Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1595 E. 2023/1111 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1595
KARAR NO: 2023/1111
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25.09.2019
NUMARASI: 2016/647 E. – 2019/726 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkete sigortalı … A.Ş’ye ait … seri numaralı … marka yuvarlak örgü makinasının, 25/08/2015 tarihinde hasarlandığını, işbu olay sebebiyle müvekkili şirketin, eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak sigortalısına 07/12/2015 tarihinde sigorta tazminatı ödediğini, gerek sigortalı yetkilerinin beyanı, gerek ekspertiz raporundaki tespitlere göre, davalının Türkiye mümessili/imalatçısı/satıcısı vs olduğu makinenin imal edilmesi gereken nitelikleri taşımadığı, bu yüzden zararın meydana geldiği, hasara, makinenin imalat hatasının sebebiyet verdiği anlaşıldığını, yapımcı, imal edip piyasaya sürdüğü maldaki ihmal ve kayıtsızlık sonucu oluşmuş yapım hataları nedeniyle kişilerin uğradıkları zararlardan BK.’nın 41.maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca sorumlu olduğunu, zira imalatçının hatalı mal üretmesinin hukuka aykırı bir eylem olduğunu, daval tarafın da makinenin ilgili olduğu markanın mümessili olması sıfatıyla, işbu makine hasarından üretici gibi sorumlu olduğunu, yine davalı ile sigortalı arasındaki ilişkisi gereğince davalı mümessilin satışını yapmakla yükümlü olduğu halde, bu yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, mukavemeti düşük malzeme ile üretim yaparak müvekkillerinin sigortalısını zarara uğrattığını, bundan başka, davalı alıcının iğfali hükümleri uyarınca da sorumluluğu bulunduğunu, müvekkilleri … Sigorta A.Ş. Gereğince sigortalısının haklarına halef ve temliknameye binaen de temlik alacaklısı olduğundan, davalının sorumluluğunu karşılayan alacak için rücu hakkı doğduğunu, huzurdaki dava açılmadan önce, davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası ile takip yapıldığını, davalı tarafça işbu takibe itiraz edilmesi üzerine huzurda ki işbu davanın açılması yoluna gidildiğini ,icra takibine karşı yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ederek, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan vaki itirazın iptali ile takibin devamına, 6.706,80 TL’nin ödeme tarihi olan 07/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline yargılama giderleri ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; Dava dilekçesinde belirtilen … seri numaralı … marka yuvarlak örgü makinasının, üreticisi “… Tessili”firmasının ne satıcısı, ne imalatçısı, ne de makinayı satan veya üreten firmanın ticari mümessili olduğunu, davacı sigorta şirketi tarafından müvekkil şirkete gönderilen rücu talebine karşı ilk olarak 20/01/2016 tarihli yazılarında daha sonra müvekkil şirket aleyhine haksız olarak başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde, hasarın meydana gelmesine sebebiyet verdiği iddia olunan örgü makinasının müvekkili şirket tarafından üretilmediği, satılmadığı, garanti verildiği bir makine olmadığının açıkça belirtilmiş olmasına rağmen davacı sigorta şirketinin müvekkili şirkete karşı ısrarla husumet yöneltilmesini anlayamadıklarını, davacı sigorta şirketi tarafından dosyaya sureti sunulan fatura ve leasing belgelerinden dava konusu makinanın … A.Ş tarafından yurtdışından … firmasından ithal edildiğinin belli olduğu, davanın mümessile karşı değil mümessil kimi temsil ediyor ise de ona karşı açılması gerekeceğinden böyle bir davanın her halükarda … A.Ş ile … karşı açılmasının gerektiği, 2013 yılı mayıs ayı içinde satıldığı anlaşılan örgü makinasında 2015 yılı ağustos ayı içinde meydana geldiği anlaşılan arızasının da kullanıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı veya garanti kapsamında ve süresinde olup olmadığı hususunda da hiçbir tespit ve bilgi de bulunmadığı, davacı tarafından haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak açılan işbu itirazın iptali davasının reddine, müvekkil şirket aleyhine haksız ve kötüniyetle icra takibi başlatan ve itirazın iptali davası açan davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötü tazminatına ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … ANONİM ŞİRKETİ , borçlunun … A.