Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1651 E. 2023/1247 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1651
KARAR NO: 2023/1247
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2019/709 E. – 2019/1272 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Saklama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı … Tic. Ltd. Şti ve davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 26.06.2014 tarihinde müvekkiline ait … plakalı aracın, sürücüsü tarafından … AVM’de … işletme adıyla vale hizmeti veren davalı şirkete teslim edildiğini, aracın iade edileceği sırada davalı şirketin çalışanı … tarafından getirilirken, valenin dikkatsizliği sonucu … plakalı araca çarparak hasara uğradığını … plakalı aracın vale şirketinin sorumluluğu altında olduğunu, davacının kazada kusursuz olduğunu, çarpma sonucu müvekkiline ait … marka araçtaki zararın belirlenememesi nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL tazminat talep edildiğini, araçta daha önce hasar bulunmadığını, müvekkilinin aracın titiz şekilde tamirini sağlamak için … adlı servis ile anlaştığını, bu servis ile aracın İMM sigortacısı olan davalının anlaşmasının bulunmadığını, davalı vale şirketinin tamir bedelini ödememesi üzerine masrafın davalılara ait olmak üzere tamir edildiğini ve zararın ödenmesi için davalı şirkete 04.07.2014 tarihinde ihtarname gönderilmesine rağmen onarım bedeli ile değer kaybının ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik değer kaybı ive onarım için 1.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalı … şirketinin poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu tutulmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; … plakalı aracın müvekkilince 05.04.2014/ 05.04.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kara yolları ZMSS poliçesi ile sigortalandığını, aracın ihtiyari mali sorumluluk sigortasının kaza tarihini kapsamadığını, poliçenin 05.04.2013/05.04.2014 tarihlerini kapsamasına rağmen kazanın ise 26.06.2014 tarihinde gerçekleştiğini, taleplerin ZMSS kapsamında olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalılar, süresinde davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının ve aracın eski haline getirilmesi için yapılan tamir masraflarının tazminine ilişkin Tazminat davasıdır. Dosyanın Mahkememize Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/07/2018 tarih ve 2018/237 Esas 2018/356 Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı. Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden davacıya ait araç ile kaza sırasında davacının aracının çarptığı aracın trafik kayıtları getirtilmiş ve … plakalı aracın kaza tarihinde davacı şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davalı … vekili tarafında verilen dilekçe ile, davacıya ait … plakalı aracın … nolu sigorta poliçesinden dava öncesi başvuru yapılmadığı, bu nedenle hasar dosyası açılmadığı bildirilmiştir. Aynı dilekçe ekinde … nolu sigorta poliçesi ibraz edilmiştir. … Sigorta A.Ş Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak davacıya ait … plakalı araçla ilgili olarak kaza tarihi olan 26/06/2014 tarihinden sonra hasar ödemesi yapılıp yapılmadığı sorulmuş, verilen cevapta hasar dosyası tespit edilemediği bildirilmiştir.Tarafların iddia ve savunmalarının tespiti açısından ayrıca, araç sürücülerinin kusur durumunun tespiti açısından dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.11/05/2015 tarihli kök rapor ile 27/09/2016 tarihli ek raporda özetle davacı şirkete ait … plakalı araç sürücüsünün ve … plakalı araç sürücüsünün tamamen kusursuz oldukları, … plakalı aracın hasarlanmasına neden olan davalı şirket çalışanı-vale personeli …’in %100 oranında tam kusurlu olduğu, davacıya ait araçta meydana gelen zararın 10.000,00 TL değer kaybı, 8.260,00 TL hasar onarım bedeli olmak üzere toplam 18.260,00TL olduğu bildirilmiştir. Davacı vekili tarafından 08/06/2015 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah talebinde bulunmuş ve ıslah harcının yatırıldığına ilişkin makbuz ibraz etmiştir. Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06/12/2016 tarih ve 2014/360 Esas 2016/483 Karar sayılı kararı ile, “Davacı tarafından açılan dava 26/06/2014 tarihinde bir AVM nin otoparkına vale hizmetine bırakılan aracın vale personeli olan davalı … tarafından kullanılması sırasında … plakalı araca çarparak aracın hasarlanmasına neden olduğu, ayrıca araçta değer kaybı meydana geldiği nedeniyle meydana gelen zararın davalılardan tahsili talebine ilişkindir. Alınan bilirkişi raporuna göre vale personeli sürücü %100 oranında kusurludur. Dava dilekçesi ekinde ibraz edilen 26/06/2016 tarihli tutanak başlıklı belge her iki araç sürücüsü ile vale personeli tarafından imzalanmış, bu tutanakta olayın nasıl meydana geldiği açıklanmıştır. Davalı şirkete ait araç 16/05/2014-2015 tarihleri arasında davalı şirkete mesleki faaliyet sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır. Bu nedenle davacının talebi İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında değerlendirilmiş, davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne” ilişkin hüküm kurulmuştur. Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı, davalı …- … Ticaret Limited Şirketi tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 14.Hukuk Dairesi’nin 01/04/2018 tarihli 2018/61-179 esas ve karar sayılı ilamı ile görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu nedeniyle, görevsizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.Mahkememizce yapılan yargılamada, tüm dosya kapsamı incelenmiş, davacının, 26/06/2014 tarihinde bir AVM nin otoparkına vale hizmetine bırakılan aracının, vale personeli olan davalı … tarafından kullanılması sırasında … plakalı araca çarparak aracın hasarlanmasına neden olduğu, ayrıca araçta değer kaybı meydana geldiği nedeniyle meydana gelen zararın davalılardan tahsilinin talep edildiği, bilirkişi raporuna göre vale personeli sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, 26/06/2016 tarihli tutanak başlıklı belgenin her iki araç sürücüsü ile vale personeli tarafından imzalanmış olup, bu tutanakta olayın nasıl meydana geldiğinin de açıklanarak tarafların kabulünde olduğu, davalı şirkete ait aracın 16/05/2014-2015 tarihleri arasında davalı şirkete mesleki faaliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığı ve bu nedenle davacının talebinin İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında değerlendirildiği, davacıya ait araçta meydana gelen zararın 10.000,00 TL değer kaybı, 8.260,00 TL hasar onarım bedeli olmak üzere toplam 18.260,00TL olduğu, davacının davasını ıslah ettiği ve ıslah ile bağlı kalınarak…” gerekçesiyle davanın ıslah edilmiş haliyle kabulü ile 18.260,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davalı … şirketinin poliçe limit dahilinde sorumlu tutulmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … Ltd.