Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1662 E. 2023/1244 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1662
KARAR NO: 2023/1244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2020
NUMARASI: 2016/1137 E. – 2020/150 K.
DAVA: İtirazın İptali (Çeke Dayalı İlamsız Takipten Kaynaklanan)
BİRLEŞEN İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/424 ESAS
2017/810 KARAR SAYILI DOSYASINDA
BİRLEŞEN DAVA: Çek istirdadı
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davaların ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı, asıl davada davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; keşidecisi davalı … olan 14.10.2016 keşide tarihli 35.000 TL bedelli çekin davalı …’ın cirosu ile müvekkiline geçtiğini, keşide tarihinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmadığını ve İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince konulan ödeme yasağı bulunması nedeniyle ödenmediğini, davalılardan …’ın zayi nedeniyle iptal davası açtığını, çekin müvekkilinin elinde olması nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyanda başlatılan ilamsız takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, bir çok Yargıtay kararında ödeme yasağı kararı bulunsa dahi çekin kambiyo yoluyla takibe konu edilebileceğinin belirlendiğini, çekin müvekkilinin elinde olduğunu ve davalı …’nın çeki kaybetmediğini, keşideci … çek bedelini bankada bulundurması gerektiğini, keşidecinin de diğer davalılarla birlikte hareket ederek takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalıların itirazının iptali ile takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalılar … Tic. A.Ş. ve … Tic. Ltd. Şti. vekili, savunmasında özetle; müvekkilleri ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı gibi, diğer davalılar ile de herhangi bir ticari ilişkileri bulunmadığını, müvekkillerinden … AŞ’nin çekte cirosunun dahi bulunmadığını, çekin ön yüzünün fotokopisinin sunulması nedeniyle yeterli savunma yapılamadığını, müvekkillerinin itirazında kötü niyetli olmadığını, arka kısmı ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak başlatılan takipte müvekkillerinin borçlu olup olmadığının bilinemeyeceğini, hamilin ciroları görmeden çeki iktisap edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. Birleşen İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/424 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari ilişki kapsamında aldığı çekin zayi olması nedeniyle işlem yapılamadığını, … Bankası AŞ Çağlayan Şubesine … çek nolu 35.000,00 TL bedelli çekin zayi olması nedeniyle İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/716 Esas sayılı dosyasında iptal davası açıldığını, mahkemece ilanlar yapıldığı sırada davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında çekin takibe konduğunu, çekin müvekkiline ait olması nedeniyle takibe itiraz edildiğini ve davalının 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1137 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığını, zayi nedeniyle iptal davasında istirdat davası açılması için süre verildiğini dava konusu çekin müvekkiline ait olması nedeniyle iadesi gerektiğini ileri sürerek, müvekkilinin çekin yasal hamili olduğunun tespitine ve çekin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı tarafça çeke dayalı olarak başlatılan ilamsız takibe davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası ve birleşen İstanbul 10 ATM’nin 2017/424 E. sayılı dosyada ise aynı çeke dayalı olarak açılan istirdat davasıdır. Asıl ve Birleşen davaya konu edilen … Çağlayan Şubesine ait 14/10/2016 keşide tarihli … seri nolu çeki 35.000,00 TL tutarındaki çeke ilişkin asunulan döküm ve ilgili evraklarda .. firması tarafından … firmasından alındığına ilişkin herhangi bir husus bulunmamaktadır. Davalı … de çekle ilgili kayıt olmadığını bildirerek dökümleri de incelemede sunmuştur. Asıl ve Birleşen davaya konu edilen … Çağlayan Şubesine ait 14/10/2016 keşide tarihli … seri nolu 35.000,00 TL tutarındaki çeke ilişkin … tarafından sunulan müşteri çek kart listesi, muavin dökümü incelendiğinde, davaya konu çek ile çek listelerinde banka, çek no, tutar ve vade olarak çek kaydının olmadığı anlaşılmıştır. Birleşen dava Davacısı … tarafından 29.06.2016 açılmış olan Kıymetli Çek iptali davasında 27.12.2017 tarihinde 2017/1332 K. nolu karar ile çekin zayi olduğu bildirilerek davanın açıldığı, zayi olduğu bildirilen çeke ilişkin ilanlar yapılmış ve 3 aylık sürenin dolduğu ve itiraz edenin de bulunmadığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile … Bankası Çağlayan Şubesine ait keşidecisi … olan 14.10.2016 keşide tarihli , … nolu 35.000 TL bedelli çekin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2018/419 E. ve 2018/556 K sayılı 10.05.2018 tarihli kararında … vekili tarafından 30.01.2018 tarihli