Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1608 E. 2023/1232 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1608
KARAR NO: 2023/1232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18.12.2019
NUMARASI: 2019/334 E. – 2019/1036 K.
DAVANIN KONUSU: Şirket Genel Kurul Kararının İptali
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı … AŞ’nin toplam sermayesinin %21,68’ini temsil eden her biri 500 TL nominal bedelli 21.783.599 adet C Grubu paya sahip olduğunu, davalı şirketin 24/05/2019 tarihinde yapılan genel kurulunun, olağanüstü genel kurul niteliğinde olduğunu ve 1-açılış ve divan heyetinin teşekkülü, 2-toplantı sonunda toplantı tutanağının imzalanması konusunda divan heyetine yetki verilmesine, 3-süre dolan yönetim kurulu üyelerinin yerine yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi, görev sürelerinin tespiti ve ilzam yetkilerinin belirlenmesi, 4-dilekler ve kapanış gündemleriyle ilansız olarak toplandığını, davalı şirketin 2018 yılı faaliyetleri dolayısıyla olağan genel kurul toplantısını yapmadığını ve yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin dolması sebebiyle olağanüstü genel kurul yapıldığını, butlanı/iptali talep edilen genel kurulda yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi sırasında davacı şirkete 6102 sayılı TTK 360/2.maddesi kapsamında imtiyazlı sayılan paylardan dolayı tanınmış müktesep haklarının kullandırılmadığını, davaya konu genel kurul toplantı tutanağının 3.1.maddesinde A ve B grubu pay sahiplerinin yönetim kuruluna aday gösterdiği tüzel kişiler ve temsilcilerinin seçimleri oy birliği ile yapılmış ise de, C grubu paya sahip davacı şirektin göstermiş olduğu adayın kanun, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olarak oy çokluğu ile reddedilmek suretiyle haklarının ihlal edildiğini, B grubu pay sahipleri tarafından gösterilen gerekçelerin soyut nitelikte olduğunu, TTK 360.maddesi kapsamında haklı bir sebep olmadığını, davacı şirket tarafından gösterilen adayın yasal mevzuata ve şirket esas sözleşmesine uygun olduğu halde davacı şirketin TTK 360/2.maddesi kapsamında imtiyazlı sayılan paylarından kaynaklanan yönetim kuruluna aday gösterme hakkını ortadan kaldıran ve davacı şirket yerine B grubu pay sahipleri tarafından gösterilen adayın seçilmesine yönelik genel kurul kararının da açıkça yasaya aykırı olduğunu, butlan sebebi olduğunu, genel kurul toplantısında alınan kararların kanun, ana sözleşme ve pay sahipleri sözleşmesi hükümlerine göre genel kurul tarafından seçilen yönetim kurulu üyelerinin kendi aralarındaki görev paylaşımını yapmaları hususunun yönetim kuruluna verilmiş bir yetki olduğu ve ana sözleşmede bu konuda bir istisna tanınmadığı halde yönetim kuruluna tanınan görev dağılımı yetkisinin genel kurul tarafından kullanılmasının da kanuni düzenlemelere aykırı olduğunu, anılan nedenlerle davaya konu 24/05/2019 tarihli genel kurul toplantısının 3.1, 3.2, 3.2.1 nolu maddelerinde alınan kararların emredici hukuk kurallarına aykırı olması nedeniyle butlanla malul olduğunun tespitine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davaya konu genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususların gerçeği yansıtmadığını, davacının iddialarının aksine yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin doluyor olması nedeniyle şirketin organsız kalmaması adına hukuka ve kanuna uygun bir şekilde tüm hissedarların katılımı ile olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığını, yine davacının iddialarının aksine C grubu pay sahibinin paylarını devredememesi sebebiyle bağlam hükümlerini dolanmak amacıyla önerdiği adayın seçiminin reddedilmesinin kanun ve esas sözleşmeyle genel kurula