Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1580 E. 2023/1224 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1580
KARAR NO: 2023/1224
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04.12.2019
NUMARASI: 2018/401E. – 2019/1151 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili banka ile davalı arasında Genel Kredi Sözleşmesi ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşmeler gereğince müvekkili banka tarafından davalıya çek taahhüt kredisi ve taksitli ticari kredi hesabı açılarak krediler kullandırıldığını ve çek yapraklarının verildiğini, davalı tarafın yapılan tüm uyarılara rağmen kredi alacağından doğan borçlarını ödemediğini, bunun üzerine Kahramanmaraş … Noterliği’nin 19.10.2016 tarih, … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafın müvekkili bankaya olan borcunun varlığının kesinleşen hesap kat ihtarnamesi ile sabit olduğunu, davalı tarafın hesap kat ihtarnamesine rağmen borcunu ödememesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın ödeme emrinde yer alan asıl alacak 21.142,65 TL haricindeki masraf, uygulanmış faiz, uygulanmış BSMV ve bu kalemler üzerinden hesaplanan icra giderleri ile avukatlık ücreti miktarına, faiz oranlarına itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalı tarafın itirazının yerinde olmadığını ve icra takibini sürüncemede bırakmak amacı taşıdığını, bu kötü niyetli itiraz üzerine müvekkilinin haklı alacağına ulaşamadığını %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, iddia ederek, davalı tarafın itirazının iptali ile takibin devamı ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; Müvekkili ile davacı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine istinaden anapara tutarı 55.500,00 TL olan 24 ay taksitli ticari kredi hesabı açılarak müvekkilinin kredi kullandığını, müvekkilinin 24 ay taksitli kredi borcunun 16 taksitini ödediğini ve ödeme planına göre taksitlerini düzenli olarak yatırarak davacı bankaya olan borcunu kapatmaya çalıştığını, ancak davacı tarafından kötü niyetli olarak hesap kat ihtarnamesi çekilerek müvekkilinin temerrüte düşürüldüğünü, müvekkilinin ödeme planına göre kalan anapara borcunun 22.965,75 TL olduğunu ve icra takibini sürüncemede bırakmak için borca itiraz etmediğini ve kötü niyetli olmadıklarını, müvekkilinin söz konusu takibin tamamına değil kısmi itirazının bulunduğunu, davacı bankaca uygulanan 22.293,48 TL’lik faizin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bankaca uygulanan faiz oranının %100 olduğunu, bu oranın emsal bankalarca uygulanan faiz oranına ve dürüstlük kurallarına aykırı bir oran olduğunu, taraflarca akdedilen bu sözleşmelerin TBK genel işlem şartlarına ilişkin hükümlere de aykırılık taşıdığını savunarak , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 144. maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulunun 16.10.2006 tarih ve … sayılı kararına istinaden Merkez Bankasının çıkarmış olduğu 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Somut durumda, genel kredi sözleşmesi imzalanmasından önce ön bilgi formunun imzalandığı, davacı tarafça kullandırılan kredinin niteliğinin ticari kredisi olması ve davalının ödeme planında imzasının bulunması ve kredi faiz oranından haberdar olduğu ve kabul ettiği, ayrıca 2006/1 sayılı tebliğ uyarınca davacı bankanın 27/03/2014 tarihli azami faiz oranlarını gösterir tabloyu TCMB sunduğu anlaşıldığından, genel kredi sözleşmesindeki faize ilişkin hükümlerin genel işlem koşulu niteliğinde olmadığına kanaat edilerek, davalının bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almakta olup, davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiği, takip konusu alacağın likit olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarının %20’sine tekabül den icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği.. ” gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasındaki 7.652,22 TL temerrüt faizi, 382,61 TL BSMV, 394,36 TL masraf olmak üzere toplam 8.429,19 TL’ye ilişkin itirazlarının iptali ile takibin 22.956,75 TL asıl alacağa %100 faiz ve faizin %5 BSMV’si işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve denetime elverişlilikten son derece uzak bir karar verildiğini, bilirkişi ek rapor alınmasının talep edildiğini ancak mahkeme tarafından taleplerinin reddedildiğini, mahkeme gerekçesinde dayanak olarak gösterilen 16.10.2019 tarihli ek rapora ilişkin itirazlarının irdelenmeyerek tartışılmayarak gerekçesiz ve dayanaksız bir hüküm tesis edildiğini, aleyhe olan kısımların kaldırılması