Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1694 E. 2023/1675 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1694
KARAR NO: 2023/1675
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20.02.2020
NUMARASI: 2017/957 E. – 2020/157 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının Akdeniz Bölge resmi bayisi olduğunu, davalıdan CNC router makineleri alıp satması şeklinde ticari ilişkilerinin olduğunu, davalının müvekkiline gönderdiği makinelerin tamamının arızalı çıktığını, müvekkilinin bu ürünleri sattığı firmaların iade etmek istediğini, ücretlerini ödemediklerini müvekkilinin bu makineler için davalı firmaya, keşidecisi … San. ve Tic. Ltd. Şti olan … Bankası Sefaköy İstanbul şubesine ait 15/02/2017 tarihli 194.000,00 TL bedelli, 15/03/2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, 15/04/2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, 15/05/2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, 01/06/2017 tarihli, 196.000,00 TL bedellerinde beş adet çek verdiğini, davalının müvekkilinden bu makineleri alarak müvekkiline 592.295,64 TL iade faturası kestiğini ve makineleri götürdüğünü, kalan makinelerin müvekkilince satıldığını, ancak ödemelerini alamadıklarını, zira tüm makinelerin arızalı olduğunu, müvekkiline karşı dava açacaklarından bahsedildiğini, çok büyük zarar gördüklerini, davalının müvekkilinin sattığı makinelerin arızasını gidermediğini, ancak davalının alacağı olmadığı halde çekleri İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında da icraya koyarak müvekkilini mağdur ettiğini, takip konusu çekin aldıkları makinelerin bedeli olarak verildiğini, ancak makinelerin arızalı olması sebebiyle davalı tarafça iade alındığını, müvekkilimin işbu çeklerden ötürü hiçbir borcu bulunmadığı halde icra takibi yapılmasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin oyalandığını, süresinde icra takibine itiraz dahi edilemediğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde, müvekkilinin sattığı makineler sebebiyle mağdur olan kişiler dinlendiğinde tüm iddialarının tevsik olunacağını, açıklanan nedenlere dayalı olarak müvekkilinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasın da takibe konulan çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti için huzurdaki davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, (Diğer çekler için dava haklarını saklı tuttuklarını) iddia ederek, müvekkilinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyada takibe konulan çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 15/02/2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun cevap dilekçesini kabul etmediklerini, iddiaları gibi davalının başka firmalara yaptıkları makine satışlarında da problemler olduğunu, davalının arızanın giderilmesi yoluna gitmediğini, davalının iddia ettiği gibi makinelerin borçların düşülmesi için değil, arıza nedeni ile iade edildiğini, müvekkilinin makine sattığı müşterisi …’ın ürünün hatalı olmasından bahisle Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde halen derdest 2017/506 Esas sayılı dosya ile dava açdığını, özetle dava konusu çekin makine bedeli olarak verildiğini, tanıkların ve mağdurların dinlenmesi halinde tüm iddialarının tevsik olunacağım beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin aleyhine ikame edilen davanın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin 1980 yılında Alüminyum ve PVC profil işleme makineleri üretimi gerçekleştiren, ihracat ve İthalat alanında pazarında öncü bir firma olduğunu, bu denli tanınan müvekkilinin sattığı tüm makinelerin arızalı olduğundan bahsedilemeyeceğini, davacının belirtmiş olduğu husus ile ilgili olarak dosyaya ibraz etmiş olduğu herhangi bir bilgi ve/veya belge mevcut olmadığım, süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının olmadığını, müvekkili ile davacı