Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1655 E. 2023/1253 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1655
KARAR NO: 2023/1253
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2018
NUMARASI: 2014/665 E. – 2018/547 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı şirket tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Gazetesi’nin yayın sahibi, şirket adına imtiyaz sahibin … olduğunu, davacı …’ın ise diğer davacının babası olmak dışında davacı şirket ile bir ilgisinin bulunmadığını, davalının yayınları nedeniyle müvekkillerinin zarar gördüğünü, yalan haber nedeniyle davacıların marka değeri, ticari itibarlarının ve kişilik haklarının zarara uğradığını, haberlerin davalı şirketin internet sitesi olan www…com.tr adresinde de yayınlandığını, davalı şirkete ait … gazetesinin 07.02.2014 tarihli birinci sayfasında manşetten yayınlanan “…” ve “…” başlıkları altında eleştiri sınırlarını aşan haber yapıldığını, haberin içeriğinde “…” ifadelerinin yer aldığını, ardından …” şeklindeki ifade ile bir araba, … Gazetesinin logosu ve gerçek kişi davacıların fotoğraflarının yer aldığını, asılsız ifadelerle davacıların hedef alındığını, haberin yalan haber niteliğinde olduğunu, “…” ve 13. Sayfada “…” ifadelerinin yer aldığını, haberin, davacı şirkete ait gazetenin 06.02.2014 tarihinde yayınlanan “…” başlıklı haberin yalan olduğu ve … Gazetesinin yaptığı habere hayal ürünü bir manşetle cevap verilebileceğini belirttiğini, oysa davacının 06.02.2014 tarihli haberinin doğru olduğunu, gerçek haberden sonra davacıların yalan haber yayımlayarak misillemede bulunduklarını, haberin yalan nitelikte olduğunun davalılarca ikrar edildiğini, haber içeriğince müvekkillerinin itibarını zedeleyen ve ilk bakışta olumsuz kamu oyu bakışı oluşturacak ibareler bulunduğunu, haberle müvekkilinin taraflı bir gazete gibi yansıtıldığını ve eylemlerin TTK’nın 54. ve 55. maddeleri gereğince davalıların eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, davalıların haksız rekabetinin tespiti ve önlenmesine, etkilerinin ortadan kaldırılmasına, haksız rekabet oluşturan eylemler nedeniyle her bir davacı için 25.000 er TL manevi tazminat ile 5.000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, kararın tirajı en yüksek iki gazetede ve … Gazetesi ile www…com.tr isimli sitede ilana karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, savunmasında özetle; dava konusu haberin yayınlanmasına sebep olan şartlar ve haberde yer alan hususların, davacıların yaptığı yalan haberden kaynaklandığını, dava konusu haberin hukuka aykırı bir unsur taşımadığını ve haberin basın özgürlüğü içinde kaldığını, haksız fiil niteliğinde olmayan haber sonucu zarar oluşmadığını, davalı …’in pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, Basın Kanun’undaki düzenlemeye göre sorumluluğun eser sahibi ve yayın sahibine ait olduğunu, bu davalının ise yazı işleri müdürü olduğunu, daha önce de farklı yalın organlarında … Gazetesinin yayın politikası ve … Gazetesi ile İsrail arasındaki bağlantıya ilişkin bir çok haber yayınlandığını, dava konu haberin de davacının yayın politikası dikkate alınarak yapıldığını, bu haberden önce 10.09.2011 tarihinde … gazetesinde “…” başlıklı bir haber yayınlandığını, haberde davacılardan … ile İsrail Büyükelçisi arasındaki gizli görüşmenin fotoğraflarının yayınlandığını ve görüşmenin sorgulandığını, habere ilişkin tekzip taleplerinin İstanbul 2. Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi gibi davacılar tarafından açılan tazminat davasının da reddedildiğini, basın özgürlüğü ve kamu yararı dikkate alındığından yapılan haberin hukuka uygun olduğunu, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını ve talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, haksız rekabetten kaynaklanan haksız rekabetin tespiti, men’i, manevi tazminat talebine ilişkindir. Dava konusu … Gazetesi’nin belirtilen döneme ait tirajları alınarak dosyaya sunulmuştur. Alınan bilirkişi raporunda; raporumuz içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davalı tarafça habere konu edilen vakıaların MK md.6 gereği doğruluğunun ispatına yönelik de delil sunmadığı hususları gözetildiğinde, haberin veriliş biçimi yönünden, özle biçim arasında ölçülülük bulunduğundan, doğruluğun denetlenmesi ilkesi yerine getirildiğinden, objektiflik ölçütü ve dürüstük kuralına uygun haberler yapıldığından bahsedilmesinin mümkün olmayacağı, hakısz rekabete ilişkin ilkelerin ve yargı kararlarının yukarıda belirtildiği, bunun dışında hukuki değerledirmenin sayın mahkemeye ait olduğu, basin ilan Kurumu Genel Mudurlugu’nden temin edilen ve dava dosyasinda yer alan (… sayili yazisina göre) … Gazetesi Günlük Fiili Net Satis Ortalamalari ve de … A.S. tarafindan temin edilen ve dava dosyasinda bulunan tiraj raporlari üzerinde yapmis olduğumuz analiz sonucu; dava olaya konu olan 07.02.2014 tarihi öncesi ve sonrasi karşılaştırılan satişlar neticesinde; dağıtım-satiş grafiklerinde karsilastirildigindan gözle görülür/ciddi bir dusus meydana gelmediği, satis tiraji artis-azalis oranlari olagandisi bir durum tespit edilemediği; ilgili donem kar/zarar tablo incelenmesi neticesinde ; ilgili donem kurum gecici beyannamesinde yer alan Gelir Tablosu brüt satis karliliginın ; önceki ve sonraki donem brüt satis karliliklarina göre yaklasik %5 oraninda bir düşüş göstediği, ancak bu karlilik oraninin tiraj raporlarının incelenmeside göz önünde bulundurulduğunda ; ilgili donemde duşmuş olmasimn sadece satislarin dusmesi ile bağlantılı olmayıp; satis iskontolarinin ve satis maliyetlerinin artmasi vs diğer başka faktörlere de bağlı olabileceği, açıklanan nedenlerle; ilgili dönemde davaya bağlı maddi zarar tespit edilemediği, davacınılann manevi tazminat istemine yönelik Nihai Takdir ve Değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu kanaati rapor edilmiştir. Alınan bilirkişi raporu üzerine sabit olduğu üzere davalının haksız ve hukuka aykırı olarak kendi yayın organı olan … Gazetesi’nin 07/02/2014 tarihli nüshasında para babası manşeti ile 1. Sayfadan yayınlanan haberin ayrıca 13. Sayfasında yalanların sözcüsü başlığıyla verilen haber ve yayınların yayın meslek ilkeleri ile örtüşmediği, aynı sektörde faaliyet gösteren davacı aleyhine haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmakla davanın haksız rekabet tespit ve men’i yönünden kabulüne karar vermek gerekmiş, ancak davacıların tazminat talepleri bakımından yapılan değerlendirmede davacılar … ve … bakımından talep edilen manevi tazminat taleplerinin dosya kapsamı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı göz önüne alınarak hakkaniyet gereği uygun bir manevi tazminata hükmetmek gerektiğinden bu davacılar yönünden manevi tazminat isteklerinin kısman yerinde olduğu kanaatine varılarak davanın manevi tazminat talepleri yönünden ve davacılar … ve … yönünden kısmen kabulüne, davacı … yönünden manevi tazminat talebinin tümüyle uygun görülerek kabulüne karar vermek gerekmiş, diğer yandan davacıların maddi tazminat yönünden yapılan incelemede somut delil ve belgeler zararın kanıtlanmasının mümkün olmadığı, davacıya ait yayın kuruluşu olan … Gazetesi’nin tirajının belirtilen dönemde düştüğü gözlenmekle birlikte buna etki eden değişik faktörlerin bulunması nedeniyle doğrudan haksız rekabet teşkil eden eylem nedeniyle zarar gördüğüne dair kanaat edinilemediği, ayrıca her iki gazetenin okur kitlesinin farklı olduğu ve bu tür haberlerden okur kitlesinin doğrudan etkilenip etkilenmediğinin isabetli bir şekilde tespit edilmesinin mümkün olmadığı yahut kolay olmadığı, davacının ticari kayıpları yıllık ve dönemsel kâr zarar oranları gözden geçirildiğinde maliyet girdilerindeki artış veya dönemsel edimlerin mali yükümlülük ve vergi ödemelerinin ve buna benzer başkaca nedenlerin aylık bazda karlılık oranını etkileyebileceği gözönüne alınarak davacıların maddi tazminat isteminin maddi zararların kanıtlanamaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, davacıların ayrıca kararın ilanı yönündeki talebinin haksız rekabeti