gerektiğini, bankanın dava konusu edilen alacak miktarının eksik hesaplandığını, davalı borçluya 19.10.2016 tarihinde hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, hesabın tamamının kat edilmiş olduğunun ihtar edildiğini, hesap kat tarihinden itibaren takip tarihine kadar yıllık %100 temerrüt faizi üzerinden faiz hesaplanması gerektiğini, buna rağmen bilirkişi tarafından her bir taksit tarihinden ödeme yapılan tarihe kadar sadece taksitte belirtilen ana para üzerinden faiz hesabı yapılmasının son derece hatalı olduğunu, ayrıca kat ihtarnamesi ile de hesap kat tarihine kadar işlemiş olan faizinde ana paraya eklenerek takip tarihine kadar temerrüt faizi işletilmesi gerektiğinin son derece sabit olduğunu, bilirkişi tarafından sadece ana para üzerinden hesaplama yapıldığını, kredi taksitlerinin ödenmemesi halinde ödeme planında belirtilen faizler ile birlikte tüm borcun muaccel hale gelecek kuralının ise gözardı edildiğini, ayrıca davalının borçlarını yapılan tüm uyarılara rağmen 19.10.2016 tarihli hesap kat ihtarnamesi ve ekinde 2 adet hesap özetinin keşide edildiğini, bilindiği üzere süresi içerisinde itiraz edilmeyen hesap kat ihtarnamesinin 2004 sayılı İİK’nın 68/B maddesinde belirtilen belgelerden sayıldığını, Yargıtay içtihatlarının bu yönde olduğunu, yasal sürede itiraz edilmeyen hesap kat ihtarındaki alacak miktarının kesinleşmiş olduğunu, müvekkili banka tarafından uygulanan faiz oranlarının yasaya usule ve hakkaniyete uygun olduğunu iddia ederek aleyhe kısımlarının kaldırılmasının davanın tüm talepleri yönünden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, genel kredi sözleşmesinin varlığı, davalı kredi müşterisi tarafından takibe karşı faiz ve ferilerine yönelik kısmi itirazda bulunulmuş olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, mahkeme gerekçesinin ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına yöneliktir. Dosya kapsamından,12.06.2014 tarihinde davacı bankanın Beylikdüzü Şubesi ile davalı kredi alan müşteri arasında 300.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 8.maddesinde faiz, komisyon, vergi, fon ve masraflara yer verildiği, 8.3.maddede, bu sözleşme ile açılan kredi ve hesaplara mürekkep faiz yürütüleceği ve faizler vergiler ile fonlarında her yıl 31 Mart, 30 Haziran. 30 Eylül, 31 Aralık tarihlerinde kredi vadesi sonunda usulünce tahakkuk ettirilerek banka tarafından müşterinin hesabına borç yazılacağı, 21.maddede borcun muaccaliyeti başlığı ile borcun muaccel kılınmasının banka tarafından kredinin kat edilmesine bağlı olan cari usulde işleyen kredilerden müşterinin bankaca hesabın kesilmesinden yahut sözleşmenin feshedilmesinden itibaren borcu tamamen kapatıncaya kadar temerrüt faizi ve faizin gider vergisi ile birlikte ödeyeceği vb hususlara yer verildiği, 22.maddede, temerrüt faizi ve diğer mali yükümlülükler başlığı ile, müşterinin muaccel olan veya muaccel sayılan kredi borcuna temerrüt faizi uygulanacağının temerrüt faizinin ise sözleşmede farklı bir oran belirtilmediği sürece kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari olan bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği, en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %100 ilavesiyle bulunacak oran üzerinden hesaplanacak oran olduğunu, ödeyeceği bu faizler yanında fon , vergi, harç vb mevzuat veya sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer mali yükümlülüklerinin mevzuat değişikliği ile sonradan getirtirilecek her türlü vergi ve yükümlülüklerinin, yasal takip giderleri, vekalet ücreti ve her türlü mali külfetlerini de ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği, sözleşmeye ekli olarak kredi borcunun geri ödenmesine dair protokol ve geri ödeme planının düzenlendiği, davacı banka tarafından Kahramanmaraş … Noterliğinde düzenlenen 19.10.2016 tarihli ihtarname ile kredi sözleşmeleri gereği hesabın 17.10.2016 tarihi itibariyle kat edildiği, 45.598,59 TL nakdi kredi alacağının bulunduğu, kredi sözleşmelerine istinaden gayrinakit krediler nedeniyle 1.200,00 TL gayrinakit alacağının bulunduğu belirtilerek kredi sözleşmeleri gereği 45.598,59 TL nakti borcun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 saat içinde fiili ödeme tarihine kadar işleyecek faiz gider vergisi, sair ferilerle birlikte ödenmesinin talep edildiği, davacı banka tarafından 27.03.2014 tarihinde TC Merkez Bankası Bankacılık Genel Müdürlüğü Finansal Kuruluşlar Müdürlüğüne bildirilen yazıda, kredi işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlarının belirtildiği, 27.03.2014 