tanınmış bir hak olduğunu, davacı … temsilcisinden uygun bir aday göstermesinin talep edildiğini, bu talebin kabul görmemesi üzerine yönetim kurulunun teşekkül edebilmesi adına zorunlu olarak B grubu pay sahipleri tarafından 5.aday gösterildiğini, genel kurul toplantısının 3.2 maddesi uyarınca yapılan görev dağılımının da hukuka uygun olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacının dava dilekçesindeki 23. ve 24. numaralı bölümlerindeki iddialarının doğru olduğu düşünülse dahi davacı temsilcisinin kararla ilgili muhalefet şerhi bulunmadığından kararın iptalini isteyemeyeceğini, anılan nedenlerle davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Açıklan tüm nedenlerle davalı şirketin 24/05/2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının 3.1.maddesinde C grubu imtiyazlı pay sahipleri … Holding tarafından yönetim kurulu üyeliğine adaylığına aday gösterilen …’ın haklı sebep olmaksızın yönetim kurulu üyeliğine seçilmemesi ve onun yerine C grubu adayı tarafından önerilmeyen …’ın yönetim kurulu üyesi olarak seçilmesinin butlanla malul olduğu ve iptali gerektiği, yine aynı genel kurulda gündemin 3.2.maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin aralarındaki görev paylaşımı ve şirketin temsiline ilişkin alınan kararların da yönetim kurulunun devredilmez yetki ve görevleri arasında olması gereken kararların genel kurulda alınmış olması sebebiyle söz konusu kararların da yönetim kurulu yetkilerinin genel kurula devrine yönelik olduğu anlaşıldığından, bu kararların da iptaline karar vermek gerekmiş, ayrıca hem gündemin 3.1.maddesinde alınan yönetim kurulu üyesi …’ın C grubu adayı olarak yönetim kurulu üyesi seçilmesine yönelik karar, hemde 3.2.maddesinde alınan yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımının yapılmasına yönelik ve şirketin temsiline ilişkin alınan kararların TTK 449.maddesi uyarınca yürütmesinin durdurulmasına ve bu hususta hüküm ile birlikte müzekkere yazılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabul – kısmen reddi ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …sicil numarasında kayıtlı davalı … Yat. Holding A.Ş’nin 24/05/2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3.1 maddesinde alınan C Grubu Pay Sahibi … Holding AŞ tarafından aday gösterilen … yönetim kurulu üyesi olarak seçilmemesi ve yerine … TC kimlik numaralı …’ın C Grubu adayı olarak yönetim kurulu üyesi olarak seçilmesine ilişkin kararın butlanla malul olduğunun tespitine ve iptaline, aynı maddede diğer pay grupları olan A ve B grubu pay sahipleri tarafından önerilen adayların seçimine ilişkin (… dışında) seçilen adaylar yönünden açılan davanın reddine, aynı genel kurulda gündemin 3.2 maddesinde yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımının yapılmasına yönelik alınan kararların yönetim kurulunun yetkilerinin devrine yönelik olduğu anlaşıldığından iptaline, aynı genel kurulda gündemin 3.2.1 maddesinde şirketin temsiline ilişkin alınan kararın iptaline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın toplam sermayenin %21,68 temsil eden C grubu paya sahip olduğu, 24.05.2019 tarihli genel kurulun yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin dolması nedeniyle olağanüstü genel kurul olarak yapıldığı, bu genel kurulda yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi sırasında TTK 360/2.maddesi kapsamında imtiyazlı sayılan paylardan dolayı tanınmış müktesap hakların kullandırılmamış olduğu C grubu pay sahibi tarafından gösterilen adayın yasal mevzuata ve şirket sözleşmesine uygun olduğu halde TTK 360/2.maddesi kapsamında imtiyazlı sayılan paylardan kaynaklanan yönetim kuruluna aday gösterme hakkını ortadan kaldıran ve C grubu