dilekçe ile 2016/716 e. sayılı kararın düzeltilmesini talep etmiş olup, Sayın Mahkemece 10.05.2018 tarihinde, 3. şahıs vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 346/1 gereği usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Asıl davada 21.11.2016 tarihinde itirazın iptali istenmiş olup davacı çekin kendisi tarafından 22.06.2016 tarihinde bankaya tahsil cirosu ile verildiğini, söz konusu çekin davalılardan … tarafından zayi nedeniyle 29.06.2016 tarihinde çek iptali davasının açıldığı ve diğer sefahat sonucunda … tarafından 05.05.2017 tarihinde çeki elinde bulunduran … aleyhine istirdat davasının açıldığı anlaşılmıştır. İstirdat davasının çözümüne göre asıl dava itirazın iptalinin değerlendirileceği, bu kapsamda … tarafından çekin rızası hilafına elinden çıktığına dair herhangi bir bilgi belge kayıt dosyada bulunmadığı, diğer davalı … şirketinin de kayıtlarında söz konusu çek ile ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesine dayalı çekin istirdadı istemine ilişkindir. Bu davada TTK’nın 790. mad. gereği, ispat yükü çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası dışında elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının davalının kötüniyetle çeki iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekir. 6102 sayılı TTK 790. mad. gereğince, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. İstirdat davasının davacısı dava konusu çekin davalı tarafından kötü niyetli veya ağır kusurlu olarak ele geçirildiğini ispata yarar bilgi belge sunmadığı, çeki elinde bulunduran hamil …’ın kötü niyetine ilişkin bilgi ve belgenin dosya kapsamında bulunmaması nedeniyle ileri sürülemeyeceği kanaatine varılmış olup birleşen istirdat davasının reddine karar vermek gerekmiştir. …tarafından açılmış olan itirazın iptali davasına ilişkin davalıların sorumluluğunun değerlendirilmesinde, davacı kambiyo hukukuna dayalı bir takibe dayanmamış olup çekten dolayı adi takip yapmıştır. Davacı sadece çekin keşidecisinin sebepsiz zenginleşmesi iddiasını ileri sürebilecektir. Dosyada çek keşidecisi … tarafından sebepsiz zenginleşilmediğine dair herhangi bir delil, belge, ödeme, menfi tespit yönünde bilgi ve belge sunulmadığından çek bedeline ilişkin keşideci açısından sebepsiz zenginleşilmediğine ilişkin tespit yapılamadığından…” gerekçesiyle asıl davanın keşideci … yönünden kabulü ile davalının takibe yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, diğer davalılara yönelik dava ile birleşen davanın reddine, asıl davada hükmedilen alacağın % 20’si oranındaki 7.000,00 TL icra inkar tazminatının davalı Galip Keskin’den alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, asıl davada davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl davada davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece, sanki zamanaşımına uğramış bir çek varmış gibi inceleme yapılarak, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre karar verildiğini, oysa takip konusu çekin zamanaşımına uğramadığını, çekin süresinde ibraz edildiğini, ödeme yasağı kararı olması ve yeterli bakiye bulunmaması nedeniyle çek bedelinin ödenmediğini, bir kısım Yargıtay kararlarında ödeme yasağı bulunan çeklerin kambiyo senetlerine özgü yolla takibe konu edilip edilemeyeceği konusunda tereddüt bulunması nedeniyle ilamsız takip başlatıldığını, dava konusu çekin üç yıllık zamanaşımı dolmadan icra takibine konu edildiğini, çekin mutlaka kambiyo senetlerine özgü takibe konu edilmesinin gerekmediğinden keşideci dışındaki diğer davalılara yönelik davanın da kabulü gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, asıl davaya ilişkin kararın kaldırılmasına ve asıl davanın tüm davalılar yönünden kabulüne karar verilmesini istemiştir.Asıl davada davalılar … Tic. AŞ ve … Tic. Ltd. Şti. vekili, istinaf başvurusunda karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının kambiyo evrakı vasfını yitirmiş belgeye dayalı olarak takip başlattığını, müvekkilleri yönünden kambiyo evrakı bulunmadığını ve davacının kambiyo senedine dayalı takip yapmadığını, bu tür bir belgeye dayalı olarak ancak TTK’nın 732. maddesindeki zamanaşımına uğramış çeke ilişkin dava açılabileceğini, müvekkili ile davacı arasında temel ilişki bulunmaması nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, kambiyo senedi niteliği taşıyan çeke dayalı olarak, çek sorunluları hakkında başlatılan takibe yönelik itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine; birleşen dava ise rıza hilafına elden çıktığı iddia edilen çekin TTK’nın 792.maddesi uyarınca istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl davanın keşideci davalı yönünden kabulüne, diğer davalılar (cirantalar) yönünden reddine; birleşen davanın reddine karar verilmiş; asıl dava bakımından verilen karara karşı, asıl davada davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Birleşen