Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1604 E. 2023/1113 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1604
KARAR NO: 2023/1113
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10.03.2020
NUMARASI: 2017/241E. – 2020/233 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı tarafından takip dosyasına konu edilen faturalarda yazılı emtiaların davalıya satılıp teslim edildiğini, davalı tarafın emtiaları aldığını ancak bugüne kadar borcunu ödemediğini, davalının temerrüde düştüğünü, hakkında takibe girişildiğini, takibe davalının itiraz ederek takibin durduğunu beyan ederek, fazlaya dair tüm talep ve hakları ile diğer tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, 18.967,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkiline dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, mahkemenin ön inceleme duruşma gününü tebliğiyle davadan haberdar olduklarını, davacı … San ve Tic A.Ş ile aralarında 02.03.2016- 23.09.2016 tarihleri arasında ticari ilişki olduğunu, davacının davalıya alüminyum profil bastığını müvekkilinin karşılığında doğmuş olan bedelleri ödediğini, fakat davacının kalıplarından memnun kalmadığından ticari ilişkinin sona erdiğini, taraflar arasında alüminyum profil satın alma ilişkisi sona erdikten sonra alüminyum profil kalıplarının teslim edilmediği halde davalıya fatura kesildiğini , davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “.. davanın, beş adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali olduğu, davalının davanın reddini savunduğu görülmüştür. Fatura içeriği malları satıp teslim ettiğini davacı tarafın ispatlaması gerekmektedir. Mahkememizce taraf defterleri üzerinde inceleme yapılabilmesi için ön inceleme duruşmasında ve 08/05/2018 tarihli celsede inceleme günü belirlenmiş olmasına rağmen belirlenen inceleme günü davacı taraf defterlerini incelemeye sunmamıştır. Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davalı defterlerine göre takip tarihi itibariyle 27.07.2016 tarihli … seri numaralı 4.484,00 TL bedelli fatura nedeniyle borçlu olduğu, ancak söz konusu fatura içeriği malların teslimine dair belgenin olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu fatura içeriği incelendiğinde “Alüminyum kalıp … ve alüminyum …” olmak üzere iki adet kalıp olduğu, davacının kalıp üretip davalıya teslim etmesi gerektiği, söz konusu kalıpların eser niteliğinde olduğu, fatura içeriği kalıpların teslim edildiğine dair belge sunulmadığı dolayısıyla fatura içeriği kalıplar teslim edilmeden alacağın muaccel olmayacağı ve talep edilemeyeceği mahkememizce değerlendirilmiştir. Diğer yandan davcı vekili 10/01/2019 tarihli celsede yemin deliline dayanmasına yemin metnini hazırlaması için verilen 2 haftalık kesim süreye rağmen yemin metnini sunmamıştır. Açıklanan nedenlerle ispat yükü altında olan davcının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Davalı vekili her ne kadar davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiş ise de davacı takibi başlatmakta haksız ise de kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından…. ” gerekçesiyle, davanın reddine, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe itirazla takibin durduğunu, itirazın iptalinin gerektiğini, davalının her ne kadar takip öncesi alacakları ödemiş ise de takip konusu alacağı tüm girişimlere rağmen ödemediğini, davalının toplam borcunun 62.778,04 TL olduğunu, ödemediği emtialarının değerinin 18.967,04 TL olduğunu, davalı beyanlarının hukuka aykırı olduğunu, davanın aydınlatılabilmesi için müvekkiline ait yevmiye defterlerinin de incelenip karar verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedildiğini iddia ederek kararın kaldırılmasını ve tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faturalardan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir.Uyuşmazlık, davacının takip konusu bakiye fatura alacağının olup olmadığı ispat şartının yerine getirilip getirilmediğine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından davalı şirket adına alüminyum kalıp cinsine ait emtialar nedeniyle faturalar düzenlediği, beyaz profil olarak düzenlenen sevk irsaliyesinde isim ve imzaların yer almadığı, davacı şirket tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 23.09.2016 tarihinde 18.967,04 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe konu olan alacağın 2016 yılına ait 5,7,8 aylara ilişkin faturalardan kalan bakiye alacak olduğu, davalı tarafça icra takibine karşı itirazda bulunulduğu, itiraz dilekçesinde 25.08.2016 tarihli faturanın şirketleri ile bir ilgisinin olmadığını, mal siparişi verilmediği gibi teslim alınmasının söz konusu olmadığını, 27.07.2016 tarihli faturaya konu kalıpların ise sipariş edilmesine rağmen teslim edilmediği belirtilerek itiraz edildiği, takibe konu edilen 17.05.2016 ve 15.07.2016 tarihli fatura bedellerinin ise şirket ticari defter kayıtları ve ödeme dekontları ile alacaklıya ödenmiş olduğunun iddia edildiği, davacı şirket tarafından itiraz üzerine İİK 67.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasının açılmış olduğu anlaşılmıştır. Taraflar delillerini dosyaya ibraz etmişlerdir. Davalı şirket tarafından 05.01.2018 tarihli iade faturası, cari hesap ekstresi ve e-fatura dosyaya ibraz edilmiştir. 02.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı taraf vekilinin ticari defter kayıt ve belgelerinin ibrazı için defalarca cep telefonundan aranmasına rağmen ticari defter kayıt ve belge ibraz edilmediği, mahkemenin kararı doğrultusunda; yerinde inceleme yetkisine istinaden davalı tarafından ibraz edilen 2016 yılı yevmiye, kebir ve envanter defterleri incelendiği, davalı şirketin 2016 yılına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış onayları yasal sürelerde yaptırıldığı, bu sebeplerle davalı ticari defterlerinin HMK. m. 222 çerçevesinde davalı lehine delil teşkil edeceği davalının, davacıdan almış olduğu mallara ait faturaları 320.01.0669- Satıcılar hesabında izlediğinin tespit edildiği, tek düzen muhasebe sistemi içerisinde 320.01.0669-Satıcılar Hesabı işletmenin faaliyet konusu ile ilgili her türlü mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan senetsiz borçların izlendiği hesap olduğu, davalı tarafın ticari defter, kayıt ve belgelerinin incelenmesi sonucu 31.12.2016 tarihi itibariyle davacı tarafa 4.484,37 TL. borçlu olduğunun görüldüğü, davacı tarafın İcra dosya içerisine sunmuş olduğu alacağa dayanak faturaların incelenmesinde, 17.05.2016 … seri sıra numaralı … açıklamalı toplamı 11.879,91 TL.’lik faturaya ilişkin … numaralı irsaliye düzenlendiği, irsaliye ve fatura üzerinde fatura içeriği malların teslimine ait isim ve imzanın bulunmadığı, 15.07.2016 tarihli … seri stra numaralı … açıklamalı toplamı 6.214,64 TL.’lik faturaya ilişkin … numaralı irsaliye düzenlendiği, irsaliye ve fatura üzerinde fatura içeriği malların teslimine ait isim ve imzanın bulunmadığı, 27.07.2016 tarihli … seri sıra numaralı alüminyum kalıp … açıklamalı toplamı 4.484,00 TL.’lik faturaya ilişkin dosya içerisinde irsaliyenin olmadığı, fatura içeriği malların teslimine ait başkaca bir belge veya bilginin bulunmadığı, 28.08.2016 tarihli … seri sıra numaralı Alüminyum Kalıp … açıklamalı toplamı 7.375,00 TL.’lik faturaya ilişkin dosya içerisinde irsaliyenin olmadığı, fatura içeriği malların teslimine ait başkaca bir belge veya bilginin bulunmadığının görüldüğü, davalı tarafın incelenen ticari defterlerine göre 22.09.2016 takip tarihi itibarı ile davalı tarafın, davacı tarafa 4.484,37.