Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1596 E. 2023/1117 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1596
KARAR NO: 2023/1117
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17.12.2019
NUMARASI: 2016/1088 E. – 2019/1208 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında faturalara dayalı olan ürünlerin taşınması konusunda anlaşmaya varıldığını ve varılan anlaşmalara göre de, müvekkil tarafından ürünlerin tamamı tam ve eksiksiz olarak alıcılara teslim edildiğini, müvekkil tarafından toplamda 4 fatura ve 30.125,73 TL alacaklı olmasına rağmen, davalı tarafından 17.203,08 TL ödeme yapıldığını ve faturalardan kalan bakiye alacak 12.922,65 TL ödenmenin yapılmadığını, defalarca kez yapılan yazılı ve sözlü girişimler neticesinde davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, icra takibi konusu yapılan borcun tamamına, faizine ve tüm ferilerine davalı tarafından itiraz edildiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ve tüm bu nedenle itirazın iptaline, takibin devamına, davalı tarafın alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; Müvekkili ile davacı firma arasında, müvekkilince üretilen ve satışı yapılan malların, Almanya Menşeli alıcı … firmasına taşınması hususunda anlaşmaya varıldığını, teslim için öngörülen sürenin maksimum 7-8 gün olduğunu ve bu hususun 10.04.2014 tarihli davacı şirket yetkilisi … tarafından gönderilen mailden açıkça görüldüğünü, taşımaya konu malların yüklenmiş olduğu davacı şirkete ait tırın 20.03.2014 tarihinde yola çıktığını ancak Almanya firmasına teslimat davalıdan kaynaklanan sebeplerle tam 26 gün sonra 15 Nisan 2014 tarihinde gecikmeli olarak yapıldığını, davacı şirket yetkilisi …’in mail ile yaşanan gecikme nedeniyle özür dilediklerini ve gecikmelerini telafi etme fırsatı tanınmasını talep ettiklerini, Almanya firmasının bu gecikme nedeniyle zaman ve satış kaybı yaşaması sebebiyle ürün adedi başına 2 Euro ceza keseceğini bildirdiğini davacı şirket yetkilisine bildirildiğini ve de geç teslim nedeniyle davalı müvekkile 29.04.2014 tarihinde 3.836,00 Euro tutarında ceza faturası kesildiğini, müvekkilin … firması ile gecikme cezasına ilişkin olarak görüşme süreci devam ederken, davacı firmanın 2 adet fatura keserek toplamda 15.320,37 TL ödeme talep ettiğini, müvekkilinin … firması tarafından kesilen ceza faturasına ilişkin, e-fatura olarak 05.06.2014 tarihli ve 12.922,65 meblağlı Yansıtma Faturası düzenlediğini ve davacıya gönderdiğini, teslimdeki gecikmeyi ve gecikmedeki kusurlarını defalarca kez kabul edip özürler dileyen davacı firmanın 10/05/2014 tarihi itibariyle tüm bu ikrarlarını inkâr etmeye başladığını, davacının müvekkile kesilen gecikme cezasını ödemeyi kabul etmeyerek faturayı iade ettiklerini, bu durumlar üzerine mahsup yapılarak bakiye borcu da ödeyen müvekkili aleyhine huzurdaki davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibi başlatıldığını ve takibe 19.12.2014 tarihinde itiraz ettiklerini, bunun üzerine 3.896 Euro ceza faturası için davacı firma aleyhine Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya ile takip başlatıldığını ve davalının 14.08.2014 tarihli itirazı üzerine takip durduğunu, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1048 Esas numarası ile itirazın iptali davası ikame edildiğini, tarafların yargılama sürecinde anlaştıklardan dava dosyasının işlemden kaldırıldığını ve davacı tarafa tüm borcun ödendiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… CMR belgesine göre gönderenin dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, alıcının ise yine dava dışı … Almanya olduğu, taşımanın İstanbul-Monchengladbach arasında olduğu, alt taşıyıcının davacı … A.