Şti.vekili ile … tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Ltd. Şti. vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece, istinaf incelemesi sırasında kaldırılan görevsiz Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/360 Esas, 2016/483 Karar sayılı kararının tekrar edildiğini, bilirkişi kök ve ek raporuna yönelik itirazların değerlendirilmediğini, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kök raporda tamir masrafları için esas alınan değerin davacı tarafın sunulan faturalar esas alınarak tespit edildiğini, ek raporda ise “faturaların gerçek olup olmadığı yönündeki iddiaların takdiri mahkemenizde olmak üzere, mali müşavir bilirkişi tarafından değerlendirmesi gerektiği kanaatine vardığınin” belirlendiğini, bilirkişinin bu kanaatine göre mali müşavirden rapor alınarak itirazlar karşılanmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının, güvenli bir şekilde ve orijinal tamirinin sağlanması için kendi sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu servislerde aracı tamir ettirmek yerine, kendisinin belirlendiği servis ve şartlarda aracı tamir etmesine rağmen bu miktarların esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, ek raporda hasar gören parçaların, aracın orijinal görünümünü olumsuz şekilde etkilediğinin belirlendiği ve davacının değer kaybının oluşmasında ve artmasındaki kusurunun tespit edilmesi nedeniyle, zararın artmasına davacının neden olmasına rağmen bu hususun değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, aracın üretici firmanın yetkili servisi yerine VİP servis hizmeti veren ve daha pahalı tamir ve işçilik bedeli olan serviste tamir edilmesi ve tazminat hukukundaki temel kural olan eski hale iade ilkesinin ihlal edilerek fazladan yapılan giderlerin tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığını, değer kaybı için belirlenen bedelin hakkaniyete aykırı olduğunu, raporda değer kaybı için bir çok formül bulunduğu belirtilerek davacı lehine olan seçeneğe göre hesap yapılmasının yerinde olmadığını, bu hesapta aracın kilometresinin dikkate alınmadığını, ikinci el değeri için kabul edilen değerin temellendirilmediğini, gerekçede müvekkilinin zarardan hangi nedenle sorumlu olduğunun belirlenmemesi nedeniyle kararın HMK’nın 297. maddesine aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Mahkemece kusurun hatalı belirlendiğini, kaza tutanağının matbu kaza tutanağı evrakı olmadığını ve elle yazılarak imzalatıldığını, olayın taksir sonucu meydana geldiğini, davacının kaza nedeniyle oluşan zararını öncelikle sigorta şirketinden karşılaması gerektiğini, zararın sigortadan karşılanma imkanı varken bu miktarın ücretli bir kişiden talep edilmesinin kötü niyetli olduğunu, zararın yeterince araştırılmadan tek bir yerden alınan fiyatla hesaplandığını, tik bir yerden alınan fiyatla değer tespit edilmesinin rekabete de aykırı olduğunu, kazanın 26.06.2014 tarihinde meydana gelmesine rağmen değer kaybı tazminatına ilişkin sigorta poliçesi genel şartlarının sonraki tarihte yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, ben nedenle bilirkişi tarafından buradaki formülün kullanılarak değer kaybı belirlenmesinin bağlayıcı olmadığını, kaza sonrasındaki tutanağın zorla imzalatılması nedeniyle geçersiz olduğunu ve hakimin tazminat miktarında takdiri indirim yapmadan karar vermesinin yerinde olmadığını, olayın mağduru olmasına rağmen verilen karar ile yeniden mağdur edildiğini ve Anayasada güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, vale hizmeti veren davalı şirkete teslim edilen aracın hasarlanmasından dolayı onarım ve değer kaybından kaynaklı maddi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davalı … ve davalı … Ticaret Ltd. Şti. vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, davacı şirket adına trafikte kayıtlı bulunan ve davalı şirketin işlettiği otoparka bırakılan dava konusu … plakalı aracın teslimi ve muhafazası ile ilgili işlem bir vedia akdi olup, davacıya ait aracın davalı şirket çalışanı vale tarafından hasarsız olarak teslim alınmış olmasına karşın teslim edilmek üzere getirilirken aracın başka bir araca çarparak hasarlandığı iddia edilerek onarım ve değer kaybından kaynaklı maddi zararın tazmini istenmiştir.