pay sahiplerinin gösterdiği aday yerine B grubu pay sahipleri tarafından gösterilen adayın seçilmesine yönelik genel kurul kararının açıkça yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle genel kurulda alınan kararların butlanla malul olduğunun tespiti, aksi halde iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, mahkemece verilen kararın usule ve delillere, somut olaya aykırı olduğunu, aksine C grubu pay sahibinin paylarını devredememesi sebebiyle bağlam hükümlerini dolanmak amacıyla önerdiği aday seçiminin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davacı holdingin esas sözleşmesi incelendiğinde 7.maddesi gereğince payların A,B, ve C olmak üzere üç gruba ayrıldığı, 10. Maddede şirketin yönetim kurulunun 5 kişiden oluştuğu, 2 kişinin A grubu, 2’sinin B grubu, 1’in C grubu pay sahipleri tarafından önerilen adaylar içerisinden seçileceğinin görüldüğünü, her ne kadar aday önerme hakkı ile genel kurulun yönetim kurulunun seçme yetkisine sınırlama getirilse de bu sınırlamanın kesin ve sınırsız olmadığını, esas sözleşmenin 8.1.maddesi uyarınca pay sahiplerinin bileşeminin önemine atfen esas sözleşmesel bağlam öngörüldüğünü, madde gereğince herhangi bir pay sahibinin şirket paylarının devretmesinin şirket yönetim kurulunun oy birliği ile alacağı onay kararı ile mümkün olduğu C grubu pay sahibinin paylarını söz konusu madde uyarınca devredememesi sebebiyle bağlam hükümlerini dolanmak amacıyla paylarının devredilmek istendiği …… AŞ’nin sahibi … İnşaat Grubunun yönetim kurulu başkanı …’ın izahtan vareste olduğunu, bağlam hükümlerini dolanmak amacıyla gösterilen adayın tüm bu hususlar dikkate alındığında genel kurulca red olunabileceği davacı tarafın mesnetsiz ve kötü niyetli iddialarının aksine tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açık olduğunu, sonuç olarak şirketin ekonomik olarak zor bir dönemden geçtiği bir dönemde davalı şirketin hissedarlık yapısından çıkıp yönetimi hisse sahiplerinden bağımsız rakip bir şirkete bırakmak istemesinin şirketin menfaatini zedeleyecek nitelikte olduğunu, AŞ’nin devamlılığını sağlamaya yönelik kararları veren genel kurul tarafından haklı bir gerekçe ile bağlam hükümlerini dolanarak seçilecek olan adayı reddetmesinin hukuka uygun olduğunu, kararın kabulünün mümkün olmadığını, dosyadaki teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmamış olmasının istinaf sebebi olduğunu, hem … Holdingin hem … İnşaatın hem .. Grubunun inşaat sektöründe faaliyet gösterdiği gözetildiğinde rekabet yönünden bir ortaklık bulunmadığını söylemediğinin son derece hatalı olduğunu, mahkemece yapılması gereken şeyin teknik rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi olduğunu iddia ederek, genel kurul kararının hukuka uygun, kararın hukuka aykırı olduğunu, şirketin 03.04.2020 tarihinde yeniden genel kurul yaptığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, Anonim Şirketinin genel kurulunda alınan kararların butlanının tespiti, olmadığı takdirde TTK’nın 445 vd. maddeleri gereğince iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, davacı şirketin, davalı şirketin C grubu pay sahibi olduğu, dava konusunun 24.05.