oluşturan eylemin basın ve yayın organı aracılığıyla gerçekleştirdiği gözönüne alındığında haklı ve makul bir talep olduğu anlaşılmakla bu yöndeki talebin yine davalı …’ye ait aynı gazetede ilan edilmesinin yerinde olacağı anlaşılmakla talebin bu yönüyle de kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalılardan … yönünden açılan davanın Basın Kanunu 13. Maddesi çerçevesinde bu tür basılı eserler yoluyla işlenen haksız fiillerden dolayı açılacak maddi ve manevi tazminat taleplerin de eser sahibi ile yayın sahibi varsa temsilcisinin sorunu olduğu, davalı …’ün ise bu yönde bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla kendisine bu konuda yöneltilen husumetin isabetsiz olduğu kanaatine varılarak bu yöndeki davalı savunmasına itibar edilmek suretiyle adı geçen davalı yönünden açılan davanın ve taleplerin tümüyle reddine…” gerekçesiyle davalı … aleyhindeki davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine; davalı şirket aleyhindeki davanın kısmen kabulü ile davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00TL, davacı … AŞ için 25.000,00 TL manevi tazminatın 07.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizini aşmamak üzere reeskont faizi ile birlikte davalı … AŞ’den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı şirkete ait … Gazetesinde ve “www…com.tr” isimli internet sitesinde 07.02.2014 tarihli nüshasının 1. sayfada manşetten yayınlanan “…” başlıklı haberle haberin ayrıntılarına yer verilen 13. sayfasında “…” başlığı altında verilen haber ve yayınların haksız rekabet oluşturduğunun ve haksız rekabetin men’ine, karar kesinleştiğinde masrafı davalı şirkete ait olmak üzere davalıya ait … Gazetesinde ve “www…com.tr” internet sitesinde yayınlanarak ilanına, davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı şirket vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı şirket vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin unvanının … A.Ş. olarak değiştirildiğini, … Gazetesinin 07.02.2014 tarihli nüshasında yer alan “…” ve aynı gazetenin 13. sayfasında “…” başlıklı haberin davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle açılan davada mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu; Dava konusu haberin yapılmasına sebep olan şartlar ve haberde yer alan hususların davacıların kamuoyunda bizzat ağır eleştirilere sebebiyet veren eylemlerinden kaynaklandığını, dava konusu haberde, 06.02.2014 tarihinde … Gazetesinin “…” başlıklı haberi ile aynı Gazetenin daha önce müvekkiline ait …-… grubunun gizli ve usulsüz işlemlerle el değiştirdiği izlenimini kamuoyuna gerçek gibi sunan manşetinin eleştirildiğini, davacıların yaptığı yayınla müvekkilinin güvenilirlik ve itibarını sarsma amacına hizmet ettiğini, kamuoyunu yanıltıcı yayın politikası izlediğini, bu hususun basın özgürlüğü çerçevesinde ve kamu yararı doğrultusunda haberleştirilmesinin müvekkili açısından haksız rekabet oluşturmayacağını, açılan dava ile ifade özgürlüğünün sadece davacılara ait olduğunun kabul edildiğini, davacıların yaptığı yalan haberlerin bu yayına sebep olması nedeniyle kişilik haklarına saldırı bulunmadığını, zira davacının da eleştiriye sebep olan söz ve davranışlardan kaçınması gerektiğini, dava konusu habrede … Gazetesinin yayın politikası ile ilgili hususların görünen gerçeklik kapsamında aktarılarak, basın ve ifade özgürlüğü sınırları aşılmadan haber yapıldığını, haberde daha önce kamuoyuna yansıyan … Gazetesi sahiplerinin Musevi ailelerle bağlantısı hatırlatılarak, … Gazetesinin 17.12.2014 tarihinden sonra alenileşen ve ülke gündemine oturan, devlet içindeki devlet dışı yapılanmayı görmezden gelerek izlediği yayın politikasının eleştirildiğini, benzer haberlerin başka ulusal yayın yapan gazetelerde daha önce yayınlandığını, bu nedenle haberin davacıların kişilik haklarını ihlal etme kabiliyetinden uzak ve tamamen görünür gerçeklikler çerçevesinde kaleme alındığını, davacının haksız rekabet iddiasını ispata yarar delil sunmadığını, haksız rekabet sebebi ile maddi zarara