Ş. olduğu, emtianın 15/04/2014 tarihinde alıcıya teslim edildiği ve teslim anında CMR belgesi üzerine herhangi bir çekince konulmadığı, CMR belgesinde taraflar arasında kararlaştırılan bir zaman limiti olmadığı, bu durumda gayretli bir taşımacıya gerekli zaman içinde teslim edilmesi beklenmelidir. Emtia yaklaşık 25 gün sonra teslim edilmiş olup makul süre aşılmıştır. Teslim süresinin aşılması durumunda ödenecek tazminatın CMR Konvansiyonu’nun 23/5 maddesinde düzenlendiği ayrıca hak sahibinin CMR madde 30/3’e göre yükün alıcıya tesliminden 21 gün içinde yazılı olarak ihbarda bulunması gerektiği, ihbar yapılmamış ise tazminat ödenmeyeceği, CMR 23/5 maddesinde geçen hak sahibinin gönderen … San. Ve Tic. Ltd. Şti. veyahut alıcı … Almanya olduğu, her iki şirketin de taşımacıya 21 gün içerisinde yazılı olarak zarar ihbarında bulunmadığı, konşimento talimatında davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına fatura kesilmesi istenilmiştir. Davacı ile davalı arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığından davalı … İmalat San. Ve Tic. Ltd. Şti. gecikmeden kaynaklanan itiraz ve def’ileri ileri süremeyeceği, kaldı ki emtianın tesliminden itibaren 21 gün içinde yazılı olarak yapılan bir ihbarda bulunmadığı, davalı tarafın taşımadan kaynaklı bakiye borcu ödememesi için hiçbir sebep bulunmadığı anlaşıldığından… ” gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacak 12.922,65 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; raporu hazırlayan bilirkişinin bankacı olduğunu, davayı aydınlatıcı olmaktan uzak görüldüğünü, davanın konusunun lojistik hukuku olduğunu, davacı firmanın lojistik alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin ise plastik sektöründe faaliyet gösterip yurt dışına ihracat yaptığını, müvekkili ile davacı arasında müvekkili şirket tarafından üretilen ve satışı yapılan malların Almanya menşeli firmaya taşınması hususunda anlaşmaya varıldığını, tırın yola çıktığını ancak teslimatın davalıdan kaynaklanan sebeplerle 26 gün sonra 15 Nisan 2014 tarihinde gecikmeli olarak yapıldığını, dosya içerisindeki mailde davacı şirket yetkilisinin özür dilediklerini ifade ettiğini, şirket yetkilisinin sürücülerinin vizesinin bitmesi nedeniyle gecikmenin yaşandığını belirttiğini, geç teslim nedeniyle müvekkiline dava dışı şirket tarafından ceza faturası kesildiğini, teslimdeki gecikmeyi ve gecikmedeki kusurlarını defalarca kabul edip özürler dileyen davacı firmanın 10 Mayıs 2014 tarihi itibariyle tüm bu ikrarlarını inkar etmeye başladığını, 10.05.2014 tarihli mailde uluslararası nakliyede enderde olsa gecikmelerin yaşanabildiğini, bahse ceza faturasının firmanın prosedürleri gereği kabul etmediklerini ifade ederek faturayı kabul etmediklerini bildirdiklerini, bunun üzerine müvekkilinin yansıtma faturası düzenleyerek davacıya gönderdiğini, ek olarak ayrıca ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamede davacının alacaklı olduğu 15.320,37 TL’den 12.922,65 TL ceza tutarı düşülerek davacının bakiye 2.397,72 TL alacağının davacının hesabına yatırıldığı ve böylece cari hesap bakiyesinin kapatıldığını, buna rağmen davacı firmanın 27.06.2014 tarihli ihtarname ile müvekkiline kesilen gecikme cezasını ödemeyi kabul etmediğini, yansıtma faturasının hangi gerekçe ile düzenlendiğini anlamadıklarını ve faturanın muhasebe kayıtlarına alınmadığını bildirdiğini, davacının kötüniyetli olarak müvekkili hakkında takip başlattığını, takibe itiraz edildiğini Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1048 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının ikame edildiğini, taraflar yargılama süresince anlaştıklarını, dosyanın işlemden kaldırıldığını, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına itiraz edilmesine ve davacının itirazdan haberdar olmasına rağmen itirazın iptali davasını açılmadığını, davanın tamamen davacı ve vekili tarafından kötüniyetle haksız kazanç elde etmek amacıyla açıldığını, aşikar olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, uluslararası taşımadan kaynaklanan navlun bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, davalının gönderici davacının taşıyıcı olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı, taşımadaki gecikmeden dolayı davalı savunmasının yerinde olup olmadığı ile davacının takip konusu navlun alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasındaki uluslararası taşıma nedeniyle 20.03.2014 tarihinde düzenlenen konşimentoya göre davacı şirketin fiili taşıyıcı şirket olduğu, dava dışı … Ltd şirket tarafından muhtelif plastik eşya vb emtianın Almanya’daki şirkete gönderilmek üzere hamule senedi