arasında Alüminyum ve PVC profil işleme makineleri alım-satımmdan kaynaklı ticari ilişki olduğunu, bu ticari ilişki uyarınca davacının; müvekkilinden yüklü miktarda makina alımı gerçekleştirdiğini, davacının içine düştüğü dar boğaz nedeni ile iş bu makinaların bedellerini müvekkiline ödeyemediğini, müvekkilden satın almış olduğu makinaları müvekkiline iade etmek istediğini, cari hesap riski azaltmak amacı ile iş bu 4 adet makinenin davacının 25/11/2016 tarih, … no.lu iade faturası kestiğini, davacının iddia ettiği şekilde bir makina arızasının söz konusu olmadığını, dinlenecek tanıklarla açık bir şekilde durumun ispat edileceğini, davacının iddiasının aksine, dava konusu edilen çeklerin makina alımına ilişkin değil, müvekkili ile davacı arasında yer alan cari hesap ilişkisine istinaden verildiğini, şirket defter ve kayıtları incelendiğinde tespit edileceğini, davacının verdiğini belirttiği çeklerin müvekkiline olan borcunu dahi karşılamadığını, söz konusu çeklerin tamamının karşılıksız çıktığını, müvekkilinin makinaların bedellerini tahsil edemediği gibi, davacının tutum ve davranışları nedeni ile büyük oranda kazanç kaybına uğradığını, belirtilen çeklerden keşidecisi …. San. ve Tic. Ltd. Şti. olan … Bankası A.Ş. Sefaköy/İST. şubesi 15.02.2017 keşide tarihli, 194.000,00 TL bedelli çek yönünden İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, ancak; keşidecinin ve davacı … adına kayıtlı herhangi bir malvarlığına rastlanmadığını, icra takibine rağmen tahsili mümkün olmadığını, bu süreçte; borçluların menkul ve gayrı menkul malları üzerinde haciz tatbik edilmesi için yapılan araştırmalar neticesinde davacının tüm malvarlığının eşi … üzerine yaptığının tespit edildiğini, davacının davranışları ile, müvekkilinin alacağının tahsilini imkânsız hale getirmeye çalıştığım, konu ile ilgili davacının gerçekleştirdiği bu işlemlere ilişkin Gediz Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/242 E. sayılı dosyası ikame edildiğini, asıl mağduriyeti yaşayanın müvekkili olduğunu, 1.000.000,00 TL üzerinde bir mal alımı gerçekleştiren davacının; makinelerin bedellerini ödemediğini, haksız ve mesnetsiz müvekkilinin makinelerinin arızalı olduğu iddiası ile müvekkilinin adını lekelemeye çalıştığım, davacının iddialarını ispatlayan herhangi bir delil ibraz edemediğini, açıklanan nedenlerle müvekkili aleyhine ikame edilen iş bu davanın reddini talep etme zarureti hasıl olduğunu beyan etmiş, bu nedenlerle davanın reddine, davacı yanın haksız ve kötü niyetli olarak iş bu davayı ikame etmesi nedeni ile aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili 14/03/2018 tarihli 2. cevap dilekçesinde özetle; Davacının makine arızası iddialarını yinelediğini ancak buna ilişkin dosyaya ibraz edilen bir ayıp ihbarı bulunmadığını, iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının düştüğü dar boğaz nedeni ile ödemelerini yapmadığını, makinelerin davacının borcunun azaltılması için iade edildiğini, davacının bahsettiği, Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/506 Esas sayılı dosyadan müvekkiline makine üreticisi olarak bir ayıp ihbarının olmadığını, Gediz Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/242 Esas sayılı dosyasında …’ın davalı olduğunu, davacı ile kötü niyetli eylem ve davranışlar içerisinde olduklarım, müşterek hareket etiklerini, çeklerin aradaki cari hesap borcuna mahsuben davacıdan alındığını, çeklerin davacının borçlarını karşılamaya yetmediğini, davacının davranışları nedeni ile zarara uğradıklarını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Hükme esas alınan bilirkişi raporları dayanak yapılarak; Davalı tarafın 2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, TTK hükümlerine göre delil vasfına haiz olduğu, davacı tarafın 2016-2017 yılı ticari defterlerinin mali müşavir incelemesine göre 2016 yılı işletme defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, 2017 yılına ait yevmiye defteri, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yaptırılmadığı, 2017 yılına ait yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, davacının ibraz edilen 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığından sahibi lehine delil vasfına sahip olmadığı, davacı tarafın işletme defterindeki ödemelerin tespit edilemediği, tarafların mali müşavir bilirkişiler tarafından incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre tarafların ticari ilişkisinin 12/04/2016 tarihinde başladığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasında cari hesap şeklinde ticari ilişkinin devam ettiği, davalı şirketin davacı tarafa makina satışı yaptığı, davalı ile davacının ticari ilişkilerine davalının davacıya kestiği 12/04/2016 tarih 552.299,00 TL fatura ile başlandığı, davacı tarafından keşidecisi günsen gıda.. Olan, … bankası sefaköy istanbul şubesi’ne ait 15/02/2017 tarihli 194.000,00 TL bedelli, 15/03/2017 tarihli 194.000,00 TL bedelli, 15/04/2017 tarihli 194.000,00 TL bedelli, 15/05/2017 tarihli 194.000,00 TL bedelli, 01/06/2017 tarihli 196.000,00 TL bedelli çeklerin davalı şirketin makina satışı ve cari hesap alacağına karşılık verildiği, 01/06/2017 tarihi itibari ile davalının davacıdan 1.118.733,89 TL alacaklı hale geldiği, davalı tarafından davacı tarafa satışı gerçekleştirilen 4 adet makinanın davacı tarafından kesilen iade faturası ile davalı şirket tarafından alındığı, davacı tarafın işletme defterinde 972.000,00 TL çek tutarının iade makinalar karşılığı hesaptan düşülmesi sonucunda 208.614,06 TL borçlu olmadığı, 763.385,94 TL’lik kısımdan ise borçlu olduğu tespit edilmiş ise de, taraflar arasında cari hesap alacağı olarak ticari ilişkinin bulunduğu, davacı taraf iadeye konu makinaların ayıplı olduğu iddiasında bulunmuş ise de dosyamız arasında iade edilen makinaların ayıplı olduğuna ilişkin delil sunulmadığı, ayrıca davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranarak makinaları teslim aldığı tarihten itibaren TTK 23. Maddesine istinaden 2 ve 8 günlük süreler içerisinde davalı tarafa ayıp ihbarında bulunulmadığı, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmayan fatura ve nirmanlara ait evraklar davalı tarafa talimatla alınan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulmuş olup, irsaliye faturasının altında davacı …’ın imzası olduğu, bono senette …’ın imzasının olduğu ve bu bono senede ait fatura düzenlendiği, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile verilen çekler defterde iade olarak yazılmış ise de çeklerin karşılıksız olması nedeni ile cari hesaptan çıkartılması anlamına geldiği, fiili teslim anlamına gelmediği, TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulan ve birbirini teyit eden davalı şirket lehine delil vasfına haiz olduğu mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edilen 2016-2017 yılı davalı ticari defterlerinin kayıtlara göre; davacı tarafın 30/05/2017 takip tarihinde davalıya 922.733,89 TL borçlu olduğu anlaşılmakla; Davacının davasının reddine, Davacı tarafın kötü niyetli olarak menfi tespit davası açmış olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarı 194.000,00 TL’nin %20’si olan 38.800,00 TL’nin kötü niyet tazminatı olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra takibi sonucunda takip konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı firmanın Akdeniz Bölge Bayisi olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucunda müvekkilinin davalı firmadan CNC Router Makineleri alıp sattığını, davalı firmanın müvekkiline gönderdiği makinelerin tamamının arızaları çıktığını, müvekkilinin bu ürünlerin satmış olduğu firmaların makinelerin arızalı olduğu bahisle iade ettiklerini ve ücretlerini ödenmediğini, bu makineler için davalıya keşideci … Ltd şirketi olan 5 adet çekin verildiğini, makinelerin arızalı çıkması üzerine davalı firmanın müvekkilinden bu makineleri alarak müvekkiline 592.295,64 TL iade faturaları kestiğini ve makinelerin götürüldüğünü, müvekkilinin davalı şirket yetkilileri görüştüğünü, davalının ürünlerin arızalı olduğundan iade aldığını, müvekkilinin sattığı makinelerin arızasını gidermediğini, ancak hiçbir alacağı olmadığı halde çekleri icraya koyarak bir kez daha müvekkilinin mağduriyet yaşamasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin ürün sattığı … isimli şahsın ürünün hatalı olması nedeniyle dava açtığını, davanın kabulüne karar verildiğini, çeklerin ticari ilişkinin karşılığı olarak müvekkiline aldığı makinelerin bedeli olarak verildiğini, ancak makinelerin arızalı olması sebebiyle iade alındığını, müvekkilinin bu sebeple çeklerden ötürü hiçbir borcu olmamasına rağmen takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ilk bilirkişi raporunda ayıplı olduğuna dair bir ayıp ihbarının görülmediğinin bahsedildiğini TTK ve TBK’ da ayıp ihbarının ne şekilde yapılması gerektiğine dair bir düzenlemenin bulunmadığını, rapora karşı itirazlarına rağmen ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle ret kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin usulüne uygun olarak tutulmuş olan 2017 yılı defterlerinde ise davalı tarafa sadece 2017 yılında kesilen faturalar sebebiyle borçlu olduğunun görüldüğünü, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, ticari ilişkinin varlığı, icra takibi, takip konusu çek yönünden herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, davacının davalı şirketin bayisi olarak almış olduğu makineler karşılığı davacıya ciro ederek teslim ettiği, takip konusu çekten dolayı borçlu olup olmadığı, makinelerin arızalı olduğuna dair davacı iddiasını ispat edip edilemediği ile kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı şirket tarafından davacı ve dava dışı … Lld şirketi hakkında 30.05.2017 tarihinde 192.590,00 TL çek ve ferileri olmak üzere toplam 217.725,63 TL ‘nin tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, takibe konu çekin … Bankası Sefaköy/İstanbul şubesindeki dava dışı … Ltd şirketinin çek hesabından davacı adına, 15.02.2017 tarihinde keşide edilen 194.000,00 TL bedelli çek olduğu, söz konusu çekin davacı tarafça davalı şirkete ciro edildiği, çekin bankaya ibrazında bakiyenin 0 olduğu, 192.590,00 TL kısmın karşılıksız olduğuna dair şerh düşüldüğü, davalı şirket tarafından, icra takibi neticesinde alacağın tahsil edilememesi üzerine dava dışı …, … Ltd şirketi, … ve … AŞ hakkında muvazaa tapu iptal ve tescil istemine ilişkin Gediz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/242 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, söz konusu dava dilekçesinde ,şirket ile dava dışı … arasında makine satımından kaynaklı ticari ilişkinin mevcut olduğu, bu ilişki uyarınca dava dışı … ‘nın müvekkilinin alacağına istinaden 190.000,00 TL bedelli keşidecisi … Şirketi olan çeklerin verildiği, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas s ayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ancak gerek keşideci gerekse … adına mal varlığına rastlanılmadığı, alacağın tahsilinin mümkün olmadığının anlaşıldığı, araştırmalar neticesinde dava dışı …ın tüm malvarlığını eşi davalı … üzerine yaptığının tespit edildiği, …’ın halen araştırma görevlisi olarak çalıştığı, fabrika binası ve arsa niteliğindeki taşınmazı edinebilmesinin mümkün olmadığına dair iddialarda bulunularak İİK 283.maddesi gereğince iptal ve tescile gerek kalmaksızın haciz ve satış istenebilmesi yönünden hüküm kurulmasını, aksi halde dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile … adına tescilini talep ettiği, davacının ise iş bu menfi tespit davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. 