Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1615
KARAR NO: 2020/1112
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/121 Esas
KARAR TARİHİ: 14/02/2020
DAVA: Ticari Şirket
Taraflar arasında davacılara ait şirket hisselerinin hile ve desiseler ile davalılara devredildiği iddiasına dayalı olan şirket hisse devir sözleşmelerinin iptali , davalı şirket hisselerinin toplam % 50 sinin davacılar adına tescili, mümkün olmaması halinde nominal değerinin davalılardan tahsili istemli açılan dava içinde talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın kurucu ortağı olduğu … Limited Şirketinde …’ın hisse oranının %50 olduğunu, davalıların müvekkillerini kandırarak şirket hisselerini devraldığını, davalıların hisseleri başkalarına devretme durumunun olağan olduğunu, tüm bu sebeplerin ve davalılar hakkındaki savcılık soruşturma dosyalarının da dikkate alındığında, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/14 D.İş sayılı dosyası ile müvekkillerinin devredilen hisselerinin tedbiren başkasına devrinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini ancak davalılardan … ve …’in müvekkillerinden almış oldukları hisseleri diğer davalı …’ın üzerine devretmeleri nedeniyle kararın uygulanma ihtimalinin kalmadığını, davalıların kötü niyetli olduklarını, müvekkillerinin ileride telafisi güç ve imkansız zararlar ile karşı karşıya kalma ihtimallerinin olduğunu iddia ve beyan ederek davalılardan …’ın sahibi göründüğü şirketin %50 hissesine tekabül eden hisse kısmına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 14/02/2020 tarihli kararla, “…davacı yanca ileri sürülen iddiaların yargılamayı gerektirdiği, mevcut belge durumuna göre; davacıların iddiasının esası yönünden HMK 389 ve 390/3 maddeleri gereğince yaklaşık olarak ispatı yönünde delil sunulmadığı ve bu aşamada ihtiyati tedbirin şartlarının gerçekleşmediği …” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Kendilerince yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, zira müvekkilinin söz konusu dosyada ihtiyati tedbir açısından yaklaşık ispatı gerçekleştirdiğini, ekte sunulu … Ltd. Şti. Yetkililerini gösteren İTO kayıtlarında … sürekli 2019 yılında hülle yöntemi ile ortaklık durumunun güncellendiğini, hiç yetkili olmayan davalı … ve …’e müvekkillerini kandırmak suretiyle hisselerinin alımını (daha hızlı Arap müşterilere devredileceği ve bedelleri ödeneceğinden bahisle ) sağladığını, onlardan da daha iyi niyet zinciri oluşturmak maksadıyla … ve en nihayetinde kendi adına devir işlemi yaptığını, hülle yöntemi ile kendi uhdesinde şirket hisselerini topladığını, müvekkilline bunun karşılığında hiçbir ödeme yapmadığını, bu durumun bile başlı başına bir kesin ispat niteliğinde olmasına rağmen yaklaşık ispat olmaması gerekçesi ile tedbir talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, Yine … ve diğer davalıların, müvekkillerinin kendi alacaklarını veyahut şirket hisselerinin geri iadesini istediğinde müvekkillerine karşı tehdit, gasp ve hakaret suçları işleyerek müvekkillerinin haklarına ulaşmasının önünü kapamaya çalıştıklarını, buna ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/216830 , 2019/216808, 2019/216814 Soruşturma evraklarının da mevcut olup davalılar aleyhine soruşturma da yürütüldüğünü, bu nedenle de tedbir talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi yerinde olmadığından karara itiraz etme zaruretinin hasıl olduğunu, Müvekkillerince hisselerin dava dilekçesinde belirtildiği üzere davalılar … ve …’e devredilmeden önce kararlaştırılan ve araplara devredilmesinden sonra paylaşımın nasıl yapılacağını gösteren davalı … tarafından hazırlanıp müvekkili …’a Whatsap programı üzerinden fotoğrafını çektiği … Devir Sözleşmesi şeklindeki 27/09/2019 tarihli yazıda açıkça müvekkillerine ödenmek üzere “… HANIMA = 3.500.000,00 TL ana para ” şeklinde yazıldığı ve bu hususun kendilerince gönderilen bizzat ses kayıtları ile de teyit edildiği ortadayken yaklaşık ispatın olmadığı şeklindeki gerekçe ile tedbir talebinin reddine karar verilmesinin açıkça hisselerin kötü niyetli bir şekilde bir başkasına devredilmesi durumunda müvekkillerinin hak kaybına neden olacağını,
Her ne kadar davacılarca bu dosyanın da davalısı olan … ve … aleyhine tedbir talep edilip İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/14 D.iş Sayılı dosyası ile, karar verilmişse de karar tarihinde hisselerin davalılar … ve …’in uhdesinde kalmadığından uygulanma ihtimali kalmadığını, bu nedenle iş bu dosyadan da tedbir talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, görüldüğü üzere İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/14 D.İş sayılı dosyası ile tedbir için mevcut olan şartların İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/121 Esas sayılı dosyasında da mevcut iken 14/02/2020 tarihli karar ile tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin 2020/121 Esas sayılı dosyası 14/02/2020 tarihli kararının kaldırılmasına ve … Ltd. Şti. ‘nin % 50 hissesinin devrenin engellenmesi ve şirkete ait … adlı otelin işletme devrinin tedbiren engellenmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE İstinaf incelemesine konu talep, davacılara ait şirket hisselerinin hile ve desiseler ile davalılara devredildiği iddiasına dayalı olan şirket hisse devir sözleşmelerinin iptali , davalı şirket hisselerinin toplam % 50 sinin davacılar adına tescili, mümkün olmaması halinde nominal değerinin davalılardan tahsili istemli açılan dava içinde HMK’nın 389 vd maddelerine göre şirket hisselerinin devrinin önlenmesi için talep edilen ihtiyati tedbire ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davada esasa ilişkin talep, davacılara ait şirket hisselerinin hile ve desiseler ile davalılara devredildiği iddiasına dayalı olarak şirket hisse devir sözleşmelerinin iptali , davalı şirket hisselerinin toplam % 50 sinin davacılar adına tescili, mümkün olmaması halinde nominal değerinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı Kanun’un 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir yasada geçici hukuki korumalardan olup, Kanun hükmü, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Dosya kapsamı ve ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın verildiği tarih itibariyle davacıların davada haklılığı yönünde yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Kaldı ki mahkemece değişen delil durumuna göre talep halinde her zaman tedbir talebi yönünden karar da verilebilecektir. Bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen red kararı isabetli olduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1.uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 22/10/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.