Ş. borcun 6.706,80 TL diğer asıl alacak ve 113,46 TL geçmiş gün faize ilişkin olduğu, … nolu 07/12/2015 tarihli 6.820,26 TL tutarında borçlunun sorumluluğunu gerektirir şekilde meydana gelen hasar bedelinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin ilamsız takip olduğu, 05/02/2016 takip tarihli ödeme emrinin 15/02/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 16/02/2016tarihinde, süresi içerisinde borca itiraz ettiği görülmüş, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 08/06/2016 tarihinde açıldığı, İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin geçmediği anlaşılmaktadır. Alacaklı … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ vekilince süresi içerisinde açılan bu davada, İİK madde 67 uyarınca alacaklının genel hükümler çerçevesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerekmektedir. Alacaklı, davacı şirkete sigortalı … A.Ş’ye ait … seri numaralı … marka yuvarlak örgü makinasının, 25/08/2015 tarihinde hasarlandığı, işbu olay sebebiyle sigortalısına 07/12/2015 tarihinde sigorta tazminatı ödediği ve davalının Türkiye mümessili/ imalatçısı/ satıcısı vs olduğu makineni imal edilmesi gereken nitelikleri taşımadığı, bu yüzden zararın meydana geldiği, davalı tarafın da makinenin ilgili olduğu markanın mümessili olması sıfatıyla, işbu makine hasarından üretici gibi sorumlu olduğunu, davalının sorumluluğunu karşılayan alacak için rücu hakkı doğduğunu iddia etmişse de, gerek dosya kapsamındaki deliller incelendiğinde ve değerlendirildiğinde, gerek Prof.Dr…., …, … ve Prof.Dr….dan’dan oluşan bilirkişi heyetinin 12/03/2018 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda ve 29/04/2019 tarihli ek raporunda da belirtildiği üzere, davalı taraf hasarlanmış olan makinenin üreticisi olmayıp, satın alınan makinelere teknik servis hizmeti vermekte olup, hasarlanmış makinenin üreticisi/satıcısının ticari temsilcisi olmadığı, davalı ile üretici/satıcı firma arasında da aralarında acentelik ilişkisinin de bulunmadığı anlaşıldığından uğranılan zarardan sorumlu olmayacağı kanaatine varılmakla…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece rapor ve ek rapora istinaden davalı tarafın hasarlanmış olan makinenin üreticisi olmadığı, satın alınan makinelere teknik servis hizmeti vermekte olduğu, hasarlanmış makinenin üreticisi/satıcısının ticari temsilcisi olmadığı aralarında acentecilik ilişkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, kararın yerinde olmadığını, usul ve yasaya aykırı olduğunu, TBK 547.madde gereğince ticari temsilcinin tanımı ve yetki verilmesinin düzenlendiğini, işletme sahibinin ticari temsilcilik yetkisinin verildiğini, ticaret siciline tescil ettirmek zorunda olduğunu ancak ticari işletme sahibinin ticari temsilcinin fiillerinden sorumluluğu için tescilin yapılmış olmasına bağlı olmadığı hükmünü içerdiğini, internet sitesinde mümessili olan firmalar arasında dava konusu hasar gören makinenin bulunduğu, …Tessili şirketinin de olduğunun açıkça görülmesine rağmen raporda gerekçesiz şekilde internet çıktısının yeterli görülmeyeceğinin mütalaa edildiğini, internet sitesi görsellerinin davalının mümessil olduğunu gösterdiğini, dava dışı şirkete ilişkinin net olarak tespiti için yazı yazılması taleplerinin hiçbir surette dikkate alınmadığını, davalı tarafın makinenin servis hizmetini vermesinin ekspertiz raporunda tespit edildiği üzere davalı şirket ile onarım hususunda görüşme sağlanması davalı tarafından makine satış bedelleri hakkında bilgi verilmesi vs. davalı şirketin muamelelerde bulunduğunu gösterdiğini, Anayasa Mahkemesinin birçok kararında belirtildiği üzere bir beklentinin hukuken koruma görebilmesinin ön koşullarından birinin beklentinin haklı beklenti seviyesine ulaşması olduğunu belirterek, eksik incelemeye dayalı olduğunu iddia ettiği kararın kaldırılmasını ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, Leasing Uzun Süreli Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, sigorta poliçesinin varlığı, sigortalı makinenin hasarlanmış olması, hasara ilişkin servis hizmetinin davalı şirket tarafından yerine getirildiği ve davacı sigorta şirketi