30.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalının 2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinden yevmiye ve kebir defterlerinin e-defter olarak bilgisayar ortamında açılış ve kapanışlarının yapılarak süresinde e-defter beratlarının yaptırılmış olduğu, envanter defterinin ise noter açılış onamasının süreleri içinde yaptırılmış olduğunun tespit edildiği, davalı şirketin ticari defterlerinde davacı …-… PVC ile olan ticari ilişkisini 120 Alıcılar ana hesabında ve 120.07.039 kodlu “…” alt hesabında takip edildiğinin görüldüğü, açık hesap ekstresine göre; davalı ile davacının ticari ilişkilerine davalının davacıya kestiği 12.04.2016 tarih, 552.299,00 TL fatura ile başladığı, davalının faturaları ve davacının 13.04.2016 tarihindeki 972.000,00 TL çekle ödemesi, (Keşidecisi … San. Ve Tic. Ltd. Şti olan … Bankası Sefaköy İstanbul şubesine ait; 15.02.2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, 15.03.2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, 15.04.2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, 15.05.2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, 01.06.2017 tarihli, 196.000,00 TL çekler olmak üzere 972.000,00 TL). davacının davalıya kestiği; 03.06.2016 tarihli 14.455,00 TL ve 25.11.2016 tarih, 592.298,64 TL iade faturalarının davacının borcundan mahsubu sonrasında; 31.12.2016 tarihinde davalının 93.415,59 TL alacaklı olarak 2017 yılına devir ettiğinin görüldüğü, dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davalının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle, mahkemenin kabulü halinde; davalının 30.05.2017 takip tarihinde davacının verdiği çeklerin iade edilmesi ve muhasebe kayıtlarında davacının tekrar hesabına borç kaydı yazılması ile, (Keşidecisi …. San. Ve Tic. Ltd. Şti olan …Bankası Sefaköy İstanbul şubesine ait; 15.02.2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli çek ve 15.03.2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, 15.04.2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, 15.05.2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli çekler) davalının davacıdan 922.733,89 TL alacaklı hale geldiği, yine 01.06.2017 tarihli, 196.000,00 TL çekin davacıya iade edilmesi kaydı yapılması neticesinde bu defa, davalının davacıdan 1.118.733,89 TL alacaklı hale geldiği, davacının dilekçelerinde teslim edilen makinenin ayıplı ve/veya ağır kusurlu olduğunu savunduğu, ancak dosya içeriğinde davacı tarafından yaptırılmış bir tespit ve TTK hükümlerine göre makinenin ayıplı olduğuna dair davalıya bildirilen bir ayıp ihbarının dava dosyasında görülemediği, açıklanan nedenlerle ve davalının ticari defterlerine göre; dava konusu edilen İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … E. sayılı takip dosyasında; Keşidecisi … San. ve Tic. Ltd. Şti olan … Bankası Sefaköy İstanbul şubesine ait; 15.02.2017 tarihli, 194.000,00 TL bedelli, … nolu çekte dahil olmak üzere 30.05.2017 takip tarihinde 922.733,89 TL davalıya asıl borcunun olduğu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında takibi yapılan davacının cirosu bulunan … Bankası Sefaköy Şubesinin … seri nolu 15.02.2017 keşide tarihli 194.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının borçlu bulunmadığının söylenemeyeceği belirtilmiştir.Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde delil olarak dayandıkları Gediz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/242 Esas sayılı dava dosyasında, çekilen ihtarnameler ile şirket yetkilisi ile yapılan mesajların olduğunu, söz konusu makinelerde ayıpların açık ayıp niteliğinde olmayıp 8 günlük inceleme süresinde tespit edilemeyen kullanımla ortaya çıkan ayıplardan olduğundan TBK’nın ilgili düzenlemelerinin uygulama alanı bulamayacağını, bilirkişinin müvekkilini fahiş rakamlarla nasıl borçlu gösterdiğinin soru işareti olduğunu, raporun eksik ve hatalı olduğunu iddia ederek, müvekkili defteri üzerinde yerinde inceleme yapılmasını talep etmiştir. 