davada davacı, takip ve dava konusu … Bankası AŞ Çağlayan Şubesi’ne ait … no’lu 35.000,00 TL bedelli çekin hamili olduğunu, çekin iradesi dışında zayi olması nedeniyle İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/716 Esas sayılı dosyasında zayi nedeniyle iptal davası açtığını ancak davalı …’ın dava konusu çeki İstanbul …İcra Müdürlüğüne … Esas sayılı dosyasında takibe konu etmesi nedeniyle iptal davasına bakan mahkemece istirdat davası açılması için süre vermesi nedeniyle eldeki davanın açıldığını ileri sürerek çekin davacıya ait olduğunun tespitini ve istirdadına karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince TTK’nın 792.maddesine dayalı birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Taraflarca birleşen davaya yönelik bir istinaf başvurusu bulunmadığından, ilk derece mahkemesinin birleşen dava hakkında verdiği ret kararı kesinleşmiştir. İstinaf başvurusu sadece asıl davaya yönelik olup istinaf incelemesi bu kapsamda yapılmıştır. Somut olayda asıl davada davacı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında … Bankası AŞ Çağlayan Şubesi’ne ait … no’lu 35.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak çek sorumluları aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, süresinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu ve asıl davanın süresinde açıldığı görülmüştür. Takip ve dava konusu edilen çekin incelenmesinde, … Bankası AŞ Çağlayan Şubesi’ne ait … no’lu 35.000,00 TL bedelli çekin keşidecisi … ( … Mutfak) olup çek davalı … Tic. Ltd.Şti emrine düzenlenmiştir. Çekin lehtar cirosu ile … San.Ltd.Şti’ye ciro edildiği ancak bu cironun iptal edildiği ve TTK’nın 790. maddesi gereğince bu cironun yazılmamış hükmünde olduğu anlaşılmıştır. Lehtar cirosundan sonraki ciro davalı … Tic. AŞ’ye ait olduğu, bu şirketin cirosu ile davalı …’a onun cirosuyla … Ham Madde Ürünleri – …’ya onun cirosuyla … Ticaret Ltd.Şti’ne, onun cirosuyla …’a, onun cirosu ile de davacı …’ın geçtiği görülmüştür. Çek keşide tarihi olan 14.10.2016 tarihinde muhatap bankaya ibraz edilmiş ve bankayla tarih ve kaşe basılmak suretiyle İstanbul 4.ATM’nin 2016/716 Esas sayılı dosyasında birleşen dosyadaki davacı tarafından açılan zayi nedeniyle iptal davasında verilen ödemeden men kararı nedeniyle işlem yapılmadığı belirtilmiştir. Asıl davada davacı …’ın çekin zilyedi olup çekteki hak sahipliği, TTK’nın 790. maddesi gereğince birbirini takip eden düzgün ciro silsilesi ile tespit edilmiştir. Ciro silsilesinde bulunan birleşen davada davacı …’nın çekte ciranta olduğu, ancak beyaz cirosundan sonra başka cirantaların bulunduğu görülmüştür. Birleşen davada davacı, yukarıda belirtilen TTK’nın 792. maddesi kapsamında çekin yetkili hamili olan asıl davada davacı-birleşen davada davalı …’ın gerçek hak sahibi olmadığını veya bu kişinin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlayamaması nedeniyle ilk derece mahkemesince birleşen davanın reddine karar verilmiş ve birleşen dosya hakkında verilen bu karara karşı, istinaf başvurusu yapılmamış, karar birleşen dava bakımından kesinleşmiştir. Davacının istinafı asıl davaya yönelik olup, mahkemenin gerekçeli kararının 18.06.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından harcın yatırılarak 01.07.2020 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulduğu ve istinaf başvurusunun süresinde olduğu anlaşılmakla istinaf başvurusu esastan incelenmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi TTK’nın 790. maddesi gereğince asıl davada davacının hakkı birbirini takip eden cirolardan anlaşılmaktadır. Düzgün ciro silsilesine göre davacı dava ve takip konusu olan çekin yetkili hamilidir. TTK’nın 795. maddesine göre çek görüldüğünde ödenir. Davacı çekin üzerinde yazılı olan keşide tarihinde çeki ödeme için muhatap bankaya TTK’nın 796. maddeye uygun şekilde ibraz etmiştir. Bankaca TTK’nın 801. maddesine göre çekteki cirolar incelenmiş ve ödeme yasağı nedeniyle çek bedeli ödenmemiştir. Zamanında ibraz edilmiş bir çekte hamilin başvuru haklarının ne şekilde korunacağı TTK’nın 808. maddesinde düzenlenmiş olup muhatap tarafından, ibraz günü de gösterilmek üzere çekin üzerine yazılmış olup tarihli bir beyanla tespit edilmesi hâlinde hamil, cirantalar, düzenleyen ve diğer çek borçlularına karşı başvurma hakklarını kullanabilir. Somut olayda dava konusu edilen çek süresinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olup bankaca TTK’nın 808/1.b maddesine uygun şekilde tespit yapıldığından hamilin bütün çek sorumlularına karşı başvuru hakları bulunmaktadır. Başvuru hakkının kapsamı ise aynı kanunun 810. maddesinde düzenlenmiş olup çek bedeli bu kalemler içerisinde yer almaktadır. Dava konusu çek zamanaşımına uğramamıştır. Bu nedenle TTK’nın 818/1.m maddesi gereğince çekler hakkında uygulanabilecek