uğradığını iddia eden kişinin, öncelikle ileri sürdüğü zararı kanıtlaması gerektiğini, dosyadaki bilirkişi raporları ile haber öncesi ve sonrası satışlar arasında bir farklılık bulunmadığının belirlendiğini, buna rağmen ne şekilde haksız rekabet yapıldığının gerekçelendirilmeden karar verildiğini, satışlarında herhangi bir azalma meydana gelmeyen davacının, haksız rekabete dayalı tüm taleplerinin reddi gerektiğini; Dava konusu yayının görünür gerçekliğe uygunluk, kamu yararı ve toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık kurallarına bağlı kalınarak kaleme alınması nedeniyle manevi tazminat talebinin şartlarının oluşmadığını, kaldı ki hükmedilen tazminat miktarının da fahiş olduğunu, manevi tazminatın bir ceza veya gerçek anlamda bir tazminat olmadığının bir çok yargıtay kararı ile kabul edildiğini ve bu tazminatın zenginleme aracı olamayacağını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve müvekkili aleyhindeki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 56. maddesi uyarınca, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı gerçek kişi aleyhindeki davanın pasif husumet yönünden reddine, davalı şirket aleyhindeki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 55. maddesinde, “Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” kenar başlığı altında, altı ana başlık sayılmıştır. Bu ana başlığın ilk kategorisinde “Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar” gelir (TTK md. 55/1.a-1). Buna göre, bir kişi bir başkasını ya da o kişilerin mal, iş ürünü, fiyat veya faaliyetlerini yanlış yere, yanıltıcı yere ya da gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, haksız rekabet oluşturur.Somut olayda davacı şirkete ait … Gazetesi’nde yayınlanan, …-… Grubu’nun gizli kapaklı ve usulsüz işlemlerle el değiştirildiği izlenimi veren haberi üzerine davalı şirket tarafından yayınlanan 07.02.2014 tarihli … Gazetesi’nin manşetinde dava konusu haber yayınlanmıştır. Anılan haberde “…” şeklinde manşet atıldığı ve devamında da “…” başlığı altında …’ın ne şekilde gazete sahibi olduğuna ilişkin haberler yapıldığı, manşet haberinde …’ın fotoğrafı üzerine “…” ibaresinin bulunduğu, 13.sayfada “…” başlığı altında … Gazetesi’nin daha önceki yayınında yazılan “…” ibareli haberlere cevap verildiği, haber içeriğinde … Gazetesi tarafından yapılan haberin yanlış olduğunun belirtildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 07.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafça habere konu edilen vakaların doğruluğuna yönelik delil sunulmadığı gözetildiğinden haberin veriliş biçimi yönünden özle biçim arasında ölçülülük bulunduğundan doğruluğun denetlenmesi ilkesi yerine getirildiğinden objektiflik ölçütü ve dürüstlük kuralına uygun haber yapıldığından bahsedilmesinin mümkün olmayacağının bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda maddi tazminat yönünden yapılan incelemede, haber nedeniyle … Gazetesi’nin tirajında artış veya azalış bulunmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmamıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporununa uygun olarak yapılan yayının hukuka aykırı olduğu ve haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, kararın yayınlanması ve manevi tazminata karar verilmiştir. Gazete haberlerinin gerçeği yansıtması yanında, veriliş şeklinin de ölçülü olması gerekir. Davalının dava konusu haberinde, …-… grubunun devir süreci hakkında davacı gazetesinde yapılan haberin gerçek dışı olduğunu dair vurgu haksız rekabet oluşturmaz. Çünkü davacının gazetesinde yayınlanan ve …-… grubunun devir sürecini içeren ve dolayısıyla da kamuyu ilgilendiren bir haberin gerçek olmadığını ileri sürmek haksız rekabet oluşturmaz. Dava konusu yapılan haberin, davacı şirketin sahibi olduğu … Gazetesinde yayımlanan habere cevap olarak yayınlandığı açıktır. Kişilik haklarının saldırıya uğradığını iddia eden kişinin bu şekilde sert bir eleştiriden üzüntü duyması halinde öncelikle kendisinin bu ağır eleştiriyi davet edebilecek söz ve davranışlardan