Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1645 E. 2023/1245 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1645
KARAR NO: 2023/1245
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2020
NUMARASI: 2020/131 E. – 2020/387 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkide davalıya ileri tarihli çekler verildiğini, ancak davalının vadesi gelmeyen çekler için hileli şekilde aldığı ihtiyati haczi uyguladığını ve müvekkilinin haciz tehdidi altında 50.000,00 TL ödeme zorunda kaldığını, ihtiyati hacze itirazı mahkemece duruşmalı incelendiğini, ancak mürafaa gününün uzun sürmesi nedeniyle borcun haciz baskısı altında ödendiğini, mahkemece 14.11.2019 tarihinde ihtiyati haczin kaldırıldığını, kaldırma kararı ile müvekkilinin sebepsiz ödediği miktarın istirdadı gerektiğini, müvekkilinin haksız ödeme yaptığının yaklaşık olarak ispatlandığını ileri sürerek, 50.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 30.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline ve borçlunun yeterli mal varlığının ihtiyaten haczina karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davanın haksız olduğunu, müvekkili şirketin cari hesap alacağına ilişkin davacı aleyhinde ihtiyati haciz talep ettiğini, davacı tarafça yapılan ödemenin haciz tehdidi altında yapılmadığını, vadesi gelen çeke istinaden yapıldığını, ortada haksız bir ödeme olmadığını, davacının herhangi bir maddi manevi zararının doğmadığını, davadaki talebin hukuki şartlarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, haksız ihtiyati hacze istinaden ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkin olup, ihtiyati hacze konu olan İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1358 değişik iş sayılı dosyası celbedilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, ihtiyati haciz talep edenin dosyamız davalısı … Dış Tic. Ltd. Şti. olduğu, karşı tarafın … Tic. A.Ş olduğu, e-faturalar ve mutabakat mektuplarına istinaden 246.967,53 TL alacak için ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemece mutabakat mektuplarında kabul edilen tutar dışında kalan 573.811,20 TL yönünden talebin reddine, mutabakat mektuplarında karşı tarafca kabul edilen 246.967,53 TL yönünden ise ihtiyati haciz talebinin kabulüne 04/10/2019 tarihinde karar verilmiş, ihtiyati hacze yapılan itiraz üzerine mahkemece ihtiyati haciz kararından sonra sunulan tahsilat makbuzları ve mutabakat mektubuna göre taraflar arasındaki alacak borç durumunun yargılamayı gerektirdiği, vadesi gelmiş kesin bir alacağın varlığının ispatlanamadığı, ayrıca vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz kararına itirazın kabulüne 14/11/2019 tarihinde karar verilmiş olduğu, ihtiyati haciz talep eden tarafından, itirazın kabulüne dair verilen karardan önce 08/10/2019 tarihinde faturalardan kaynaklı alacağın tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı, daha sonra mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının icra dosyasına ibraz edildiği, takibin ihtiyati haciz kararına istinaden başlatılmadığı görüldü.Mahkememize açılan davada davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ve ekinde davacı tarafça talep edilen ödemenin taraflar arasındaki … no’lu çek kısmi ödemesine istinaden yapıldığı, haciz tehdidi altında yapılmadığı, çekin vadesi geldiği için çeke istinaden ödeme yapıldığı belirtilmiş olup, ekli dekontta da, davacı tarafından davalıya yapılan 30/10/2019 tarihli, 50.000,00 TL’lik eft’nin açıklama kısmında ‘9116846 no’lu çekin kısmi ödemesine istinaden’ yazılı olduğu görüldü. Davacı tarafça İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1358 değişik iş sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararının sonradan kaldırılmış olması ve davalı tarafça ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takibe konulması ve haksız ihtiyati haciz nedeniyle yapılan ödemenin istirdadı talebiyle eldeki dava açılmış ise de, davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki beyanında da açıklandığı üzere yapılan ödemenin davalı vekili tarafından ibraz edilen 30/10/2019 tarihli ödeme olduğu ve bu ödeme talebiyle alacak davası açıldığı, ödemenin dekontun açıklama kısmında da belirtildiği üzere … no’lu çeke istinaden yapıldığı, daha sonradan kaldırılmasına karar verilen ihtiyati haciz talebinin ise muhtelif faturalar ve mutabakat mektubu gereğince verildiği, yine davalı tarafça başlatılan takibin ihtiyati hacze istinaden değil, faturalardan kaynaklı olarak başlatıldığı, sonuç itibariyle yapılan ödemenin ihtiyati haciz ve icra dosyasına ilişkin olmadığı, kaldı ki, yapılan ödemenin 30/10/2019 tarihli dekontta da açıkça görüleceği üzere … no’lu çeke istinaden yapıldığı, davalının cari ekstresinde de kayıt altına alındığı üzere …’a ait 100.000,00 TL bedelli, 31/10/2019 tarihli çekin hesaba işlendiği, yapılan ödemenin de buna istinaden yapıldığı, anlaşılmakla davacının yerinde görülmeyen davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince tarafların delilleri sorulmadan, ilk oturumda eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkilinin ihtiyati haciz tehdidi altında ödeme yaptığını, ihtiyati haczin kalkması ile ihtiyati haczi baskısı ile ödenen bedelin iadesi gerektiğine ilişkin iddiaya itibar edilmesi gerektiğini, mahkemece ödeme dekontunda, icra takibine konu olmayan … no’lu çekin yazıldığı belirtilerek davanın reddine karar verildiğini, oysa davalının ihtiyati hacze dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, icra takibi ile davlının hile yaparak, ödemenin vadeli çeklerle yapılmasına rağmen faturalara dayalı ihtiyati haciz alınarak takibe konduğunu, davalının vadesi gelmeyen çekleri cari hesaptan çıkararak faturalarla ihtiyati haciz kararı aldığını, çeklerin ödenmemesi halinde alınan kararla tüm mağazalarda haciz ve muhafaza işlemi başlatılacağına ilişkin tehditte bulunulduğunu, bu nedenle çeklerin ödendiğini, ödeme yapıldıkça icra dosyalarında haciz ve muhafaza işlemi yapılmadığını ve bankalardaki hacizlerin kaldırıldığını, bu şekilde yapılan baskılarla davalı vekili Av. …’in müvekkilinin de avukatlığını üstlendiğini ve müvekkili adına konkordato talebinde bulunduğunu, konkordato dosyası incelenmeden karar verilemeyeceğini; Çek bedelinin bankada hazır bulundurulmasının esas olduğunu, dava konusu çekin ise ödeme günü gelmeden ve bankaya ibraz edilmeden ödendiğini, bu durumun dahi başlı başına çekin ihtiyati haciz baskısı altında ödendiğini gösterdiğini, davalının bir çok vadeli çeki cari hesaptan çıkararak ihtiyati haciz kararı aldığını, bu kararla müvekkiline baskı uyguladığını, daha sonra konkardato davasını kendisine vermesi ve konkardato ilanı için vekilin, davacıya baskı yaptığını ve vekilin hem alacaklı hem borçlu vekilliğini yaptığını, haciz tehdidinin açık olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı tarafından ticari ilişki kapsamında davalı şirkete verilen ileri tarihli çekin haciz baskısı altında ödenmesi nedeniyle ödenen çek bedelinin istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, davalı tarafından İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1358 Değişik İş sayılı dosyasında 04.10.2019 tarihinde alınan haksız ihtiyati haciz kararı ile ve haciz baskısı altında müvekkilinden 50.000,00 TL para tahsil edildiğini, alınan kararın İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2019/37217 Esas sayılı dosyasında takibe konularak müvekkilini hesapları ile malvarlığını haczedilmesine nedeniyle bu miktarın ödendindiğini ileri sürerek yapılan ödemenin istirdadını istemiştir. Davalı ise, haksız ihtiyati haciz bulunmadığını, ihtiyati haciz uygulandıktan sonra davacının … nolu çekin kısmi ödemesi açıklaması ile 50.000,00 TL ödediğini, vadesi çeki istinaden ödeme yapıldığını ve haciz baskısı altında bir ödeme bulunmadığını savunmuştur. Davacı vekili, ön inceleme duruşmasında davalı tarafından dekontu sunulan çeki istinaden ihtiyati haciz baskısı altında yapılan ödemenin istirdadı talep edilmiştir.Taraflar arasında, açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki kapsamında davacının bir kısım ödemelerini ileri tarihli çeklerle yaptığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı verilen ileri tarihli çeklerin cari hesaptan çıkarılarak ihtiyati haciz talep edildğini belirtmiş ise de davacı tarafından dava konusu edilen ödemenin banka aracılığıyla … nolu çekin kısmi olduğu sabittir. Davacı tarafından ödenen çekin sahteliği ileri sürülmediği gibi bu çekin bedelsiz olduğu usulüne uygun delillerle kanıtlanmamıştır. Sonuç olarak, cari hesapta yapılan ödemeyle birlikte fazla bir ödeme yapıldığı ileri sürülmemiştir. Davacı sadece ödeme tarihi gelmeyen çeki ihtiyati haciz baskısı altına ödendiğini ileri sürmüştür. Çekin ödemesine ilişkin dekont ihtiyati haciz tarihinden sonraki bir tarihte düzenlenmiştir. TTK’nın 795. maddesine göre çek görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir. Düzenleme günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan çek, ibraz günü ödenir. Görüldüğü gibi çekte vade bulunmadığı yasada kabul edilmiştir. Bir tacir ileri tarihli bir çek düzenlenmiş olması halinde de bu çekin bedelini üzerinde yazıldığı tarihten önce ödeyebilir. Çekin bedelsizliğine ilişkin bir kanıt bulunmaması nedeniyle, başlı başına çekin üzerinde yazıldığı tarihten önce ödemiş olması ve çekin karşılığının muhatap bankada bulundurularak ödenmesi yerine havale ile ödenmesi ödemeyi geçersiz kılmaz. Ayrıca alacaklı vekilinin sonradan başka dosyalarda borçlu vekilliğini üstlenmiş olması, alacaklının çekten veya cari hesaptan kaynaklı alacağının ortadan kaldırmaz. Davacının konkordato davasında hangi vekilin yer aldığının satım sözleşmesinden kaynaklı alacak bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Çekin sahte olduğu ileri sürümeyip, bedelsizliği de kanıtlanmadığından çek borcunu herhangi bir şekilde ödenmiş olması davacının zararı olarak değerlendirilemez. Haksız ihtiyati hacze ilişkin bir talep bulunmamaktadır. Davacı gerçekte, var olan borcunun ödediğinden davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.13.07.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.