26.06.2014 tarihli kaza tutanağının incelenmesinde, tutanağın kazaya karışan araç sürücüsü ile birlikte davalı … tarafından imzalandığı, kazanın oluşumunda dış etken bulunmadığı ve davacıya ait aracı süren davalı …’in, davacıya ait aracı vale parkında bulunan başka bir araca çarparak hasarlanmasına neden olduğu anlaşılmıştır. Davalının istinaf başvurusundaki iddialarının aksine, kaza tutanağının iradesinin sakatlanarak imzalatıldığına ilişkin bir kanıt bulunmamaktadır. Bu hususta davalı gerçek kişi tarafından bir delil sunulmamıştır. Kaza tutanağının belirli bir şekli bulunmamaktadır. Haksız eylem niteliğindeki belirli bir olayın belirlenmesi amacıyla, taraflarca istenilen şekilde ve formatta olayın gerçekleşme şekli tespit edilebilir. Sigorta şirketlerince sürücülere kolaylık olması amacıyla uygulamada birlik ve kolaylık sağlanması amacıyla kullanılan formun kullanılmamış olması, yapılan tespiti geçersiz hale getirmez. Davalı … Şirketinin vale otopark hizmeti işlettiği ve saklama sözleşmesinin tarafı olarak olayda sorumlu olduğu açıktır. Diğer yandan, davalı şirket adam çalıştıran sıfatı ile da çalıştırdığı kişinin neden olduğu zararlardan sorumludur. Olayın haksız fiil boyutunda olması nedeniyle davalı sürücünün de sorumlu tutulması yerindedir. Bir zarardan birden fazla kişinin aynı veya değişik hukuki sebeplerle sorumlu olması halinde, zarar görenin dilediği zarar sorumlusundan talepte bulunması mümkün olduğu gibi, zararın sorunların tamamından talep edilmesi de mümkündür. Bu nedenle zararın sigorta poliçesi teminatında olması halinde dahi haksız fiil ve saklama sözleşmesi hükümlerine göre diğer zarar sorunlularından da talepte bulunulabilir. Davacıya ait aracın davalı şirket tarafından işletilen otoparka davalı şirketin çalışanın haksız fiil niteliğindeki eylemi sonucu hasarlandığı sabittir. Hasarlanan aracın niteliğine göre davacı tarafından yapılan tamir işlemlerin, konusunda uzman bilirkişiden alınan rapora göre, olağan işlemler olduğu belirlenmiştir. Kaza nedeniyle araçta yapılan parça ve işçilik masraflarının piyasa rayiçlerine uygun olduğu bilirkişi tarafından belirlenmiş olup, tamirin mutlaka sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu serviste yapılmasına ilişkin bir zorunluluk bulunmamaktadır. 11.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda; değer kaybının ikinci el piyasa değeri ile hasarlı şeklinin piyasa değeri arasındaki farkın esas alınarak belirlenmiş olması yeterli olup kullanılan parçaların orijinal görünümü bozduğu gözetilerek değer kaybı belirlenmesinin davacının kusuru olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır. Çünkü aracın hasara uğraması ile tamiri zorunlu hale geldiğinden kullanılacak her türlü parçanın aracın orijinalliğini bozacağı dikkate alındığından bu hususta davacıya bir kusur izafe edilmesi mümkün değildir. Davacı şirketin sorumluluğunun saklama sözleşmesinden ve adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluktan kaynaklandığı; davalı gerçek kişinin ise haksız fiil sorumlusu olduğu, mahkemece bu sorumluluk ilkelerinin dikkate alındığı, tarafların kusuru, meydana gelen hasarın miktarı, kaza öncesindeki aracın piyasa değeri ile kaza sonrası tamir görmüş hali ile piyasa değeri arasındaki farkın değer kaybı olarak belirlenmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından piyasa rayiçlerine göre değerlendirilerek yerinde bulunan tamir ve parça giderinden, davacının herhangi bir kusuru veya zararı arttırıcı eylemi bulunmaması nedeniyle indirim yapılmaması yerindedir. Bu nedenle mahkemece TBK’nın 50 ve devamı maddelerinin değerlendirilerek ödenecek tazminatta bir indirim yapılmaması isabetlidir. İstinaf eden davalıların sorumlulukları ile belirlenen tazminat tutarının, davacının gerçek zararını gidermeye yönelik ve bu amaca uygun şekilde belirlendiği, mahkemece davacının uğradığı zararın hukuka uygun şekilde belirlenerek giderildiği, inkar savunması kapsamında davalıların delillerinin değerlendirildiği anlaşılmakla istinaf eden davalıların yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar verilmiştir. Davalı … şirketinin istinaf başvurusu bulunmadığından bu davalıya yönelik hüküm ve gerekçe incelenmemiştir.Taraf vekillerinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı … ve … Dış Tic.Ltd. Şti. vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı … ve … Dış Tic. Ltd. Şti. vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; 632,66 TL bakiye karar harcının davalı … ve … Dış Tic.ltd. Şti. müştereken ve müteselsilen tahsiline, – 3-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 13.07.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.