Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1610 E. 2023/1112 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1610
KARAR NO: 2023/1112
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14.02.2020
NUMARASI: 2016/247 E. – 2020/158 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirketten farklı tarihlerde alüminyum ve bakır içerikli ürünler satın aldığını, söz konusu malların davalıya teslim edildiğini, faturalar düzenlendiğini ve bu faturalar nedeniyle davalı şirketin müvekkili şirkete 11.746,08 TL’lik cari hesap borcu bulunduğunu, söz konusu borç nedeniyle davalı şirket ile defalarca görüşüldüğünü neticede verilen sürede de borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 11.746,08 TL’lik asıl alacağın tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, ancak davalı şirketin borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, her ne kadar davalı borca itiraz etmiş ise de müvekkili nezdinde borcu kabul ederek 14/12/2015 tarihinde müvekkiline 5.000,00 TL ödeme yaptığını, bu hususun ise davalının borcun aslında var olduğunu kabul ettiğini, icra takibini sürüncemede bırakmak amacıyla itirazda bulunduğunu gösterdiğini, davalı şirketin yaptığı ödeme nedeniyle kalan borç açısından eldeki davayı açmak zorunda kaldıklarını, tüm bu nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına ve takip konusu alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmış, ancak davalı süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalının teslim aldığı mallara ilişkin fatura bedelini ödemediğinden bahisle tahsilinin talep edildiği, davalı tarafça davaya cevap verilmeyerek davanın inkar edildiği anlaşılmıştır.Dosyamız kapsamına alınan bilirkişi raporuna göre takibe konu olan faturaların ticari defterlerde kayıtlı olduğu bildirilmiş ise de davacının öncelikle faturaya konu mala ilişkin teslimi ispatlaması gerektiği, ancak buna ilişkin olarak herhangi bir delil sunamadığı, davacının delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla…” gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece davalı şirkete müvekkili şirket tarafından yapılan malların tesliminin ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı firmanın borca itiraz etmişse de takip tarihinden sonra müvekkili firmaya 5.000,00 TL ödeme yaptığını, bu hususun davalı tarafça kabul edildiğini, malların tesliminin ispatlanamadığından ret kararının hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından defterler üzerinde yapılan incelemede müvekkili firmanın alacaklı olarak tespit edildiğini, defterlerine usulüne uygun tutulduğunu, davalı tarafın ticari defterlerine süresi içerisinde ibraz etmediği değerlendirildiğinde müvekkilinin alacaklı olduğunun aşikar olduğunu iddia ederek, davanın kabulüne ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, icra takibine itiraz sonrası kısmi ödeme nedeniyle ticari ilişkinin varlığı konusunda uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, davacının takibe konu etmiş olduğu faturalardan dolayı alacaklı olup olmadığı, alacak iddiasını ispat etmiş olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından, davalı şirket hakkında 2015 yılının muhtelif aylarına ait alüminyum ürününe ilişkin olarak değişik miktarlarda irsaliyeli faturalar düzenlendiği, icra takibine ekli olan irsaliyeli faturalarda teslim alan ve teslim eden kısımlarda herhangi bir isim ve imzanın mevcut olmadığı, davacı şirket tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 11.746,08 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu şirket tarafından 30.11.2015 tarihli tebliğ edilen ödeme emrine karşılık 02.12.2015 tarihinde yasal süre içerisinde alacak ve ferilerine itiraz edildiği, davacı vekilinin ise İİK 67.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça, davaya karşı herhangi bir beyanda bulunulmamıştır. Mahkemece, taraf şirketlere ait BA formları dosyaya celp edilmiştir. 27.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalı şirketin inceleme günü kanuni defter ve dayanaklarını ibraz etmediği, davacı şirketin 2014-2015-2016-2017 yılları kanuni defterleri ve dayanaklarını inceleme günü ibraz ettiği, davacı şirketin 2014-2015-2016-2017 takvim yıllarına alt ticari defterleri incelendiği, şirketin ticari defterlerinin TTK 64-65-66 ve 82 mad. ve VUK 220-226 maddesine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından VUK 215-219 Mad. hükümleri ile muhasebe sistemi uygulama tebliğlerine uygun olduğu, davacı lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin 12.11.2015 tarihinde başlattığı 11.746.08 TL icra işleminden sonra, davalı şirket tarafından| 1.12.2015 tarihinde davacı şirketin … Bankası İban TR … hesabına 5.000.-(Beşbin )TL havale yaptığının görüldüğü, söz konusu ödemenin davacı şirket tarafından yevmiye defterine 20.12.2015 tarihinde … numaralı madde kaydıyla işlendiği, davalı şirketin 09.11.2016 tarihinde tasfiye sürecine girdiği, davacı şirketin 12.11.2015 tarihinde başlattığı 11.746.08 TL icra işleminden sonra, davalı şirketin 11.12.2015 tarihinde davacı şirkete 5.000.-(Beşbin) TL ödeme yaptığı, davacı şirketin kanuni defterlerinde yapılan incelemede, davalı şirketten 6.746.08 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili duruşma zaptına geçen beyanında, davalarının subuta erdiğini belirterek kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından davacı tarafa, irsaliyeli fatura asıllarının dosyaya ibraz edilmesi için süre verilerek, davacı şirketin 2014 ile 2015 yıllarına ait BA formlarının gönderilmesi için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. İrsaliyeli faturaların incelenmesi neticesinde davalıya ait herhangi bir imza veya kaşenin bulunmadığı belirtilerek bu husus duruşma zaptına geçirildikten sonra ,mahkemece davacı tarafa faturada belirtilen malların teslimine dair delillerini ibraz etmesi için 13.06.2019 tarihli celsede süre verilmiş ise de davacı tarafça herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelere istinaden mal teslimine ilişkin iddia ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. HMK’nın 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Fatura ise tek başına alacağın varlığına delil olmaz. Bu nedenle fatura konusu alacağını ispat külfeti davacıya aittir. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık takibe konu edilen faturalardan kaynaklanan bakiye alacağın olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı davaya cevap vermeyerek bütün vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır. Davalı tarafça icra takibine karşı itiraz tarihi olan 02.12.2015 tarihinden bir gün önce 5.000,00 TL havale bedeli davacı tarafa gönderilmiş ise de takip konusu edilen faturalardan hiçbirisi bilirkişi raporunda gösterildiği üzere 5.000,00 TL tutarında değildir. Hangi faturanın veya faturaların ödendiğine dair herhangi bir açıklayıcı beyan mevcut olmadığı gibi davacı tarafça her ne kadar itiraz tarihinden sonra ödenen bedel mahsup edilerek dava açılmış ise de yukarıda belirtildiği üzere hangi fatura ve fatura bedellerinin ödendiği belli olmadığı gibi takibe konu edilen sevk irsaliyelerinin hiçbirinde teslim alan olarak davalı şirketin imza veya kaşesi mevcut değildir. Bu durumda, fatura konusu alacak iddiasında bulunan davacı tarafça, faturaya konu edilen malın/malların davalıya teslim edilmiş olduğunun usulüne uygun delillerle ispat edilmesi gerekir iken bu iddia ispat edilememiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 1.b.1 maddesi gereğince reddi gerektiğinden aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.