-TL borçlu görüldüğü, davacı tarafça düzenlenen 27.07.2016 tarihli … seri sıra numaralı 4.484,00.-TL fatura içeriği malların davalı tarafa teslim edildiğini gösterir irsaliye veya başkaca belge veya bilgi olmadığı, fatura içeriği malların davalı tarafa teslim edilmediği kanaatinin oluştuğu, davalı tarafın, 27.07.2016 tarih 4.484,00 TL bedelli faturanın eser sözleşmesi nedeniyle düzenlendiği, eserin teslim alınmaması nedeniyle borcun doğmayacağı iddiasına ilişkin değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemece 27.07.2016 tarih 4.484,00 TL bedelli faturanın borç doğurmadığının kabulü halinde davalı tarafın ticari defterlerine göre, davacı tarafın davalı taraftan 0,37.TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı itiraz ,ederek ticari defterlerin incelenmediğini, raporun eksik ve hatalı olduğunu, ticari defterlerinde dava konusu faturaların mevcut olduğunu, davalı tarafın faturaları defterine işlemesine rağmen malları teslim almadığını iddia ettiğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, defterlerinin incelenmesi sonucunda yeniden rapor alınmasını belirtmiştir. Davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, raporda uyuşmazlığın tek tek irdelendiğini ve müvekkilinin borcu olmadığını belirtildiğini, teslim edildiğini kanıtlamakla davacı tarafın mükellef olduğunu, kalıpların davalıya teslim edilmediğini, müvekkilinin kalıpları başka yerden temin etmek zorunda kaldığını, teslim edileceği düşüncesiyle başlangıçta şirket kayıtlarına alınan 4.484,00 TL bedelli faturaya konu kalıbın müvekkili şirket için maddi değeri kalmamış olduğundan teslimde temerrüt nedeniyle faturanın davacıya iade edildiğini, özel olarak tasarlanmış kalıpların eser sözleşmesinin konusu oluşturacağının kuşkudan ari olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 10.01.2019 tarihli celsede, davacının itirazları üzerine ek inceleme günü belirlendiği ancak davacının ek inceleme günü defterlerini ibraz etmediği gerekçesiyle incelemenin yapılamadığına dair tutanak tutulduğunun belirtildiği, davacı vekilinin aynı celsedeki beyanında, şirket defterlerinin Gebze’de olduğunu, bu nedenle Gebze’ye talimat yazılmasını talep ettiği, davalı vekilinin ise davacı tarafa kesin süre verildiğini ve yeniden inceleme yapılmasına muvafakat etmediklerini beyan ettiği, davacı vekilinin söz olarak yemin teklif edeceklerini beyan ettiği ve yemin metnini süresinde hazırlayarak dosyaya sunmadığı, davalı tarafın muvafakatta bulunmadığı ve mahkemece yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Fatura ise tek başına alacağın varlığına delil olmaz. Bu nedenle fatura konusu alacağını ispat külfeti davacıya aittir. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık takibe konu edilen faturalardan kaynaklanan bakiye fatura alacağının olup olmadığına ilişkindir. Davalı vekili savunmasında, davacı firmanın müvekkili firmaya alüminyum profil bastığını, müvekkili şirketin ise bedellerini ödediğini, alüminyum profil satın alma ilişkisi sonlandıktan sonra alüminyum profil basılan kalıpların müvekkiline teslim edilmediği halde faturanın tebliğ edilmiş olduğunun anlaşıldığını, teslim edilen alüminyum profil bedellerinin ödendiğini, davacı tarafa takip konusu faturalardan dolayı borcu olmadığını belirtmiştir. Davacı taraf delil olarak, ticari defter ve kayıtlarına dayanmiş . mahkemece buna dair 2 kez süre verilmiş olmasına rağmen , ticari defter ve belgelerini dosyaya ibraz etmemiştir. Fatura konusu alacağa hak kazandığını ispat külfeti kendisinde olan davacı tarafın iddiasını ispat edememiş olduğundan, mahkemece verilen ret kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 1.b.1 maddesi gereğince reddi gerektiğinden aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.