27.08.2019 tarihli talimat bilirkişi raporunda; ibraz edilen davacı taraf defterlerinin TTK 64.maddesine göre 2017 yılına ait yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yaptırılmadığı, 2017 yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin süresi içerisinde yaptırıldığının görüldüğü, davacının ibraz edilen 2017 yılı ticari defterleri usulüne uygun tutulmamış olup sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olmadığı, davacının işletme defter kayıtlarına göre davacının davalıya 2016 yılında 606.753,64 TL tutarında iade faturası düzenlediği, ancak davacı yanın işletme tutmasından ötürü, işletme defterinden davacıya yapmış olduğu ödemelerin tespitinin mümkün olmadığı, (işletme defteri, Muhasebe sisteminde tek taraflı kayıt sistemine göre tutulan bir defter olduğu, işletme defterinin sağ tarafında gelir, sol tarafında gider sayfaları olduğu, esnaf gider sayılan ödemelerini gider sayfasına, gelir sayılan tahsilatlarını gelir sayfasına yazacağı, tanımdan da anlaşılacağı üzere işletme defterinde gelir ve gider kaleminden başkaca bir kalemin olmadığı ve ödemelerinde bu nedenle tespit edilemediğinin açık olduğu, davacının 2017 yılında bilanço usulü defter tuttuğu 01.01.2017 tarihli açılış fişinde davalıya ‘ herhangi bir borcunun olmadığının kayıtlı olduğu, davacının ibraz edilen 2016 işletme defteri ile 2017 bilanço usulüne göre tutulan ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre 2016 yılı kayıtlarına göre 1.318.414,28TL’lik davalı faturasının yer aldığı, davacının ise buna karşılık 606.753,64TL’lik iade faturası düzenlediği, aradaki fark olan davalı alacağının (1.318.414,28TL-606.753,64TL) 711.660,64TL olduğu, davacı yanın ayrıca 2017 yılından 51.725,30TL davalıya borçlu olduğu toplam mal alışının takip tarihine kadar (711.660,64TL-51.725,30TL)763.385,94TL olduğunun tespit edildiği, davacının davalıya 972.000,00TL tutarlı çek verdiği ancak bu çeklerin hepsinin de ödenmediği, iş bu davlaaya konu icra takibine konu çekinde ödenmediği, davacının davalı kayıtlarında da görüldüğü üzere başkaca bir ödemesinin olmadığı ve takip tarihi itibari ile davacının davalıya 76$.385,94TL tutarında borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, davacı kayıtları ile daha önce incelenen davalı kayıtları karşılaştırıldığında davalının davacıya düzenlediğil 4 adet faturanın ve 2 adet virman kaydının davacı kayıtlarında olmadığı bu nedenle davalı kayıtlarında ödenmeyen çek bedellerinin düşülmesi ile davacının borcunun 1.118.733,89TL olduğu, ancak davacı kayıtlarına göre ise 763.385,94TL tutarında borcun olduğu farkın ise yukarıda dökümü verilen 4 adet fatura ile 2 adet virman fişi olduğu, davalının yukarıda dökümü verilen 4 adet fatura ile 2 adet virman fişi ile davacıyı borçlandırdığı işlemlerin davacı adına yapıldığını kanıtlaması durumunda ancak davacının 1.118.733,89TL borçlu olacağı, aksi takdirde davacının borcunun 763.385,94TL olacağının değerlendirildiği, davalı tarafından bu kayıtlara ait davacıyı borçlandırıcı işlemlerin davacıya tesliminin kanıtlanamaması durumunda davacının davalıya verdiği ve ödenmediği her iki tarafında kabulünde olan 972.000,00TL’lik çek bedeli yönünden (972.000,00TL- 763.385,94TL) 208.614,06TL borçlu olmadığı, 763.385,94TL’lik kısımdan ötürü ise borçlu olduğu, davacının malların ayıplı/arızalı olduğu ile ilgili dava dosyası içerisinde bulunan Gediz Asliye Hukuk mahkemesi dosyasında belgelerin hukuki olarak kabul edilip edilmemesi hususunun değerlendirilmesi uzmanlık alanı dışında olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporlarına ve TTK’nın 23. maddesi gereğince davalı tarafa ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddiyle kötü niyet tazminatına