Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1699 E. 2020/1436 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1699
KARAR NO : 2020/1436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/729 Esas – 2020/201 Karar
TARİHİ: 25/06/2020
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların Hollanda’da kurulu şirketleri olduğunu, davacı şirketlerin …Ticaret Ltd. Şti.’nin hissedarı olduğunu, davalıların ise bu şirkette iş sözleşmeleri gereğince genel müdür ve ticari direktör olarak çalıştıklarını, davalıların gerçeğe aykırı ve yanıltıcı raporlar vermesi sebebiyle bu şirkete borç verildiğini, borçların davalılar tarafından yakınlarına aktarılarak kişisel menfaatlerinde kullanıldıklarını, bunun … raporuyla belirlendiğini belirterek, 1.000.000,00 TL maddi tazminat ile her bir davacı için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tatarel savunmasında özetle; davaya konu şirkete yönetim kayyımı atanması üzere yetkilerin kalktığını, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından şirketin yurt dışına para kaçırması nedeniyle kayyım atandığını, hukuka aykırı işlemlerin bizzat kendileri tarafından yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … savunmasında özetle; İstanbul 13 Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından dava dışı şirkete kayyum atandığını, bu şirketin usulsüz olarak yurt dışına para kaçırdıklarının belirlendiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 25/06/2020 tarihli, 2018/729 Esas – 2020/201 Karar sayılı kararında, “… 6762 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrası hükmünde, 21.maddenin 1.fıkrasına yapılan ve karışıklıklara yol açan, bu sebeple de görüş birliği halinde eleştirilen gönderme kaldırılmış ve bu suretle 6102 sayılı Kanunun m.4/f.1 hükmü öğretide ve yargı kararlarında kabul gören eleştirilere uygun olarak düzeltilmiş, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olarak düzenlenmiştir. Oysaki somut olayda davalı gerçek kişinin birinci sınıf tacir olmadığı gibi davalı tarafın ticari işletmesinin dahi olmadığı,davanın da bu nedenle açıklandığı üzere mutlak ticari dava niteliğinin bulunmadığı, bu nedenle aksi yöndeki davacı vekilinin iddialarına itibar etmenin mümkün bulunmadığı tespit edilmiştir.Bir başka deyişle 6762 sayılı TTK döneminde benimsendiği üzere şirketlere yönelik, gerçek kişilerin haksız fiilerinden dolayı açılacak her türlü maddi ve manevi tazminat artık davasının asliye ticaret mahkemelerinde görülebilmesi imkanı kalmamıştır.Buna göre uyuşmazlığın özel görevli bir mahkemenin görev alanına girmemesi karşısında genel görevli olan asliye hukuk mahkemesi somut olayda görevlidir.Bilindiği üzere ise görev, HMK m.115 hükmü gereği her zaman ve her aşamada ele alınması gereken usuli bir konudur.Yapılan açıklamalar karşısında;mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan ve usulden HMK.m.114/f.1 bend c ve HMK.m.115/f.2 hükümleri uyarınca …” mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Bu karara davacılar vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: İlk derece mahkemesinin görevsizlik kararı hukuka aykırı olduğunu, TTK’nın 135. maddesinden yola çıkarak davalıların yönetici olmadığının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, Dosyada yer alan dilekçelerde defalarca izah edildiği üzere, iş bu dava TTK’nın 553.maddesi uyarınca açılan bir sorumluluk davası olduğunu, davalıların, müvekkillerinin hem pay sahibi hem de alacaklısı oldukları … Medya’nın fiilen yöneticileri olduğunu, keza davalılardan …’in, 2012/1 sayılı 20.03.2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile … Medya’nın finans müdürü olarak, diğer davalı …’in ise 21.09.2015 tarihli ortaklar kurulu kararı ile TTK’nın 367.maddesi uyarınca … Medya’nın Ticari Direktörü olarak atandığını, Davanın tarafları arasında hizmet sözleşmesi, dolayısıyla iş ilişkisi bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin hükme esas aldığı kararın huzurdaki davada emsal teşkil etmeyeceğini, başka bir deyişle, ilk derece mahkemesinin davacısı ve konusu iş bu davadan tamamen farklı bir temele dayanan uyuşmazlık hakkında tesis edilen kararın iş bu davada uygulamasının ve karardan çıkarım yaparak görevsizlik kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Davanın iş ilişkisinden kaynaklı olmadığını, huzurdaki davanın, TTK’nın 553.madde kapsamında açılan, şirketler hukukuna özgü bir sorumluluk davası olduğunu, davanın konusunun; müvekkillerin hem pay sahibi hem de dava dışı ….’nın alacaklısı olarak davalıların eylemlerinden kaynaklı uğradıkları doğrudan zararın tazmini olduğunu, TTK/4.maddesi gereğince, bu davanın mutlak ticari dava olduğundan asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, davalıların tacir yardımcısı kabul edilse dahi ticari dava söz konusu olduğunu belirterek, Yukarıda açıklanan gerekçelerle İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/729 E. ve 2020/201 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacıların hem pay sahibi hem de alacaklı olduklarını ileri sürdükleri dava dışı şirkete, davalıların gerçeğe aykırı ve yanıltıcı raporları üzerine borç verilmesinden dolayı uğranılan doğrudan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalıların , dava dışı şirkette Finansal müdür ve ticari direktör sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır. 07.10.2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edilen genel kurul kararı ile tanınan yetki, iç yönerge ve imza sirküleri ile davalıların B grubu imza yetkisi ile dava dışı şirket adına yetkilendirildiği anlaşılmakta olup, davalılar TTK’nın 629 maddesi atfı da gözetildiğinde TTK 367- 371 maddesinde gösterilen yönetici sıfatını haizdir. Kaldi ki davacı açıkça sorumluluk iddiasını yönetici sorumluluğuna dayandırmış olup, bu sıfatın bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla sorumlu olunup olunmayacağı işin esası ile ilgilidir. Dosya içerisindeki bilgi belge ve açıklamalar incelenip değerlendirildiğinde uyuşmazlık TTK. 553 maddesine dayalı olarak şirketi temsilen yetkili bulunan yöneticinin sorumluluğuna ilişkindir. Limited şirket yöneticisinin sorumluluğu Ticaret Kanun’unda düzenlenmiş bulunduğundan, dava mutlak ticari dava olup, TTK 4. ve 5. maddeleri uyarınca ticaret mahkemesi görevli olduğundan işin esasının incelenmesi gerekirken mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bu nedenle istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu kararın HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyasının mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, görevsizlik kararını veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik karanın KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalılar vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davalılara iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.12.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.