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlar olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, dava konusu genel kurulda alınan kararla ilgili olarak verilen hükmün isabetli olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı şirketin 24.05.2019 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısını gerçekleştirdiği, gerçekleştirilen toplantıda 3 nolu maddede görev süreleri biten yönetim kurulu üyelerinin yerine yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi, görev sürelerinin tespiti ve temsil ve ilzam yetkilerinin belirlenmesinin görüşüldüğü, 3.1 maddede, görüşmeler sırasında davacı C grubu pay sahibi tarafından temsilcisi yönetim kurulu üyesi adayı olarak …’ı önerdiği, D grubu pay sahipleri …Yapı … AŞ ve … Proje … Aş temsilcisinin söz alarak C grubu pay sahibi … Holding tarafından önerilen adayın yine … Holding AŞ tarafından hisse devri planlanan şirketin ortağı olduğundan rekabet eder konumda olması ve aynı sektörde başka bir şirketinde sahibi olması ve muvazaalı hisse devri amacına hizmet ediyor olması TTK 360 ve ilgili mevzuat ile esas sözleşme anlamında itirazlarının sebep olduğunu bu nedenle … Holding AŞ temsilcisi tarafından önerilen …’ın adaylığını itiraz ettiklerini belirttiği, C grubu pay sahibini temsilen toplantıya katılan temsilcinin söz aldığı üye olarak …’ı aday gösterdiklerini geri kalan ortakların ret gerekçelerini kabul etmediklerini, gerekçelerin şirket esas sözleşmesine ve yasal mevzuata ayrıca esas sözleşmeden ve yasal mevzuattan kaynaklanan haklarına aykırı olduğunu, C grubu hisseleri için başka bir aday gösterilmesini haklarının ihlali olarak kabul ettiklerini beyan ettiği, oylamaya geçildiği, oylama neticesinde 1157.433 Ret oyuna karşılık 43.567 kabul oyu ve oy çokluğu ile …’ın adaylığı talebine dair karar alındığı, C grubu pay sahibi davacı şirket temsilcisi adına avukatının tekrar söz aldığı, …Yapı AŞ tarafından önerilen kişinin adaylığını kabul etmediklerini, yönetim kuruluna gerçek kişi …’ı aday gösterdiklerini belirttiği, oylama sonucunda …Yapı AŞ tarafından gerçek kişi …’ın oy çokluğu ile yönetim kurulu üyesi olarak kabulüne karar verildiği, toplantının 3.2.maddesinde yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımının belirlendiği, 2.1.e bendinde yönetim kurulu üyeliğine …’ın oy çokluğuyla kabul edildiğinin belirtildiği, davacı şirket tarafından dava konusu genel kurulun butlan malul olduğunun tespiti veya iptali için 31.05.2019 tarihinde yasal süre içerisinde iş bu davanın ( iptal davası yönünden) açıldığı, davacı şirket ana sözleşmesinin 7.maddesinde şirketin sermaye ve pay senetlerinin düzenlendiği, sözleşmenin 10.maddesinde yönetim kurulu ve süresinin düzenlendiği, düzenlemede yönetim kurulu üyelerinin süresinin 3 yıl için olduğu genel kurulun lüzum görmesi halinde yönetim kurulu üyelerini her zaman değiştirebileceği vb hususlara yer verildiği, … Holding AŞ pay sahipleri sözleşmesi başlığı altında düzenlenen sözleşmenin 1.maddesinde sözleşmenin konusunun … AŞ bünyesindeki pay sahipliği ilişkileri ile tarafların birbirlerine karşı ve şirkete karşı hak ve yükümlülüklerinin düzenlenmesi şeklinde ifade edildiği ,sözleşmede davacı şirketinde taraflar arasında yer aldığı, dava dışı …, …, … ve …Şirketlerinin taraf ve birlikte taraflar olarak anılacağının belirtildiği, sözleşmenin 09.06.2017 tarihinde akdedildiği ve yürürlüğe girdiğine yer verildiği ayrıca söz konusu sözleşmenin ilgili kısımlarının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 18.08.2017 tarihli … sayısında yer aldığı, 2.maddede şirket sermayesi ve pay sahipliği yapısına yer verildiği ,davacı şirketin C grubu olarak 21,68 oranında pay sahipliğinin mevcut olduğu 6.maddesinde şirketin temsili ve yönetiminin düzenlendiği, şirketin yönetim kurulu tarafından temsil olunacağı şirket adına düzenlenecek sözleşmelerin ve belgelerin geçerli olabilmesi için şirketin temsile yetkili kişi ve kişiler tarafından şirket unvanı altında imzalanmaları gerektiği hususlarına yer verildiği, 6.3.maddede ,yönetim kurulunun teşkili başlığı ile şirketin işleri ve idaresinin genel kurul tarafından şirketin esas sözleşme hükümlerine uygun olarak seçilecek 5 üyeden oluşan bir yönetim kurulu tarafından yürütüleceği