karar verilmiştir. Davacının delilleri arasında yer alan Gediz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/242 Esas sayılı dosyası, davalı şirketin dava dışı … ve diğer şirket ve kişilere karşı açılan muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tesciline ilişkin dosyadır. Dosya içerisinde davalılardan … ile dava dışı davalı olarak yer alan … AŞ arasında 04.05.2017 tarihli düzenlenen fabrika satım sözleşmesinin mevcut olduğu ,sözleşmenin adi şekilde düzenlenmiş olduğu, yine iş bu dosyadaki davalı şirkete dava dışı … AŞ şirketi tarafından 03.01.12017 tarihili noter ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamede makinelerin geri iadesi zararın karşılanmasının talep edildiği, ihtarname içerisinde 05.07.2016 tarihli irsaliyeli fatura ile …’dan bedelleri peşin ödenmek suretiyle satın alınmış olan 2 adet makinenin haberleri olmaksızın 25.11.2016 tarihinde götürüldüğü, iade faturası kestik şeklinde kendileri ile alakalı olmayan cevap verildiğinin belirtildiği, davalı şirket tarafından dava dışı …’a 06.01.2017 tarihli …’ın 03.01.2017 tarihli ihtarnamesine cevap verildiği, verilen cevapta ihtarname içeriğinin kabulünün mümkün olmadığı, müvekkilinin herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığının belirtildiği, aynı şekilde 06.01.2017 tarihli noter ihtarnamesi ile davalı şirketin dava dışı … AŞ’nin ihtarnamesine karşılık cevap verildiği, herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, haksız ve kötü niyetli iddiaların kabul edilebilir olmadığı, müvekkili şirketin ticari itibar ve saygınlığının zedelenmesi nedeniyle yasal yollara başvurulacağının belirtildiği, tasarruf iptali davasında davalılar arasında yer alan … AŞ ve … arasında çok sayıda fabrika satış sözleşmesine istinaden senet teslimine dair adi belgeler düzenlendiği anlaşılmıştır. Tacir olan taraflar arasında satım ilişki bulunmakta olup uyuşmazlığın TTK’nın 23. maddesi ile TBK’nın satım sözleşmesini düzenleyen hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.TTK’nın 23/3. fıkrasında malın ayıplı olduğunun teslim sırasında açıkça belli olması halinde alıcının iki gün içinde durumu satıcıya ihbar gerektiği, açıkça belli değil ise malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelettirmek ve malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu, diğer durumlarda TBK’nın 223. maddesinin 2. fıkrasının uygulanacağı belirtilmiştir. TBK’nın 223/2. maddesinde ise alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde satılanı kabul etmiş sayılacağı, ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile anlaşılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği, bildirilmediği takdirde satılanın bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 08/06/2022 tarihli, 2020/8002 E. 2022/4625 K., 04/11/2020 tarihli ve 2020/3279 E., 2020/4723 K. sayılı ilâmı ilamı ile Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 04/12/2018 tarih ve 2018/270 E., 20218/6287 K. Sayılı ilamı). TTK’nın 18/3. maddesine göre; tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek maksadıyla yapılacak ihbar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü bir mektupla veya telgrafla yapılması, yahut güvenli elektronik imza kullanarak kayıtlı elektronik posta sistemiyle yapılması gerekir. Yargıtay 19. HD’nin 2015/5982 E- 2015/15327 K sayılı, 23.11.2015 tarihli karar içeriğinde işaret edildiği üzere, ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması gerekir. Davacı vekilince bu yönde davalı tarafça açılan tasarrufun iptali dosyası ve bir kısım deliller gösterilmiş ise de söz konusu dosya içeriklerinin ihbar mahiyetinde olduğunun kabulü mümkün görülmemektedir. Dosya kapsamındaki delillerden davacının takip konusu çekten dolayı borçlu olmadığına dair iddialarını ispat edememiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.19.10.2023