Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/16 E. 2022/1438 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/16
KARAR NO: 2022/1438
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2015/211 E. – 2018/688 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2009 yılında imzalanan kurumsal satış kanalı sözleşmesi uyarınca ödenmeyen prim iade ve ceza borcu nedeniyle 16.03.2011 tarihinde ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine 37.865,79 TL alacağın tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taralar arasında düzenlenen sözleşmenin bir yıl süreli olduğunu ve Mayıs 2010 tarihinde sona erdiğini, sonrasında davacının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşmenin sona erdiğini, davacının 16.03.2011 tarihli ihtara dayandığını, oysa feshin ihtardan çok önce gerçekleştiğini, ihtarda herhangi bir borcun varlığından bahsedilmediğini, müvekkilinin cari hesabında borç bulunmadığını, borcun dayanağı ve kaynağının belirtilmediğini, davacının mutabakat yapmaksızın fatura düzenleterek karşılığını banka hesabına yatırdığını, müvekkilinin istemine rağmen bilgi verilmediğini, müşteri bilgilerinin paylaşılmadığını, fesihten uzun süre sonra 2011 yılı Ocak ayı ile 2012 yılı Ocak aylarında dayanaksız şekilde ceza ve mutabakat açıklamalı fatura düzenlendiğini, düzenlenen faturaların dayanaksız olduğunun sözlü olarak da bildirildiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… taraflar arasında Kobi Satış konulu sözleşme bulunduğu, tarafların bu konuda ihtilafının bulunmadığı, davacının ihtar çekerek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği, davacının davalı hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili için icra takibi yaptığı, davacının defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda; davacı tarafından düzenlenen fatura ve davalı tarafından yapılan ödeme kaydına göre davacının 30.427,85 TL alacak bakiyesinin bulunduğunun rapor edildiği, mahkememizce tayin edilen Mali Müşavir ve Bilgisayar Mühendisi Bilirkişi marifetiyle davacı defterlerinde yapılan inceleme raporu, dosya ve davalı defterlerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, davalı defterlerini incelemeye ibraz etmemiştir. Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda; taraflar arasında 2009-2012 yılı ticari defterlerinde ticari ilişki bulunduğu sözleşme gereğince davalıya konan işlem hacmi hedefleri doğrultusunda aylık peşin prim ödemeleri yapıldığı, davalının işlem hacminin hedeflenen rakamın altında kaldığını bu fark nedeniyle davalıya pirim iadesi faturası kesildiği, bu pirim iadesi faturası nedeniyle davacının davalıdan toplam 10.703,37 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, mahkememizce bilirkişi kurulundan aldırılan 22/02/2018 tarihli raporun dosyadaki delillerle uyumlu, bilimsel ve denetime açık olması nedeniyle, davacının cari hesaptan dolayı davalıdan 10.703,37 TL alacaklı olduğu sonucuna varılarak davacının davasının kısmen kabulüne; davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 10.703,37 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %11,75 oranı geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak yargılama sonucunda belirlendiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine” gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 10.703,37 TL asıl alacak üzerinden iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren %11,75 oranı geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan iade borcunun ödenmemesi üzerine takip öncesinde 16.03.2011 tarihli ihtar keşide edildiğini, ihtara rağmen ödenmeyen borcun tahsili için takip başlatıldığını ve alacağın likit olması nedeniyle inkar tazminatı talebinin kabulü gerektiğini, müvekkilinin ticari defterlerinde yapılan incelemede, davalının performans borcunu gösterir cari ekstresi gereği toplam 30.427,85 TL ceza ve prim iade borcu bulunduğunun belirlendiğini, davalının çalışmadığı döneme ilişkin herhangi bir borç tahakkuk ettirilmediğini, ihtarla bayinin 2010 yılının Eylül, Ekim, Kasım aylarına ilişkin satışların bayi satış performans hedeflerine ulaşmadığı ve sözleşmenin 5/1.ve 35. maddelerine aykırılık oluşması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, yapılan incelemede davalının 229.683,84 TL tutarında fatura düzenlediği, ancak 215.354,73 TL ödeme aldığı, daha sonra davacı yanca davalıya 44.756,96 TL fatura düzenlendiği ve davacının 30.427,85 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, bununla birlikte bilirkişinin mahsuba ilişkin hukuki değerlendirmelerinin yerinde olmadığını, mahsubu gerektiği bildirilen tutar ile ilgili davalı tarafça dosyaya sunulan bir delil bulunmadığını, davalının faturaya itiraz ettiği belirtilmesine rağmen hangi faturalara itiraz edildiğinin belirtilmediğini, sadece fatura itirazı ile faturaların alacaktan mahsubunun mümkün olmadığını, bu faturaların tutarları ve iade edilip