düzenlendiği, davacı şirket tarafından davalı şirket adına takip konusu 24.03.2014 -18.03.2014 -24.02.2014 -12.02.2014 tarihli faturalar düzenlendiği, davalı şirket tarafından davacı şirkete 17.06.2014 tarihinde Kadıköy … Noterliğinde düzenlenen ihtarnamenin keşide edildiği, ihtarnamede 05.06.2014 tarihli toplam 12.922,65 TL meblalı faturanın taraflarınca düzenlendiği, e-fatura olarak gönderildiği, 09.06.2011 tarihinde toplam 15.320,37 TL alacaklı olunduğuna dair yazı gönderildiği, bahsi gecen faturanın mahsubu sonucunda bakiye 2.397,72 TL’nin 17.06.2014 tarihinde hesaba gönderildiğinin belirtildiği, davacı şirketin ise 27.06.2014 tarihli Beşiktaş … Noterliğinde düzenlenen cevabı ihtarname ile faturanın haksız olarak düzenlendiği, muhasebe kayıtlarına alınmadığı, yansıtma adı altında düzenlenen faturanın müvekkili aleyhine hangi gerekçeye dayanılarak düzenlendiğinin anlaşılamadığı, hiçbir maddi gerekçeye dayanmaksızın düzenlenmiş olan faturanın kabul edilmediğini, muhasebe kayıtlarına alınmadığının bildirildiği, taraf şirket yetkilileri arasında mail yazışmalarının olduğu, 28.04.2014 tarihli mailde yüklemenin 20.03.2014 tarihli transit süresinin 25 günü aştığı için varış firması ile problem yaşandığı, gecikmeyle alakalı taraflarının ceza durumunun söz konusu olduğu, bu durumun karşı taraftan kaynaklandığı, ilgili firmayla yazışmaların devam ettiği, kabul etmemekte direttiklerini belirtmiş oldukları 10 Mayıs 2014 tarihli ihtarname cevabında uluslararası nakliyede gümrük, çekici, roro vs gibi işlemlerden dolayı enderde olsa gecikmelerin yaşanabildiği bu sebeple bahse konu ceza faturalarının firmalarının prosedürleri gereği kabul etmediklerini yinelemek istediklerini, davacı şirket yetkilisi tarafından beyan edildiği, davalı şirket tarafından 17.06.2014 tarihinde KDV dahil 12.922,65 TL yansıtma faturası adı altında davacı şirket için e-fatura düzenlendiği ve devamında yukarıdaki ihtarnameler gerçekleştirildiği, davacı şirket tarafından navlun faturalarına dair alacağın tahsili amacıyla 12.12.2014 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 12.922,65 TL tutarlı navlun fatura alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin yasal sürede borca ve ferilerine itiraz ettiği, davacı şirketin ise İİK 67.maddesi gereğince itirazın iptali davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. 16.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı nakliyeci firma ile davalı satıcı firma arasında, icra ve dava konusu edilen 4 adet navlun faturasından bakiye (12.922,65 TL) alacağın dayandığı bir anlaşmanın mevcut olduğu halde davalı satıcı firmanın malların dava dışı alıcıya geç teslim edildiği iddiasıyla davalı tarafından bakiye borcun ödenmediğinin tespit edildiği, davalı firmaca dava dosyasına sunulan ve dava dışı alıcı firma … tarafından düzenlenen 29.04.2014 tarihli belgenin açıklama kısmında … (Geç teslim) kaydının olduğu, 3.836 EURO tutarın bir sonraki ödemeden mahsup edileceği kaydının mevcut olduğu, davalı satıcı firmanın davacı nakliyeci firmaya olan 12.922,65 TL tutarındaki bakiye fatura borcunun ödenmemesine dayanak olarak, dava dışı alıcı … firması tarafından kendisine fatura edilen nakliyeye konu malların davacıdan kaynaklı geç teslimi sonucunda davalı satıcıya bildirimi yapılan 3.836 EURO geç teslim bedelinin davalı tarafından bir yansıtma faturası ile 12.922,65 TL olarak davaciya olan aynı tutarda borcuna mahsup etmesinin uyuşmazlığın esasını teşkil ettiği, davalı satıcı firmanın davacı nakliyeci firmaya nakliyeden dolayı bir ceza faturası keserek borcuna mahsup edebilmesi için öncelikle taraflar arasındaki sözleşmede açık bir hüküm, dava dışı alıcı firmanın deklarasyonu ve ceza ödeme belgesi bulunması gerektiği, taraflar arasında gecikmeli teslim durumunda hangi müeyyidelerin uygulanacağı hususunda bir anlaşma olmadığı gibi davalı satıcı firmanın ödediğini beyan ettiği ceza faturasına ilişkin bir belge ve kaydın olmadığı, davalı satıcı firmanın davacıdan aldığı navlun faturalarından bakiye borcunu ödemeden geç teslim nedeniyle oluşan cezayı davacıya nakliyeci firmaya fatura edilmesinin mümkün olmadığı, sonuç olarak, davalı satıcı firmanın