yönetim kurulunun 2 üyesinin A grubu payların çoğunluğa sahip olan pay sahipleri tarafından aday gösterilen adaylar arasından ,2 üyesinin D grubu payların çoğunluğuna sahip olan pay sahipleri tarafından aday gösterilen adaylar arasından, 1 üyesinin C grubu payların çoğunluğuna sahip olan pay sahipleri tarafından aday gösterilen adaylar arasından genel kurul tarafından seçileceğinin belirtildiği, davacı vekili tarafından yönetim kurulu üyesi olarak aday gösterilen üyenin genel kurul tarafından kabul edilmeyerek seçilmemiş olması ve başka bir ortak şirket tarafından gösterilen adayın seçilmiş olması nedeniyle pay sahipleri sözleşmesi ve TTK hükümleri gereğince TTK 360.maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğu belirtilerek iş bu davanın açıldığı, daha önceden , dava dışı … İnşaat AŞ tarafından davacı ve davalı şirkete 22.05.2019 tarihli Ankara … Noterliğinde düzenlenen ihtarnamenin keşide edildiği, ihtarnamede … Holding A.Ş tarafından gönderilen 13.05.2019 tarihli ön alım bildirimi hakkındaki yazıya karşı cevapların sunulduğunun belirtildiği, açıklamalar kısmında C grubu hisselerinin tamamının … Yatcılık ..AŞ’ye tüm hak ve yükümlülükleriyle devrinin planlandığı ve şirketin hisseleri satın almak istemesi halinde ön alım hakkının kullanabileceğinin belirtildiği, pay sahipleri arasında 09.06.2017 tarihli pay sahipleri sözleşmesi ve ek protokollerinin imzalandığı, konu kısmında yer alan …’ye ilişkin bilgi ve belgelerin ön alım şartlarını karşılayamadığından ön alım bildirimi vasfını taşımadığı hususlarına yer verilerek sonuç olarak ön alım bildirimin geçerli olmayıp muhataplardan …’in sahip olduğu, C grubu payların 3.kişilere devredilmesine muvafakatlarının olmadığını, muhataplardan ……AŞ üyelerinin … A.Ş tarafından … ile şirket nezdinde sahip oldukları hisselerin devrine yönelik sözleşme veya sair herhangi bir işlem yapılması halinde hisse devirlerinin reddedilmesi, bu devirlerin şirket pay defterinin işlenmesine imtina etmek ile yükümlü olacaklarının belirtildiği, 31.05.2019 tarihli ihtarnamenin dava dışı …… AŞ tarafından davalı şirkete hitaben düzenlendiği, ihtarnamede detayları genel kurulda yer aldığı üzere şirket B grubu sahipleri temsilcisinin …’a karşı itirazlarını dile getirerek …’ın şirket ile rekabet eden başka şirketlerin sahibi olması muhatap tarafından esas sözleşme, pay sahipleri sözleşmesine aykırı olarak pay devri yapılmak istenen şirketin sahibi olması vb sebeplerle ilgili kişinin yönetim kurulu üyesi olduğunu kabul edilmediğinin bildirildiğini, şirket temsilcisinin olumsuz oy kullandığını, buna göre yasal mevzuat esas sözleşme pay sahipleri sözleşmesinin 6.3.maddesindeki düzenleme ve diğer hükümlere uygun olarak aday gösterilmeleri halinde adayın yönetim kurulu üyesi seçilmesi ile ilgili gereken kararlara ve oylamalara olumlu şekilde katılacaklarının bildirildiği, davacının ise ihtarname tarihi ile aynı tarihi olarak iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, tarafların iddia ve beyanları ile dosya kapsamına değerlendirilmek suretiyle yukarıdaki hüküm tesis edilmiştir. TTK’nın 445. maddesinde ”446. maddede belirtilen kişiler, kanun ve esas sözleşme hükümlerine özellikle dürtüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabilirler” hükmüne yer verilmiştir. TTK’nın 446. maddesinde ise iptal davası açabilecek kişiler sayılmış ve toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne uygun yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir. Buna göre genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için iptali istenen karara olumsuz oy vermenin dışında TTK’nın 446. maddesi gereğince muhalefet şerhinin de tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. TTK’nın 447. Maddesinde düzenlenmiştir. Hükümsüzlük halleri, yokluk ve butlan olarak iki alt kategoride ele alınabilir. Kavram olarak yokluk, bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen ve kurucu nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir. Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi yokluk ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir. Hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü bu durumu açıklayıcı niteliktedir. Yokluk ve butlan arasında sonuçları değil, sebepleri bakımından farklılık bulunmaktadır (Fatih Bilgili, Ertan Demirkapı, Şirketler Hukuku, 2012, 2.Baskı, Ş.190; YHGK’nun 2013/1048 Esas- 2014/430 Karar sayılı kararı). Tüm ilgililer (menfaat sahipleri), herhangi bir süreye tabi olmaksızın yokluk ya da butlanın tespiti davası açabilirler. Burada bahsi geçen ilgililer, başta şirket ortakları ile alacaklılar ve yönetim kurulu üyeleridir. O hâlde davacıların yokluk ve butlan talepleri bakımından davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken aktif husumet nedeniyle davanın asli talep bakımından reddi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Somut olayda, davacı tarafça dava konusu genel kurulda alınan kararların öncelikle yoklukla malul olduğunun tespitinin aksi takdirde iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı şirketin C grubu hissedar olarak yer aldığı, davalı şirket genel kurulunda gerek ana sözleşme, gerek TTK 360.maddesi ile ilgili maddeleri gerekse de Holding bünyesinde bulunan şirketler arasında gerçekleştirilen pay sahipleri sözleşmesi kapsamında davacı şirketin göstermiş olduğu adayın genel kurul tarafından yönetim kurulu üyesi olarak seçilmesi gerekmektedir. Zira, TTK m.360 emredici niteliktedir.TTK m.360 belirli grupların yönetim kurulunda temsil edilmesi başlığı ile esas sözleşmede öngörülmek şartı ile belirli pay gruplarına ,özellik ve nitelikleriyle belirli grup oluşturan pay sahiplerine ve azlığa yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanınabileceği,bu amaçla yönetim kurulu üyelerinin belirli bir grup oluşturan pay sahipleri ,belirli pay grupları ve azlık arasından seçileceği esas sözleşmede öngörülebileceği gibi esas sözleşmede yönetim kurulu üyeliği için aday önerme hakkı da tanınabileceği ,genel kurul tarafından yönetim kurulu üyeliğine önerilen adayın veya hakkın tanındığı gruba ve azlığa mensup adayın haklı bir sebep bulunmadığı takdirde üye seçilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Davalı şirket tarafından davacı pay sahibi şirketin yasa ve sözleşme kapsamında hakkı olan yönetim kurulu üyeliği için sunduğu önerisi kabul edilmemiştir. Davalı şirket dosyaya somut şekilde intikal etmeyen iddiaların haklı sebep olduğu iddia ve savunmada bulunmuştur. Davalı tarafça her ne kadar ,yönetim kurulu üye adayı olarak gösterilen gerçek kişinin sahibi ve yönetim kurulu başkanı olduğu şirketlerin aynı sektörde faaliyet gösterdiği, rekabet oluşacağı ayrıca kabul edilmemesine rağmen hisse devirinin gerçekleştirilmeye çalışıltığı iddialarda bulunmuş ise de söz konusu iddiaların gerçekleşmesi halinde yasal mevzuat kapsamında gerekli olan hukuki yolların mevcut olduğu da göz önünde bulundurulduğunda davalının aksine iddialarının iş bu uyuşmazlıkta geçerli olamayacağı kanaatine ulaşılmıştır. Şirket ana sözleşmesi ve pay sahipleri sözleşmesi ile ilgili protokoller mevcut iken varsayıma dayalı olarak genel kurul kararı alınması isabetli görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçeler, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline,3-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 13.07.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.