tarihi itibariyle kredi yıllık azami faiz oranlarında değişiklik yapılmış olduğunun ifade edildiği, kredi yıllık azami faiz oranları bildirim formunda ise 0-12 ay vadeli 12-24 ay vadeli 24 ay ve üzeri vadeli krediler için 13.03.2014 yürürlük tarihinden itibaren %50, 27.03.2014 yürürlük tarihinden itibaren %30, 01.10.2013 tarihinden itibaren %24 vb oranların bildirildiği, davacı banka tarafından kat ihtarında belirtilen alacakla ilgili olarak 21.142,65 TL asıl alacak, 394,36 masraf, 22.293,48 TL uygulanmış faiz ve 1.114,68 TL uygulanmış BSMV olmak üzere toplam 44.945,17 TL alacak ile birlikte 1.200,00 TL olmak üzere gayrinakdi risk olmak üzere 46.145,17 TL alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 30.06.2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, takibe ekli olan ticari kredi ödeme planında ana para tutarının 55.500,00 TL, kalan ana paranın 22.956,75 TL olarak gösterildiği, faizin ise %1.4000 şeklinde belirtildiği, davalı borçlu tarafından takibe karşı itiraz edilerek itiraz dilekçesinde ödeme emrindeki faiz oranı ve miktarlarına 22.293,48 TL ile 1.114,68 TL uygulanmış BSMV miktarı ve asıl alacağa eklenen bu kalemler üzerinden hesaplanan icra gideri ve avukatlık ücretlerine itiraz ettiğini, 24 taksidin 16 taksidini ödediğini, en son 23.05.2017 tarihinde ödemede bulunduğunu, kalan ana para borcunun 22.956,75 TL bankaya 1.200,00 TL gayrinakti riskinin bulunduğunu belirterek toplamda 24.156,75 TL borcu olduğunu, faiz oranı ve miktarının çok yüksek olduğunu belirterek kısmi itirazda bulunduğu, davacının ise İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü ise iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. 11.12.2018 bilirkişi heyet raporunda, davacı banka ile davalı kredi borçlusu arasında imzalanan 12.06.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, davalıya nakit ve G.Nakit Çekle işleyen ticari nitelikte kredi hesabı açılıp kullandırıldığı. davacı banka ile davalının 22.10.2015 tarihinde Kredi Borçlarının Geri Ödenmesine dair Protokol ve Eki Geri Ödeme Planı akdedildiği, anılan bu krediler nedeniyle borç tespit tarihi 22.10.2015 itibariyle … BANK A.Ş’ne 55.500,00,-TL borçlarının bulunduğunu, borçlu taraf kayıtsız şartsız, kesin ve gayrikabili rücu olarak kabul ve ikrar ettiği, tüm borçlarını Bankanın TCMB’na bildirmiş olduğu en yüksek kredi faiz oranına bu oranın yüzde yüzünün ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi, faizin gider vergisi ve diğer ferileriyle ödeyecekleri yazılı beyanda bulunulduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın GKS’den doğan geri ödeme borcunda temerrüde düşülmesine bağlı olarak faiz oranının hukuka uygun olup olmadığı. bu bağlamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın GKS’den doğan geri ödeme borcunda temerrüde düşülmesine bağlı olarak faiz oranının hukuka uygun olup olmadığı. bu bağlamda faize ilişkin hükümlerin TBK m. 120’de yer alan sınırlamalara tabi olup olmadığı, anılan sınırlamalara tabi olmadığı kabul edilse bile sözleşmenin GİK içerip içermediği, faize ilişkin hükümlerin bu kapsamda denetime tabi olup olmadığı hususlarından ibaret olduğu, davalının gerçek kişi olduğu, dosya kapsamındaki GKS ve Sözleşme Öncesi Bilgi Formunu … Gıda … kaşesi ile imzaladığı, buna göre, gerçek kişi tacir olarak değerlendirildiği, gerçek kişi tacirlerin işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyic ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına elverişli olmadığı hallerde adi iş söz konusu olacağı, dosya kapsamından davalının tacir ve davacı banka ile yaptığı hukuki işlemlerin ticari işletmesiyle ilgili olmadığını gösterir bir belgeye rastlanmadığı, şu halde taraflar arasında ticari nitelikli 12.6.2014 tarihli GK$ ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin söz konusu olduğu, taraflar arasındaki 22.10.2015 tarihli geri ödeme protokolüne göre, her bir geri ödemenin belirli vadeye bağlandığı, anılan vadelerin mali incelemede de tablo halinde belirlendiği, belirli vadeye bağlı borçlarda, vadenin dolması ile borçlunun ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düştüğü (TBK m. 117), davacının, davalının hesap kat ihtarnamesine itiraz etmemesi hususunun borcun varlığını ve miktarını kayıtsız şartsız kabul ettiği anlamına geldiği yönündeki beyanının yerindeliğinin mahkemenin takdirinde olduğu, Somut olayda da temel hukuki sorunun davacı tarafça talep edilen temerrüt faizi oranının hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplandığı, TBK’de yer alan sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranlarına ilişkin sınırlamaların ticari işlerde uygulanıp uygulanmaya cağının doktrinde ve yargı kararlarında tartışmalı olduğu, anılan görüşlere ve farklı yönlerdeki mahkeme kararlarına raporun içeriğinde yer verildiği, mahkeme tarafından TBK m. 120’de yer alan temerrüt faizi oranı sınırlamasının ticari işlerde uygulama alanı bulmayacağına karar verilmesi halinde taraflar arasındaki GKS’nin GİK açısından değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlığa konu GKS’de GİK bulunduğu sonucuna ulaşıldığı, davacı tarafından 12.6.2014 tarihli Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun davalı tarafından … Gıda Kaşesi ile imzalandığının belirlendiği, şu halde davacı bankanın davalıya sözleşmeleri verdiği ve içerikten bilgi sahibi olmasını sağladığının anlaşıldığı, bu nedenle uyuşmazlık konusu hükmün yürürlük denetiminden geçtiğinin kabul edilmesi gerektiği ve yazılmamış sayılma yaptırımının uygulanamayacağı, yürürlük denetiminin ardından içerik denetiminin yapılması gerektiği, takip tarihi 22.06.2017 itibarıyla; davalı …’dan, davalı kabulü (21.142,65,-TL Nakit * 1.200,00,-TL G.Nakdi çek) dışında, 12.001,83,-TL Temerrüt faizi, faizin “*45’i 600.09,-TL Bsmv ve 394 36.-TL masraf olmak üzere toplam alacağı bulunduğu, bankanın tespitleri üzerinde kalan 22.293,48,-TL’lik uygulanmış faiz talebinin yerinde olmadığı, mahkemenin kabulü halinde takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 21.142,65,-TL masraf üzerinden, %100 nispetinde bir faiz ile bunun % 5 i gider vergisi ile birlikte tahsilinin istenebileceği belirtilmiştir.Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz edilmiştir. 16.10.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda, bankanın kayıtlarını yansıtan, ödeme planı incelendiğinde, 23.05.2017 tarihinde ödenen 16, taksit sonrasında davacı bankanın davalıdan 22.956,75,-TL ana para alacağının kaldığının görüldüğü, davacı banka tarafından 22.06.2016 taksit ödeme tarihinden başlayarak 22.02.2017 tarihine kadar olan döneme ilişkin taksitlerin gecikmeli ödenmesinden kaynaklanan gecikme tutarı ve ödeme planında belirlenen adi faiz tutarlarını birlikte tahsil etmiş olduğunun ödeme planından görüldüğü, bu tespitler kapsamında, 23.05.2017 tarihinde ödenen, 22.02.2017 tarihli kalan ana para tutarı 22.956,65,-TL’ye takip tarihi 22.06.2017 tarihine kadar %100 temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplama sonucunda, takip tarihi 22.06.2017 itibariyle, davacı bankanın 22.956,75,-TL asıl alacak (Davalı kabulünde) 7.652,22,-TL temerrüt faizi, faizin %5 382,61,-TL BSMV, 394,36,-TL masraf olmak üzere davalı kabulü dışında davacı bankanın toplam 8.429,19,-TL faiz alacağı hesaplandığı, davacı bankanın tespitlerimiz üzerinde kaları 22.293,48,-TL’lik uygulanmış faiz talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi ek raporuna itiraz ederek yeniden ek rapor alınmasını talep etmiştir. Mahkemece, raporun yeterli ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin rapor alınmasına yönelik talebi reddedilerek yukarıda yer verilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi heyet raporu ve ek raporu dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi , sözleşme hükümleri ile ödeme planı, sözleşme kapsamında davacı banka tarafından TCMB’ye bildirilen faiz oranları üzerinden yapılan hesaplamaya göre hüküm tesis edilmesinde ve raporda bu hususların değerlendirilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Dava İİK m.67 gereğince açılmış itirazın iptali davası olduğunundan, davacı vekilinin İİK m.68 de düzenlenen itirazın kaldırılmasına dair maddeye yönelik iddiaları iş bu davanın konusunu oluşturmadığından tartışma konusu yapılmamıştır. Davalının kat ihtarına cevap vermemiş olması iş bu davada ihtarın içeriğini kabul etmiş sayılması sonucunu doğurmayacaktır. İİK m.68/b maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen düzenleme İİK m.68 gereğince açılan itirazın kaldırılmasına dair yargılamada değerlendirilecektir. Bilindiği üzere ,itirazın iptali davasında borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olmaksızın savunmada bulunabilmektedir. Bu nedenle davacı vekilinin somut davada uygulanma yeri bulunmayan madde metni gereğince aksine iddiaları yerinde kabul edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 1.b.1 maddesi gereğince reddi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 161,05 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.13.07.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.