Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1712 E. 2023/1668 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1712
KARAR NO: 2023/1668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02.07.2020
NUMARASI: 2014/1340 E.- 2020/340 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali- alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen açılmamış sayılmasına ve kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkiline olan cari hesap ve karşılıklı protokole dayanan alacağının ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalıların ödemeyi ve cebri icrayı geciktirmek ve bu arada mevcudunu azaltmak için takibe haksız olarak kötü niyetle itiraz ettiğini, cari hesap borcuna ilişkin olarak yapılan ve davalılar tarafından da başka bir dosyada protokol ile borcun kabul edildiğini, protokol başlıklı sözleşme gereği karşı tarafın teminat amaçlı verdiği çek ve senetleri ödeyeceğini taahhüt ve kabul ettiğini, kısmi bir ödeme yapıldığını, ayrıca protokol gereği ödemeler yapılmadığı takdirde 25/10/2013 tarihli 35.000 TL bedelli senedin ve 05/10/2013 tarihli 65.000 TL bedelli senedin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, şimdilik 35.000 TL bedelli senet bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, protokol gereği ödemeler yapılmadığından senetlerin tahsil ve talep koşullarının oluştuğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, 35.000 TL bedelli 25/10/2013 tarihli senedin davalılardan tahsiline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalılar aleyhine icra inkar tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili savunmasında özetle; davacı tarafça protokole konu olan senetlerin icra takibine konulduğunu, senetlerin teminat senedi olması nedeniyle takiplerin İstanbul Anadolu 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/641 E. Ve 2014/649 E. Sayılı dosyalarında verilen karar ile iptal edildiğini, protokol altında imzası bulunan kişinin müvekkili şirket yetkilisi olmadığını, müvekkili …’in protokolde imzasının bulunmadığını, protokol konusu senetlerin teminat senedi olarak verildiğini, müvekkillerinin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak; davanın reddi ile davacı aleyhine %20 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının cevaplarında ki haksız ve asılsız iddialarını ve beyanlarını kabul etmediklerini, davalıların cari hesap borcunu kesin delil haline gelen protokol ile kabul ettiklerini, karşı tarafın haksız ve kötü niyetli cevaplarının reddi ile dava dilekçesindeki taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; protokol altında imzası bulunan kişinin müvekkili şirketi temsile ve borçlandırıcı işlem yapma yetkisinin olmadığını, protokolün sadece verilen senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin kısmının kabullerinde olduğunu, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı … Turz. San. Tic. Ltd. Şti’ne yöneltilen itirazın iptali istemine ilişkin olarak; dosyada mevcut bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacı yanın usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtlarına göre davalı şirketten 50.692,16 TL cari hesap alacağının bulunduğu, davalı tarafça bilirkişi ücreti yatırılmadığından davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı, her ne kadar protokol altına yer alan imzanın davalı şirket yetkililerine ait olmadığı anlaşılmış ise de; davalıların gerek mahkememiz dosyasındaki beyanları gerekse de İcra Hukuk Mahkemesi dosyasındaki beyanları dikkate alındığında; protokolün davalı şirketin kabulünde olduğunun anlaşıldığı, protokol ile 97.207,60 TL cari hesap borcunun kabul edildiği, yapılan kısmi ödemeler sonucunda davacı cari hesabının 50.692,16 TL olduğu, bakiye kalan kısım yönünden davalı şirket tarafından borcun ödendiğine ilişkin olarak herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, yemin deliline de başvurulmadığı, davacı vekilince icra takibi ile 50.691,00 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, taleple bağlılık ilkesi uyarınca bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, tarafların tacir olduğu, taraflar arasındaki işin ticari iş niteliğinde olduğu, talep edilen alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilebileceği, alacağın likit olduğu, yargılamayı gerektirmediği, bu nedenle davalı şirket aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır… ” gerekçesiyle, davacının 35.000,00.-TL bedelli 25/10/2013 tarihli senedin tahsiline ilişkin alacak talebi yönünden HMK’nın 150/5.