edilmediğinin araştırılmadan eksik bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulünün hatalı olduğunu, takip konusu edilen miktarın davacının cari hesabında görülen ödeme ve iadelerin mahsubu sonrası kalan miktar olduğunu; Bilirkişi raporunda cari hesap ekstresinde yer alan bazı prim, prim iade ve müşteri şikâyetine göre kesilen ceza kalemlerinin tam olarak incelemediğini, bazı kalemlere hiç değinmediğini ve eksik inceleme yapıldığını, buna ilişkin itirazların değerlendirilmeden karar verildiğini ve bu nedenle alacak kalemlerinin eksik hesaplandığını, 10.703,37 TL’lik kesintisinin cari hesap tablosuna göre 30.12.2010 tarihinde yapıldığını, raporda hiç değinilmeyen bu kalemler doğrultusunda verilen kararın hatalı olduğunu ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tam kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında 01.03.2009 tarihinde düzenlenen Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi ile davalı, davacıya ait abonelik işlemlerinde aracılık yapmayı üstlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin bir yıl süreli olduğu, ancak davacının bir ay önceden ihbarda bulunmak koşuluyla sözleşmeyi her zaman feshedebileceği düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 23. maddesinde, davacı tarafından davalıya yapılacak maddi destekler düzenlenmiş olup, yapılan işlemler karşılığı ücret ve prim ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından keşide edilen 16.03.2011 tarihli ihtarla, 2010 yılı Eylül, Ekim, Kasım aylarına ilişkin işlemlerin satış performansının altında olduğu belirtilerek sözleşmenin feshedildiği ve feshe bağlı borçların 10 gün içerisinde ödenmesi talep edilmiş, ancak fesih ihtarında alacak miktarı gösterilmemiştir. İlk derece mahkemesince talimat yoluyla alınan bilirkişi raporu ve ek raporda taraflarca düzenlenen faturaların değerlendirildiği ve davalı tarafından iade edilen prim iadesi ve cezalara ilişkin faturaların mahsubu sonrası davacının 17.954,88 TL alacağı bulunduğu belirlenmiştir.Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde, davacının, davalıya satış ve aracılık işlemlerine ilişkin prim verildiği, ancak davalı bayinin belirtilen hedefleri gerçekleştirmemesi halinde yapılan ödemelerin iadesi için fatura düzenlendiği, bu kapsamda hükme esas alınan 22.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafından yapılan işlemler ve taraflar arasındaki uygulama dikkate alınarak, iadesi gereken prim ve ceza tutarının destek primi için 10.000, 87 TL, kontrat primi için 432,50 TL, evlilik kampanyası için 270,00 TL olmak üzere 10.703,37 TL olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme ve uygulamalara göre bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, davacı tarafından yapılan prim ödemelerinin istirdadı gereken miktarın denetime elverişli şekilde belirlenerek hüküm altına alınması nedeniyle, davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. Ancak, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinde davacı tarafından ödenen primlerin, davalı bayi performansına göre olmasına göre iadesi gereken miktarın likit ve hesaplanabilir olması nedeniyle, hükmedilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, talebin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yöne ilişkin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının icra inkar tazminatı ve faiz yönünden düzeltilmek üzere KALDIRILMASINA, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yönelik itirazının 10.703,37 TL asıl alacak üzerinden iptaline, bu miktara takip tarihinden itibaren %11,75 oranı geçmemek üzere 3095 sayılı Kanun’un 2/2.maddesi uyarınca avans esasına göre belirlenecek temerrüt faizi uygulanarak takip talebindeki diğer koşullarla takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında 2.140,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 731,15 TL karar ve ilam harcından, başlangıçta ödenen 686,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 84.49 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13.maddesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yatırılan 27.70 TL başvuru harcı ile 646,66 TL peşin karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7- Ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı olan 2.324,50 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 657,14 TL’snin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,8- Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,9-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 44,40 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,b-Davacı tarafından harcanan 121,30 TL başvuru harcı gideri ile 69,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 190,80 TL kanun yolu giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,10-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 03.11.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değeri itibariyle karar kesindir.