihinden itibaren sıralı olarak uzatılması ve ceza koşulunun indirilmesi talebi ile açtığı davada sözleşmeye konu henüz ifa edilmemiş çeklerin tahsilinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Tedbir talebinin yasal dayanağı 6100 Sayılı Kanunun 389.md.sinde düzenlenmiştir. Tedbirin şartlarının ilgili kanun maddesinde ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde belirtildiği görülmüştür. Tedbire konu çekler tarafların anlaşması ile ödeme günü belirlenen 27/02/2019 Tarihli Sulh Sözleşmesine istinaden verilmiş çeklerdir. Davacı taraf Covid-19 olarak tanınan küresel pandemi nedeni ile ödeme güçlüğü içinde bulundukları gerekçesi ile açtığı davada çeklerin vadesinde ödenmesinin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. Davanın konusu da çeklerin ödenmesinin ertelenmesine yöneliktir. Mahkememizce verilecek tedbir, dava ile sağlanması gereken menfaati temin edecek nitelikte olacaktır. Bu hali ile davanın esasını çözecek nitelikte tedbir kararı verilmesi mümkün görülmediğinden verilecek tedbir kararının karşı taraf içinde ileride telafisi imkansız zararların doğmasına sebebiyet verecek nitelikte olabileceği, … ” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davanın niteliği gereği henüz ifa edilmemiş çeklerin tahsilinin tedbiren durdurulmamış olmasının bu davada talep edilmekte olan sonuçları baştan etkisiz hale getireceği ve ileride telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet verebileceği açık olduğundan, tedbir isteminin reddine dair bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir müessesesi, HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan madde gereğince dava sonuçlanmadan hak kayıplarını engellemeye yönelik gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, taraflar arasında akdolunan pay devir sözleşmelerine konu devir bedellerinin taksitli olarak ödenmesinde vadesi gelmiş 01.05.2020 keşide tarihli … seri nolu 600.000-TL bedelli ve 01.07.2020 keşide tarihli … seri nolu 600.000-TL bedelli henüz ifa edilmemiş çeklerin tahsilinin durdurulması için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sözleşmenin değişen yeni koşullara uyarlanması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararına davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dosyasının istinaf incelemesine gönderilmesi aşamasında, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 20.10.2020 tarih, 2020/238 Esas-2020/238 Karar sayılı kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca, esas dava hakkında davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olduğu gözetildiğinde, istinafa konu önceki ara kararı yönünden istinaf incelemesi konusuz kalmıştır. Bu durumda, istinafa konu ara kararı yönünden istinaf incelemesi konusuz kaldığından, istinaf başvurusunun reddi yönünde aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstinaf başvurusu konusuz kaldığından, davacıların istinaf başvurusunun reddine, 2-Davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10/12/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.