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali talebi yönünden; … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, … Ticaret Limited Şirketi yönünden açılan davanın kabulü ile sabit olan 50.691,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalı … Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden tahsili için bu borçlu davalının itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Ticaret Limited Şirketi’nden tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; açılmamış sayılmasına dair verilen kararda davalılar yararına vekalet ücreti verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, harcı yatırılmayan dava konusu edilmeyen talepler hakkında yargılama giderlerini kabul etmediklerini, davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle ret kararının hukuka aykırı olduğunu, icra takibinde ve dava dilekçesinde sunulan protokol ve dayanak icra takibinin yani cari hesap alacağını aşmamak üzere tahsilde tekerrür olmamak üzere her iki borçludan talep edildiğini, borçlu …’in protokol ve protokolde geçen senetler gereği borca kefalet vermiş olduğu için tahsilde tekerrür olmamak üzere talepte bulunduklarını, taraflar arasındaki protokol ve karşılıklı görülen davalarda …’in protokole dayanması nedeniyle adı geçenden de talepte bulunulduğunu, …’in protokol ile vermiş olduğu güvence ile müvekkilinin kendi edimini yerine getirdiğini, davalı şirketin süreç içerisinde şirketin içini boşaltarak borca batık hale geldiğini, protokolü …’in kesin olarak kabul ettiği ve bu hususun bilirkişi raporunda açıkça tespit edildiğini, icra takibinde ve açıkça protokole dayanıldığını, …’in bir başka davada protokolü kabul ederek protokol sözleşmesiyle borcu zaten kabul ettiğini, dosyadaki protokol başlıklı sözleşme gereğince karşı tarafın 10-15 gün içerisinde borcu ödemezse teminat amaçlı verdiği çek ve senetleri ödeyeceğini, taahhüt ve kabul ettiğini, mahkemedeki beyanlarının kesin delil olduğunu, protokol başlıklı sözleşmenin kesin delil olarak kabul edildiğini, iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın tüm talepleri ve diğer davalı yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilemsaz icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ile protokol gereği 35.000,00 TL bedelli senet bedelinin tahsili (alacak) taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda alacak davasının davasının açılmamış sayılmasına, itirazın iptali talebinin kısmen kabulüne dair karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, ticari ilişkinin varlığı, protokol başlıklı adi yazılı belgenin varlığı ve protokolle ilgili olarak birden fazla uyuşmazlığın gerçekleşmiş olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, davanın açılmamış sayılmasına karar verilen 35.000,00 TL bedelli taleple ilgili olarak davalılar yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı ile davalılardan … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle ret kararının isabetli olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı şirket ve davalı şirket arasında tarihsiz şekilde düzenlenen protokol başlıklı adi belge imzalandığı, protokolün giriş kısmında davalı şirketin borçlu, davacı şirketin alacaklı olduğu konusunda mutabık kalınarak protokolün imzalandığı belirtilmek suretiyle, 05.07.2013 tarihinde alınan 25.000,00 EURO çekin C-H borcuna istinaden teminat olarak kalacağı, 2.maddede 26.07.2013 tarihinde borçlu adına … firma yetkilisi … tarafından imzalanmış 2 adet senedin getirildiği, bu senetlerinde C/H istinaden teminat olarak alındığı belirtilerek aynı maddenin ( a) bendinde borçlu … yazılmak suretiyle 35.000,00 TL bedelli 25.10.2013 vadeli, ( b) bendinde yine borçlu … 65.000,00 TL bedelli 05.10.2013 vadeli olarak gösterildiği, 3.maddede müşterinin C/H belirtilen borcu 97.207,60 TL 10-15 gün içerisinde ödeyeceği, belirtilen süre içerisinde ödeme yapılmadığı halde teminat için alınan çek ve senetlerin işleme konulacağı hususlarının belirtildiği, protokolün yalnızca söz konusu protokolde alacaklı ve borçlu olarak yer alan taraf şirket yetkilileri imzaladığı, yetkililer arasında imza sahiplerinden herhangi birinin … olmadığı, söz konusu protokolde geçen 05.10.2013 vadeli ve 25.10.2013 vadeli bonoların 26.07.2013 tarihinde davalı … tarafından davacı şirket adına düzenlendiği, söz konusu bonoların sırayla 65.000,00 TL ve 35.000,00 TL olduğu, bonolar üzerinde teminat senedidir ifadesinin yer aldığı, aynı protokolle ilgili olarak davacı şirket tarafından borçlu şirket hakkında 25.000,00 EURO bedelli çek ve ferilerin tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 18.11.2013 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, davalı …. Ltd şirketi tarafından davacı şirket hakkında İstanbul Anadolu 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/641 Esas sayılı dosyasında 29.11.2013 tarihinde takibe yönelik itiraz davası açıldığı, çekin teminat çeki olarak verildiği ve banka dekontlarına göre borcun ödendiğinin belirtildiği, mahkeme tarafından 26.02.2014 tarihli karar ile davalının davacı aleyhine başlatmış olduğu ödeme emrinin tebliğ sonrasında davanın süresinde açıldığı, davacının çekin teminat için verildiğini, ileri sürerek iptalini talep ettiği, ispata yönelik protokol sunduğu, protokolün içeriğine göre takibe konu çekin teminat için verildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2014/17316 Esas, 2014/21696 Karar sayılı kararı ile 18.09.2014 tarihinde onandığı, davacı şirketin davalılardan … hakkında 18.11.2013 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 35.000,00 TL bedelli 25.10.2013 vade tarihli bono nedeniyle icra takibi başlattığı, icra takibine