olan TTK’nın 732. maddesindeki hükmün somut olayda uygulanması söz konusu değildir. Hamil çeki süresinde bankaya ibraz ettiğinden tüm müracaat borçlularına karşı başvuruda bulunabilir. İİK’nın 167 vd.maddelerinde özel olarak kambiyo senetlerinin ne şekilde takibe konulacağına ilişkin hamil için birçok avantajlar barındıran hükümlere yer verilmiş olmakla birlikte, hamilin bu usulü seçmeyip daha az avantaja sahip olan ilamsız takip usulünü seçerek müracaat borçlularına başvurmuş olması, süresinde muhatap bankaya ibraz edilmekle oluşan başvuru haklarını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle çeki süresinde muhataba ibraz eden hamil dilerse kambiyo senetlerine özgü yoluyla takip başlatabileceği gibi dilerse ilamsız takip yoluyla da talepte bulunabilir. Eldeki davada davacı, hak sahibi olduğu çeke dayalı olarak İİK’nın 58 ve davamı maddelerine göre ilamsız takip başlatmış olup süresinde takibe itiraz edilmesi nedeniyle İİK’nın 67. maddesi uyarınca eldeki itirazın iptali davasını açmıştır. Yukarıda belirtilen kambiyo hukuku ilkelerine göre davacının tüm çek sorumlularına müracaat etme hakkı bulunduğundan asıl davadaki davanın tüm davalılar bakımından kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile zamanaşımına uğramış çekte uygulanan TTK’nın 732. maddesindeki ilkelerin dikkate alınarak davanın sadece keşideci yönünden kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, asıl davanın tüm davalılar bakımından kabulüne, alacak likit olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir. Birleşen davaya yönelik hükmün istinaf edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle birleşen dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin asıl dava bakımından istinafa konu kararının kaldırılmasına ve asıl davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına ve neticede asıl davanın tüm davalılar bakımından kabulüne dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan gerekçelerle;A-Birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/424 Esas sayılı davada: Birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/424 Esas sayılı davası hakkında ilk derece mahkemesince verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmadığından, ilk derece mahkemesinin birleşen dava hakkında verdiği karar kesinleşmiş olduğundan, birleşen dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, B-Asıl davada: Asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353.1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu asıl dava hakkında verdiği kararın kaldırılmasına, asıl davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Asıl davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibine tüm davalılar tarafından yöneltilen itirazların İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptaline, takibin tüm davalılar yönünden takipteki koşullarla devamına, 2-İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca, likit alacağa vaki haksiz itiraz nedeniyle, takip konusu alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan 7.020,00 TL icra inkar tazminatının, asıl davada davalılardan alınarak asıl davada davacıya verilmesine, 3-Alınması gereken 2.395,85 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 597,72 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.798,13 TL harcın, asıl davada davalılardan müteselsilen tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Dava ilk açılış harç gideri olan 170,78 TL’nin asıl davada davalılardan müteselsilen alınarak asıl davada davacıya verilmesine, 5-Asıl davada davacı tarafından yapılan 597,72 TL peşin harç ile 1.232,00 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.829,72 TL yargılama giderinin, asıl davada davalılardan müteselsilen alınarak asıl davada davacıya davacıya verilmesine, 6-Asıl davada davalılarca yapılan yargılama giderinin kendilerinin üzerinde bırakılmasına, 7-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin, asıl davada davalılardan müteselsilen alınarak asıl davada davacıya verilmesine, 8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının ilgili taraflara iadesine, 10-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a- Asıl davada davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; asıl davada davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince asıl davada davacıya iadesine, b-Asıl davada davacı tarafından yatırılan 148,60 TL başvuru harcı gideri ile ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı 32,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 181,10 TL kanun yolu giderinin, asıl davada davalılardan müteselsilen alınarak asıl davada davacıya verilmesine, 12-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 13-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.13.07.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.