tarafından gerekli bedelin dava dışı sigortalıya ödendiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, hasar bedelinden davalı şirketin sorumlu olup olmadığı, davalının dava dışı şirketin ticari mümessili olup olmadığı, bilirkişi raporu ve ek rapor değerlendirilmelerinin ve kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir.Dosya kapsamından, dava dışı … AŞ ile davacı sigorta şirketi arasında sigorta ettiren dava dışı … Ltd Şirketi olan ve söz konusu şirket ile dava dışı sigortalı arasında gerçekleştirilen Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında sigorta poliçesi düzenlendiği, 24.11.2015 tarihli hasar ekspertiz raporuna göre, teminat altında olan … marka yuvarlak örgü makinesinin ekspertiz tarihinde faal olduğu, makineden sökülmüş bir adet silindir ünitesinin muhafaza edilmekte olduğu, silindir pilatin kanallarında derinlik farklılıklarının olduğu, yapılan görüşmede makinede dokunan kumaşta hatalar meydana gelmesi üzerine yetkili servisin çağrıldığı, servisin yaptığı incelemede makine silindir ünitesi pilatin kanallarında aşınmanın meydana gelmiş olduğu ve silindirin yenisi ile değişmesi gerektiğinin kendilerine bildirildiği bilgisinin alındığı, daha uygun fiyata satın alınarak sorunun çözüldüğü, söz konusu silindirin 86 cm çapında çelik malzemeden imal edildiği, üzerine açılmış olan çok sayıda aynı derinliğe ve genişliğe sahip iğne ve platin kanallarının bulunduğu, hasar sebebi konusunda yetkili servis tarafından bildirilen silindirin düşük sertlik düzeyinde imal edildiği bilgisinin hasar sebebi olarak kabul edildiği, hasarın üretim hatasından meydana geldiğinin belirtilerek tespit edilen hasar miktarı toplamının 6.706,80 TL olduğunun ifade edildiği, ayırca hasarın üretim hatası sonucunda meydana gelmiş olması nedeniyle mümessil firma olan … AŞ’ye rücu imkanının mevcut olduğunun belirtildiği, rapora hasar fotoğraflarının ve davalı şirket tarafından düzenlenen 24.08.2015 tarihli servis rapor örneğinin eklendiği, servis raporunda makinenin imal yılının 2013 olduğu yapılan incelemede silindir platin kanallarında düzensiz aşımda olduğunun tespit edildiği, bu aşınmadan dolayı makinenin üretmiş olduğu kumaşta yoğun bir şekilde izlerin oluştuğu ve kaliteli kumaş üretimi yapılamadığı bu sebeplerden dolayı makinenin silindir (kovanı) değiştirilmesi gerektiğinin belirtildiği, söz konusu makineye ait dava dışı Pilolelli Macchine Tessili tarafından düzenlenen 19.07.2013 tarihli fatura örneğinin mevcut olduğu ayrıca dava dışı şirket tarafından 25.08.2015 tarihinde dava dışı finansal kiralama sözleşmesinin tarafı olan şirket adına söz konusu yeni alınan makine parçasına ait toplam 9.770,40 TL fatura örneğinin olduğu, sigorta şirketi tarafından 07.12.2015 tarihinde 6.706,80 TL hasar bedelinin dava dışı sigortalı … AŞ’ye banka havalesi yoluyla ödendiği, davacı şirket tarafından ödeme sonrasında davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 05.02.2016 tarihinde 6.706,80 TL asıl alacak ve 113,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.820,26 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takibe ve borca itiraz ettiği, davacının ise İİK 67.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. 12.03.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacının dava dilekçesinde, davalının hasarlı makinenin Türkiye Mümessili olduğunu, davalının mümessil olması nedeniyle de dava konusu hasardan dolayı sorumlu bulunduğunu belirttiğini, davalı vekilinin ise davaya karşı vermiş olduğu cevapta; dava dilekçesinde belirtilen … seri numaralı yuvarlak örgü makinesini üreten ve satan firmaların davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerden anlaşılacağı üzere de, …. şirketi olduğu, davacı tarafından cevaba cevap dilekçesinde bahsi geçen ve ekinde İnternet çıktısı sunulan …nin ise tamamen başka bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin ana ticari faaliyetinin bu firmaların ürünlerine teknik servis ve yedek parça hizmeti verdiğini, Türk firmalarının/fabrikaların bizzat kendileri tarafından veya dava konusu olayda olduğu gibi leasing firmaları aracılığı ile satın alınan ürünlere, sonrasında teknik servis hizmetinin müvekkili