karşı davalılardan … tarafından davacı alacaklıya karşı İstanbul Anadolu 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/649 Esas sayılı dosyasında, 04.12.2013 tarihli dilekçeyle senedin teminat için verilmiş olduğu, gerçekte kendisinin taraf olmadığı ,oğlunun ortağı bulunduğu … Ltd şirketi ile davacı şirket arasında bulunan cari hesap alacak ilişkisi için takibe konu senedin teminat olarak verildiğini, 18.11.2013 tarihli protokolde teminat senedindeki alacağın yerine ifa edilmemesi durumunda takip yapılacağının belirtildiğini, teminat olarak verilen senet için icra takibi yapılamayacağının iddia edildiği, mahkemenin 26.02.2014 tarihli kararı ile davacının bononun teminat bonosu olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, iddiasını ispata yönelik protokol sunduğu, protokolün içeriğine göre bononun teminat bonosu olduğu gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2014/17313 Esas, 2014/21699 Karar ve 18.09.2014 tarihli ilamı ile onandığı, davacı şirketin bu kez her iki davalı hakkında 07.05.2014 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 50.691,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, takibe dayanak olarak faturaya dayanan cari hesap alacağı ile protokol, adi senede dayanan alacak şeklinde gösterildiği, davalıların icra takibine karşı itirazı ettiği, davacının ise İİK 67.maddesi gereğince itirazın iptali davası ile birlikte protokolde yer alan 35.000,00 TL senedin tahsili amacıyla iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Davacı, dava değerini takip alacak tutarı olan 50.691,00 TL göstererek harcı bu bedel üzerinden yatırmıştır. Mahkemece, 26.01.2017 tarihli celsede, davacı tarafa 35.000,00 TL senet bedelinin tahsiline yönelik talebin harçlandırması için iki hafta kesin süre verilerek aksi halde davanın takip edilmemiş sayılacağına dair ihtarda bulunulmuştur. Söz konusu taleple ilgili gerekli harcın yatırılmaması ve 17.12.2019 tarihli duruşmada davacı vekili tarafından senet bedeli yönünden davayı takip etmediklerini, atiye bıraktıklarını, beyanı üzerine dava konusu olan 35.000,00 TL senede ilişkin olarak açılan davanın HMK 150/5 uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Senedi düzenleyen davalı … yönünde ise dava pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiştir. Davacı tarafça her ne kadar dava konusu alacağın dayanağı olarak gösterilen protokolde davalı …’in sorumlu olacağı iddia edilmiş ise de yukarıda ayrıntılı şeklide yer verildiği üzere adi yazılı şekilde düzenlenen protokolde davalı …’in imzası olmadığı gibi … protokol gereğince borçlu olarak da yer almamıştır. Protokoldeki borçlu … ifadesinin adı geçen davalı tarafından teminat olarak getirilen senet içeriği açıklanırken söz konusu sıfatın belirtildiği anlaşılmaktadır. Protokole konu edilen diğer senet ve çek ile ilgili gerçekleştirilen takip sonucu açılan davalarda davacının iddiasının aksine davalı …’in protokolü kabul ettiği ve sorumluluğunun bulunduğunun kabulü mümkün görülmemiştir. TBK’nın 1 vd maddelerinde sözleşme ve sözleşmenin şekil şartları ayrıntılı biçimde düzenlenmiş olup davalı …’in sorumluluğunu gerektirir bir sözleşmenin varlığından söz edilmesi mümkün olmayacağından davacının buna ilişkin aksine iddiaları yerinde kabul edilmemiştir. Mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporu gereğince davalılardan şirket hakkında açılan itirazın iptaline yönelik dava esastan kabul edilmiş iken davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi ile birlikte davalı kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle … yararına 3.4000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınmasına ve ayrıca açılmamış sayılması kararı yönünde ise davalılar yararına belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınmasına ilişkin hüküm tesis edilmiştir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT genel hükümlerinin 3/2 fıkrasında, müteselsil sorumlulukta dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davalının reddine ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekiline lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı Avukatlık ücretine hükmolunacağı düzenlenmiştir. Aynı tarifenin genel hükümlerinin 7.maddesinde ise görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret düzenlenmiştir. 1.fıkrası gereğince mahkemece davalılar yararına takdir edilen maktu vekalet ücretinde bir isabetsizlik olmadığı gibi yukarıda belirtildiği üzere aleyhine açılan dava pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilen davalı … adına hükmedilen vekalet ücretine ilişkin istinaf nedenleri de isabetli görülmemiştir. Dosya içerisine celp edilen davalı borçlu şirketin sicil kayıtlarında davalı …’in davalı şirketin yetkilisi veya ortaklarından olmadığı anlaşılmıştır. Davalı …’in her halükarda diğer borçlu şirketle birlikte sorumluluğunu gerektirir dosyada herhangi bir delil veya yasal dayanak bulunmadığından davacı vekilinin aksine iddiaları isabetli görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK7nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.19.10.2023