davacı nakliyeci firmaya nakliyeden dolayı bir ceza faturası keserek borcuna mahsup edebilmesi için öncelikle sözleşmede açık bir hüküm, dava dışı alıcı firmanın deklarasyonu ve ceza ödeme belgesinin bulunması gerektiği, taraflar arasında gecikmeli teslim durumunda hangi müeyyidelerin uygulanacağı hususunda bir anlaşma olmadığı gibi davalı satıcı firmanın ödediğini beyan ettiği ceza faturasına ilişkin bir belge ve kaydın olmadığı, davalı satıcı firmanın davacıdan aldığı navlun hizmeti karşılığı ödemesi gereken navlun faturalarından bakiye borcunu ödemeden geç teslim nedeniyle oluşan cezayı davacıya nakliyeci firmaya fatura edilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyanında, davanın kabulüne karar verilmesine talep etmiştir. Bilirkişi raporuna karşı davalı şirket vekili tarafından itiraz edilmiştir. 31.07.2019 tarihli ulaştırma ve lojistik bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, emtianın 20.03.2014 günü teslim alınıp 15 Nisan 2014 günü alıcıya teslim edildiği,taşıma süresinin yaklaşık 25 gün olduğu anlaşıldığından, Monchengladbach/Almanya için makul bir süre olmadığı, teslim süresinin aşıldığı anlaşılmakla beraber, işbu davada CMR Konvansiyonu 23/5 madde ‘de belirtildiği şekilde hak sahibi olan tarafın gecikme ihbarında bulunmadığı ve dava açmadığının anlaşıldığı, taşıma sözleşmesinin tarafları ve hak sahibi olan taraflar ; dava dışı … A.Ş. Olduğu, her iki firma da gecikme sebebi ile hak sahibi olduğu, zarara uğradığını ve bunu kanıtlayabileceğini belirterek teslim tarihinden itibaren 21. gün içinde yazılı olarak taşımacıya bir bildirimde bulunarak bu zararı isteyebilecekken, bu haklarını kullanamadığı, dava dışı her iki tarafında, hem işbu davanın tarafları olmadığı, hem de belirtilen süre içinde ihbarları yapmadığı anlaşıldığı, bu sebeple, taşıma sözleşmesinde taşıyıcı (taşımacı) olarak tarafı olan, davacı tarafın gecikmeden kaynaklanan bir tazminat yükümlülüğü bulunmadığı, konşimento talimatının dava dışı … Ltd Şirketi tarafından taşımacı davacıya gönderildiği, bu talimatla fatura bilgileri bölümünde faturanın Dünya Plastik Ltdi Şirketi adına düzenlenmesinin istendiği, bu konşimento talimatı dışında taşıma belgeleri içinde davalı şirket adına başka bir belgeye rastlanmadığı, fatura, CMR belgesi, transit refakat belgesi, ticari fatura, dolaşım belgesi dava dışı … Şirketi adına düzenlendiği, bu itibarla her ne kadar taşımacı ile arasında cari hesap ilişkisi kurulmuş olsa da davacı ile davalı arasında taşıma sözleşmesinin bulunmadığı, … San. ve Tic. Ltd. Şti .yukarda anlatılan sebeplerle, taşıma sözleşmesine taraf bulunmadığı, bu yüzden taşıma sözleşmesinden kaynaklanan hakları kullanamayacağı, konşimento talimatında, ( bu talimatı gönderen, taşıyıcıya göndermiştir) adına fatura düzenlenecek tüzel kişilik olarak … Ltd. Şti.ni belirtildiği, davalı … ile davacı arasında taşıma sözlşemesi kurulmadığından davalı … Ltd. Şti. Gecikmeden kaynaklanan itiraz ve defi’leri kullanma hakkının olmadığı, davalı tarafın, gecikmeden kaynaklanan itiraz ve defileri kullanamayacağı açıklandıktan sonra, borçlu olduğunu kabul ettiği ve varlığını ikrar ettiği fatura bedelini ödemesi gerektiği belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Uluslararası karayolu ile gerçekleştirilen taşıma sonucunda davacı taşıyıcı firmanın navlun bedeline hak kazandığı konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Davalı tarafça her ne kadar gecikmeden dolayı ceza faturası ödemek zorunda kalındığı iddia edilerek davalı tarafa yansıtma faturası düzenlendiği ve alacağın mahsup edilerek bakiye miktarın ödendiği iddia edilmiş ise de bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı şirket taşıma sözleşmesinin tarafı değildir. Dava dışı firmanın talimatı üzerine adına faturaların düzenlendiği firmadır. Talimat veren firma taşıma sözleşmesinin tarafıdır. Bu durumda davalı şirket tarafından gecikme nedeniyle ceza bedeli ödendiğine dair savunmasının geçerli olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 1.b.1 maddesi gereğince reddi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 662,05 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.