kaçınması gerektiği Yargıtay’ın kararlılık kazanan içtihatlarında belirtilmiştir. Dava konusu haberin davacıların kişilik hakları ile marka haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, haksız rekabet oluşturmadığı, davacıların ticari emtialarının gereksiz yere kötülenmediği, davacılarca yayınlanan haberler nedeniyle dava konusu haberin yayınlanmasında kamu yararı bulunduğu, haberde kullanılan dilin varılmak istenen amaca uygun şekilde seçildiği ve yapılan haberin haksız rekabet niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davalı tarafından yapılan dava konusu haber içeriğinde kullanılan ibarelerin davacı ile terör örgütünün ilişkilendirilmediği, davacı şirkete ait gazetede yayınlanan ve “…” haberine karşı 13. sayfada haber yapıldığı, haber içeriğinde aracın … ailesine ait olmadığı, yüklü miktarda paranın haberde belirtilen minibüste taşınamayacağının belirtildiği görülmüştür. Gazetenin ilk sayfasında da … Gazetesi tarafından yapılan ve yalan olarak nitelendirilen haberin devamının 13. sayfada olduğu belirtilmiş, davacı gerçek kişilerin daha önce İsrail Büyükelçisiyle yapmış olduğu ve başka basın yayın organlarında haber konusu edilen görüşme yeniden haber konusu edilmiştir. Davalı şirkete ait gazetede yapılan haberin yapılış şekli kamu yararı ve toplumu bilgilendirme hakkı kapsamında ölçülü ve basın özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı, haber nedeniyle davacı … Gazetesi’nin tirajında herhangi bir azalma olmadığı, yapılan haberin … Gazetesi’nde yapılan habere cevap olarak yapıldığı, ağır eleştiri sayılacak ibarelerin bu haber nedeniyle yayınlandığı anlaşıldığından haksız rekabet olgusunun gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle, davalı şirkete yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalı … yönünden ise Basın Kanununun 13. maddesi kapsamında, bu tür basılı eserler yoluyla işlenen haksız fiillerden dolayı açılacak maddi ve manevi tazminat taleplerine eser sahibi ve yayın sahibi ile varsa temsilcisinin sorumlu olduğu, davalının genel yayın yönetmeni olarak bu şekilde bir sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden husumet yönünden reddine karar verilmesi doğrudur. Kaldı ki bu davalı hakkındaki davanın husumet yönünden verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine ve davanın davalı şirket yönünden de reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davalı …’e yönelik davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, 2-Davalı şirkete yönelik davanın reddine,3-Başlangıçta peşin alınan 1.366,20 TL harçtan, alınması gereken 269,85 TL harcın mahsubu ile artan 1.096,35 TL harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendilerinin üzerinde bırakılmasına; davalılarca yargılama aşamasında gider yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi yönünden AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalılara verilmesine, 6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiklerinden, maddi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalılara verilmesine, 7-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiklerinden, manevi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalılara verilmesine, 8- Karar kesinleştiğinde, artan gider avanslarının yatıran taraflara iadesine, 9- İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davalı şirket tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 1.110,03 TL istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde davalı şirkete iadesine, b-Davalı şirket tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı gideri, ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 180,10 TL kanun yolu giderinin, davacılardan alınarak davalı şirkete verilmesine, 10-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 11-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda,13.07.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, işbu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliği tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.