şirket tarafından verilmesi halinde dahi, bu makinelerin üretim hatalarından müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olamayacağını, müvekkili şirketin arızalı makinanın satıcısı, üreticisi, garanti vereni, yahut arızasının tamirini yapan veya gerekli yedek parçasını temin eden de olmadığını bu nedenle haklarındaki davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, 6762 Sayılı TTK’nın 119. maddesi gereğince davalıya aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule salahiyetli olduğu, bu gibi mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acentenin müvekkili namına dava açabileceği gibi acenteye karşı da aynı sıfatla dava açılabilmesinin mümkün olduğu, buna göre davalıya doğrudan doğruya dava açılması mümkün olmadığı, açılabilecekse ancak asile izafeten açılması mümkün olduğu, dava dosyası içinde bulunan belgelere göre davalının makineyi İmal eden firmanın acentesi veya temsilcisi de olduğu ispatlanmamış oluğundan davalının sorumlu bulunmadığı sonucuna varıldığı, bunun yanı sıra 2013 imalat yılı olan makinene de 2015 yılında yapılan inceleme de silindir platin kanallarında düzensiz aşınma olduğu tespit edilmiş olup bu aşınmanın kullanımdan da kaynaklanması mümkün olabileceğinden imalat hatası olduğu tespitine de katılınılmadığı, rapor içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı şirkete sigortalı … A.Ş.’ne ait … seri numaralı … marka yuvarlak örgü makinesinin, 25.08.2015 tarihinde hasarlanmış olduğu, işbu olay sebebiyle davacı sigorta şirketinin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak sigortalısı … A.Ş.’ne 07.12.2015 tarihinde 6.706,80 TL sigorta tazminatı ödendiği, davalının hasarlanmış olan makinenin üreticisi olmadığı, satın alınan makinelere teknik servis hizmeti verdiği bu nedenle de dava konusu talepten dolayı sorumlu olamayacağı belirtilmiştir. 29.04.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; davalı şirketin hasarlanmış makinenin üreticisinin/satıcısının ticari temsilcisi olmayıp davacının uğradığı -zarardan sorumlu olmayacağı; davalı şirket ile üretici/satıcı firma arasında acentelik ilişkisinin bulunmadığı; acentelik ilişkisi bulunsaydı dahi, davalıya karşı ancak izafeten dava açılabileceği, davalının uğranılan zarardan sorumlu olmayacağı belirtilmiştir. Bilirkişi rapor ve ek rapor dosya içerisine uygun, yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece, bilirkişi raporu gereğince davanın reddine karar verilmiştir. TTK’nın halefiyet başlıklı 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Halefiyete dayalı olan rücu davası esas itibari ile sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Sigorta rücu davasında davacılık sıfatı halefiyet ilkesi uyarınca değişerek sigortacıya intikal ettiği halde, zarar sorumlusu olan davalı yönünden bu yönden hiçbir değişiklik olmamaktadır. Diğer bir deyişle sigortalıya karşı olan davalı sıfatı zarar sorumlusu yönünden sigorta rücu davasında da aynen devam etmektedir. Pasif dava ehliyeti olarak hiçbir özellik bulunmamaktadır. Dava zarardan sorumlu olana karşı açılması gerekecektir. Somut olayda, davacı sigorta şirketi tarafından davalı şirketin yurt dışında yerleşik durumda bulunan üretici firmanın ticari mümessili olduğu gerekçesiyle iş bu davayı yönetmiştir. Dosya içerisinde davalı şirketin servis raporu düzenleyen şirket olduğuna ilişkin servis raporu haricinde dava dışı şirketin mümessili olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge mevcut değildir. Davacı şirket tarafından davalı şirketin dava dışı şirketin mümessili olduğuna dair internet çıktı örneğini ibraz ettiği iddiasında bulunmuş ise de söz konusu çıktı örneğindeki adı geçen şirket dava dışı … AŞ şirketi olup ,bilirkişi rapor ve ek raporda da ayrıntılı şekilde söz konusu belgenin geçerli olmayacağı ve davalının meydana gelen hasardan dolayı sorumlu bulunmadığı ,sorumluluğu gerektirir herhangi bir durumunun mevcut olmadığı belirtilmiştir. Davalının TTK 547.maddesi gereğince dava dışı şirketin mümessili olduğu ispatlanamamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 1.b.1. maddesi gereğince reddi gerektiğinden aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.